en sevilen dizi çifti
savcı esra ve behzat ç.
donna ve harvey.
donna ve harvey.
devamını gör...
bukalemun etkisi
farkında olmadan başkalarının davranışlarını, mimiklerini, hareketlerini taklit etmeye verilen psikolojik kavramdır.
bukalemun etkisi aslında her insanda bulunur. 'onlar gibi olursam kabul görürüm' düşüncesinin davranışa dönüşmüş hali de denebilir.
bukalemun etkisi aslında her insanda bulunur. 'onlar gibi olursam kabul görürüm' düşüncesinin davranışa dönüşmüş hali de denebilir.
devamını gör...
babaya yakışan bir şey
eşinin haksız olduğunu bildiği durumlarda bile eğer kendisinden önce bir karar alınmışsa, bir söz söylenmisse "anneniz ne diyorsa o olacak." diyerek tutarlı bir tavır sergilemesi.
devamını gör...
babanın sevilmeyen huyları
dışarıya karşı çok bonkör.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
devamını gör...
salt maruz kalma etkisi
salt maruz kalma etkisi, farkında olmadan tercihlerimizi etkileyen bir süreçtir. şimdi içinde bulunduğumuz süreçte nefret ettiğimiz herhangi bir şeyi, zaman içerisinde sevebileceğimizi, fikirlerimizin maruz kalma ile değişebileceğini ifade eder. insanlar alışık oldukları şeylere daha çabuk bağ kurar ve kabullenirler. işte maruz kalma durumu ortaya çıktığında beğenmediğimiz bir şeyi bağ kurduğumuz için daha sonraları beğenmemize neden olduğunu açıklar.
devamını gör...
bir bilen (yazar)
katliama uğrayan insanlar hakkında "ama onlar da hak etti" gibisinden cümleler kurup insanları kin ve düşmanlığa tahrik eden, tek var olma amacı çıkıntılık yaparak insanların tepkisini çekmek olan şahıs. şimdi de insanları düşmanlığa sürüklediği tanımları silindiği için sözlükten gidiyormuş. selametle
devamını gör...
mimarlık
bir nevi yaratma sanatı. dünya üzerinde toplum içerisinde görevi bina yapmak olarak bilinse de aldığı eğitim ile tasarım ve tasarım kültürü sayesinde bir çok meslek dalını gerçekleştirebilecek kalifiyeli tasarımcı, yönetici gibi farklı pozisyonlarda mesleğini icra edebilecek bir nevi problem çözen. işlev-estetik-maliyet gibi başlıkları dengeli bir biçimde ürüne-probleme yansıtmaya çalışan. siyah/beyaz severlikleri ile diğer renklerden ayrıştırılmış elit bireyler gibi gözükseler de her renk ile elit olunabileceğinin farkında, sıcak kanlı, üretmeye çözüme odaklı geleceğin insanları. onları sabun fabrikasından, iç dizayna, yapı tasarımından yöneticilik vasıflarına kadar endüstriyel tasarım, siyaset... gibi bir çok mesleği icra ederken görmeniz mümkün. üniversite eğitimlerinde yaşadıkları zorlu eğitim süreci(sabahlamalar-psikolojik baskılar-sınıf içerisindeki hiyerarşi-maddi zorluklar-uygulamalı derslerin /(gbkz: stüdyo)ların verdiği stres-kaygı-vb )onları yıpratıyor gibi görünse dahi çok da zevkli dönemlerden geçerler. hissettikleri acı onlara zevk verir bir nevi. derslikleri normal bir sınıftan çok ayrı şekilde stüdyo sistemi ile ilerlemekte olup bu yaşam alanını 7/24 kullanabildikleri yaşayan bir organizmaya çevirmişlerdir. aldıkları eğitim ütopik yapı tasarımlarına daha çok ağırlık verse de teknik çizim ve detay bilgileri ile büyük çapta hazırlanması gereken bir projenin her işlevini açıklayabilecek yönetebilecek bilgi ve deneyime sahip yetiştirilirler. deadlinelar onlar için çok önemlidir. dakik bireyler olmak zorundadılar.
(bkz: mimarlık)
(bkz: iç mimarlık)
(bkz: peyzaj mimarlığı)
.
.
.
(bkz: mimarlık)
(bkz: iç mimarlık)
(bkz: peyzaj mimarlığı)
.
.
.
devamını gör...
sözlüğe fotoğraf yüklemek
kalma süresine dikkat edin yüklerken aksi halde ben gibi bakmadan yüklerseniz, silindiğinde tanımlarınız öksüz gibi kalakalır. fotoğraflarla desteklenen tanımlar; bana hep daha çok emek sarfedilen ve daha okunası geliyor ve bu şekilde paylaşım yapanlara çok saygı duyuyorum. hem oylayıp hem favoriliyorum. bu konuda çok değerli ve sevgili (bkz: bal porsuğu)’nu takdir ediyorum. özene bezene hazırladığı tanımlarını görsellerle de renklendiriyor. imreniyorum.
devamını gör...
4 haziran 2021 yekta saraç'ın açıklaması
yök başkanının üniversitelerin tanımını yaparken sarf ettiği sözlerdir. yine emanet edilmekten ve birilerinin himayesi altına girmekten kurtulamamışız... buradan
devamını gör...
kafa sözlük
kafa sözlüğün ruhunu, instelanın itü sözlük olduğu zamanlara benzettim. umarım onun gibi ıssız kalmaz. kafa sözlükte ilk sözlük deneyimini yaşayacak genç arkadaşlar özellikle şanslı. hem ekşi sözlük gibi yıllar süren çaylaklıkla hevesleri kırmıyor, hem kaliteli bir ortama benziyor.
devamını gör...
diyanet'in 100 milyon liraya saray yaptırması
günde üç beş hurma ile karnını doyuran peygamberin asla doymak bilmeyen ümmetinin icraatidir.
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
karma puan çılgınlığı ve sözlük yönetiminin ekonomi yaklaşımı üzerine bir inceleme
geçtiğimiz günlerde yapılan ''kafa store'' indirim günleri hepinizin dikkatini çekmiştir. sözlük yazarlarını acımasızca ve fütursuzca başlık altlarında çalıştıran, girdikleri tanımlardan nemalanan sözlük yönetimi, bu emeğin karşısında yazarlarına asgari ücretin bile altında bir karma puan ödemesi yapıyor. oysa pazar çok pahalı. bir çok sözlük yazarı, indirime rağmen temel ihtiyaç malzemelerini temin edemiyor. sözlükte bir çok yazar ''millet aç aç!'' nidaları atarken, yoldaş ve ekibi yaşanan ekonomik krizi görmezden geliyor.
bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise yazarların yaşadığı ekonomik dar boğazı umursamadığını gözler önüne seriyor. açıklamayı kaçıran değerli sözlük yazarları için aynen buraya aktarıyoruz.
''bana kimse bu sözlük içerisinde insanlar karma puana muhtaç dedirtemezsiniz. değiller. abartılı işler bunlar. muhaliflerin hakkımızdaki karalama kampanyalarından yalnızca birisi. bakın ben yine de yüce gönüllülüğümü gösterdim. iko'ya talimatı verdim. çöz şu sıkıntıları dedim. fiyatları indir. rozet lobisine, kişisel ileti lobisine geçit verme dedim. o da sağ olsun halletti. şu anda sözlükte karma puan sıkıntısı çeken, istediğini alamayan yazar yok. hatta bazıları üç rozet aldı. bunları biliyoruz. kulağımıza geliyor. ekonomik durum kötü olsa bunu yapabilirler mi ? yapamazlar. herkesin bir eli yağda bir eli balda, oturdukları yerden bize nasıl kara çalacaklarını düşünüyorlar. tek bir yazar dahi yatağa karma puansız girmedi/girmiyor.''
bu açıklamalardan sonra pek çok sözlük yazarı ile görüştük. kime dokunsak bin ah işittik. karma puan kredisi çekip ödeyemeyen, başlıklarına ve tanımlarına haciz gelen yazarlar olduğu gibi. 3-5 karma puan için mendil açıp dilenmeye başlayan yazarlar olduğunu da üzülerek gördük. hele bir yazarın başlık altında, ''indirim bitmeden bana borç verin borç'' diyerek kendini yakma girişiminde bulunması halen gözlerimizin önünde.
bazı yazarlar bu mevzuda acıyı bal eylerken, vur patlasın çal oynasın tarzında ''karma puan harcaması'' yapan yazarlarda var. peki bu yazarlar içinde bulunduğumuz ekonomik krizde nasıl oluyor da bu kadar rahat harcama yapabiliyorlar ? bu önemli sorunun cevabına da yine derin araştırmalarımız sonucunda ulaştık.
