101.
bilmek istemiyor olurdum. tek yapacağım şey "neden bunu biliyorum" diye düşünüp durmak olurdu. belki birkaç şey yapmaya, birileriyle son kez görüşmeye niyetlenirdim ama hiçbirini yapamazdım. aklımın içinde, her hareketimde, baktığım her yerde bu düşünce yer alırdı.

bilmemek, bizim hayatla yaptığımız en önemli anlaşmadır. iyi veya kötü hiçbir şeyi, bir an sonrasını bilemiyoruz. tahmin oyunlarını seviyoruz. kesinleşmiş ne varsa bu anlaşmanın/oyunun tadını kaçırıyor. kural dışı.
devamını gör...
102.
buradan
devamını gör...
103.
şuan bile aklıma hiçbir şey gelmedi. ama muhtemelen ölebileceğim, riskli işler yapardım.
nasıl olsa yarın öleceğim mantığıyla.
devamını gör...
104.
whatsapp geçmişimi silerdim. yoksa yer yerinden oynar valla.
devamını gör...
105.
ne yapayım diye düşünürken ölüm vaktim gelirdi
devamını gör...
106.
yemek yerdim aç karına yolla çıkılmaz
devamını gör...
107.
sabah kalkardım, büyük ihtimal kahvaltı yapmazdım. onun yerine mutfağa gidip bir kahve yapardım. usulca kahvemi içerken şuan olmayan ama o zaman olacağını umduğum en sevdiğim kitabın en sevdiğim bölümünü okurdum.
sonra dışarı çıkardım, umarım yağmur yağıyordur. çünkü ben ölürken yağmur yağsın istiyorum. bilmediğim sokaklara girerdim, serseri gibi dolanırdım sokaklarda. çıkmaz bir sokağa girene denk yürürdüm. bu sırada yağmurda ıslanırdım, hiç ıslanmadığım kadar hem de. sonra müdavimi olduğum sıcak restorana gidip her zamanki yerime otururdum. ve her zaman yediğim şeyi son kez yerdim.
dışarı çıkardım, hava kararmış olurdu. sokak lambalarının ışığını izleyerek evime giderdim. annemi arayıp son kez konuşurdum onunla. muhtemelen telefonu kapattıktan sonra biraz ağlardım. sonra gülerdim. ne kadar dengesiz olduğumu düşünürdüm. en sevdiğim fon müziğini açar çocukluğumdan kalan son oyuncağı izlerdim. beni çocukluğuma götürmesine izin verirdim. sonra.. hiçbir şey yapmazdım. öylece oturup sabahın olmasını beklerdim.
bunları yaptıktan sonra ölsem çok mutlu bir şekilde ölmüş olacağım.*
devamını gör...
108.
sevdiğim bir arkadaşımın yanına gider tüm gün cıvıya cıvıya gülüp eğlenirdim. akşamına da viski/konyak tarzı bir şey alır hafif ormanlık bir yerde kedi köpek severek ateş başında sabahlardım. ben gidiom hoççagalın hepinizi seviyorum tarzı bir mektup yazardım.
1 gün kalmış şimdi mi söylenir? söylemesen daha iyiydi, diye sinirlenirdim.
devamını gör...
109.
şu an gider sevişirdim. sonra uyur ve uyanır sabah namazını kılar dua ederdim ve gün batımına karşı bir chopin eseri dinleyerek veda ederdim.
devamını gör...
110.
peki şöyle sorayım o vakit, yarın ölmeyecegimizin garantisi ne?
devamını gör...
111.
sabah erkenden uyanır en sevdiğim yiyeceklerden oluşan güzel bir kahvaltı yapar, ardından en sevdiğim kitabı son kez okurdum. sonrasında dışarı çıkar sevdiğim insanlarla buluşur son anlarımın tadını çıkarır kah gülüp kah ağlardım ve ailem... ailemle son günümü güzel geçirirdim, son anlarını onlarla sarılarak, şakalaşarak, sulu sulu öpücükler bırakarak... kısacası mutlu olacağım her şeyi yapar her anı dolu dolu yaşardım.
devamını gör...
112.
aslında hiç bir şey yapmazdim oylece oturur ölmeyi beklerdim
devamını gör...
113.
