viyana

avusturya'nın başkenti. tarih, sanat, bahçe gibi farklı unsurlarla dikkat çeken avrupa'nın sayılı şehirlerinden. 1.900. 000'lik nüfusuyla ülkenin en büyük avrupa'nın onuncu büyük kentidir.

gezdikçe beni 19. yüzyılda yaşıyormuşum gibi hissettirmiş ama inanılmaz pahalı şehir.
sırf albertina müzesi'nde stendhal sendromunun ucundan dönmek için gidilir. euro böyle olmasa.

kuşatıp kapısına dayandık diye söylemleri bulunan şehir. pek sever toruncuklar dillendirmeyi. sanki feth ettiler.

eğer yeme içme noktasında sakıncalarınız var ise, 10. viyana bölgesinde konaklamanız uygun olacaktır. iç anadolu şivesiyle dönerden böreğe, pizzaya istediğiniz gıdayı sipariş verebilirsiniz.

master ve doktora için yaşadığım şehir.

sadece afhelstrudel* yemek ve demel pastanesi uğruna tekrar gidilebilecek şehir.

dünyanın en yaşanılabilir şehriymiş.

viyana, "avusturya'nın başkenti ve en büyük şehri, aynı zamanda ülkenin dokuz eyaletinden yüzölçümü bakımından en küçüğü. yaklaşık 1.900.000 kişilik nüfusuyla ülkenin en kalabalık kentidir, çevre ilçeleriyle birlikte viyana'da yaklaşık iki milyon insan yaşar, ki bu da avusturya nüfusunun yaklaşık dörtte biridir."
benim aklıma ise şu espiriyi getirir hep; viyana kuşatması neden bitmiştir? neden? atacak kuş kalmadığı için. bak yine sesli güldüm.

20. yüzyılda kozmopolit bir metropol olan şehirdir. hatta 20. yy başlarında freud, lenin, troçki, hitler ve daha pek çok 20. yy ünlüsü birbirlerinden habersiz bir şekilde viyana'da yaşamışlardır.

avusturya'nın başkenti ve dünyanın en yaşanılır şehri. aynı zamanda en güzel kışa sahiplik yapan tarihi şehir.

marketlerde benim gibi içme suyu aramayın, rezil olursunuz. sonra da sodanın asidini kaçırarak içmek zorunda kalırsınız bir süre.

viyana'da musluklardan akan su oldukça temizdir ve içilebilir. alpler'den gelen bu su, içtiğim en güzel su olabilir.

şehir içi ulaşım, haftalık 15€ olan sınırsız biletlerle metro ve tramvay aracılığıyla sağlanabilir. hatta bilet almasanız bile metro ve tramvaya binebilirsiniz ama tavsiye etmem, çünkü görevliler fark ederse yüksek cezalar yemeniz mümkün. onun dışında şehrin bisiklet ağı oldukça gelişmiş, birçok kişi ulaşımını bisikletle sağlıyor. neredeyse her yerde bisiklet yolları var ve bu yollar size tuna nehri'nin manzarası eşliğinde seyahat etme fırsatı sunuyor. cüzi bir miktara bisiklet kiralayıp rahatça istediğiniz yerlere gidebilirsiniz.

oldukça fazla türk var, onun için kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz pek.

gidip schnitzel yiyin gibi klişe bir yeme içme tavsiyesi vermeyeceğim. herhangi bir restorana oturun ve menüyü isteyin, çoğu yöreseldir zaten. en kötü ihtimalle garsondan destek alırsınız.

insanları beklenilenin aksine sıcakkanlıdır, herhangi bir basketbol sahasına girip çevre kasabilir ve kafa dağıtabilirsiniz benim gibi.

bir kere giderseniz bağımlılık yapar, gece gündüz rüyalarınıza girer.

son olarak; prater'in oradaki köprünün altında keman çalan bir amca var, ona da allah rızası için 3-5€ atın.

ha bir de öpüşen bir çift görürseniz öküzün trene baktığı gibi bakmayın size zahmet.

1913 yılında tarihe yön verecek olan beş adamın aynı anda yaşadığı şehirdir. aynı anda viyana' da bulundukları için acaba bir şekilde karşılaştılar mı, insan merak ediyor.

önce en masumundan bahsedeyim:

sigmund freud, avusturyalı, psikanalizmin kurucusu.

josip broz tito : hırvat asıllı yugoslav mareşal. ikinci dünya savaşında ülkesini işgal eden hitler ile mücadele etmiş, savaş sonunda yugoslavya devlet başkanı olmuş, ancak bu seferde ikinci dünya savaşında müttefiki olan josef stalin ile kanlı bıçaklı olmuş marksist-leninist görüşlere sahip devlet adamı.

lev troçki : lenin, joseph stalin ve troçki ekim devrimi sırasında ayrılmaz üçlüdür. lenin ölüp stalin iktidara gelince troçki yurtdışına kaçmak zorunda kalmış, ve meksika'da stalinin emri ile suikast sonucu öldürtülmüştür.

josef stalin : polonya' da sürgünken viyana' ya sonradan kanlı bıçaklı olacağı troçki' nin yanına gelmiştir. bir süre viyana' da birlikte yaşamışlar.

ve adolf hitler. aslen avusturya doğumlu olan, viyana' ya ressam olma rüyaları ile gelen ama açlıktan evsizler yurdunda kalan diktatör.

görüldüğü üzere hitler, stalin, troçki ve tito ileride hep birbirleri ile kanlı bıçaklı olacaklar.

keşke yukarıda saydığım beşinci kişi olan sigmund freud bunları kanepeye yatırıp çocukluklarına inseymiş.

(bkz: wien)(bkz: vienna)
osmanlılar tarafından beç* olarak adlandırılan avusturyanın başkenti.

guzel sehir. aristokrat havasi var. ama 2. dünya savaşı`nda çoğu bina hasar gördüğünden görünen o güzel binalar 300 yıllık değil, 70 yıllık. o yüzden binalarında daha bakımlı olması normal. diğer taraftan da şehri o kadar da eski olmadığını bilmek biraz aldatilmayla karisik ,orijinali gibi yapmislar, helal olsun hissi de veriyor. buruk bir sevinç gibi. öyle işte.

kapılarına dayanmak isterim.içeri alsalar bari..bir gün görünürüm belki viyana semalarında..

do you speak english? soruna a little bit cevabını verip sakır sakır konusan, görece iyi egitimli vatandasları bulunan, dünyanın en güzel yerlerinden biri. ayrıca meshur sinitzeli hic de güzel degil.

gezmek istediğim şehirlerden biridir.

osmanlılar tarafından 2 defa kuşatılıp alınamayan şehir.

kapıları sağlam olan şehir. viyana deyince aklıma hep polisin hacıhüsrev mahallesine yaptığı baskın ve 50 kere vurmasına rağmen kıramadığı meşhur kapı gelir. ilgili video buyrun;

örtük ırkçılık olayının belki de en ağır hissedileceği şehirlerden biri. burada gerçekten türk düşmanlığını iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.*

ismi duyulunca müze, opera, saray binalarının yanı sıra birbirinden şık kafe ve pastaneler zihinde canlanır.