konuya önce feminizmin anadolu coğrafyası içindeki konumuna bakarak başlamak gerekir.
erken cumhuriyet evresinde ve mustafa kemal atatürk önderliğinde kadının seçme ve seçilme hakkını elde ettiği 1934 tarihine kadar bu topraklarda feminizm var olmuştur.

ilk feminist önderlerden nezihe muhittin 1931 basımlı kitabı olan türk kadını’nda şöyle yazar;

“cumhuriyet yürüyecek ve kadınlık hayatına dair bir çok ışıklar serpecektir. siyasal hakkımızın verildiğini kutlayacağımız gün uzak değildir”.

türk kadın hareketleri, o dönemdeki feminist çabalar milli karakterli görülüp, türk milliyetçileri tarafından desteklenmiştir.

türk kadınlarının, çoğu avrupa ülkesinden önce bu haklara sahip olması, neredeyse tüm dünyanın dikkatini çekmiştir. bu bağlamda avrupa ülkeleri, totaliter rejimlerin baskısı altında kavrulurken tüm dünyadan feministlerin katıldığı 12. uluslararası kadınlar birliği kongresi 1935 yılında türkiye’de gerçekleşmiştir. bu konuda kapsamlı bir sinan meydan makalesini aşağıya ekledim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gelelim 12 eylül 1980 darbesi sonrası bugün feminist hareketlerin geldiği noktaya.
elbette tüm dünyada neoliberal politikalar namuslu kavramların özünü emip posasını çıkardığı için bugün türkiye feminizmi alt metinlerinde kürtçülük yapılan bir marjinal harekete evrilmiştir.
sözlükte ve ülkede oluşan feminizm ve feminist düşmanlığının temelinde kanımca bu yatmaktadır.

türkiye’de kadına şiddeti meşru gören aklı başında tek bir türk erkeği olduğuna inanmıyorum.
fakat meydanlarda yapılan feminist hareketlerin iç dinamiklerine bakınca muhafazakar anadolu insanının neden tepki gösterdiğini az çok anlayabiliyorum. bir kaç bol takipçili feminist örgütün paylaşımlarına bakınca bu gerçeklik daha parlak bir hal alıyor. detaylı bir tarama ile sizler daha radikal kürtçü oluşumların sözde kadın hakları temalı paylaşımlarını bulabilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

öte yandan kadının sosyal yaşamın her yerinde olduğu ülkemizde sözde kadın duyarı kasan bu oluşumların tek bir kadın polisten, tek bir kadın askerin şehadetinden, başarısından bahsettiğini veya karşılaştıkları zorlukları dile getirdiğini göremezsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

demem o ki, türkiye’nin aydın türk kızları ve türk kadınları arka planında ihanetten başka bir çaba gütmeyen bu kürtçü dernekleri terketmeli ve kendi bağımsız örgütlenmelerini başlatmalıdır.

"ey kahraman türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."
mustafa kemal atatürk

kaynak 1

kaynak 2

kaynak 3
devamını gör...
(bkz: türk feminizm hareketi)
devamını gör...
ne yazık ki olmayacak bir durumdur. feminist örgütlerin çoğu ( feminizm yazıp geçerek edit öncesi büyük ayıp etmişim yorumları okurken fark ettim şöyle düzelteyim burayı), sokak hayvanları üzerinden oluşan mama mafyası, lgbtq+ dernekler ülkede bölücü yapılanmaların, anti-türkçü, bölücü ideolojilerin esiri halindedir. kadın hakları mücadelesinde ne kadar kadınlar haklı olsa bile bunu marjinal hale getirip sakine cansız gibi bir leşi ikon haline getirme derdindedir. son ''onur yürüyüşü'' sürecinde tarihte olmayan bir devletin varlığı ile ilgili absürt sloganlar atmışlar, ters kelepçe yiyince bakın lgbtq+ bireylere saldırılıyor diye yaygara yapmışlardır.

türk kadınları propaganda ve diaspora ile ilgilenmiyor bu çok büyük bir eksik. bakıyorsun diğer diasporalara kadınları deccal gibi her koldan saldırıyor ve nihai hedefe hizmet ediyor ama biz bu konular ile ilgilenmiyoruz dolayısıyla bu konuda geride kalıyoruz.
devamını gör...
asenalar börteçine avlıyor..

tengri ıslah eylesin amen..
devamını gör...
başlığı okuduğumdan beri türkçü feminizm nasıl bir şey bunu anlamaya çalışıyorum.

bir kadın için muhatabı olan kadın türkse değerli değilse sömürülebilir mi yani anlamadım.

feminizm sosyalist bir söylem. dünyanın bütün işçileri birleşin demiş ya marx, bence kadınlar da etnisiteden dinden millici olma kaygısından önce kadın olmak için kadın dediğin neyse onun için birleşmeli.

biz erkekler bu konuda inanılmaz bir birlik içindeyiz. ortalamada erkek için kadınlar söz konusu olduğunda üç aşağı beş yukarı hepimizin düşüncesi aynı yerdedir ama kadınlar böyle değil.
devamını gör...
feminizm derken hangi çeşit feminizm kime göre neye göre feminizm? herkesin kendine ait bir görüşü var.
devamını gör...
türkler, islam'dan önce gayet de medeni ve feminist bir toplumdu. feminizm, aslında kadın ile erkeğin eşitliğini savunmakta olup feminazilik değildir.
yadsınamaz acı bir gerçektir; türk kadını, kendisini erkeğin kölesi olarak gören siyasal islam'a karşı türkçü feminist örgütlenmesini başlatmalıdır.
devamını gör...
feminizm belirli bir etnik kökene mensup kadın ve erkekler için değildir. o zaman feminizm olmaz.
yaşasın enternasyonal kadın dayanışması.
edit: imla.
devamını gör...
türkiyede feministler enternasyonal kadın dayanışması diye apo itinin "jineloji" dediği şeyi savunduğu için olması gereken olay. zaten türkiyede ilk feminist hareketler özellikle milliyetçi camiadan çıkmıştır.
devamını gör...
solcular, feminizm akımını bilerek veya bilmeyerek başka yerlere çekiyor ve bu kutsal hareketimizi baltalıyorlar.

-yaşasın türk kadını!

-yaşasın türkçü feminizm!
devamını gör...
apocu feminizm yerine elbette milliyetçi, ulusçu feminist hareket (yerlilik, millilik esasına dayanan feminist hareket) benimsenmeli ve savunulmalıdır.

atatürk'ün türk kadınına verdiği değerden ilham almalı ve bu temelden hareketle kadın hareketini yükseltmeli, büyütmeliyiz...
kadın hareketi ancak bu sayede nüfuzunu geniş kitlelere ulaştirabilecektir.
kadınlarımızı kuru sözlerle başımıza taç etmeyi bırakıp kadın ve erkekler olarak mücadelemizi göstermeliyiz...

bizim mücadele azmimizin dayanabileceği temeller bizde mevcuttur. oradan buradan bir şeyler ithal etmemize gerek yok. büyüklerimizin bize bıraktığı miras üzere hedefimizi büyütmeli ve kadınlarımızı her alanda güçlendirmeliyiz. türk kadının hiçbir şekilde mağduriyeti kabul edilemez.

kadınlar bu toplumun ikinci sınıf vatandaşları olarak görülemezler. öyleyse en temel vazifemiz kadınlara yönelik haksızlıkları ve eşitsizlikleri tespit ederek toplumda kadın erkek eşitliğini sağlayabilmek ve kadınların mağduriyetlerine sebep olan her türlü engeli ortadan kaldırmaktır...

