üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur

özgürlük kisvesi altında herkese siyasal islamı kabul ettirmeye çalışmak bu olsa gerek. insanların yumuşak karnınına dokunmayı pek seversiniz gerçi. iğrençsiniz.

oldukça haklı beyan. devlet, vakti zamanında inanan insanlar çocuklarını okula göndermesin diye binbir çeşit halt yememiş gibi ailelerin suçlanması anlamsız. yok okula başı kapalı giremez, yok imam hatibe giderse üniversiteye gidemez vs. tüm bunlar yaşanmamış gibi üniversitelerdeki başörtülü sayısının az olmasını ailelere bağlamak adilane değil.

eğer bugün üniversitelerdeki başörtülü sayısı halk genelindeki dağılımı yansıtmıyorsa bunun sebebi faşist, kemalist, laik sistemin vakti zamanında yaptığı zulümlerdir, o kızcağızların aileleri değil... insanları mağdur ettikleri için özür dilemedikleri ve hatalarından dönmedikleri müddetçe daha çokkkk kakılır kafalarına o yedikleri haltlar hiç kusura bakmayın.

ülkedeki çoğu eve, evdeki ebeveyn sayısı kadar maaş girer sayın altun.
bu da sizin evinizin temsil konusunda bile apartheid düzeyinde olduğunu gösterir.

-bu arada bir kelime öğrenmiş onu da yanlış kullanmış, onu not etmeden geçemeyeceğim.

lisans eğitimi görmüş başörtülü kadınların yüzdesi araştırılsın bakalım sonuçlar ne diyor.
zorla başörtüsü taktıktan sonra namusum kurtuldu diye sevinen bağnaz zihniyet.
ayrıcaa başörtülü kadınların yüzde kaçının zorla taktığı da araştırılsın derim!

hala açık kapalı tartışması mı yapıyorsunuz, ayrıca kapalı açık ne ya şişe kapağı mı bu? başörtülü, başörtüsüz vb. demeyi tercih etseniz...

başımda örtü yok, peki benim özgürlüğüm nerde? % 50 de bari ehh diyelim. her yerde mağdursun be teyzecim yazıkk

başörtülüleri pek de akademik kariyer yaparken görmüyoruz. genelde zengin ev kadını kocişinin hatunu olmaya çalışırken görüyoruz. o sebeple bahsedilen yüzdeye ancak bunu söyleyen kişi gibi ulaşılabilir.

bu konuyu tartışmak bile yanlış.

bu açıklamaya göre, üniversitelerde özgürlük olabilmesi için başörtülü/kadın oranının 70/100 olması, bu orana ulaşana kadar da bir kısım kadınların başını örtmesi gerekiyor. bu konuda rektörler yetkilendirilip kadınların başını örtmesi sağlanarak üniversiteler özgürleştirilebilir kanaatimce.

akademideki kadın sayısından haberi yok hanımefendinin. üniversiteye hoca olan da makale yazmayı bilmediği için türbana giriyor zaten. bunların özgürlük dediği şey bu galiba. çünkü özgürlüğün sözlük anlamı bu islamcıların özgürlük tanımlamasıyla örtüşmüyor.

mesele başörtüsü, özgürlük vs. meselesi değildir. ekte görüleceği üzre; buradan, buradan mesele sınıfsaldır. başörtüsü meselesi üzerinden toplum hala kamplaştırılmak istenmekte, erk sahiplerinin iktidarının devamı hedeflenmektedir. yarattıkları suni mağduriyetlerle iktidarını perçinleyen bir grup insan, sıradan vatandaşın hayatında herhangi bir zenginlik, refah, iyileşme yaratamamış aksine daha fakir, daha muhtaç, daha mutsuz, daha çaresiz olmasına yol açmıştır. kendi yarattıkları sanal düşmanlar la savaşıyoruz görüntüsü altında dünyalıklarını yapan bazıları ekte görülen çaresiz, fakir, öfkeli, muhtaç halkın ise yalnızca geleceğini karartmıştır.

birçok şeyle beraber özgürlüğü, kendinden olanların kayrıldığı veya çoğunlukta olması sanan bir zihniyetin ürünü olan açıklama.
bu zihniyet bir şeye sahipse o iyi değilse kötüdür. misal vermek gerekirse bir rantın kaymağını kendileri yiyebiliyorsa hak, yiyemiyorsa haram olması gibi.
"kız çocuğu okumaz" diye kızları okula göndermiyor olmalarına rağmen çoğunlukta olmayı istemeleri de ayrı bir komedi.

suni gündem yaratmak amacıyla yapılmış bir açıklama gibi görünse de bilinçaltında önemli bir mesaj yer almaktadır. aslında üniversitedeki kadınların yüzde 70'inin başörtülü olması 'gerektiği', ideal ve normal durumun böyle olduğu ifade edilmek istenmektedir. peki meseleyi neden üniversitelerle ve kadınlarla kısıtlayalım? şüphesiz üniversiteler hakkında böyle düşünen biri, misal devlet görevlileri hakkında da (açıkça dile getirmese de) "memurların yüzde 70'i muhafazakar olmalı" diye düşünecektir.

işte akp'nin 20 yılda liyakatın altına üstüne getirip mülakatı baş tacı etme sebebi burada yatıyor. işte müslümanız deyip hak yemenin motivasyonu burada. çalışıp didinen çocuklar yerine tarikat yurtlarında yetişenlerin işe girme sebebi. milleti bir bütün olarak göremeyen sizsiniz işte. başörtüsüne göre ayrım yapan sizsiniz.

peki ne oldu fatmanur hanım? niye 20 yılda akıntıyı tersine çeviremediniz, niye çok istediğiniz halde üniversitedeki kadınların yüzde 70'i başörtülü değil? bir nesli karanlığa gömdünüz, tarikat şeyhlerinin peşinde kul ettiniz. düşünemez, sorgulayamaz, öğrenemez hale getirdiniz. derdiniz üniversitelerin niteliği değil, eğitim kalitesi değil, gençlerin geleceği değil, derdiniz başörtülü oranı. ben size pratik bir yol söyleyeyim, üniversite sınavına da mülakat şartı getirin. bitti gitti işte.

çünkü özgürlük bir fikri dayattıkça güzel(!)

o ülkede eğitim yoktur diye düzeltilmesi gerektiğini düşündüğüm haksız iddia.

bu cümleyi kuran, kendi fikirleri olmayan yancı şahıs, bu işlerin dış görünüş, dil, din, mezhep, ırk ve cinsiyetle değil zihniyetle olduğunu kavrayamayan, kafasının dışını değil içini kapatan insandır.

dikkate almamanız gereken homo erectus argümanlarından birisidir.

mağduriyet çeşmesinin son damlalarından birisi. zannediyorum toplumun her kesiminde bu kadar avantajlı hale gelmiş bir topluluk üzerinden dünyanın hiç bir yerinde bu seviyede bir mağduriyet hikayesi yaratılmıyordur. toplumun gerçek gündemi ekonomi ve hukuktur, geçiniz bunları.

üniversiteler ne kadar özgür ki? dedirten açıklamalardır. yıl kaç oldu, başörtüsünü siyasi argüman olarak kullananlar bitmedi. yazık.

kime göre neye göre acaba ülkedeki kadınların %70 i türbanlıymış?

üniversite içinde bulunan kadınların başörtülü olma oranı bir özgürlük kriteri olamaz. özgürlük kriterinin, kişinin istediği şekilde yaşama hakkının ne oranda sağlandığı olmalıdır.