sözlük ekonomisinden sorumlu kaynağımızın söyledikleri şu şekilde;
''bazı başlıklarda ihaleye çıkıyoruz. tutacak başlıklar için yaptığımız bir uygulama bu. tabi ihaleyi elin adamına verecek değiliz. bize yakın olana veriyoruz. bunda yadırganacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. bu başlıkları alanların karma puanının fazla olması gayet doğal. bunda kızacak kıskanacak bir şey yok. bize yakın olanların rahat etmesini sağlamamız lazım. bu bir gönül işi. bizim tarafımızda duracak gönüllere/gönüllülere ihtiyacımız var. bu en doğal hakkımızdır diye düşünüyoruz. hem onca şey yaptık. bilmem kaç şeritli kategori bölümü açtık. gece modu yapıldı. profillere onlarca özellik ekledik. hepsini bir kenara bırakın, radyo açtık radyo! bunlar hep bu arkadaşların sayesinde oluyor. bırakında karma puanları sizden çok olsun!''
evet değerli okurlar bu konuda bizim söyleyeceğimiz hiç bir şey kalmadı. ateş düştüğü yeri yakıyor. en doğru değerlendirmeyi sizin yapacağınızı biliyor ve bu konu ile ilgili tüm muhasebeyi vicdanlarınızda yapacağınıza sonuna kadar inanıyoruz.
sözlük yönetiminin yeni düşman algısı ve oglalalakota'nın bu algı oyunları içerisindeki yeri!
değerli sözlük müdavimleri, önceki bültenimizde sözlükte yaşanan kalkışma kıvılcımlarını ve yönetimin bu kıvılcımlara nasıl karşılık verdiğini yazmıştık. özellikle ''jön kafacılar'' teşkilatına yönelik yapılan baskınlar ve mellisho üzerinde yaratılan algı sonrasında yönetim bu işten kârlı çıkmış gözüküyor. sizlerde taktir edersiniz ki, mellisho'nun mesaj kutusunda bulunan şiirsel metinden sonra, kendisinin tutumunda bir nebze yumuşama görüldü. sanki kurda, kuzu postu giydirilmiş gibi bir durum söz konusu. içinde yanan devrim ateşi bir şekilde söndürülmüş ve hizaya çekilmiş gibi görünüyor. durumla ilgili kendisinden bilgi almak istediğimizde, evi temizleteceğim röportaj verecek vaktim yok diyerek, röportaj talebimizi geri çevirmesi de, kuşkularımızı arttıran önemli bir etken oldu.
tüm bu kuşkular ışığında kulağımıza gelen yeni bir olayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. ''jön kafacılar'' kalkışması sonrasında, yönetim korku dağlarının zirvesinde dolaşmaya başladı. her şeyden nem kapar hale geldiler. ve tamda bu sebepten mütevellit oglalalakota adlı yazar hedef tahtasına oturtuldu. peki nedir bu olayın aslı astarı? yönetimdeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgileri kelimesi kelimesine sizlerle paylaşıyoruz.
''yoldaş, oglalalakota'nın paylaşımlarından ciddi anlamda rahatsız. alttan alta sözlük yönetimini hedefe oturttuğunu düşünüyor. yazarın sürekli kızılderili katliamlarını gündeme getirmesi, baskıcı yönetimlerle ve insan hakları ihlalleri ile ilgili yaptığı paylaşımların, sözlük yönetimine yönelik alttan alta bir eleştiri olduğunu düşünüyor. bu sebeple de yazarın tüm hareketleri izlemeye alındı.
ayrıca yazarın sürekli hayalet dansından bahsediyor olması da bizim açımızdan bir kalkışma alâmeti olarak nitelenmekte. durup durup bu konuyu açmanın hikmeti harbiyesi nedir ? bilgisini vermişsin halen neyin peşindesin? diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
bunların dışında büyük bir sorun daha yaşıyoruz. bazı yazarlar kendisinin paylaşımları yüzünden bize duman yoluyla ulaşmaya çalışıyor. mesaj kutusu kullanmayı bıraktılar ve bu durum moderasyon açısından büyük bir sıkıntı oluşturmaya başladı. duman altında kaldık resmen. boğuluyoruz!
böyle giderse kendisi için sözlükte bir rezervasyon alanı oluşturacağız. bu iş başka türlü çözüme ulaşacak gibi gözükmüyor.''
