ped fiyatlarının yüksek olması
rahmi olan herkesin hayatının belli bir bölümünde her ay almak zorunda kaldığı bir ürünü kozmetik malzeme sayıp %18 vergi almak ne demektir yahu. birkaç yıl önce 10 liralık ürün indirime girdiğinde 7 - 8 liradan stok yapardık şimdi indirimli fiyatı bile cep yakıyor. işin komik tarafı ise sadece ped fiyatlarının değil satın aldığımız her şeyin fiyatının bu kadar artmasına sebep olanlar ile fiyatlar eleştirilince “biz de tıraş bıçağına şu kadar veriyoruz” diyen kesimin aynı olması.
devamını gör...
beyza ile tatlı sert
hayret, bu nickaltında iki kişinin olmasını kesin bekliyordum ama ikiside yok.*
devamını gör...
intihar etmek
hayatın bizler için bir anlamı kalmadığında seçtiğimiz, bir şeyleri geride bırakma yöntemi. ailelerimizde bunun üzerinde etkilidir çünkü doğuştan getirdiklerimiz dışında kişiliğimizin birçoğunu doğduğumuz ev belirliyor.
bir çocuk düşünün; elinde şekeri, yanında anne-babası, lunaparkta güzelce eğleniyor. hayattan keyif alıyor, hayattan beklentisi var. hissettiği duygular melankoliden, depresiflikten çok uzakta. böyle yetişen bir bireyin intihara meyilli olması neredeyse imkânsız. ya yapar, ya yapmaz. onun ruh halinde gel-gitler olmaz. ilerde yaşayacakları bunu etkileyebilir elbette, demek istediğim şey; ruhunun öncesi bir darbe almamış olması.
bir de şöyle bir senaryo düşünün; aynı çocuk, her gün kavga eden bir anne-baba, arkadaşlarının yaptıklarına bakıp iç çekmesi, ebevenylerinden birinin sorunlu olması... işbu çocuk hem şiddete, hem de intihara meyilli olur ki; en tehlikelisi budur. ruh halinin gel-gitli olması kadar tehlikeli çok az şey vardır. cesare pavese der ki; bir insan için en acı şey intiharı düşünüp yapamamasıdır.
bu çocuk için hayatın anlamı kaos, kavga, gürültüdür. e bir insan bunlarla da yaşayamayacağına göre yapılacak şey bellidir; kaçmak. burada da devreye intihar düşüncesi girer. hayat anlamsızlaşmış, gökyüzü griye boyanmıştır bile çoktan.
bir çocuk düşünün; elinde şekeri, yanında anne-babası, lunaparkta güzelce eğleniyor. hayattan keyif alıyor, hayattan beklentisi var. hissettiği duygular melankoliden, depresiflikten çok uzakta. böyle yetişen bir bireyin intihara meyilli olması neredeyse imkânsız. ya yapar, ya yapmaz. onun ruh halinde gel-gitler olmaz. ilerde yaşayacakları bunu etkileyebilir elbette, demek istediğim şey; ruhunun öncesi bir darbe almamış olması.
bir de şöyle bir senaryo düşünün; aynı çocuk, her gün kavga eden bir anne-baba, arkadaşlarının yaptıklarına bakıp iç çekmesi, ebevenylerinden birinin sorunlu olması... işbu çocuk hem şiddete, hem de intihara meyilli olur ki; en tehlikelisi budur. ruh halinin gel-gitli olması kadar tehlikeli çok az şey vardır. cesare pavese der ki; bir insan için en acı şey intiharı düşünüp yapamamasıdır.
bu çocuk için hayatın anlamı kaos, kavga, gürültüdür. e bir insan bunlarla da yaşayamayacağına göre yapılacak şey bellidir; kaçmak. burada da devreye intihar düşüncesi girer. hayat anlamsızlaşmış, gökyüzü griye boyanmıştır bile çoktan.
devamını gör...
annelerin çöp diye attığı muhteşem şeyler
bu başlığı görünce tekrar canımın yanması, 1993 yılına ait micheal jackson istanbul konser bileti..
devamını gör...
b sınıfı film
önceden "iki film bir arada" diye sinemalarda gösterim olurdu. bir tane esas film bir tane de esas filmden önce gösterilen düşük bütçeli film. işte o düşük bütçeli film b sınıfı film olarak adlandırılır.
1929 yılında abd'de büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz çıkınca bundan sinema salonlarıda etkilenir, çoğu sinema salonu kapanır. ayakta kalanlar da işlerini devam ettirmek için ufak tefek hediyeler vermeye, çekiliş yapmaya başlarlar ama bu da belli bir yere kadar onları idare eder. daha sonra tek bilet fiyatına iki film gösterelim fikri ortaya atılır ve bu seyircinin ilgisini çeker.
ama bu seferde yapım şirketleri o ikinci filmi çekeceğiz diye çok zorlanırlar ve masrafları bir anda ikiye katlanır. düşük bütçeli filmler bu noktada devreye girer. yapım şirketleri ekstradan yapım masrafları ödemek yerine, esas filmlerin çekildiği stüdyolarda film ekibini maksimum kapasitede kullanarak tek maliyetle iki film çekmeye başlarlar.
ancak 2. dünya savaşından sonra amerikan yüksek mahkemesi bir karar alır ve film dağıtımı ve sinema salonlarının artık film stüdyolarına ait olamayacağı kararını verir. bundan sonra büyük stüdyolar artık b sınıfı film sektöründen çekilirler ve artık b sınıfı film terimi yalnızca düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılmaya başlanır.
bu filmler ünlü yönetmen quentin tarantino'ya filmlerinde hep ilham kaynağı olmuştur. yakın zamanda yazdığım iki örnek b sınıfı film aşağıdadır:
#290923
#261701
1929 yılında abd'de büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz çıkınca bundan sinema salonlarıda etkilenir, çoğu sinema salonu kapanır. ayakta kalanlar da işlerini devam ettirmek için ufak tefek hediyeler vermeye, çekiliş yapmaya başlarlar ama bu da belli bir yere kadar onları idare eder. daha sonra tek bilet fiyatına iki film gösterelim fikri ortaya atılır ve bu seyircinin ilgisini çeker.
ama bu seferde yapım şirketleri o ikinci filmi çekeceğiz diye çok zorlanırlar ve masrafları bir anda ikiye katlanır. düşük bütçeli filmler bu noktada devreye girer. yapım şirketleri ekstradan yapım masrafları ödemek yerine, esas filmlerin çekildiği stüdyolarda film ekibini maksimum kapasitede kullanarak tek maliyetle iki film çekmeye başlarlar.
ancak 2. dünya savaşından sonra amerikan yüksek mahkemesi bir karar alır ve film dağıtımı ve sinema salonlarının artık film stüdyolarına ait olamayacağı kararını verir. bundan sonra büyük stüdyolar artık b sınıfı film sektöründen çekilirler ve artık b sınıfı film terimi yalnızca düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılmaya başlanır.
bu filmler ünlü yönetmen quentin tarantino'ya filmlerinde hep ilham kaynağı olmuştur. yakın zamanda yazdığım iki örnek b sınıfı film aşağıdadır:
#290923
#261701
devamını gör...
banabi'nin yılbaşı keyif paketi
105 tl'ye çekirdek çitleyip, pepsi içtikten sonra durex ile keyfin doruklarında gezeceğiniz pakettir.

haber kaynağı

haber kaynağı
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
“en kötü insanın bile, daima bir yerlerinde saklı iyilik tohumları vardır.”
gülseren budayıcıoğlu
devamını gör...
sıdıka
pencere önünden ayrılmaması sebebiyle kedime ismini verdiğim, güzel dizinin şahsına münhasır karakteri *
devamını gör...
kadın sözlük yazarı hesapları yönetimin fake hesapları mı sorunsalı
evet ben hepsini test ettim, birkaçı ile buluştum hatta.
baya sakallı bıyıklı adamlar hepsi. bana susmam için bir miktar para bile verdiler ama; artık dayanamıyorum.
