yazarların an itibarıyla borç durumu

(bkz: kara delik)

2022-aralık: 500.000tl
2023-aralık: 650.000tl
2024-mart: 150.000tl

(bkz: erkegiyalnizcakopeklerkarsiliksizsever)

duyuyor musun yeğen?
suyun sesini duyuyor musun?
deniz sonunda yarıldı
sana sadece içinden yürümek kaldı

burç mu?

şu an yok ama bir kaç aya kadar bir kaç milyon olacak.
param var diye sevinme borcum var diye yerinme evlat. malına güvenme bir kıvılcım yeter, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter. düşmez kalkmaz bir allah! bugünkü vaazım bitmiştir. dağılabilirsiniz.

yok.
ama para da yok.

manevi çoktur da maddi yok.

boyumu geçti
ki bilirsiniz ülke standartlarının üstündeyim*

bu dünyadan alacağım var,ne borcu!

30-35k seviyesi kredi borcu. tekele bi 600 tl kadar var. kardeşime bi 2k borcum var. tekele ve kardeşime olan bu ay diğerini de yıl sonuna kadar kapatırım diye umuyorum.

yaşımın 2000 katı kadar bir borcum var. keyfim ve kahyası işin bokunu çıkardı biraz.

ödeyecek misiniz? öyleyse iban için dm.

konuyu ve bu bilginin gereğini anlayamadım. yok diyenlerden borç istemek amaçlanıyorsa diye de tedirginim.!! pas diyorum.

sifır sifır sifır

banka borcu = 0
elden borç =0
kredi kartı borcu = 0
mağazadan alınan eşya taksitleri kalan borç =60.000
avukata borç (yakında ciddi miktarda hapis cezası alabilirim) =9000
cebimdeki para =200 euro +1500 tl

sürünüyorum

benim bildiğim yok. ama itibarını sevdiğim devletimin yaratıcı hayal gücü sınır tanımıyor malum. sabaha güneş vergisi borcuyla uyanırsam da şaşırmam. (hiç görmediğim kullanmadığım havaalanlarım, otoyol, köprü ve şehir hastanelerim, hatta saraylarım olduğu iddiasıyla bile vergi ödüyorum çünkü.)

(bkz: borç anketi)

58.000 tl.

4000 pound ödenir bi ara
edit: 5180 pound oldu

yazılanlara bakınca çok utandım ve üzüldüm...

normal şartlarda( normal şartlarda değiliz), sümkürsek kapatabileceğimiz meblağlara yapılandırma seçeneğini kullanan,öğrenim kredilerine gerekli ödemeyi yapamayan, kredi taksitlendirmelerini geciktiren tonlarca insan var ülkede.

çoğu insanın (namusuyla calısıp didinen) ülkede bir dayanağı yok. eğer ailenizin, size bıraktığı şeyler varsa(ev- araba gibi) toplumun genelinden daha şanslısınız demektir çünkü maalesef bu devlet rejiminde(temel ihtiyaçlarınızı size sağlaması gereken devletken üstelik), önce borç batağına sonra da intihar'a sürükleniyorsunuz ve bunu yapan devletin kendisi. kaç tane insan sırf maddi gelir yetersizliğinden intihar etti bu ülkede. hatırladıkça sinirleniyorum. bunca insanın vebalı, kim sorumlusu olduysa, dilerim asla ödenemesin. sorumluların vicdanina sonsuz bir üzüntü ve keder kaynağı olsun inşallah. kolay mı? insanlar öldü bu ülkede.. insanlar çıkışları olmadıklarına inandıkları için kendilerini öldürdüler. bir insanı bu noktaya getirmek ne demek? rabbim affetmesin inşallah. gerçekten çok netim bu konuda.

öyle bir ülke düşünün ki; sadece başınızı sokacak bir evin veya arabanın sahibi olabilmek için, hayatınızın yarısında çalışmanız gerekiyor. dikkatinizi çekerim sadece "1 ev veya 1 arabadan" bahsediyorum. 10 yıllık keredi çekip, 1 araba alıyorsun. 10 yıl ne demek? 10 yıl sonra bile aldığın ve artık neredeyse hurda sayılacak arabanın borcunu bitirmek için çabalıyorsun. amerika'da, avrupa'da adamlar 3-5 ayda bir araba değiştiriyor. herkes maaşı olduğu sürece kral gibi yaşıyor. adamlar 1 mülk ile yetinmeyip, ev- araba- karavan- göl evi- yazlık ev alıyorlar. bir maaşla 10 mülk alabildiğin bir ülke var bu dünyada.. biz burada bir iphone almak için kredi çekiyoruz! şaka gibi.. basit bir telefon için bile min. 2 yıl kredi ödüyoruz.. ne anlatayım daha size?


insanlar yokluktan o kadar sıkıldılar ki suç oranları tavan yaptı. neden? çünkü bunu yazmaktan nefret etsem de, suçta müthiş bir orantısız para dönüyor özellikle mafyatik işlere veya farklı suçlara bulaştığınızda, anında orantısız biçimde zengin oluyorsunuz. bakınız bahar/ nihal candan ikilisi, fatih terim( dümdüz suçlu bana kalırsa sadece örtbas edildi), dilan polat ve daha niceleri.. standart alt kademe insanlarken, bir anda milyon dolarlar ile oynayan insanlar haline dönüştüler. hepsi gözümüzün önünde oldu ve suçları gözümüzün önünde patlatıldı. dolayısıyla, suça rağbet'in temel sebebi; yaşam kaygısı.


insanlar artık bu ülkede sadece burjuvaziye dahil olan grupların hayatta kalacağını biliyor. sistem öyle bir yere gidiyor ki, işin sonucunda "işçi ve orta sınıfı" temizleyecek ve sadece zenginler her şeye erişebilir noktada kalacak. nitekim artan banka faizleri, azalan maaşlar, orantısız göç, iş bulma zayıflığı, enflasyona yenilen eğitim, pazar/ market/ manav.. bunların açıkca göstergesi zaten. çok hızlı çöküyoruz. osmanlı çöküş'e geriledik! tarih tekerrür ediyor.. net şekilde söyleyebilirim; vahdettin dönemine geri döndük. biraz tarih bilgisi olan herkesin zaten söylemek istediğim şeyi kolayca anlayacağına eminim. recep tayyip erdoğan tam bir osmanlı çöküş dönemi padişahıdır, sadece çağ değişti ama sonuç aynı.. kendisi modern türkiye'de bir çöküşe neden oldu. peki bütün bu saçmalıklar sonucunda, kimin canı yanıyor? sadece sınıfsal açıdan, piramidin altında var olan gruplar. diğerleri şöförleri ile dışarıda turlayıp, brunchlar düzenleyip; yurt dışı tatillerine gitmeye devam ediyorlar ya da daha kötüsü paralarını konuşturup, yabancı ülkelere taşınıp, bu eziyetten kurtuluyorlar. ne kadar adil bir ekonomi! adamlarla aynı ülkenin vatandaşıyız, aynı hukuğa ve değerlere bağlıyız ama adamların hayatları ile bizimki arasındaki fark titaniği 5 kez daha batırır.


komik olan şu ki; zenginler dahi mal varlıklarını korumak adına, rte'ye yamanmaya başladılar. bir çok sanatçının kendisiyle çekilmiş boy boy fotografları var.. diyorum ya herkes bulmuş yolunu, yürüyor. "vatan davası" argümanı cem karaca ile gömüldü. ruhu şad olsun, şu an yaşasın isterdim. mustafa kemal atatürk ve muhtar cem karaca keşke su an yaşayabilselerdi.. seyredin toplumun 2 günde evrimini.. 2024 yılında, dünya 2. rönesansı görürdü. vıkıngs'ler, yanlarında halt etmiş öyle söyleyeyim.


neyse açıp bir namus belası dinlemeli. günaydın, mutlu pazarlar!