evet değerli okurlar. sözlük yönetimi ayakta kalabilmek ve iktidarını devam ettirebilmek adına sürekli yeni düşmanlar yaratmak suretiyle, sözlüğü baskı ve korku ile yönetmeye devam ediyor. beyaz şeytana karşı şef oglalalakota'nın sonuna kadar yanında olduğumuzu bilmenizi isteriz. tek derdi insanlarla barış çubuğu tüttürmek olan bu güzel adama yapılan zulmü kabul etmiyoruz ve yüksek sesle haykırıyoruz; ''oglala lakota'yı rahat bırakın!''
kimsesizlerinkimiraikkonen pistlere veda mı ediyor ?
sözlüğün pek çok alanında hız düşürmeden sürüş yeteneklerini sergileyen değerli pilotu kimsesizlerinkimiraikkonen ile ilgili kulağımıza bazı söylentiler geldi. özellikle şiir başlıklarında harika bir iş çıkarmakta olan kimi'nin son günlerde gözlerinde bazı problemler oluştuğu ve bu yüzden sıkça pilotaj hatası yaptığından bahsediliyor. kendisine bu mevzu ile ilgili yönelttiğimiz sorulara pistlerdeki gururumuz kimi şöyle yanıt verdi;
kimi hakkında çıkarılan iddialarla ilgili yarışseverlere ne söylemek istersin ?
''aslında kafa sözlük sezonu benim için harika başlamıştı. sıralama turlarında çok iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. damalı bayrağı her görüşümde içimde kelebekler uçuşuyor. fakat son zamanlarda formumda bir düşüş olduğunun bende farkındayım. bunun en büyük sebebi sözlükte açılan şiir başlıklarında, şiirlerin boşluk bırakılmadan paylaşılması. hepsini okuyacağım derken gözlerimi bozdum. her dizeyi okuyabilmek için tabiri caizse tampon tampona mücadele veriyorum. tam şiiri okudum, anladım derken de, gözlerimde bir bulanıklaşma oluşuyor ve şiir pistinden çıkıyorum.''
peki bu durum kalıcı mı ?
''kalıcı olduğunu zannetmiyorum. bu sıkıntıyı gece yarısı yaptığım test sürüşlerinde daha sık yaşıyorum. ama kendimi toparlayacağıma inanıyorum. beni sevenler ve beni takip edenlerden ricam şu; şiir paylaşırken lütfen arada boşluk bırakınız. gerçekten görüş alanımı kaybediyor ve sürüş hakimiyetimi yitiriyorum. ayrton senna'nın başına gelenlerin benim başıma gelmesinden de açıkçası çekiniyorum. hep birlikte şampanya patlatmak varken beni dört kolluya bindirmek niyetinde olan arkadaşları da sizin aracılığınız ile esefle kınıyorum.''
açık, mert, korkusuz kafa sözlük haber ajansını okudunuz. keyifli sözlükler dileriz.
geçtiğimiz günlerde yapılan ''kafa store'' indirim günleri hepinizin dikkatini çekmiştir. sözlük yazarlarını acımasızca ve fütursuzca başlık altlarında çalıştıran, girdikleri tanımlardan nemalanan sözlük yönetimi, bu emeğin karşısında yazarlarına asgari ücretin bile altında bir karma puan ödemesi yapıyor. oysa pazar çok pahalı. bir çok sözlük yazarı, indirime rağmen temel ihtiyaç malzemelerini temin edemiyor. sözlükte bir çok yazar ''millet aç aç!'' nidaları atarken, yoldaş ve ekibi yaşanan ekonomik krizi görmezden geliyor.
bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise yazarların yaşadığı ekonomik dar boğazı umursamadığını gözler önüne seriyor. açıklamayı kaçıran değerli sözlük yazarları için aynen buraya aktarıyoruz.
''bana kimse bu sözlük içerisinde insanlar karma puana muhtaç dedirtemezsiniz. değiller. abartılı işler bunlar. muhaliflerin hakkımızdaki karalama kampanyalarından yalnızca birisi. bakın ben yine de yüce gönüllülüğümü gösterdim. iko'ya talimatı verdim. çöz şu sıkıntıları dedim. fiyatları indir. rozet lobisine, kişisel ileti lobisine geçit verme dedim. o da sağ olsun halletti. şu anda sözlükte karma puan sıkıntısı çeken, istediğini alamayan yazar yok. hatta bazıları üç rozet aldı. bunları biliyoruz. kulağımıza geliyor. ekonomik durum kötü olsa bunu yapabilirler mi ? yapamazlar. herkesin bir eli yağda bir eli balda, oturdukları yerden bize nasıl kara çalacaklarını düşünüyorlar. tek bir yazar dahi yatağa karma puansız girmedi/girmiyor.''
bu açıklamalardan sonra pek çok sözlük yazarı ile görüştük. kime dokunsak bin ah işittik. karma puan kredisi çekip ödeyemeyen, başlıklarına ve tanımlarına haciz gelen yazarlar olduğu gibi. 3-5 karma puan için mendil açıp dilenmeye başlayan yazarlar olduğunu da üzülerek gördük. hele bir yazarın başlık altında, ''indirim bitmeden bana borç verin borç'' diyerek kendini yakma girişiminde bulunması halen gözlerimizin önünde.
bazı yazarlar bu mevzuda acıyı bal eylerken, vur patlasın çal oynasın tarzında ''karma puan harcaması'' yapan yazarlarda var. peki bu yazarlar içinde bulunduğumuz ekonomik krizde nasıl oluyor da bu kadar rahat harcama yapabiliyorlar ? bu önemli sorunun cevabına da yine derin araştırmalarımız sonucunda ulaştık.
sözlük ekonomisinden sorumlu kaynağımızın söyledikleri şu şekilde;
''bazı başlıklarda ihaleye çıkıyoruz. tutacak başlıklar için yaptığımız bir uygulama bu. tabi ihaleyi elin adamına verecek değiliz. bize yakın olana veriyoruz. bunda yadırganacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. bu başlıkları alanların karma puanının fazla olması gayet doğal. bunda kızacak kıskanacak bir şey yok. bize yakın olanların rahat etmesini sağlamamız lazım. bu bir gönül işi. bizim tarafımızda duracak gönüllere/gönüllülere ihtiyacımız var. bu en doğal hakkımızdır diye düşünüyoruz. hem onca şey yaptık. bilmem kaç şeritli kategori bölümü açtık. gece modu yapıldı. profillere onlarca özellik ekledik. hepsini bir kenara bırakın, radyo açtık radyo! bunlar hep bu arkadaşların sayesinde oluyor. bırakında karma puanları sizden çok olsun!''
evet değerli okurlar bu konuda bizim söyleyeceğimiz hiç bir şey kalmadı. ateş düştüğü yeri yakıyor. en doğru değerlendirmeyi sizin yapacağınızı biliyor ve bu konu ile ilgili tüm muhasebeyi vicdanlarınızda yapacağınıza sonuna kadar inanıyoruz.
sözlük yönetiminin yeni düşman algısı ve oglalalakota'nın bu algı oyunları içerisindeki yeri!
değerli sözlük müdavimleri, önceki bültenimizde sözlükte yaşanan kalkışma kıvılcımlarını ve yönetimin bu kıvılcımlara nasıl karşılık verdiğini yazmıştık. özellikle ''jön kafacılar'' teşkilatına yönelik yapılan baskınlar ve mellisho üzerinde yaratılan algı sonrasında yönetim bu işten kârlı çıkmış gözüküyor. sizlerde taktir edersiniz ki, mellisho'nun mesaj kutusunda bulunan şiirsel metinden sonra, kendisinin tutumunda bir nebze yumuşama görüldü. sanki kurda, kuzu postu giydirilmiş gibi bir durum söz konusu. içinde yanan devrim ateşi bir şekilde söndürülmüş ve hizaya çekilmiş gibi görünüyor. durumla ilgili kendisinden bilgi almak istediğimizde, evi temizleteceğim röportaj verecek vaktim yok diyerek, röportaj talebimizi geri çevirmesi de, kuşkularımızı arttıran önemli bir etken oldu.
tüm bu kuşkular ışığında kulağımıza gelen yeni bir olayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. ''jön kafacılar'' kalkışması sonrasında, yönetim korku dağlarının zirvesinde dolaşmaya başladı. her şeyden nem kapar hale geldiler. ve tamda bu sebepten mütevellit oglalalakota adlı yazar hedef tahtasına oturtuldu. peki nedir bu olayın aslı astarı? yönetimdeki kaynaklarımızdan aldığımız bilgileri kelimesi kelimesine sizlerle paylaşıyoruz.
