türkiye

cidden bu kadar güzellikleri olup bu kadar imkanı olup nasıl kendi insanına cehennem oluyor bu ülke hiç anlamıyorum.

derdi hiç bitmeyecek gibi görünen bahtsız ülkem. suriye'de htş-sdg gerilimi iyice tırmanırsa bu defa daha ağır bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmamız bir yana, halihazırda ise insan kaçakçıları, türkiye'ye afganları, pakistanlıları sokuyor.

bunlar yetmezmiş gibi, abd ile israil'in de ülkemize yönelik karanlık planları var. kısacası, hiç huzurlu bir gün göremeyeceğiz bu etmenler nedeniyle.

edit: demografik çöküşü, kültürel erimeyi ve yabancılarla yapılan evlilikleri dâhil etmedim bile.

rahmetli yaşar nuri öztürk ölmeden evvel ne söylediyse gerçekleşiyor... fatura ödenecek. daha durun, bunlar iyi günleriniz derdi hep.. hiç şaşmayan bir yasa vardır, allah aklını kullanmayan toplumlara müstahak oldukları türlü belalar gönderir. derdi.
öyle görünüyor ki 100 yıl evvel yaşananlar toplumun hafızasında uzak bir geçmişin hikayesi kadar soluk...
kısacası vereceği kararların sonuçlarını hesap edebilecek olgunluğa sahip olmayan toplumlar fatura ödemekten kaçamazlar.

aklını ve vicdanını zamanında işletemeyen toplumlar türlü sıkıntılara düşmeden, fatura karşılarına çıkmadan uyanamıyor. maalesef...

evlatlarına ihanet etmesi her rüzgarda yönünün değişmesinden değil türkiyenin. her rüzgarda yön değişir dünün makbulleri bugün düşman olur ama sebep bu değil.

bütün olumsuzluklarına rağmen içerisinde yaşamaktan keyif aldığım ülke. evet yoruyor, üzüyor belki ama vazgeçemiyorsunuz.

yurdumsun uçurum

abd ve israil tarafından iran'la savaştırılmasa bari. zaten halihazırda her açıdan kırılganız. üstüne bu alternatif planlarını devreye sokarlarsa bir taşla iki kuş vurmuş olurlar: hem iran'ı, hem türkiye'yi ele geçirip dağıtmak.

bir camianın fantezileri uğruna zedelenemeyecek, temelleriyle bu uğurda oynanamayacak kadar önemli bir ülkedir.

o kadar pahalı ki önceleri paso edirne'ye alışverişe gelen bulgarlar bile gelmiyor. turist sayısında da belirgin bir düşüş var.

geleceği erlik tarafından iyice analiz edilmiş, gerçek biçimde anlatılmıştır, dünkü erdoğan "yerel yönetim, adem-i merkeziyet ve eyalet" açıklamasını hatırlayın:

video

bana "komplocu, deli" gözüyle bakmanızı istemem ama türkiye bu küresel arenada yapayalnız. batı bloku da doğu bloku da türkiye'yi istemiyor. iran'ın büyük abileri var, israil'in büyük abileri var, ama biz bu dünyada her zaman olduğu gibi "tek tabancayız". bizim üzerimizde tek tehdit batı bloku değil, aynı zamanda rusya'dır. çin ve iran'ın allah bilir bizimle ilgili ne planları vardı...

son tahlilde, bir gerçeği ifade etmek gerekiyorsa, "türk'ün türk'ten başka dostu yoktur!" bu tarihî realiteyi kabullenerek, uyanık olmaktan başka hal çaremiz yoktur.

pek çok konuda yabancılara göre gerideyiz. boşuna millet yurtdışına gitmiyor.

ülke paki, suriyeli, afgan vs dolduğu ve üstüne kürt hakları geyiği bitmediği için türkler adına sosyal yaşam, ekonomik durum, hukuk vs kalmadığından dolayı yaşanılma seviyesi düşük ülke.
bir bakiyorsun parkta otururken kekonun biri gelip aniden kalbine bıçak falan sapliyor.

pütürge ilçemizin de içinde olduğu muntazam ülkemiz. pütürge'nin yüzü suyu hürmetine var. yaşasın pütürge. pütürge'yi çok sevdiğimi daha önce söylemiş miydim?

hiç iyi yerlere gitmiyor beyler. şu anki atmosfer fırtınadan önceki sessizliktir. ilerisi çok karanlık. en son celâl şengör'e bu soru candaş tolga tarafından sorulduğunda, "ben artık türkiye'de önümü göremiyorum." demişti.

böyle giderse yakında öz türkiyem kalmayacak. ortadoğuyla karıştırıdı iyice, tamamen asimile edilmeye çalışılınıyor. çok üzücü bir durum. her seferinde daha da gözümüze sokulurken biz öylece duruyoruz. sinirlendiren bi durum degil mi

her şeye rağmen bu kötü gidişatın karşısında dimdik duran ve bunu haykıran milyonlar da var. az değiliz yani. umudunuzu kaybetmeyin. öz türkiye'yi savunan tek bir kişi bile varsa karamsarlığa gerek yok. psikolojik oyunlara gelmeyelim. çok yakın bir zamanda başlayan ve devam eden türkiyeli değil türk akımı kasıp kavuruyor interneti. küçümsenecek bir şey değil.

güzel bir ülke. denizi güzel havası güzel dağları ovaları güzel.
bir açık hava müzesi. her yerinden tarih fışkırıyor.
çok çeşitli kültürleri var. yemekleri türküleri dilleri dinleri.
siyaset olmasa insanları bir şekilde bir araya gelebiliyor.
bakıyorum adam alkol alıyor. iki arkadaşım var böyle. alkol alıyor oruç tutmuyor namaz hiç yok.
bir din eksenli partiyi destekliyorlar. hatta desteklerken şeriat gelsin diyorlar. içki içenleri eleştiriyorlar. hatta bugün birisi bana şeyi gösterdi. bir askeri geçit töreni varmış. komutanlar izlerken viski içiyorlarmış. eski türkiye böyle bir yerken yenisinde komutanlar namaz kılıyormuş.
bunu diyenler alkol alıyor bayağı yani.
ama türbanlı hatta kara çarşaflı takkeli sakallı olup sol parti destekleyen atatürk ü seven rahmet dileyen insanlarda var. öyle arkadaşlarımda var. herkesin çevresinde vardır bunlardan.
türk olup kürtçü partileri hatta terör örgütlerini destekleyen var. kürt olup türk bayrağı için ölürüm diyen de var çok çok var.
ama insanlar şekilci işte ön yargıları var herkesin
herkesin doğruları var.
insanların giyim inanç vs neyi varsa rahat etmesi gereken bu ülke toksik bir bağnazlık ön yargı şekilci ayrımcılık içinde.
inanca saygı düşünceye özgürlük desen.
illa bir taraftan olmak zorunda bırakılan ülke.
geçmişimizle övünürken tarihi degerlerimiz arasında ayrımcılık yapabilen ülke.
olduğu gibi kabul edilmeyenlerin en çok olduğu ülke.
iletişimsizlik sorunu olan bir yer. kimse kimseyi ya duymuyor ya anlamıyor ya anlamak istemiyor duymak istemiyor.
insanları bir kalıba sokmaya çalışmak insanın kendisine hakarettir.
tıpkı yaratıcıyı bir allah i tek bir dinin tekeline mezhebine sıkıştırmak daraltmak kendi fikrine görüşüne hapsetmek allah ı küçültmeye çalışmak gibi.
allah herkesin allah ı ülke herkesin ülkesi.
illa bir yaratıcı fikri de olamayabilir ama onların allah ı var diyoruz. ülkesi de var.
kendimizi bildik bileli bu sorunların bu hesaplaşmalarin arasında debelenen ülke.
birbirlerini suçlayan dışarda gördüğümüz bu halk.