önce ailem ile vedalaşır sonra en değerlimi yanıma alıp heybeli'de ki terk-i dünya manastırında kırmızı koltukta son partimizi yapardım. bolca coke, alkol, papatya ve sakinleştirici muzik ile anın keyfini çıkartırdım. ölüm saati yaklaşmaya yakın lsd atıp ölümü beklerdim. son kez onun gözlerine bakıp vedalaşır ve dizlerinde ölümü karşılardım. ölümden korkan birisi değilim. zaten her günümü son günümmüş gibi yaşıyorum. ama tam olarak yapmak istediğim bu olurdu.
devamını gör...
114.
gün boyu kendime küfrederdim."kafana taktığın bunca saçmalığa değer miydi ulan?" diye.
devamını gör...
115.
anında işten çıkış yapar ailemin evine giderim. son günüm böyle geçebilir benim için sıkıntı değil.
devamını gör...
116.
işi bırakır eve giderdim. kahve yapma makinasını araklayip odamın kapısını bir kez değil birkaç kez kitleyip tüm evrenle bağlantımı keserdim. kahve suyu ısınırken en sevdiğim müzikleri açardım. sevdiğim kitabı masanın kullandığım köşesine atar, kahvem olunca yanına otururdum. anlatırdım tüm başımdan geçenleri kitaba. bu kez sıra bende, anlatma sırası bende! diye bağırarak anlatırdım uzun uzun. uzun uzun mu? yani söz gelimi öyle dedim.
devamını gör...
117.
rüyalara inanan biri değilim ama geçen ay önümüzdeki ayın belirli bir gününde öleceğimi görmüştüm. tarihi de aklımda hala beklemedeyim nedense. rüyamı gördüğüm sabah yataktan kalkmayıp gerçekten o gün ölüp gidersem aklım bir şeyde kalır mı diye düşündüm ve bir şey bulamadım. bu durumun ne kadar üzücü bir şey olduğunu fark ettim. ölmek kulağa sadece yaşamadığını anladığında korkutucu/üzücü geliyor. bu yaşanmamışlıklar da bir güne sığamayacağı için yarın da ölecek olsam öylece beklerdim herhalde.
devamını gör...
118.
vallahi ne yapıyorsam onu yapmaya devam ederim. yine çalışırım. yine mutlu uyanırım. yine üretirim. yine severim. yine mal gibi gülücükler saçarım. bunu ara sıra düşünüyorum. ölüm korkusunu çok zor atlattım ben. bütün keyfim kaçardı öleceğimi hatırladığımda. ölüm fikri ölmekten daha sarsıcı. çünkü bi kerecik ölüyor ama milyon kere öleceğinizi düşünebiliyorsunuz. her gün bir şeyler azalıyor. ölüm bilgisi inancın omurgasına saldırıyor direkt. mutluluğu imha ediyor sevgilim. "neden uğraşayım ki?" demeye başladığın an kaybettin. puff. uçtu o gün. taktiğim şu; delicesine bir kabulle, kemik kıran, kök söken, tırnaklarını sırtına geçirip müthiş bir kambur için orada senelerce durmadan çalışan ve bir kere bile reddedildiğinde reddedeni rezalete sürükleyen gerçekliği bağra şefkatle basmak. bu simsiyah ıslak ve çok aç dev bir köpekle hayat boyu zincirini bırakmadan ama gevşete gevşete yaşamak gibi. seni oraya buraya çekiştiriyor. üzerine atlıyor. seni yalıyor ısırıyor. varlığı güç verse de örtük bir evrende hep rahatsız edici. hep huysuz. hep talepkar. bu geçmeyecek. asla.

büyük heriflerin ölümlerindeki komiklik çok acıklıdır. kübrik falan ölüyor. düşün o bile. hiçbi şey yokmuş gibi. bi sabah bi bakıyosun hikayen bitmiş.

azıcık düşündüğünde her şey çok anlamsızdır. biraz daha düşünürsen bu anlamsızlık sen bir anlam üret diye sana kendini açar. görevimiz tümden bu bitanelerim. boşluk doldurmak. "o bile öldü" cümlesindeki; "o" olmak. ihtişamla, gülümseyerek ve fiyakalı bir şekilde.
devamını gör...
119.
şiir yazardım
devamını gör...
120.
asla yetmiyeceğini doyamıyacağımı bile bile oğullarımı öper koklardım. ve onların hephatırasında güzel hatırlayacağı ve mutluolacağı bir son gün yaşamak/yaşatmak isterdim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yarın öleceğini bilsen bugün ne yapardın sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim