21.
daha önce de belirttiğim gibi götürün beni aya dolayısıyla uzaya.
devamını gör...
22.
ben x'de her gün en az 150 kişiyi engellerim kurulduğundan beri. zamanla alışkanlığa döndü. haksız yere engellememek için, eğer adam engellenebilir bir tip değilse, "naber lan ibiş ahaha, yenge n'apıyo sıcak sıcak" yazıyorum, sövüyor, çakıyorum engeli.
sinir hastasıyım. f-90 dedi doktorum, yab dedi. ben onun yaygın anksiyete bozukluğu olduğunu bilmiyordum o an. göt olarak algıladım kısaltmayı, saldırdım doktoruma. boğazını çizdim bunun kedi gibi. ooh beter olsun herkes ölsün. bir kaç kişi zor ayırdı. beni bağladılar, taksiye atıp mashar osman'a getirdiler. damardan diazem'i alınca gülmeye başladım. tüm gece boyu tarkan'dan şımarık şarkısını söyledim. "seni gidi fındık kıraaaan" diye bağırarak yatağımı devirdim. bunu hemşire not almış. sorunlarımın kırılma noktasının o yaz olduğu ortaya çıktı. çünkü o yaz çok güzeldi. şımarık albümü çıktığında, beach volley oynardım kumlu kumlu bembeyaz kızlarla. ellerdim herkesin memesini. sonra dayak yerdim. o günleri özlüyor insan. langırt masası kırdılar üzerimde. sahilde ters çevrilmiş kayıklara oturup, ailemden gizli ılık kutu bira içer ve birayı engellerdim. kapağından sıkıca bastırır, çalkalardım birayı sinirimden. engelledim seni geber bira derdim biraya. duymazdı sesimi. sonra pufffs diye yüzüme köpük püskürtür, gidip bakkal ile kavga ederdim. bozuk bira sattığı için kızardım ona. evimizde şu an, bakkalı, televizyonu ve kurutma makinesini yasakladım. eşim de, çim biçme makinesi ve örümcek adam'ı yasakladı. oğlumuz gizli gizli sentetik boya içiyor şimdiden. doktorum aynı. seviyor beni o adam. beni anlayan tek kişi o. bazen engelliyorum bunu seansta, sonra "şaka şaka ehehe" diyorum, gözündeki mutluluğu görmek bile her şeye değer.
sinir hastasıyım. f-90 dedi doktorum, yab dedi. ben onun yaygın anksiyete bozukluğu olduğunu bilmiyordum o an. göt olarak algıladım kısaltmayı, saldırdım doktoruma. boğazını çizdim bunun kedi gibi. ooh beter olsun herkes ölsün. bir kaç kişi zor ayırdı. beni bağladılar, taksiye atıp mashar osman'a getirdiler. damardan diazem'i alınca gülmeye başladım. tüm gece boyu tarkan'dan şımarık şarkısını söyledim. "seni gidi fındık kıraaaan" diye bağırarak yatağımı devirdim. bunu hemşire not almış. sorunlarımın kırılma noktasının o yaz olduğu ortaya çıktı. çünkü o yaz çok güzeldi. şımarık albümü çıktığında, beach volley oynardım kumlu kumlu bembeyaz kızlarla. ellerdim herkesin memesini. sonra dayak yerdim. o günleri özlüyor insan. langırt masası kırdılar üzerimde. sahilde ters çevrilmiş kayıklara oturup, ailemden gizli ılık kutu bira içer ve birayı engellerdim. kapağından sıkıca bastırır, çalkalardım birayı sinirimden. engelledim seni geber bira derdim biraya. duymazdı sesimi. sonra pufffs diye yüzüme köpük püskürtür, gidip bakkal ile kavga ederdim. bozuk bira sattığı için kızardım ona. evimizde şu an, bakkalı, televizyonu ve kurutma makinesini yasakladım. eşim de, çim biçme makinesi ve örümcek adam'ı yasakladı. oğlumuz gizli gizli sentetik boya içiyor şimdiden. doktorum aynı. seviyor beni o adam. beni anlayan tek kişi o. bazen engelliyorum bunu seansta, sonra "şaka şaka ehehe" diyorum, gözündeki mutluluğu görmek bile her şeye değer.
devamını gör...
23.
havayolu sanki hia.
devamını gör...
24.
zamansız kelebek. kanatsız kelebek değil ki, elbette uçacak/uçurulacak. *
devamını gör...