''yoldaş, oglalalakota'nın paylaşımlarından ciddi anlamda rahatsız. alttan alta sözlük yönetimini hedefe oturttuğunu düşünüyor. yazarın sürekli kızılderili katliamlarını gündeme getirmesi, baskıcı yönetimlerle ve insan hakları ihlalleri ile ilgili yaptığı paylaşımların, sözlük yönetimine yönelik alttan alta bir eleştiri olduğunu düşünüyor. bu sebeple de yazarın tüm hareketleri izlemeye alındı.
ayrıca yazarın sürekli hayalet dansından bahsediyor olması da bizim açımızdan bir kalkışma alâmeti olarak nitelenmekte. durup durup bu konuyu açmanın hikmeti harbiyesi nedir ? bilgisini vermişsin halen neyin peşindesin? diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
bunların dışında büyük bir sorun daha yaşıyoruz. bazı yazarlar kendisinin paylaşımları yüzünden bize duman yoluyla ulaşmaya çalışıyor. mesaj kutusu kullanmayı bıraktılar ve bu durum moderasyon açısından büyük bir sıkıntı oluşturmaya başladı. duman altında kaldık resmen. boğuluyoruz!
böyle giderse kendisi için sözlükte bir rezervasyon alanı oluşturacağız. bu iş başka türlü çözüme ulaşacak gibi gözükmüyor.''
evet değerli okurlar. sözlük yönetimi ayakta kalabilmek ve iktidarını devam ettirebilmek adına sürekli yeni düşmanlar yaratmak suretiyle, sözlüğü baskı ve korku ile yönetmeye devam ediyor. beyaz şeytana karşı şef oglalalakota'nın sonuna kadar yanında olduğumuzu bilmenizi isteriz. tek derdi insanlarla barış çubuğu tüttürmek olan bu güzel adama yapılan zulmü kabul etmiyoruz ve yüksek sesle haykırıyoruz; ''oglala lakota'yı rahat bırakın!''
kimsesizlerinkimiraikkonen pistlere veda mı ediyor ?
sözlüğün pek çok alanında hız düşürmeden sürüş yeteneklerini sergileyen değerli pilotu kimsesizlerinkimiraikkonen ile ilgili kulağımıza bazı söylentiler geldi. özellikle şiir başlıklarında harika bir iş çıkarmakta olan kimi'nin son günlerde gözlerinde bazı problemler oluştuğu ve bu yüzden sıkça pilotaj hatası yaptığından bahsediliyor. kendisine bu mevzu ile ilgili yönelttiğimiz sorulara pistlerdeki gururumuz kimi şöyle yanıt verdi;
kimi hakkında çıkarılan iddialarla ilgili yarışseverlere ne söylemek istersin ?
''aslında kafa sözlük sezonu benim için harika başlamıştı. sıralama turlarında çok iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. damalı bayrağı her görüşümde içimde kelebekler uçuşuyor. fakat son zamanlarda formumda bir düşüş olduğunun bende farkındayım. bunun en büyük sebebi sözlükte açılan şiir başlıklarında, şiirlerin boşluk bırakılmadan paylaşılması. hepsini okuyacağım derken gözlerimi bozdum. her dizeyi okuyabilmek için tabiri caizse tampon tampona mücadele veriyorum. tam şiiri okudum, anladım derken de, gözlerimde bir bulanıklaşma oluşuyor ve şiir pistinden çıkıyorum.''
peki bu durum kalıcı mı ?
''kalıcı olduğunu zannetmiyorum. bu sıkıntıyı gece yarısı yaptığım test sürüşlerinde daha sık yaşıyorum. ama kendimi toparlayacağıma inanıyorum. beni sevenler ve beni takip edenlerden ricam şu; şiir paylaşırken lütfen arada boşluk bırakınız. gerçekten görüş alanımı kaybediyor ve sürüş hakimiyetimi yitiriyorum. ayrton senna'nın başına gelenlerin benim başıma gelmesinden de açıkçası çekiniyorum. hep birlikte şampanya patlatmak varken beni dört kolluya bindirmek niyetinde olan arkadaşları da sizin aracılığınız ile esefle kınıyorum.''
açık, mert, korkusuz kafa sözlük haber ajansını okudunuz. keyifli sözlükler dileriz.
devamını gör...
hangi yılda olduğunu bilmemek
geçen gün başıma gelmiş hede.
"ulan biz 2020'de degilmiydik" diye düşünmeme sebep oldu.
"ulan biz 2020'de degilmiydik" diye düşünmeme sebep oldu.
devamını gör...
biraz soluklan yiğidim
ard arda şuursuzca tanım beğendiğinizde karşınıza çıkan engel mesajı.
devamını gör...
yks 2021
bilgi sarmal,345,final gibi denemelerde 90 netin altına düşmeyen ben,matematik 30 doğrudan aşağı düşmeyen ben.bugün mahvoldu.matematikte 20 soru anca işaretledim.hayatımda böyle tyt sınavı görmedim.okulda evde çözdüğümüz denemelerle alakası yok.ogm sitesindeki sorularla alakası yok. ben böyle sorı tipleri hayatımda görmedim.resmen ayt sorularını tytde sormuşlar.
devamını gör...
kütüphanede ders çalışmak
bana biraz göstermelik eylem gibi geliyor.sonuçta olabildiğince sessiz tutulmaya çalışılsa da, etrafında bir sürü insan oluyor.mutlaka konsantrasyonunu dağıtacak bir hareket, ses , eylem ile karşılaşıyorsun.
bence kişinin kendi odası, çalışabilmesi adına en izole olabileceği yer ama tez yazıyorsan ya da ulaşman gereken kaynaklar varsa, bilgisayarını alıp işini bitirene kadar kütüphanede vakit geçirmen mantıklı.
ya da ilham olması açısından gidip ortamını sevdiğin kütüphanenin seçtiğin bir kısmına otururarak acil olmayan işlerini halledebilirsin.
onun dışında benim sıcak bakmadığım bir eylem çünkü ben çalışırken bölündüğümde delirebiliyorum özellikle bir şey üretmeye çalıştığım ya da ciddi bir şeye kendimi hazırlamaya çalıştığım anlarda çünkü ders çalışırken kendime dahi katı davranırım.sorumluluklarımı yerine getirme konusunda doğal bir asilik geliştirdim.o an istemesem bile, mutlaka o işin başına oturuyorum.
zaten üniversiteyi onurla bitirip, yüksek ve doktora’ya dahil olmamıda sağlayan bu kişisel direncim oldu diye düşünüyorum.daha üniversitede okurken, proseför olmayı planlamıştım.şimdi 2. doktorayı hatta 3. cüyü cümle içinde kuruyorum.
kısaca; kütüphane çoklu bir ortam olması sebebiyle bana göre bir yer değil ama var oluş mantığı her zaman çok güzel.
bence kişinin kendi odası, çalışabilmesi adına en izole olabileceği yer ama tez yazıyorsan ya da ulaşman gereken kaynaklar varsa, bilgisayarını alıp işini bitirene kadar kütüphanede vakit geçirmen mantıklı.
ya da ilham olması açısından gidip ortamını sevdiğin kütüphanenin seçtiğin bir kısmına otururarak acil olmayan işlerini halledebilirsin.
onun dışında benim sıcak bakmadığım bir eylem çünkü ben çalışırken bölündüğümde delirebiliyorum özellikle bir şey üretmeye çalıştığım ya da ciddi bir şeye kendimi hazırlamaya çalıştığım anlarda çünkü ders çalışırken kendime dahi katı davranırım.sorumluluklarımı yerine getirme konusunda doğal bir asilik geliştirdim.o an istemesem bile, mutlaka o işin başına oturuyorum.
zaten üniversiteyi onurla bitirip, yüksek ve doktora’ya dahil olmamıda sağlayan bu kişisel direncim oldu diye düşünüyorum.daha üniversitede okurken, proseför olmayı planlamıştım.şimdi 2. doktorayı hatta 3. cüyü cümle içinde kuruyorum.
kısaca; kütüphane çoklu bir ortam olması sebebiyle bana göre bir yer değil ama var oluş mantığı her zaman çok güzel.
devamını gör...
siyasilerin unutulmayan sözleri
"kardeşim hesap ettik, mahkumları hilton'da yatırsaymışız daha hesaplı oluyormuş"
kemal unakıtan'ın yüksek maliyetle yapılan bir cezaevi hakkında, gazetecilere yaptığı yorum.
kemal unakıtan'ın yüksek maliyetle yapılan bir cezaevi hakkında, gazetecilere yaptığı yorum.
devamını gör...