siz değerli sözlükdaşlarımı kandırmaya vicdanım el vermiyor. sonunda birisi durumu fark edip beni bu yükten kurtardı.
baya sakallı bıyıklı adamlar hepsi. bana susmam için bir miktar para bile verdiler ama; artık dayanamıyorum.
siz değerli sözlükdaşlarımı kandırmaya vicdanım el vermiyor. sonunda birisi durumu fark edip beni bu yükten kurtardı.
devamını gör...
ne kadar ekmek o kadar köfte
"ne veriyorsan, karşılığı da tam olarak odur" anlamına gelen, "metrik hesaplar" ve de "profesyonel ilişkiler"e daha çok yakıştığını düşündüren yeni sayılabilecek mecazi atasözlerimizden.
bunu sosyal ve soyut olarak da düşünüp hesap yapan, "kazanır görünümlü kaybeden" insanlar mevcuttur.
***ve aynı zamanda kamçılı orkestra şefi ukdesi.
bunu sosyal ve soyut olarak da düşünüp hesap yapan, "kazanır görünümlü kaybeden" insanlar mevcuttur.
***ve aynı zamanda kamçılı orkestra şefi ukdesi.
devamını gör...
wattpad
klişeleşmiş hikayelerle dolu bir yerdir. türk yazarlar arasında en revaçta kitaplarda iyi bir meslekte çalışan -özellikle devlet memuru vs.- kötü ve gaddar bir erkek karaktere aşık olan kız karakterleri ana kahraman olarak kullananlara sıklıkla rastlanır.
devamını gör...
metalci gençliğin tarihe karışması
çünkü yaş almışlardır. metalciler yok olmaz, sadece nitelik değiştirir. (bkz: yaşlı)
devamını gör...
merhum vs müteveffa
bu iki sıfat çoğu kez yanlış kullanılır. ölmüş müslüman, merhum diye anılır. müteveffa ise ölmüş gayrimüslümler için kullanılan bir tanımdır. hatta, ölen kişi daha ünlü ve zengin ise sanki daha iyi tanımlama gibi müteveffa kelimesini kullanıyorlar.
devamını gör...
marikaki
yunan müziği ile the sound of music hakkındaki belirgin ilgi ve birikimini gördükten sonra hemen takibe aldığım yazardır. tanımlarının okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.hoş gelmişler.
devamını gör...
beta hücreleri
pankreasda bulunurlar. insülin adlı hormonu salgılar.
devamını gör...
ajanda kullanamamak
kendimde en sevmediğim şeylerden birisi sanırım bu. ajanda kullanamamak bana göre normal bir şey çünkü düzgün bi şekilde ajanda kullanan 3-5 kişi gördüm hayatımda ki gidip de tebrik etmişliğim bile var*. ama ben hem düzenli bir şekilde ajanda kullanamayan hem de defter/ajanda almaya bayılan, her gördüğüne atlayan biriyim. evde kullanmadığım bi sürü boş not defterim ya da ajandam var ve nası değerlendirebileceğimi bile bilmiyorum**.
devamını gör...
poğaça suratlı erkeklerin alıcısının çok olması
erkekler mal değildir alınıp satılamaz .*
devamını gör...
türkiye'nin en güzel kadını
(bkz: gülşen bubikoğlu)
devamını gör...
abraham lincoln
1861-1865 yıllarında başkanlık etmiş 16. amerika başkanı, asıl mesleği avukatlıktır.
dört büyük amerikan başkanından biridir.
başkan oluşunun ardından köleliği kaldırılacağını açıklaması üzerine 7 eyalet amerikadan bağımsızlığını ilan edip, birlikten ayrılmıştır.
bunu kabul edilemez görerek birliğin bir arada tutulması amacıyla amerikan iç savaşını başlatmıştır.
başkanlığı döneminde siyasi rakiplerinin hepsine birer bakanlık vererek çevresinde tutmuş, niye böyle yaptığını soranlara ' bu şekilde kontrol etmek daha kolay oluyor' demiştir.
*esas amacı ekonomik olmasına rağmen daha sonradan köleliğe karşı yapılan savaş olarak mitleşen iç savaşın kahramanıdır.
*görevdeyken bir suikast sonucu öldürülen, ilk amerika başkanıdır.
***özgürlük konusunda şöyle demiş; "koyunu, kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre de özgürlüğüne engel olan bir kimsedir..
demek ki, koyunla kurdun özgürlük deyince söylemek istedikleri şeyler birbirinden değişiktir."
***amerikanın başkanı abraham lincoln düşmanları hakkında çok yumuşak dil kullanırdı.
bazıları onun bu üslubunu hoş görmezler , düşmanlarınızı yok etmek dururken onları böyle okşamanızı anlayamıyoruz derlerdi.
lincoln, onlara şu cevabı verirdi:
sayın efendiler!
düşmanlarımı kendime dost etmekle onları zaten yok etmiş olmuyormuyum ?
abhraham lincoln'un tarihte iz bırakacak bazı sözleri:
*tereddüt veya pes ettiğin an pişman olacaksın.
amacına sadık kalırsan kısa sürede kendini, hayatında hiç hissetmediğin kadar iyi hissetmeye başlayacaksın.
öte yandan, tereddüt veya pes ettiğin anda tüm kararlılığını kaybedeceksin ve hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.
sabırla bekleyen insanlar da hayattan ödüllerini alabilir ama sadece atik insanlardan geriye kalanları.
*kölelik kötü değilse, hiçbir şey kötü değildir.
*aynaya baktığında başka birini görmek istemiyorsan kendin gibi ol.
*"öfkenin ateşi önce sahibini yakar. kıvılcımı ise hasmına ya varır, ya varmaz." demiş abd 16. devlet başkanı.
dört büyük amerikan başkanından biridir.
başkan oluşunun ardından köleliği kaldırılacağını açıklaması üzerine 7 eyalet amerikadan bağımsızlığını ilan edip, birlikten ayrılmıştır.
bunu kabul edilemez görerek birliğin bir arada tutulması amacıyla amerikan iç savaşını başlatmıştır.
başkanlığı döneminde siyasi rakiplerinin hepsine birer bakanlık vererek çevresinde tutmuş, niye böyle yaptığını soranlara ' bu şekilde kontrol etmek daha kolay oluyor' demiştir.
*esas amacı ekonomik olmasına rağmen daha sonradan köleliğe karşı yapılan savaş olarak mitleşen iç savaşın kahramanıdır.
*görevdeyken bir suikast sonucu öldürülen, ilk amerika başkanıdır.
***özgürlük konusunda şöyle demiş; "koyunu, kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre de özgürlüğüne engel olan bir kimsedir..
demek ki, koyunla kurdun özgürlük deyince söylemek istedikleri şeyler birbirinden değişiktir."
***amerikanın başkanı abraham lincoln düşmanları hakkında çok yumuşak dil kullanırdı.
bazıları onun bu üslubunu hoş görmezler , düşmanlarınızı yok etmek dururken onları böyle okşamanızı anlayamıyoruz derlerdi.
lincoln, onlara şu cevabı verirdi:
sayın efendiler!
düşmanlarımı kendime dost etmekle onları zaten yok etmiş olmuyormuyum ?
abhraham lincoln'un tarihte iz bırakacak bazı sözleri:
*tereddüt veya pes ettiğin an pişman olacaksın.
amacına sadık kalırsan kısa sürede kendini, hayatında hiç hissetmediğin kadar iyi hissetmeye başlayacaksın.
öte yandan, tereddüt veya pes ettiğin anda tüm kararlılığını kaybedeceksin ve hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.
sabırla bekleyen insanlar da hayattan ödüllerini alabilir ama sadece atik insanlardan geriye kalanları.
*kölelik kötü değilse, hiçbir şey kötü değildir.
*aynaya baktığında başka birini görmek istemiyorsan kendin gibi ol.
*"öfkenin ateşi önce sahibini yakar. kıvılcımı ise hasmına ya varır, ya varmaz." demiş abd 16. devlet başkanı.
devamını gör...
