üniversiteye hazırlananlara tavsiyeler

1) önce ne istediğinizi bilin. erteleme ve eylemsizliğe karşı en iyi şey kendinize koyduğunuz hedeftir.

2) 30dk çalışıp 5 dk ara verin.

3) kafayı yemeyin. bir yere kendinizi atınca arkanıza dönüp bakmıyorsunuz bile.

aklıma ilk gelenler bunlar daha sorusu olan varsa mesaj atsın.

umutsuzluğa hiçbir zaman kapılmayın, dünyanın sonu değil, bu sınav zekilerin değil çalışanların sınavı, düzenli bir şekilde çalışın, yetişemeyebilirsiniz ama yeni konularda ilerleyip fırsat buldukça eksiklerinizi kapatın. önemli bir sınav öyle aınava girmeyin çalışmayınndenecek bir şey değil, gerekirse 1 yıl daha hazırlanın ama iyi bir üniversitede iş bulabileceğiniz ve sevebileceğiniz bir bölüme girmeye bakın.

hazırlanmayın

motivasyon, çalışma azmi gibi konulara kafa yoran ve kendi üzerinde deneme yanılma yoluyla taktikler oluşturan bir abiniz olarak birkaç tavsiye verebilirim.

tavsiyelerim bu uğurda psikolojisiyle oynayabilecekler içindir. geri kalanlar standart yöntemlerle devam edip burayı okumasınlar.

1) çaresizlik en iyi motivasyon kaynağıdır. öncelikle kendinize büyük bir kaygı oluşturun. iyi bir üniversite belirleyip oraya gidemezseniz hayatınız boyunca asgari ücrete talim olacağınızı, ailenizin emeklerini boşa çıkaracağınızı, işe yaramaz birisi olacağınızı, berbat bir okulda okumak zorunda kalacağınızı kafanıza kazıyın. öncelikle kaybedeceklerinizi bir oturtun kafanızda. tamamen gerçekçi olmak zorunda bile değiller. sadece kendinize büyük bir kaygı oluşturmanız gerekiyor. bu kaygı sizi hep diri tutacaktır.

2) çalışmanız gerektiğinde yeterli azmi kendinizde bulamayabilirsiniz. bu yüzden bir motivasyon listesi hazırlıyorsunuz. neden çalışman gerektiğini oraya yazıyorsun ve çalışmaya başlamadan 5 dk önce dikkatlice, anlayarak okuyorsun.

3) gününüzü planlayın. planlarsanız tam saatinde olmasa bile er ya da geç yaparsınız çünkü iş yapma kararlılığı kazandırır size.

4) genel olarak iradeni geliştirmek için hazza karşı koyma ve acıya katlanma yeteneğini geliştirmelisin. mesela ara ara canının çektiği bir yemeği yeme ya da kendini soğuğa maruz bırak. bu sayede iraden kuvvetlenecek ve daha iyi ders çalışmaya başlayacaksın.

güçlü iradeli ne istediğini net şekilde bilen birisi değilseler mevzubahis arkadaşlar çok fazla tavsiye almamalarını tavsiye edeceğim*. öğütle tavsiyeyle fikir almayla yol çizilmiyor maalesef. zaman kaybı hatta. yaşayarak deneyimlemekten başka bir şeye güvenmeyin. birilerinde işe yaramış yollar sizde yarar mı yaramaz mı ona karar verin. birilerinden çare ya da size yol çizmesini beklemeyin. düşünün taşının karar verin çalışırken tercih yaparken seçeceğiniz yola, tavsiye almadan da pek guzel yapılabilir.
ha tabi başta belirttiğim gibi ne istediğini bilen birisiyseniz deneyimlemiş insanlardan da fikir alın tabi.

hayalleriniz uğruna savaşın. sakın vazgeçmeyin. sizinle dalga geçmek isteyen insanları duymayın onları hayatınızdan tamamen çıkarın. ve unutmayın başarıya giden yol düzenli çalışmaktan geçiyor. ayrıca da lütfen sevmediğiniz meslekleri sırf para kazanmak uğruna yazmayın. sonra yataktan kalkarken hayata söverek güne başlarsınız.

1)kesinlikle ilginize ve yeteneğinize göre tercih yapın. çünkü yaptığınız işi mutlu bir şekilde ve isteyerek yapmak günümüzde inanılmaz bir lüks.
2) üniversitede hangi bölümü okuyorsanız okuyun sakın boş durmayın. sosyal olarak. iş hayatına daldığımda kitap okumaya vaktim yok diye ağlıyordum. tiyatro, gezi, sinema hak getire.
3) yeteneklerinizi geliştirecek kulüplerle iş birliği içinde olun. hatta yeteneğinizi geliştirmeyecekse bile bir kulüple iş birliği yapın. bu sizin özgüveninizi geliştirmekle kalmaz farklı ortamlar ve çevrelerden inanılmaz şeyler öğrenirsiniz.
4) üniversite iş bulma kurumu değildir. bunu aklınızdan çıkarın. mezun olunca kesin iş bulurum olayı külliyen yalan. bu yüzden amacınız bu ülkenin aydın bir ferdi olmak olsun. okuyun, gezin, sosyalleşin, sevin ve sevilin. çünkü sonra vaktiniz olmayacak.
5) o üniversite kazanılamasa bile sizler çok kıymetlisiniz. bunu hiçbir şey değiştiremez. yaşam arzunuz sakın eksilmesin.
6) sizi seviyorum.

hazırlanmayın.
gidin meslek öğrenin. sonra o mesleğe uygun işletme kurun. paranızı kazanın
ya da yurtdışına gidin.
kalırsanız yabancı dil yine öğrenin, kitaplar yine okuyun ama istediğinizi okuyun.

15 yıl sonra o diplomalarınız pek işe yaramayacak, ha üniversite anı biriktirmek ve ilerde anlatmak için güzel bir yerdir.

iyi bir bölüm kazanmanız kızların dikkatini çekeceğiniz anlamına gelmiyor. paranız olduktan sonra onların ilgilerini çekmeye başlıyorsunuz.

vakit kaybı olabilir üniversite. iyi düşünün iyi bölüme girmeye çalışın.

derslere değil ortama hazırlanın .

üniversite hayali olan her gencin yaşaması gereken bir duygu üniversiteli olmak ayrı bir havası var büyüdüğünü sanıyorsun. ama gelin görün ki okulu bitirdikten sonra birsey olmuyor şansın varsa bitirdiğin bölümde iş bulursun yoksa başka işlere yonelirsin en güzeli bir meslek sahibi olmak bu devirde en iyisi bunu da üniversiteyi bitirdik sonra biraz kpss bir iş arama yaptıktan sonra daha iyi anlıyorsun herkes yaşasın görsün

niyetiniz ciddi ise, burda zaman öldürmeyin, ders çalışın.
erken yatın, erken kalkın.
internette oyalanmayın.
hadi bakayım.

ataması, iş imkanı olmayan bölümler seçeceğinize gidin sanayide çalışın. zaman kaybetmeyin.

ıyi bolum,universiteler falan okuyun buralar tamam ama yok bi boka yaramaz su bu diyenleri dinlemeyin.
ısinize cok yarasin yaramasin hayatiniza ani katacaginiz bir donem yasayacaksiniz.
dinlemeyin kimseyi.
bu hayatta hatira,ani, yasanmislik,arkadaslar denen gercekler var bunlar kendilignden olmuyor icine girip yasayip biriktiriyosunuz.

bir mühendis olarak söylüyorum, liseyi mümkünse meslek lisesinde okuyun ve üniversiteye gitmeyin. erkekler için söylüyorum torna cnc kullanmayı öğrenin ve az yeteneğiniz varsa almanca öğrenin ve almanyaya çalışma vizesi alın emin olun vize çıkar. b2 almanca yeterli ve iş bilmenizi istiyorlar. ha diyorsanız ben okuycam mühendis olacam, ingilizce öğrenecem, çizim öğrenecem, işletme yüksek lisansı yapacam, iso9001 kaizen felan öğrenecem... 2800 tl ye çalışırsınız cahil müdürlerin yanında. haftada 60 saat çalıştırılar sesinizi çıkaramazsınız bile.

allah rızası için tercihleri yazmadan önce gideceğin şehirleri ve üniversiteleri google'dan youtube'dan, viki'den, sözlüklerden, büyüklerinin tecrübelerinden araştır, sor, öğren.

ben, olaya biraz daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum. size üniversite okumayın falan demeyeceğim. eğer hayaliniz bu yöndeyse ve bu hayalinizi çalışıp elde edecekseniz hiç durmayın, koşun peşinden. sadece o mesleği edinmeyin, o mesleğin en iyisi olun. dil öğrenin, okurken yok pahasına da olsa mesleğinizin stajını yapın, mesleğinizle alakalı gerek türkçe gerek yabancı dillerde makaleler okuyun.

ancak bir hayaliniz varsa onu bırakıp üniversite okumayın. veya ikisini birden yapın, şayet yapabiliyorsanız, o daha da güzel. üniversitede öğretim görmeseniz en azından eğitim görürsünüz. üniversite illa ki insana bir şeyler katar. dokunabileceğim biri var mıdır, bilmiyorum fakat bu tanımı şu yüzden yazıyorum aslında: ben zamanında hayallerimi bırakıp üniversiteye gittim. beş yıllık bir üniversiteyi dördüncü senesinde terk ettim, daha sonra başka bir bölüm daha kazandım, o da bir köşede duruyor öyle. kaydım var sadece.

demem o ki benim canım yandı sizin yanmasın. müziktir, resimdir, sanattır böyle hayalleriniz varsa peşinden gidin. ha para meselesine gelirse iş, ya çok kazanırsınız ya biraz aç kalırsınız muhtemelen ama gönlünüzdeki tutkuyu kovalarsınız. eğer gönlünüzde varsa zaten o tutku, işinizi iyi yapınca para arkanızdan gelir. tabii sanatın da okulları var elbet; konservatuarı, resim okulları, karşılaştırmalı edebiyatı... bunları da okuyabilir, peşi sıra koşabilirsiniz.

kendiniz olunuz. toplumun, ailenizin, bilmem neyin, bilmem kimin dediklerine kulak asmayınız. size uygun olanı, sizi mutlu edecek olanı seçiniz. yoksa bu sözlükdaşınız* gibi mutsuz bir adam olursunuz. üniversite okumadınız diye cahil falan olmazsınız. hiçbir şey olmazsınız. ben ne ilkokul mezunları gördüm.* bir insanda karakter olmadıktan sonra sekiz tane de üniversite okusa yine cahildir yine cahildir.

okumanın ne kadar anlamlı olduğunu bir sözle açıklamak istiyorum.
bir şehit ile ilim sahibinin kanını teraziye koymuşlar ilim sahibinin kanı ağır gelmiş.
okumak için her şeyini feda edenleri gördüm ben bu hayatta.
size tavsiyem okuyun. kadınsanız ayaklarınız yere sağlam basacaktır. elinizdeki o kağıt parçası olarak görülen şey belki de sizi hayata bağlayacaktır.
üniversitede yaşamı öğreneceksiniz. değerli hissedeceksiniz.
bence şimdiden iki yıl sonraki halinize bir mektup yazın. orada hayalinizdeki kişiye neler yaptıklarını ne olması gerektiğini yazın. unutmayın kendinize güvenmeniz çok önemli. kendinize siz güvenmezseniz çevrenizdekiler size hiç güvenmez.
öyle bir çalışın ki çevrenizdekiler bu kız, oğlan kesin sınavı kazanacak desinler.
ben çok çalıştım. arkadaşların dediği boş yere para harcamayın testlere. ya da okuyacaksanız odtü de okuyun demesine katılmıyorum. isterseniz dünyanın en iyi üniversitesinde okuyun kendinizi geliştirmediğiniz müddetçe bu hiçbir işe yaramaz. sizin orta veya kötü bir üniversitede okuduğunuzu varsayalım.
bölüm birincisi oldunuz, sertifikalar aldınız, kendisi donanımlı hale getirdiniz. bunlar imkansız şeyler mi? hayır!
o zaman kim iş bulamıyormuş görün bakalım.
hayatı gelişigüzel değil planlı yaşayın ki hayallerinize ve hedeflerinize ulaşabilesiniz.

boş işlerle uğraşmayın. tv izlemeyin,bu devirde tv izliyorsanız zaten büyük bir akıl tutulması ile karşı karşıya olabilirsiniz. adam akıllı işlerle uğraşın;
sakın ha ders çalışmak gibi dünyanın en gereksiz şeyiyle vaktinizi çöp etmeyin. kızların peşinden koşun/erkekleri peşinizden koşturun. aşık olun, bağıra bağıra şarkılar söyleyin. en sevdiğiniz şarkıyı tüm bir şehir dinlesin.

"hayat ne anlamı ne ustam?
dedi tepeden tırnağa aşığım sana."