çok depresif bir dönemdeyim. kimseyle konuşmak gelmiyor içimden. yazmam gereken onca kişi var. yazmazsam kaybedeceğim ve belki bir kısmını kaybettim bile. ama öyle bir herkesten ve her şeyden uzaklaşmak istediğim dönem ki... kendimden bile kaçıyorum. beni tanıyanlar veya tanımayanlar, sizlere sesleniyorum: ben herkes olabilirim. beni affedin. size yazmıyorum diye, sizi aramıyorum diye bana kızıp kırılmayın. bilin ki kendimle baş edemediğim bir dönemdeyim. bunu kimin yazdığını boş verin ve sizi arayıp sormayan kişi her kimse ve aklınıza ilk kim geldiyse o yazmış gibi kabul edin. beni tanıyanlar ise, ciddiyim, af diliyorum sizden. affınıza ihtiyacım var. sizi seviyorum.
devamını gör...

manipülasyon,algı yönetimi nasıl yapılır cok iyi anlatıldığını düşündüğüm jim carrey filmi. bu filmden sonra hayatın acaba bir simulasyon mu olduğunu düşünmeden edemiyor insan. harika bir senaryo, harika bir oyunculuk.bayıldım.
devamını gör...

ruh hali anlamındadır. sabahattin ali kürk mantolu madonna kitabın da halet-i ruhiyesini aşağıdaki sözlerle ne de güzel ifade etmiş. olur ya bazen bir şeyi yaparsınız ama yaptığınız şeye asla dikkatinizi veremezsiniz. aklınız, kalbinix başka başka şeylerde takılı kalır. işte bu söz tam da bu duygu selini anlatmak için biçilmiş kaftan.



her gün odamda oturuyor, kitap okumaya çalışıyordum. bir tek harfini bile fark etmeden sayfaları çeviriyor, bazen dikkat etmeye azmederek baştan başlıyor, fakat birkaç satır sonra gene zihnimin başka yerlerde dolaştığını görüyordum. "


sabahattin ali- kürk mantolu madonna
devamını gör...

erkeklerin kablo dolu kutusunun içindeki herşey.
devamını gör...

bir başka sitedeki kendi yazımdan alıntıdır.


atlantis uygarlığının devamı niteliğindeki çok gelişmiş bir uygarlık olduğuna inanılan ve ismi genellikle şambala ile birlikte anılan uygarlık.

efsaneye göre agartha iyilik ve dürüstlüğü temsil ederken, şambala da tam tersini temsil ediyormuş. fakat tibet'in bazı bölgelerinde ikisinin de aynı olduğu söyleniyor.

yine efsaneye göre agartha son derece gelişmiş bir uygarlıkmış. özellikle himalayalar bölgesinde yerin altında yaşadıkları ve yer altı tünellerinde son derece hızlı hareket eden arabaları olduğu iddia ediliyor. kuzey ve güney kutuplarında büyük delikler bulunduğu ve bu deliklerin de agarthalıların tünel sistemiyle bağlantısı olduğu söyleniyor.

ancak burada devreye amiral byrd denen adam giriyor maalesef. bu adam, kutuplardaki bu deliklerden birini gördüğünü iddia eden tek kişi. buraya kadar sıkıntı yok, istediğini iddia edebilir tabi, ama aynı adam dünyanın düz olduğunu, kutup olarak bildiğimiz yerin ilerisinde başka kıtaların da var olduğunu söyleyen biri olduğundan, söyledikleri ne derece ciddiye alınabilir, tartışılır. sürekli olarak farklı farklı şeyler iddia ederek dikkat çekmeye çalışan biri gibi görünüyor daha çok. üstelik gördüğünü iddia ettiği tek şey delik değil. üzerine bir de değişik varlıklarla iletişime geçip onlara ait yerlere götürüldüğünü söylemiş. onu seçmelerinin nedeni de, dünyadaki insanlar içerisinde üstün bir kişi olmasıymış. ben yorum yapmayayım, yorum sizin olsun. bir de karşılıklı bir konuşma hikâyesi * var ki, cidden güzel yazmış diyor insan. internetten bulunabilir sanırım konuşmanın tamamı.

bir de yer yüzünün içinin boş olduğunu, iç içe girmiş, kutuplarda de birer girişi olan kürelerden oluştuğunu söyleyen biri var. bu kişiye göre yer altında yaşayan kişiler, tünellerle diğer katlara (yani kürelere) geçip kutuplardaki kapılardan çıkıyormuş. bunları herkese kanıtlamak için tüm dünyadan yardım istemiş bu arkadaş. bir nevi çiftlik bank olayına imza atacaktı bence yardım toplayabilseydi.

bu arada agartha ve şambala'yı kur'an-ı kerim'deki yecüc ve mecüc ve benzer şekilde yeni ahit'teki gog ve magog ile bağdaştıranlar var.

son olarak bu konuyu, her ne kadar bilimsel olmasa da adına teori denen oyuk dünya teorisi ile birlikte değerlendirmek uygun olur. zaten yanlış hatırlamıyorsam, bunu ortaya atan kişi de yukarıda bahsettiğim kişi. yeryüzünün içinin boş olduğunu iddia eden kişi yani.


*: yukarıdaki yazıya ek olarak amiral byrd'ün karşılıklı konuşma hikâyesi dediğim kısmı da onedio. com linki olarak ekliyorum
tık
devamını gör...

ramazan ayında bir köşede su falan için. biraz tehlikeli bir yöntem ama şehri tanımanın en iyi yoludur. not: konya-erzurum ve trabzonda denemeyin, memleketinize cenazeniz dönebilir.
devamını gör...

bağımlı olunan her hangi bişeyin olmaması durumunda yaşanan sendrom.
bu bir eylemde olabilir,alkolde
uyuşturucu da olabilir,sevgili de
kimisinde psikolojik ve atlatılması kolay yaşanabilirken kimisinde fiziksel ve yıkıcı bir şekilde yaşanır.
psikolojik ve tıbbi destek alınmalıdır.
devamını gör...

beni tarif eden başlıktır.
bu kadar sıfatı taşımaktan ben de sıkıldım ama çaresizlik insanın elini kolunu bağlıyor. keşke istediğim zaman yanıma biri beliriverse
keşke ihtiyacım olduğunda '' ben varım '' diyen biri olsa. keşke hayalden öte bir adım atabilse. keşke kelimesi kısa süreliğine de olsa uzaklaşıp gitse...
devamını gör...

tüm bilimlerin özünü oluşturan bir alandır.
devamını gör...

yaşamayı haketmeyen insandır, ne kadar yakın olursanız olun biri size vakit harcıyorsa teşekkür etmelisiniz, lütfen.
devamını gör...

izin vermek. seni etkileyeceğini düşündüğün olumsuz olan durumlara, insanlara, inançlara izin vermek. bunlara izin verdiğin sürece gerçek potansiyeline ulaşamamış oluyorsun.
devamını gör...

insan sarraflığı. 'bak bu kişiden zarar gelir, uzak dur' dediği herkesten mutlaka zarar gelir.
devamını gör...

zamanında çok farklı virüs, truva atı vb. bilgisayar zararlısıyla tanışmama vesile olan internet sitesidir.
devamını gör...

aylardır gitmediğim sahafa gittim. bir sürü kitap aldım. yani çocuk! bugün çok mutluyum...
devamını gör...

yalanca.
devamını gör...

bir gün oğlum olursa ona öğreteceğim şey, gönül almak için uğraşmanın erkeklik gururundan hiç bir şey götürmeyeceğidir. sözünün sahibidir.
devamını gör...

doktor ölüm adıyla da anılan ermeni asıllı bir patologdur.

