üniversiteye hazırlananlara tavsiyeler

siz yok hazırlanmayın yok sınava girmeyin diyenleri dinlemeyin...
sosyal medya hesaplarınızı kapatın, alayı yalan dünyalar.
hangi meslekle uğraşmak istiyorsunuz önce onu keşfetmeye çalışın, gerçekten insanın sevmediği işi yapması zor hele mezarda emeklilik söz konusu iken.
üniversitenin sizi hayata da hazırlayan bir kurum olduğunu unutmayın ve mümkün olduğunca kültür aktivitelerinin olduğu şehirleri seçmeye çalışın.
sırf üniversiteye giricem diye dandik merdiven altı üniversitelere veya sırf anadolu esnafı kazansın diye açılan devlet üniversitelerini tercih etmeyin.

çok çalışıp sonra da fazla ümit bağlamayın bazen çalışsanız da olmaz yani sınav anı herşey olabilir.

herkes hazırlanmayın, diplomalarınız bir işe yaramayacak falan demiş ama zaten üniversite diplomaları bir sğredir hiç bir işe yaramıyordu.

3.5 ortalama ile 4 senede makine mühendisliği bitirmiş arkadaşım askerden gelince garson olarak işe girdi. çünkü ne dil öğrendi, ne proje yönetimi, ne de kendine bir şeyler kattı.

artık herkes formül ezberleyebiliyor, herkes hocaların dediklerini aklında tutabiliyor. devir değişti, boğaziçi'nden de odtü'den de mezun olsan çok bir şey farketmiyor . mülakata daha erken çağrılırsın belki. lütfen bu dediklerine kimse alınmasın.

bunları söyleme amacım, diploma artık sadece bir çıraklık belgesi değerinde. dil öğrenin, kitap okuyun, farklı ülkelerin kültürlerini öğrenin ve en önemlisi de sosyal becerilerinizi geliştirin. o zaman diplomanızın bir değeri olacaktır, nereden mezun olursanız olun.

son olarak, umutsuzluğa kapılmayın. ilk senemde üniversiteye gidemedim, gittiğim ilk sene bölüm değiştirdim, okuduğum bölüme 1.5 yıl ara vermek zorunda kaldım ailevi sebeplerden dolayı ve geçen hafta italya'dan iş teklifi aldım . zaman herkes için farklı akar, siz denemeyi bırakmayın yeter.

17 yaşıma geri dönsem asla üniversite okumaz, yollara düşer bu ülkeden kaçardım. ha sonra işler yoluna girerse döner gelirdim. ama en güzel, en hayalperest, en çalışkan yıllarımı hayat pahalılığı ve mutsuz insan yüzleri görerek heba etmezdim.

insanlar ne çok yazmış. iki üç cümlede benden olsun. ben şahsen okumanın her zaman avantaj olduğunu düşünüyorum. şöyle düşünün; okumasanız dahi gençlik yıllarınızı çalışarak geçireceksiniz ve alacağınız maksimum para asgari ücretin bin lira üstü olur. ha çok becerikliyseniz bir iş yeri açar oradan yürürsünüz, ee zaten becerikli adam yanına bilgiyi de kattımı yapamayacağı şey yoktur. illa boğaziçi, odtü okuyacaksınız diye bir kuralda yok, bu ülkede hala orta üstü ve orta düzey eğitim veren ve iyi kapılar açan eğitim kurumları da mevcut. benim tavsiyem eğer çok istediğiniz bir bölüm yoksa bilişime yönelmeniz. türkiye'de ve dünyada da çok büyük bir açık var bu sektörde, kendinizi iyi yetiştirdikten sonra giremeyeceğiniz iş yok diye düşünüyorum. üniversite okurken boş beleş gezmeyin yeter. dil öğrenin, yazılım dillerini öğrenin, office programlarını öğrenin. hangi alanda ilerlemek istiyorsanız ona odaklı çalışın yoksa boşa çalışmış olursunuz. hadi bu çetin yolculukta size başarılar.

geçen sene ikinci defa hazırlandığım hala kabuslarıma giren şeydir sınava hazırlanmak vereceğim tavsiye şudur hedefiniz belirli olsun hazırlandığınız süre boyunca yaptığınız netlere göre sürekli değişiyor zaten ama gerçek bir hedefiniz olursa vazgeçmemek için daha da çalışıyorsunuz. yapamadığınız derslerden kaçmayın ertelemeyin; o dersi yapmak zorundasınız sevsenizde sevmesenizde yeri gelir ağlayarak o soruları çözmeye çalışırsınız, sistem bize bunu layık görüyorsa bizde uymak zorundayız. belirli planınız olsun o plana uyun konu odaklı değil soru odaklı ilerleyin. sosyal bilgilerde konuları ezberlemek yerine çalıştığınız konulara yorum yapmaya çalışın, türkçede uzun yazıklar makaleler tezler bilimsel yazıları okuyun üzerine düşünün. sayısal için bir şey diyemiyorum kelin ilacı olsa başına sürerdi.

bölümleri iyice araştırın puanınızın yettiği bölümleri değil okumak istediğiniz bölümleri yazın.
üniversiteye gittiğinizde sürekli ve bolca gezin.

hazırlanmayın. zaman kaybı .kesin bilgi yayın

üniversite biz de çok sınıfsal bakıldığı için önemli gibi geliyor. bir de okumayınca arkamdan mal herhalde baksana bi sik okuyamadı demesinler diye okunuyor. kendinizden eminseniz bir projeniz fikriniz varsa okumayın yoksa okuyun en azından üniversite mezunu işsiz olup devlete söversiniz. o da güzel yani şahsen ben yapıyorum. bir şey değişiyor mu yooo ama elden bir şey gelmez ki

üniversite hayatına adım atmak için heyecanla bekleyen şekerparelerimiz için elbette benim de birkaç tavsiyem var:

öncelikle sırf üniversite okumuş olmak için üniversite okunmaz. geçmişi ve geleceği olmayan dandik bölümleri okuyup, bitirip bi de vay efendim atanamadım iş bulamadım diye ağlamayın. bunu unutmayın, bir hedef belirleyip o hedefe yönelik çalışın.

test mantığını öğrenin. bazı soruları çözebilmek için okuma yazma bilmek yeterlidir. gerisi test mantığıyla gelir. kendinizi geliştirin. bol bol soru çözün.

okuma hızınızı artırın. böylelikle sınavınızı erken bitirip geri kalan sürede yapamadığınız sorulara bolca vakit ayırabilirsiniz. bir arkadaşım bu şekilde kazanmış oradan biliyorum. *

şehir dışında okumak güzeldir, büyükşehirde okumak daha da güzeldir ama bundan daha önemlisi kaliteli bir eğitim görüp sağlam bir gelecek inşa etmektir. haritaya bakarak tercih yapmayın.

öptüm.

okuyabileceğiniz ve bitirebileceğiniz en iyi bölümü kazanana kadar bu sınava girmekten çekinmeyin. isterseniz 4. kez girdiğinizde kazanın, bir şey fark etmiyor.

ocak 1'den sonra tyt'yi sadece denemelerle götürün derim sınavı ayt kazandırıyor (tabii bu dediğim tyt'yi en az bir kere baştan sona bitirmiş insanlar için geçerli bir kere baştan sona çalışmak lazım)

paranız yoksa şehir dışında okuma hayalleri kurmayın.

sosyal medyadan uzak durun. bu bataklık sizi çeker içine sonra hayaller güzel yaşamak olurken hayatlar ise sürünmek olur. kendiniz bilirsiniz gençler lakin elinize mesleğinizi almadan önce bayağı bi ter dökeceksiniz, emek olmadan yemek olmuyor. yaşadık yani bunları.

hayvan gibi çalışın işte ygs birincisininde dediği gibi.

yaşın hiçbir önemi yok sürekli geç kaldım diye düşünüyorsanız asıl bunu düşünerek kendinize en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. yaşayın gitsin. hayat sizin. kendinizi kıyaslamaya gerek yok başkaları ile.

matematiği halledin yeter.

akıllı telefonunuzu kapatıp bir rafa kaldırın ve küçük, tuşlu bir nokiavari telefon ile yaşamınıza kaldığınız yerden devam edin. sonra kazanıyorsunuz. söz veriyorum.

bence bunlarla uğraşmak yerine girin sanayiye iş öğrenin. okuduğunuzda belli bir ücrete tabi olursunuz ticarete girerseniz ve batmazsanız daha fazla kazanırsınız.
g** kadar dükkanın ihracat yaptığına şahit oldum. şimdi kafamı duvarlara vuruyorum keşke okumasaydım diye.
tabi dinleyip dinlememek size kalmış. ben okurken 2015 astraya binen arkadaşlarım bir yana 2005 model mazda 3 almak icin yirtinan ben bir yana. ıbret almak size kalmış. zanaat en kiymetli cevherdir bence.

matematiği halletmek yetmez. 2021 yks matematiğinde 39 net yapan biri olarak söylüyorum. inanın yetmez.
yaşınızı umursamayın. en az 30 sene yapacağınız bi meslek için 3-5 sene vermişsiniz çok mu ? aileniz , anne - babanız , akrabalarınız , çevreniz , komşu kızınız , kuzeniniz , üniversite okuyan arkadaşlarınız.. öyle bi gün gelecek ki , sizi 9 ay karnında taşıyan kadın bile başını toprağa koyacak ve siz sadece kendinizle kalacaksınız. her sabah uyanıp o işe siz gideceksiniz , siz emek vereceksiniz. hayat sizin ve bu zamanlar bi daha elinize geçmeyecek. fırsatınız varken oturun 6 ay adam gibi çalışın ve 60 yaşında kendinizle gurur duyun.
konu her ne olursa olsun , size sizden başka kimseden fayda yok.