zenginlik belirtileri

taksit kullanmamak.

piyano almak ,range rover

istanbul kartımda 60 tl var.*

günümüz ekonomisinde belirti falan kalmamıştır. zengin zengindir, fakir ise fakir.

gerekirse simit ayran yeriz.
domatesi yarım kilo alırız.
eti 250 gr alırız vs gibi söylemlerde bulunan birisi görürseniz bilin ki zengindir.

"onu alacağına x ₺ daha ver, bunu al"

herhangi bir yere gitmek istediğinizde anda cüzdanınıza bakmadan ya da ne kadar param var diye düşünmeden eylemi gerçekleştirmek için yola çıkmaktır.

altın varrak.

fiyatlara bakmamak

ihtiyacın olan her şeyi sepete atmak ve kasada temassız ödeme yapmak.
malum günümüz ekonomisiyle bazı şeyler lüks olmaya başladı.

gönlümüz zengin bizim, cebimizde boş olsun.

aynı tişörtü ortalama 7 yıl giymek, acıkmamak için sıçmamak, ucuz yerlerde bir şeyler atıştırmak falan. zengin, aslında tutumlu olduğu için bu durumu muhafaza ediyor. aksine asgari ücretle geçinen insanlara bakın, ellerinde son model telefonlar, evlerinin içinde eşyalardan sebep adım atılacak bir yer kalmaması, minimalizme düşman kesilmiş zihinler, üzerine giydiği kıyafeti bir daha ömür boyu giymemek... bunu en iyi özetleyen noah harari'dir. "homo deus" isimli kitabında der ki:" 18. yüzyılda marie antoinette'in açlıktan kırılan kitlelere ekmek bulamıyorlarsa pasta yemelerini salık verdiği
söylenir. günümüzün muhtaç insanları kraliçe'nin tavsiyesini harfiyen yerine getiriyor. beverly hills'in varlıklı sakinleri salata ve kinoalı tofuyla beslenirken, kenar mahalleler ve gettolarda yoksul insanlar hazır kek, cips, hamburger ve pizzayla karın doyuruyor."

ithal muz'u fiyatına bakmadan 2 kg alıp, üstüne de siirt fıstığıalarak sunumu tamamlamaktır.

kajusu ve antep fıstığı bol kuru yemiş yemek.

sevdiğin insanlarla birlikte bir sofraya oturmak.
bunu yapabilen bir kişiden daha zengini yoktur şu dunyada

bir yeri çizilen arabayı satıp yenisini almak.

ileri yaşlarda göbek ve ense.

tabi çok zenginlik belirtisi vardır ama bence en önemlisi madii açıdan ve maddiyatın getirdiği nimetler açısından yarını, sonraki günü düşünmeden bugünü hatta bugünün sonraki demlerini bile değil direkt içinde bulunduğun anı yaşamaktır. şimdi birileri diyecek ki işte bu dediğin vurdumduymazlık fakir olup maddi açıdan anı yaşayan yarını düşünmeyen çok insan var. ancak bu ahmaklıktır. bu tip insanlar genelde hayatlarının sonraki dönemlerinde rezilce yaşarlar.
biz fakirler cemiyeti mutlaka düşünerek, geleceği planlayarak hareket etmek zorundayız.

en büyük zenginlik kanaattir.
ingiltere'de 600 tane evi olan biri ile tanıştım. adamın serveti 1 milyar pounddan fazla ama karısını ve annesini yeni aldığı evlere temizliğe gönderiyor.
evet yapıyor bunu. onların da parayı hak etmeleri için böyle yapmaları gerektiğini düşünüyor. yaşlı anasını ve karısını minibüse bindirip haftada bir temizliğe gönderiyor. işin ilginci onlar da hiç itiraz bile etmiyorlar.
bir gün bu adamı ziyarete ondan çok daha fazla zengin biri gelmişti. haftalarca adamın zenginliğinden bahsetti durdu. kendini onun karşısında son derece ezik hissetti.
lan gerizekalı! dünyanın en zengin ülkelerinden birinde milyar poundluk servetin var. senin 600 tane evinin 1 tanesi için insanlar 30 yıl çalışıyorlar. bu kadar malın mülkün içinde bile başkalarına özleniyorsun. işte bu zenginlik değildir. kanatsizliktir.
600 değil, 1000 tane evi de olsa o adam asla bir zengin olmayacaktır.

akşamları evde birkaç lamba birden yakmak,
kış günlerinde evi ısıtmak,
kahvaltıda yumurta, pastırma, sucuk gibi kahvaltılıklardan yemek,
haftada bir ya da daha sık yıkanmak,
evin bir ihtiyacı olunca alabilmek...

artık bunları rahat yapabilen zengindir. milletçe ev almayı, tatile gitmeyi falan geçeli çooook oldu.