yaşlanmak

tek ilacı havlu olan eylemdir.

oksimorondur. evet öyledir. tek kelimelik ender oksimoronlardan birisidir hatta.

çünkü bir yandan ölüme daha da yaklaşırsın. insan ölüme yakınlaşmasına da "doğum günü" deyip kutlar mı be kardeşim? gençliğin elden gider, eskisi kadar enerjin olmaz, sağlık sorunları yavaş yavaş yakana yapışmaya başlar.

eski cazibeniz de kaybolmaya başlar fiziksel olarak aynı zamanda ve hafıza sorunları yaşamaya başlar, daha da çekilmez bir varlık olursunuz.

lakin diğer yandan da güzeldir. yüzün kırışır, ama o kırışıklıklarda ; tecrübeler, sevmeler, sevilmeler, sevişmeler, pişmanlıklar, tercihler, keşkeler, kayıplar, kazanımlar, kaybedişler, bekleyişler, hayaller, umutlar, düşünceler, ağlamalar, kahkahalar, bazen belirsizlikler, bazen ise kararlı tavırlar vardır.

yaşlanmak, hem olmaktan kaçtığın ama aslında kaçmayacağını anladığını yaşamaya denir.

kaçmayın, korkmayın, yaşlanın. herkese, her şeye, eski sevgililer, düşmanlara, patronlarınıza, elaleme, sinsirellalara, eşe dosta, ele güne rağmen yaşayın ulan.

yaşlanmak değil de yaş almak bence.. içiniz genç olsun yeter ki

asla kaçamayacağımız bi şeydir.
her şeyin bi güzelliği vardır
yaşlılığın da mutlaka vardır.
rahatsın en azından umarım yaşlanmadan önce yapmak istedğim her şeyi yaparım.
yüzümdeki her bir kırışık,bana yaptığım güzel şeyleri hatırlatır.
her bir kırışık bir başka benn olacak o zaman
her biriyle gurur duyucam belki de
kendimi şu an sevdiğim kadar o zaman da sevecem elbette.

bekle beni huysuz kırışık yüz*

bir kızılderili atasözü derki;
vücudun senden izin almadan yaşlanır.
ruhun ise sen izin vermedikçe yaşlanmaz...

yılda bir kere kutlanılan o özel günlerde hissetmemiz gereken ama hissedemediğimiz olay ama dünyanın en güzel olaylarından birisi yaş almak. her yaşın kendine has güzelliği var tabi dolu dolu yaşayabilirsek. o yüzden boşverin yaşlandığınızı anı doya doya yaşayın.

son zamanlarda yaş aldığıma üzülmediğimi fark ettim. *

bir an önce en üst evrelerine varmak istediğim biyolojik oluş hali. yaşlanmak ve bu dünyanın derdinden elini çekmek. sonrası karanlık huzur.

gençliğini doyasıya ve dolu dolu geçiren birisi için, adeta tavuğun kızardıkça tadının daha lezzetli olması gibi insanın da tadını güzelleştiriyor.

30'dan itibaren başlayan süreç. izleyin:

güzel yaşlanmak diye bir tabir var ya. heh işte o gerçekten var mı? tecrübeli teyzeler/dayılar dm.

zaman hızla akıp gidiyor yetisemiyoruz, ,doğuyoruz büyüyoruz, yaşlaniyoruz en kötüsü de ruhumuz yaşlanıyor biz yaşlanıyoruz.

bazen iyidir belki akıl başa gelir. zira bu aralar benim ki kayıp..

günü kurtarmak için yaşamaya başlanılan zaman dilimleri.

işte bu kafaya gençken ulaşamazsın ya en çok o koyar.

ortalama bir türk erkeğinin halısaha maçlarında farkına vardığı durum.

kaçınılmaz bir gerçek. sayıyosunuz çünkü, bak ben saymıyorum, yaşlanmıyorum da :p

mesela ara ara sayalım, uyuduğun zamanları saymayınca ortalama %33 daha mı genç oldun şimdi? geçiniz bünları efendim, hepimiz ölecek yaştayız işte, ötesi var mı?

cioran’in deyişiyle: “yaşamış olmanın cezası..”

hücre yenilenmesinin yavaşlaması?

yok arkadaşlar yaşlanmak sıradan olan eğlencenin aaa böyle de bir şey vardı haline gelmesi.

yok arkadaşlar yaşlanmak hatanıza toleransın azalması.

yok arkadaşlar yaşlanmak yetişkin anılarınızın 15 20 yıl gerilere dayanması.

yok arkadaşlar yaşlanmak off yarın erken kalkmam lazım eve gitmeliyim demeniz.

yok arkadaşlar yaşlanmak bir sürü can sıkıcı şey, yaşlanmak hücreye alakasız tamamen kafamızın içinde.