ötenazi hakkında ne düşünürsünüz bilemem hatta ben ne düşünüyorum ondan da çok emin değilim. ne yönden yaklaşırsa yaklaşsın insan bir sonuca varmak çok güç. dinler açısından yaklaşırsak ötenazinin intihardan bir farkı yok, hukuk açısından bakarsak uzman yardımlı ötenazi ikinci dereceden cinayetle cezalandırılabiliyor ancak tamamen insani açılardan bakınca dayanılmaz acılar çeken bir insanın ölümü tercih etmesi ve bunun için yardım almak istemesi canı yanmayanların anlayış seviyesinin çok ötesinde. hangi empati ulaşabilir boynunda aşağısı felç kalmış bir insanın çaresizliğinin boyutuna?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yıllar önce javier bardem izlemek için güle oynaya girip film bittikten sonra salya sümük çıktığım the sea inside filmi bana bu konuda düşünmek için çok büyük fırsatlar sağladı ama hala işin içinden çıkabilmiş değilim.

alejandro amenabar’ın yönettiği bol ödüllü filmde javier bardem’in canlandırdığı ramon sampedro kübalı bir yazardır ve gençliğinde geçirdiği bir deniz kazası sonucunda boynundan aşağısı felç kalır. böyle yaşamaktansa ölmeyi tercih eden ve içindeki denize ulaşmak için çaba harcayan ramon intihar bile edemeyecek durumdadır. film ötenazi konusunda geniş bir bakış açısı kazandırıyor insana ve gerçek bir öykü olması da cabası.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gelelim kevorkian’a. kevorkian 1990 yılında alzheimer hastası bir kadına zehir enjekte ederek acılarına son verdiğini iddia etmiş ve bundan sonra başlayan ötenazi seansları 130 kişiye daha uygulanmıştır. hatta kapitalist amerikan dünyası bu ötenazi seanslarını canlı yayınlama fikrini bile öne sürmüştür. ve insan acımasızlığının bir haddi hududu olmadığı için 1998 yılında bu yayın gerçekleşti ve 20 milyona yakın insan tarafından izlendi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

jack kevorkian’ın lisansı iptal edilse de o ötenazi seanslarına devam etti. aynı yıl kevrokian tutuklandı ve sekiz sene hapis yattı. doktor ölüm sonuna kadar ötenazi hakkını savunurken şunları söyledi:

“ hastaya yardım ederkenki amacım ölüme neden olmak değildi. benim amacım acıyı dindirmekti. bu suç olmaktan çıkarılmalı. “

mahkeme başkanı ile konu üzerinde yapılan tartışma hapis cezası ile son bulduktan sonra kevorkian destekçileri de ellerinden geleni yaptılar onu savunmak için.

al pacino, jack kevorkian’ın hayatını anlatan you don’t know jack filmiyle kazandığı ödülleri alırken salonda bulunan kevorkian’ı ayağa kaldırıp alkışlatırken film çekimi esnasında her şeyi iliklerine kadar hissettiğini söyledi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kevorkian 2011 yılında mide kanserinden öldüğünde amerika’nın bazı eyaletleri ve 8 farklı ülkede ötenazi yasallaşmıştı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ancak kevorkian sadece bir doktor değildi, aynı zamanda da bir jazz müzisyeni, besteci ve ressamdı. anadolu’dan göç eden bir ailenin devamına mensup olan kevorkian türklerin ermenilere yaptıklarının yahudi katliamından çok daha büyük olduğunu iddia edip bunu da her fırsatta dile getirmiştir. kendi kanın damladığı genocide isimli bir tablosu da bulunan kevorkian ölümünden sonra da tartışılmaya devam eden bir insandır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükte sohbet ettiğim bir kadın arkadaş (18) kendisinin önce kendisine daha sonra tanıdığı tüm kadın yazarlara yürüdüğünü yazmıştı. başlangıçta kendisini sevmiştim ama bu bilgiden sonra epey soğumuştum. ayrıca 40ına merdiven dayamış adamın bu kadar sözlük meselelerine kafa patlatması da (arkadaşlarıyla anlaşıp belli bir yazara nickaltı linci düzenlemesi) ayrı bir makaraymış maalesef.
devamını gör...

giyim sektöründe kürkü göz kamaştıran her hayvan olabilir. yazıktır günahtır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim