risk alınmayacak yerlerde yaptığım
kendimi kamyon sürüyormuş gibi sandığım eylem.
kremli elle biraz tehlikeli olabiliyor.
devamını gör...

ilk defa cnbc-e diye bir kanal vardı eskiden orada izlemiştim, aynı zamanlımı tekrarımıydı bilmiyorum, zaten new york hep görmek istediğim hatta yaşamak istediğim bir yerdir, o apartmanlar, merdivenlerde takılmaları filan, ted in mimar olması zaten başlıca izleme sebebim, kendi evlerinde yaşamaları, o özgürlük.. 5 yaşımda başlayan evden ayrılma planlarımı körükleyen dizidir..

*altında bar değil ama kahve zinciri olan bir evde oturdum, tekrar izlersem sanırım new york a da yerleşirim :) gerçi şimdi oralar çok karışık ama olsun, totem yapıp başlıyorum bugün..
devamını gör...

sık sık görüyorum böyle kişilerden. milletin ne yazıp yazacağına karışıp duruyorlar. hep bir öfke, hem bir kusur bulma isteği var içlerinde. biri trollere saldırıyor, bir diğeri gündem tanımları girenlere; bir diğeri kendi halinde geyik yapan yazarlara saldırıyor, bir diğeri "şu" ve ya "bu" konuda başlık açtı diye.

hep ilgiye aç insan hareketleri bunlar, "ulan şunu da bi' yerin dibine gömeyim de beğeni atsınlar he he he" diye ellerini sinek gibi ovuşturuyorlar adeta. özellikle de, biri kadınlar hakkında başlık açsa da üzerine çullansam diye. o halde küçük enişteleri hiç tutmayalım biz, eğer bir hesapları varsa dikilsinler karşımıza. ben size bi' soğuk su ikram ederim, tatlış tatlış tekrardan barışırız zaten.

daha bir hafta geçmeden üç adet sevdiğim yazar linç kültürüne kurban gitti, ve sanıyorum ki dönmemek üzere terk ettiler bu diyarı. oysa ne gerek vardı beni sevdiğim yazarlardan ayırmanıza? güzel güzel konuşup anlaşabilmek var iken, küçük enişteliğin ne faydası var bizlere? artık herkesten birazcık saygı ve soğukkanlılık bekliyorum o yüzden. eğer sevmiyorsan çözüm zaten çok basit, o "engelle" butonu boşuna koyulmamış oraya. bence bir bakın derim.*
devamını gör...

hele o küçük fotoğrafları hareket ettirip yaptıkları stop motion yok mu? çok sevdiğim bir şarkıdır. aşk acısı çekin beni dinleyin der, insana.
devamını gör...

bencil ebeveynlerdir. ne yaparsanız yapın mutlu olmazlar, sadece kendilerini düşünürler, en basit olaylarda bile çocuklarını suçlarlar, sürekli çocukları için kendi hayatlarından yaptıkları fedakarlıklardan bahsederler -ki asla bir fedakarlık söz konusu değildir-. sonuç olarak yetiştirdikleri birey mutsuz, kendine güveni olmayan ve agresif birisi olarak toplum hayatında var olmaya çalışır
devamını gör...

babalığını yaptığım sözlük organizasyonudur. şu anda elimde 10 civarı yazar var, iki üç tanesi de sözlüğün ünlü yazarlarından.

ama amacımız kötü değil, genelde sözlükte birçok tanım girmesine rağmen, hala nickaltısı açılmamış ve keşfedilmeyi bekleyen yazarlara öncelik veriyoruz. bir karşılama komitesi gibi düşünün. haraç olarak beğenilerinizi ve favorilerinizi alıyoruz o kadar.

keşfedilmememiş cevherler için aramalarımız hala sürmekte. bizden kaçış yok uleyn!
devamını gör...

kettle’daki su hala fokurdarken doldurmayınız. suyun sakinleşmesini bekleyiniz. sabırsızlığımdan, elimi yakmıştım doldururken. baya baya asit mi döktüm? derim mi soyuluyor? elim öldüüüüüü. gibi ciyaklamalarım olmuştu. bi tür travma gibi. bir düdüklü tencere, bir de sıcak su torbasına güvenim sıfır. beni yeniden tavlamaları gerekiyor aksi takdirde sonsuza dek küsüm bu ikisine.

edit: ayrıca bir yazarımızmış. * tanımlarına aşina olduğumda editleyeceğim.
devamını gör...

1983 yapımı atıf yılmaz filmi. turgut özakman'ın "bir şehnaz oyun" adlı tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanmış. senaryosu ise yavuz turgul' a ait. oyuncu kadrosu pek hoş.şener şen,ilyas salman, neriman köksal,
şevket altuğ, serra yılmaz, ayşen gruda, yaprak özdemiroğlu, berrin koper ve daha niceleri.
filmde letafet' in * evi çemberimde gül oya ve yaprak dökümü' nden bildiğimiz ev.

filmin konusu ise şöyle: karısnın beybabası sayesinde serkumandan olan rüşvetçi ziver bey, beybabanın evlatlığını hamile bırakır. sorunu çözmek için karakolun saf, temiz, namuslu bekçisi cumali'yi kandıran ziver bey , evlatlıkla bekçiyi evlendirmek ister. daha önce kimseyle birlikte olmamış bekçiyi ziver bey' in yardakçısı hurşit letafet' in evine * götürür. evde şekerpare'yi gören cumali ilk görüşte ona aşık olur. verdiği sözle aşkının arasında kalan cumali' nin çırpınışları film boyunca devam eder.


şener şen o kadar mükemmel oynamıştır ki filmde bence diğer herkesi gölgede bırakmıştır. mükemmel bir sistem eleştirisi, nokta atışı birçok tespit var filmde. dönemin çarpık yapısı komediyle çok güzel harmanlanmış, ben özellikle berrin koper' in repliklerini çok seviyorum. ayrıca nezarethane sahnesinde bir iki dakikalığına macit koper de oynamıştır. velhasılı kelam on numara filmdir. benim favori türk filmlerin arasındadır.
devamını gör...

hegelyen başlıklar. yıl olmuş 2021, ortadoğu'da alman romantizmi keşfediliyo. yakında tekerleği de icat edicez az kaldı.
devamını gör...

sözlüğü pek seven, sevdiğini hissettiren izmir sevdalısı japon yazarımız.
iyi ki var.
devamını gör...

kimyasal hadım ya da idam, karşı karşıya olduğumuz üzücü sonuçlardan yola çıkarak önerdiğimiz yaptırımlar.
bence suça giden yolu ve sebeplerini ortadan kaldırmamız lazım.
kısaca söyleyecek olursak, hukuka duyulan inanç ve eğitim bu meselenin kilit noktası.
devamını gör...

türk sanat müziği sanatçısıdır. tam adı, zehra nesrin sipahi'dir. 1934 doğumlu ve kırım türküdür. *
devamını gör...

bu kadar popüler olmasından rahatsız olduğum kişi.
devamını gör...

bir ekonominin normal çalışma seviyesindeyken mevcut olan işsizlik düzeyine verilen isimdir. genellikle bu oran %5'tir.
devamını gör...

olayı baya kişiselleştirmiş yazar beyanı. boş beyan üzerine gram düşünülmemiş beyan.
napsın bu insanlar tacizcisinin çocuğunu mu doğursun. bakamayacağı sevemeyeceği çocuğu doğursun da sefalet ilgi sevgi yoksunluğu mu çeksin bu çocuk. ya da sokağa mı atsın. kürtaja gelene kadar konu doğru cinsiyet ve cinsellik eğitimi verelim de iş buralara kadar gelmesin. (bkz: doğum kontrolü)
devamını gör...

bu düzeye gelmeden bitirebiliyorsanız bitirin, karşının egosunu tatmin etmeyin.
devamını gör...

insan ne ile yaşar?
devamını gör...

bulaşık makinesinden alınan tabağın güzel yıkanmadığını fark etmek
devamını gör...

2 haftalık bir aradan sonra herkese tekrardan merhabalar sevgili yazarlar. bu hafta hem sizlere hem de biraz özüme dönüyorum.

bu akşam programımızda, 96&97 seneleri metallica'sı var.
sadece load&reload albüm zamanlarına, şarkılarına ve de tabii ki hikayelerimize değineceğimiz bir program olacak. benim için en özel olan müzik grubunun bu zamanlarını; şu sıralar kendi yaşadığım ve değişen hayatımla bağdaştırdığım için bu iki albümü sizlere anlatmaya çalışmak benim için özel olacak.

30 yıldır hala aynı müzik ateşi ile birlikte çatır çatır çalmaya devam eden bu adamların bütün kariyerini tek bir programda anlatmak mümkün olmayabilirdi benim için. o yüzden thrash ruhunu hala taşıyan genç arkadaşlar ve bu ruhu kaybetmemiş abilerim, ablalarım üzülmesin; sonraki programlarda bol bol dinleyeceğiz.

bu programda nothing else matters olmayacak sevgili yazarlar, baştan uyarayım...**
bu akşam, kıyıda köşede kalmış, cevheri pek de bilinmeyen metallica şarkılarını dinlerken, sizlerden de beklediğim anılar ve hikayelerle birlikte olacağız.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mesajlar hmm.....
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim