türkiye

çok eskiden mavi gözlerin aydınlattığı bir masal gibiydi, eskiden kabus gibiydi, şimdi de kabus gibi.

bayrağını sevdiğimin ülkesi*

rezil bir mimariye sahip ülkemiz. geçen kızılay'da sabahattin ali'nin 11 yıl yaşadığı söylenen yeri gördüm, biraz etrafına baktım ve orada sabahattin ali ile alakalı gördüğüm tek şey sabahattin ali'nin orada yaşadığını söyleyen bir tabelaydı. bunun dışında bir şey görmedim, geriye kalan her şey alakasız. şehirlerimiz mimari zevkten, bütünlükten uzak, sırf insanlar yaşasın diye inşa edilmiş düzensiz binalardan oluşuyor.

istanbul ise daha felaket. zaten mimari zevki geçtim, daracık alanda 15 milyon kişi yaşamaya çalışıyor. deprem olsa bu derme çatma binalara belki yardım bile gelemeyecek. istanbul'da cidden bu arada çok güzel bir mimariye sahip olabilirdi. ancak istanbul, şehirleşme sonucu devlet arazilerine bina yapanlar ve siyasilerin sırf oy için bu soyguna ses etmemesinden bugün istanbul rezil bir hal aldı. şahsen bence ülkemizin şehirlerini kademeli olarak yıkıp tekrar inşa etmeliyiz.

geçen denk geldiğim bir sokak röportajında adam diyor ki; " türkiye'nin her karış toprağı kanla sulanmıştır. kutsal toprakları kutsayanlar arap seviciliğini bırakıp, bu toprakları kutsasınlar. asıl bu topraklar kutsaldır."
oğuz ataydan bir alıntı bırakıyorum izninizle.
"herkes bir şeyler yapabilsin diye biz, bir şey yapmamak suretiyle, hep sizler için bir şeyler yapmaya çalıştık."
ilgili bir bölümü de ekliyorum okumak isteyen olur diye. günümüz türkiyesinde bulunduğumuz hali ifade etmiş kendileri.

ülke boka batmış ve git gide daha da kötüleşiyor. 2000 li yılların başını hatırlıyorum tabi o zamanlar yaşım küçüktü ilkokula gidiyordum çok güzel ortam vardı terör azdı, mülteci muhabbeti yoktu, insanlar daha rahat yaşıyordu, yaşam standartları iyiydi. fiyatlar alıp başını gitmemişti. şimdi ise gelinen noktada kimsenin kimseye tahammülü yok insanlar kavga etmek için sebep arıyor. farklı görüşlere saygı kalmamış. insanlar en ufak olayda bile cinayet işliyor. bir daha asla o günlere dönemeyeceğiz kimse kendini kandırmasın hatta bu günleri mumla ararız.

yobazistan.

türkiye : dünyanın en adaletli ülkesi (!) .

ateistinin tacizci olduğu ve dışkısını yediği, dincisinin deve sidiği içip tarikatlarda çocuklara tecavüz ettiği bir memlekettir.

ulke degil, acikhava timarhanesi. ogluyla kavga eden cocugu aglatarak ozur diletmek, bunu bir de cep telefonuyla kaydedip yayinlamak nedir ya?

www.ntv.com.tr/video/turkiy...

yaptigina bakarak muhtemelen hayatini tanimadigi erkeklerin cinsel arzularini tatmin ederek kazandigini dusundugum bu kadin, kendi cocugunu nasil yetistirir acaba?

ya iyi ki turkiye'de yasamiyorum. ya katil olurdum ya katil.

bizim 80'ler 90'lar türkiyesini kapalı zannedenler varmış, neler neler dönüyordu o dönem, ceylan'ın açtığı klüplerde dönen olayları, madonna dansçılarının gelip gösteri yapması, zeki mürenin erkek çocuklarını 24'de yakalamak için kulübü esir almasını, sırf eğlenmeye metallicanın 2019 isimli kulübe gelmesini, mad max temalı alanda çıplak bir erkeğin herkesin içinde duş alıp gösteri yapmasını, gay barları, adnan'ın tarikatının baskılarını ama o dönemki baskılarını, elleriyle çıplak dansçılar tuttuğu dönem heh, halk televizyonlarında yılbaşında çıplak kadın oynatmalarını falan ne çabuk unuttunuz. hadi biz görmedik tamamını ama bazıları geçmişi şlank diye kesiyor sanırım. bunlar harika olaylar diye anlatmıyorum, bizde bir dönem insanlar özgür olurken bir dönem abzorbe oluyor, ne verirlerse onu yiyoruz herhalde hemen geçmiş unutuluveriyor. bu bilgilere ulaşmamızı sağlayan, iyi bir araştırma yapan şokopop'a da teşekkürler.

asgari ücretin 2800 olduğu fakir ve yoksullukla mücadele eden ülkemsi.

bir tane oyuncu eskisi maço erkeğin ödül töreninde yaptığı patavatsızlıktan ve bir tane çaçaron bir kadın oyuncunun ukalalığından kocaman bir kavga, kocaman bir politik mesele ve kocaman bir kutuplaşma cephesi çıkarabilenlerin ülkesi.

dandirik bir ödül törenindeki dandik bir münakaşanın ardından konu birden istanbul sözleşmesi, kadın cinayetleri, hdp, pkk, abdullah öcalan, feminizm, aktivizim, politikaya falan geliyor.
herkes hemencecik taraf oluyor. siyasetçiler, aktivizm örgütleri, politik figürler falan ortaya çıkıyor. inanılmaz gerçekten.
halktan birilerinin çıkıp bu şaklabanlara ve bu kan emicilere siz kimsiniz ulan deyip meseleyi kapatması gerekirken konu nerelere geliyor.

çok sıkıldım bu ülkeden gerçekten.

https://youtu.be/qdm8gxtf48y?t=395

asıl kuruluş tarihi 1037 olan ülke.

güzel vatanım ama adalet kelimesinin a sı yok.

herkesin yaşadığı ülkeye laf ettikten sonra yaşadığım ülke olan ülke. ulan bu ülke iç savaşta mı? askeri darbe mi oldu? suriyeliler mi ayaklandı? israil'le savaşa mı tutuştu? neden para biriminin götü başı ayrı oynuyor bu ülkenin lan? ne biçim bir ülke olduk emenike. ulan her gün sıçan bir para birimi olur mu? hiç mi olumlu bir gelişme yaşanmaz bir ülkede ya?

diyecek bir sey bulamıyorum, ama istemsizce kendimi bu başlıkta buldum, espiri yapacak halim bile kalmadı.

t: yaşadığım dunya ülkesi

kendi öz vatandaşları hariç herkesin refah içinde yaşadığı ülke.

kerhane gibi bir yer. ben de sermayesiyim işte.

son 1 haftada iyice fakirlesen halkınin olduğu vergi ülkesidir.

nami değer muz cumhuriyeti.

lise mezunu cumhurbaşkanı.
içişleri bakanlığı hakkında bir makale bile okuyamamış bir içişleri bakanı.
gücünü halkın üzerinde kullanan polis.
ışid ve benzeri oluşumları destekleyen yapılar.
ekonomiden anlamayan adamların ekonominin başında olduğunu ülke.

sonuç: çıkar telefonunu diyen çizgili tişörtlü ve kafasında beyin yerine ayran taşıyan dayılar.