roman / edebiyat
9.1 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

121.

- ben ölürsem küllerimi onun gamzelerine gömsünler olric.
- siz öldüğünüzde eğer gülüyorsa o küller okyanusa yakışır efendimiz.
devamını gör...
122.
okumak için büyük sabır ve araştırma gerektiğine inandığım kitaplığımdaki kitapları bitirip en son okuyacağım kitap umarım tutunuruz.
devamını gör...
123.
3-4 defa okumak için zorladım kendimi. 60-70. sayfayı geçemedim diye, çok üzülmüştüm. napalm, demek daha harcım değil.
devamını gör...
124.
yarım bırakma huyum olmadığı için bana işkence eden bir kitap.
devamını gör...
125.

"bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir, ama görülürken değil."

devamını gör...
126.
korsan basımdan okumuştum. kör oluyordum az kalsın. 12 sene olmuş okuyalı. başlığı görünce bir bakayım ne kadar dedim. 119 liraya gıcır gıcırını aldım. bir sayfada arka sayfanın harflerinden metni seçmeye çalışırken okumaya son. off gelsin de başlayıp bir senede okuyayım.

selim ışık'a olan aşkımız ve turgut özben'in mahvoluşa sürüklenişini bir daha ağlatarak okuyacağız demek ki.
devamını gör...
127.
tekrar tekrar okunması gereken bir (bkz: oğuz atay) klasiğidir



sen acıyı biriktirmeyi seversin olric.
sen biriktirmeyi seversin
hadi devam et şimdi
kuru yaprakları
deniz taşlarını
gözyaşını
sorulamamış soruları
senden kalan sesleri
yaşanamamış paylaşılmışlıkları
birlikte harcamak üzere
kalbinde biriktirilmiş zamanları
ve hüznü
ve özlemi biriktirmeye.

devamını gör...
128.
----------------------- alıntı --------------
tamtamına yarım yüzyıl önce doğmuş oğuz atay: 1934’te. 1977’de, 43 yaşında ölene dek, hızlı dönen bir dünyanın ne hızına, ne de ritmine ayak uydurabilmiş: harflerine sinen siyah ama ince alayı biraz kazıyın, herkes adına kanayan vandal bir yürek bulursunuz orada.
---------------------- alıntı -----------------
enis batur 1984
kitabın kaçıncı basımında bilmiyorum ama enis batur böyle yazmıştı onun hakkında.
devamını gör...
129.
hayatını yaz deseler ismi bu kitap olurdu.
devamını gör...
130.
"kişisel değer saydığımız şeylerin, toplumun baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız."

bunun anlamını anladığında değişik bir aydınlanma yaşıyorsun. ya da büyüyorsun . kısaca beni büyüten kitaptır.
devamını gör...
131.
kız tavlama işlerine alet edilen kitap.
devamını gör...
132.
... beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme...


ben burdayım oğuzcuğum atay.
devamını gör...
133.

yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım?
kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi.
kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
devamını gör...
134.
oguz atay in ilk romani. yeri cok baskadir:
“babam beni mektebe götürdüğünde,çantamla birlikte artık uzun hayat tecrübesini de omzumda taşıyordum.vatan denen bir şey vardı ki,çok iyi korunması gerekiyordu.bizler, her sabah hep bir ağızdan onu özümüzden çok sevdiğimizi, ant denen bir şey içerek haykırıyorduk.”

***

“dünyada bir tane kahraman bulunmalı. tek başına yaşayanlara cesaret vermek için.”

***

“önce kelime vardı” diye başlıyor yohanna’ya göre incil. kelimelerden önce de yalnızlık vardı ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık."

***

“yazık ki erkekler, şımartıldıkları zaman nerede durmaları gerektiğini çoğu zaman bilemezler.”

***

“herkesin istediği gibi yaşadığı uzak ülkenin özlemini duyuyorum.”

***

“neymiş efendim? hiçbir işin sonunu getirmemişim. siz başlamayı bile göze almadınız.”

***

“piyano çalmayı çok isterdim," dedi donuk bir sesle. "şimdi piyanoya oturur, kelimelerle ifade etmekte güçlük çektiğim bütün duygularımı, acılarımı tuşlara dökerdim. bazen şiddetli, bazen yavaş basardım onlara. kim bilir ne ince ayrıntıları vardır o dokunuşların?

***

“ne istiyorlardı senden selim? belki sen çok şey istiyordun onlardan. verdiğinin hiç olmazsa küçük bir parçası kadar birşeyler istiyordun. sonunda kaçıyorlardı. hayır, sen kaçıyordun. hayır kaçmıyordun: insana ihtiyacın vardı. insanı arıyordun canım kardeşim."

***

“-herkes geçer diyor. geçer mi olric? herkes ne bilir acımı. herkes ne bilsin acımızı. yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan iyiymiş gibi yapmaktan..nefes alıp onu içimde tutmaktan o nefeste boğulmaktan sıkıldım."

***

“çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. kimseyi yarı yolda bırakamam; bende ‘alçaklık’ korkusu var."

***

“en kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. yemeğe kal, dediler: kaldım. oysa, kalınmaz. onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. sonunda kalkıp gidilir. her söylenileni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.”

***

“bir silgi gibi tükendim ben
başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım
mürekkeple yazmışlar oysa..
ben kurşunkalem silgisiydim
azaldığımla kaldım..”

***

"çok konuşuyorum kendimle bugünlerde. ne yapayım? başkalarının sohbetinden hoşlanmaz oldum."

***

"kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

***

‘beni ya şımartın, ya da kapı dışarı edin!' diye bağırırdı. ‘yarı içtenliğe dayanmam zor benim.’

***

"yaşamamaktan yoruldum."

***

“beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna”

***

"ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok."

tutunamayanlar- oguz atay
devamını gör...
135.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


“yaşasın papatyalar; canım papatyalar. seviyorum sizleri. sizler ki bütün kış, toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen seriliveririsiniz ayaklarımızın altına. canımlarım benim. seviyorum sizleri insan kardeşlerim. durup dururken seviyorum işte. sevip duruyorum. kollarımı açıp büyün insanlığı kucaklıyorum. papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum.”
devamını gör...
136.

"yatağımın karşısında bir pencere var. odamın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

oğuz atay-tutunamayanlar

bu söz bana içimdeki benin bana zaman zaman söylediği şeyi hatırlattı;


"sen kötü bir şey olmaması için iyi şeylerden bile kaçıyorsun."
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tutunamayanlar (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim