türkiye'de yaşamak

hayatta kalmaya çabalamaktır.

iki zıt anlam.

yurtdışından maaş alınıyorsa nispeten daha kolay olan durum.

19 yaşında alnında kırışıklıklar oluşması demektir. genetik değil sebebi tamamen bu ülke.

hiç stresli değildir.

yaşamak değildir de başka bir hayat bilmediğin için yaşamak sanmaktir.

hiç stresli değil.

bizimki yaşamak değil hayata tutunmaya çalışmak.

sadece ölmeyi beklemektir.
daha 5 yaşında iken ahiretini düşünüp seni kuran kursuna yollarlar. yüzme kursuna deĝil!
ama hayat seni boşlukta sallar.
kim beni öldürecek diye 6 ay sokağa çıkamazsın, uzun ve bol giymeden bir bakkala bile gidemezsin, saçlarını kestirdiĝinde akıl hastası olmakla suçlanırsın. dini ve ahlakı senin bedeninde ararlar. okursan seni soğuk biri sanırlar okumazsan bu ne cahillik derler. evlensen ne acelesi vardı derler , evlenmesen , bununla kimse evlenmiyor acaba sorunu ne ? derler. çünkü herkes evlenmek için doğmuştur !
türkiye ' de yaşamak diri diri gömülmektir.

yaşamak ölmekten hazin geliyor...

zulüm kere zulümdür. tc görmüş adamı cehennemle korkutamazsınız.

umudunu kaybetmemektir. kimi yurdunda kalıp daha güzel günler görmek için umut taşır, kimi de yurtdışına gideceği günü iple çeker. yani türkiye'de yaşamak her şekilde umut taşımaktır.

tabi buna yaşamak denirse.

var olmak ancak yaşayamamaktır.

evrendeki her şeyin ve herkesin hak ettiği form ve durumda olduğunu düşünüyorum. bu yüzden hiç kimse yaşadığı sorunların suçlusu olarak kendisinden başka kimseyi işaret etmesin. kadın ya da erkek fark etmez; bu ülkenin insan kalitesi ortada... kalitesiz bir toplum otomatik olarak kalitesiz yöneticileri, kalitesiz muhalefeti, kalitesiz kurumları, kalitesiz sanatçıları, kalitesiz eserleri, kalitesiz arkadaşları, kalitesiz ilişkileri, kalitesiz çocukları hak eder. bu durumdan şikayet edenler, durumu değil kendilerini suçlasınlar. herkes önce kendi kalitesini arttırsın. arttırsın ki kaliteli arkadaşlar edinsin, edinsin ki kaliteli ilişkiler yaşasın, yaşasın ki kaliteli çocuklar doğursun, doğursun ki kaliteli sanatçılar yetişsin, yetişsin ki kaliteli eserler üretsinler, üretsinler ki kaliteli yöneticiler seçilsin, seçilsin ki kaliteli kurumlar açılsın... açılsın ki böyle saçma sapan şikayet başlıkları açılmasın...

her şeye rağmen güzeldir. çünkü bir türk olarak bilirsiniz ki acısı ile tatlısı ile bu topraklar sizin yurdunuzdur. milletinizde ailenizdir. dünyanın neresine giderseniz gidin bacası tüten her evin içinde hem acı hemde tatlı şeyler yaşanır. inanıyorum, bir gün güzel yurdumda her şey çok daha iyi olacak.

pencereden kafanızı çıkarınca cebinizden para çıkması

36'42 kuzey paralelleri 26'45 doğu meridyenleri arasında gerçekleştirmenin zor olduğu eylem.

''yaşamak istemeyeceğin bir cennettesin artık.''

çok güzel bir ülkemiz var aslında. kültürel zenginlikler, zengin mutfak, üç tarafımız deniz, geniş ormanlık alanlar,yemişin her türü, çeşit çeşit bitki ve hayvanlar... istanbul gibi dünyanın en güzel şehri bizim topraklarımızda.

bu kadar güzel şeyi bok etmeyi nasıl becerdik?