ne mutlu türküm diyene!!!!
devamını gör...
ikinci dalga feminizmin kadınların iş ve eğitim hayatına katılımı, eşit işe eşit ücret, şiddetle mücadele vs temel argümanları bugün zaten anaakım oldu. türkiye'de pratikte nasıl olduğundan bağımsız sağ partiler tarafından da kabul edilen, yasalarca güvence altına alınmış, formel olarak devlet politikası haline gelmiş durumda. mesela bu durumun öncesinde, laik "eski türkiye"de zina suçu vardı, evli insanların eşleri dışında kişilerle cinsel ilişki yaşaması cezaya tabiydi. medeni kanun erkeği ailenin reisi olarak tayin ediyordu. batı dünyasında da aşağı yukarı böyle, sağcılar, kürtaj haricinde çoğu ikinci dalga feminist argümanı benimsiyor.

ayrışma ise kesişimsellik meselesi (farklı etnisite ve cinsel yönelimlere sahip kadınların patriyarkadan farklı boyutlarda etkilendiği düşüncesi) ve cinsiyetin nasıl tanımlanacağı (iki cinsiyet vs akışkan cinsiyet, self-ıd) üzerinden ortaya çıkıyor. batı dünyasındaki güncel feminist hareket, kendini kadınlık üzerinden tanıımlamıyor, önüne arkasına bir şey koymadan "feminist" de demiyor kendilerine trans ve queer hareketleri. hem egemen sınıf, hem de aktivist takımı arasında yukarıda bahsedilen konuların dallanıp budaklandığı bir "çatışan feminizmler" durumu söz konusu, çocuklarda cinsiyet geçişi, ergen cinselliği tartışmaları, t'yi atıp kendine "lgb" diyen hareketler vs vs.

"milliyetçi feminist" gibi garip görünen bir olguyu ortaya çıkaran konjonktür kabaca bu şekilde işte.
devamını gör...
feminizm, geniş anlamda din, dil, ırk vb ayırdetmeksizin, milliyetine bakmaksızın kadın kimliği ve haklarını savunmayı hedeflemiyor mu. enternasyonal (sizin tanımınızla kökü dışarda) bir hareket değil mi. türk feminist olabilir var zaten de, türkçü feminizm nasıl olacak peki.. diyelim laz arnavut kürt boşnak kadınlar onları ilgilendirmeyecek mi.
dediğiniz, milliyetçi kadın örgütlenmesi olur, feminist bir örgütlenme olamaz ki. feminizm cinsiyet faktörünü ulus faktöründen önce gören önemseyen bir hareket. eğitimli kültürlü kariyerli dindar bayanlar da örgütlüler ama istanbul sözleşmesinden çıkılmasına karşı çıkamadılar hatta savundular gördünüz.
edit: birilerince feminizm yeniden tanımlanmaya çalışılııyor; yetmiyor oturma organı elementleriyle ilgi iddia sahibi olanlar da fikrediyor.. ilginç..hadi hayırlısı..!
devamını gör...
yazar burada başka etnik kökenleri ayrıştırın demiyor. cidden oturma organından element uydurmak bir spor olsaydı herhalde olimpiyat şampiyonu olurduk. denilmek istenen kadınlarımızın örgütlenmesi gerektiği ve nasıl ki kuş severler, mandalinaya tapanlar toplanıp bir amaç için bir şeyler yapabiliyorsa türk kadınları da tüm kadınlar için daha bilinçli bir örgütlenme yaratabilir diyor. mesela kürt kadınlar da yörelerindeki kadın sorunu için bir örgütlenme yaratabilir çünkü bu sorunları ilk elden en iyi onlar biliyordur. başka insanlar, kadınlar da bu bilinçlenme mücadelesine destek verir. feminizm genel olarak sadece kadınların değil ezilen tüm insanların yanındadır.
devamını gör...
bir kere feminizm kadınların üstün olduğu gibi fikirle hareket eden insanlar grubu.
buda kadın milliyetçiliği. ya türk milliyetçisi olursun yada kadın milliyetçisi.
kürtler türk milliyetçisi kürt örgütlenmesi yapsın demek gibi bişey bu söylediğin.

yaw he he...
devamını gör...
ismide halide edip adıvar hareketi olsun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türk kadınının türkçü feminist örgütlenmesini başlatması gerekliliği" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim