sinovac aşısı dururken pfizer biontech aşısı olan varoş
tercih meselesidir. varoşlukla alakalı bir durum değil.
devamını gör...
sadık veya kader bir doğu masalı
bir voltaire romanıdır.
hayatı boyunca din ve düşünce özgürlüğünü savunan, sivri dili ve hazırcevaplığı yüzünden sürgün edilen ama bir yandan da köle ticaretinden para kazanan ve demokrasiye inanmayan bir yazar voltaire.
yazdığı bu doğu masalı da tam olarak adında vaat ettiği şeyi sunuyor okuyan insanlara. sadık isimli bir adamın masalsı yolculuğu. ortadoğu’da geçen bu yolculuk esnasında sadık’ın başına gelmeyen kalmazken zihni de sürekli bir kargaşa ile boğuşmakta.
o dönemler birçok yazar tarafından yapılan şeyi yaparak bunun bulduğu bir el yazması olduğunu söylüyor yazar. bu elyazmasını bize aktaran bir aracı o.
kitap boyunca iyiliğin karşılığının ne olduğu tartışılıyor bol bol. dürüst olmanın bir cezası olup olmadığı? mutluluğun peşinden koşuldukça bizden uzaklaşıp uzaklaşmadığı? cesaretin korkaklığa yenilip yenilmediği?
doğu insanının kadına bakışını da kendince anlatmaya çalışmış yazar. kadın her an yoldan çıkabilecek, erkeği yarı yolda bırakabilecek, güce ve paraya düşkün bir varlık olarak resmedilmiş bütün masal boyunca.
ilginç bir masal ve düşündürücü. o zaman gökten düşen üç elmanın biri aydınlanmacı voltaire’e, öteki köle tüccarı voltaire’e, sonuncusu da buna anlam vermeye çalışan okura gelsin.
hayatı boyunca din ve düşünce özgürlüğünü savunan, sivri dili ve hazırcevaplığı yüzünden sürgün edilen ama bir yandan da köle ticaretinden para kazanan ve demokrasiye inanmayan bir yazar voltaire.
yazdığı bu doğu masalı da tam olarak adında vaat ettiği şeyi sunuyor okuyan insanlara. sadık isimli bir adamın masalsı yolculuğu. ortadoğu’da geçen bu yolculuk esnasında sadık’ın başına gelmeyen kalmazken zihni de sürekli bir kargaşa ile boğuşmakta.
o dönemler birçok yazar tarafından yapılan şeyi yaparak bunun bulduğu bir el yazması olduğunu söylüyor yazar. bu elyazmasını bize aktaran bir aracı o.
kitap boyunca iyiliğin karşılığının ne olduğu tartışılıyor bol bol. dürüst olmanın bir cezası olup olmadığı? mutluluğun peşinden koşuldukça bizden uzaklaşıp uzaklaşmadığı? cesaretin korkaklığa yenilip yenilmediği?
doğu insanının kadına bakışını da kendince anlatmaya çalışmış yazar. kadın her an yoldan çıkabilecek, erkeği yarı yolda bırakabilecek, güce ve paraya düşkün bir varlık olarak resmedilmiş bütün masal boyunca.
ilginç bir masal ve düşündürücü. o zaman gökten düşen üç elmanın biri aydınlanmacı voltaire’e, öteki köle tüccarı voltaire’e, sonuncusu da buna anlam vermeye çalışan okura gelsin.
devamını gör...
merkez sol
#73407 nolu tanımda arkadaşımın belirttiği gibi ortanın solu olarak 60 lı yıllarda ismet inönü tarafından ortaya atılmış ama süleyman demirel liderliğindeki adalet partisi tarafından "ortanın solu, moskof yolu" olarak antitezi yapılmış kavramdır. sonradan bu "ortanın solu, moskova(nın) yolu" olarak evrilmiştir. maalesef milliyetçi ve muhafazakar (!) türk toplumu tarafından menderes zamanında başlayan sol düşmanlığında hala bilinen bir slogandır.
"uyan ey türk halkı, bu milletin başına ne geldiyse o meşhur milliyetçi ve muhafazakar (!) iktidarlardan geldi" diyeceğim, hemen biri şimdi "ortanın solu, moskova yolu" diye damlayacak, merak etmeyin duydum dediklerinizi.
"uyan ey türk halkı, bu milletin başına ne geldiyse o meşhur milliyetçi ve muhafazakar (!) iktidarlardan geldi" diyeceğim, hemen biri şimdi "ortanın solu, moskova yolu" diye damlayacak, merak etmeyin duydum dediklerinizi.
devamını gör...
bıktıran beyaz yakalı tripleri
merhaba poğaça hamurlarım. nasılsınız?
yazayım madde madde hep birlikte tiksinelim.
1. kendilerine ait bir dil kullanıyorlar. tam türkçe değil. araya ingilizce kelimeler katıyorlar. bazıları başka bir dil biliyorsa oradan yine kelime falan kullanıyor. birbirlerini anlıyor gibi yapıyorlar ama bence tam olarak anlamıyorlar. ne zaman bunların arasında kalsam ne diyor bu mallar diye sessizce izliyorum. soru sordukları zaman cevap vermiyorum. çünkü sorunun başını ve sonunu anlamıyorum. eskiden cevap veriyordum baktım onlar beni hiç anlamıyor, öylece sustum.
bu konularda en çok patronu seviyorum. kendimi övmeye bayıldığım için ara ara zekam konusunda çok kesin yorumlar yapıyorum, bana aykü ne diye soruyor. iş yaşamında böyle net adamlar istiyorum.
2. en çok onlar çalışır ve yorulur.
adam tek başına 4 saat mal taşıyor araçtan bahçeye, selam veriyorsun nefessiz kalmış selam alamıyor. bir tane şikayeti yok. ofise bir giriyorsun herkes panik halinde, herkes yine mümkün değil olamayacak işleri olur hale getirmek için uğraşıyor. olamayacağını iddia ettiği iş telefon aracılığı ile birine ulaşmak bile olabilir ama yok böyle bir panik. 3 saat mola yapıyor, sadece 2 saat iş pesinde koşuyor, geri kalanı sosyal medya üzerinden bir şeyler paylaşma ama en cok onlar yoruluyor arkadaş. gram utanmaları yok.
3. hiçbirinin zamanı yok. aşk, çocuk, evlilik için falan. cumartesi pazar izin kullanıyoruz. levent ya da leventsi biri odaya girdiği zaman hepimizin üzerinde gelinlik beliriyor ama hiç aska zamanımız yok. yersen.
4. kodaman erkekler asla kendilerine uygun bir hanım bulamıyorlar. onların o kültürel seviyelerine uygun hanım nerede? konuşabilecek hiç konu bulamıyorlar. ama fidoş hanım saçlarını sağa sola sallandıra sallandıra minik elbisesi ile gezerken hepsi vahşi hayvan gibi birbirleriyle yarışıyorlar ayıklayabilmek için.
5. hepsi dost görünür ama hepsi birbirlerinin arkasından konuşur, üstüne basmaya çalışır, iftira atar. hele patronun en tuttuğu kişiyi isten attırana kadar uğraşırlar.
6. bazı yaşlı çalışanlar genç personel kovdurma merakı içindedir. 3 sene sonra emekli olacak tipler geleceginle oynar. henüz nedeni ne anlamış değilim.
ve en önemlisi. buraya gelene kadar sakince takıldım ama şu an çok sinirlendim! bunları dışar pilavcısına götüremiyorsun. arka tarafta sanayi var oraya asla girmiyorlar. bir köftesi var diyorsun üfff diyor. pistir. sensin pis! bokluya bak. hazer'in mekana gidelim diyor. 4 kez gitsen maaşın bitecek neyin havası bu sidikli beyaz yakalı.
en fazla 4 bin maaş alan tipler bizi işten eve götüren şoförü beğenmiyor. araç adamın, oradaki 3 kişinin toplamı kadar kazanıyor ama şoför diyip küçümsüyorlar. hele servis geç kalırsa ve beyaz yakalı otobüse binmek zorunda kalırsa aşırı sinirlenir, hemen dilekçesini yazar, başka şoför talep eder. maaşı 6 kez taksiye binse biter ama attığı hava 7 taksi plakası varcasınadır.
varcasına. ne acayip bir kelime ya. varcasına.
oq. bb.
yazayım madde madde hep birlikte tiksinelim.
1. kendilerine ait bir dil kullanıyorlar. tam türkçe değil. araya ingilizce kelimeler katıyorlar. bazıları başka bir dil biliyorsa oradan yine kelime falan kullanıyor. birbirlerini anlıyor gibi yapıyorlar ama bence tam olarak anlamıyorlar. ne zaman bunların arasında kalsam ne diyor bu mallar diye sessizce izliyorum. soru sordukları zaman cevap vermiyorum. çünkü sorunun başını ve sonunu anlamıyorum. eskiden cevap veriyordum baktım onlar beni hiç anlamıyor, öylece sustum.
bu konularda en çok patronu seviyorum. kendimi övmeye bayıldığım için ara ara zekam konusunda çok kesin yorumlar yapıyorum, bana aykü ne diye soruyor. iş yaşamında böyle net adamlar istiyorum.
2. en çok onlar çalışır ve yorulur.
adam tek başına 4 saat mal taşıyor araçtan bahçeye, selam veriyorsun nefessiz kalmış selam alamıyor. bir tane şikayeti yok. ofise bir giriyorsun herkes panik halinde, herkes yine mümkün değil olamayacak işleri olur hale getirmek için uğraşıyor. olamayacağını iddia ettiği iş telefon aracılığı ile birine ulaşmak bile olabilir ama yok böyle bir panik. 3 saat mola yapıyor, sadece 2 saat iş pesinde koşuyor, geri kalanı sosyal medya üzerinden bir şeyler paylaşma ama en cok onlar yoruluyor arkadaş. gram utanmaları yok.
3. hiçbirinin zamanı yok. aşk, çocuk, evlilik için falan. cumartesi pazar izin kullanıyoruz. levent ya da leventsi biri odaya girdiği zaman hepimizin üzerinde gelinlik beliriyor ama hiç aska zamanımız yok. yersen.
4. kodaman erkekler asla kendilerine uygun bir hanım bulamıyorlar. onların o kültürel seviyelerine uygun hanım nerede? konuşabilecek hiç konu bulamıyorlar. ama fidoş hanım saçlarını sağa sola sallandıra sallandıra minik elbisesi ile gezerken hepsi vahşi hayvan gibi birbirleriyle yarışıyorlar ayıklayabilmek için.
5. hepsi dost görünür ama hepsi birbirlerinin arkasından konuşur, üstüne basmaya çalışır, iftira atar. hele patronun en tuttuğu kişiyi isten attırana kadar uğraşırlar.
6. bazı yaşlı çalışanlar genç personel kovdurma merakı içindedir. 3 sene sonra emekli olacak tipler geleceginle oynar. henüz nedeni ne anlamış değilim.
ve en önemlisi. buraya gelene kadar sakince takıldım ama şu an çok sinirlendim! bunları dışar pilavcısına götüremiyorsun. arka tarafta sanayi var oraya asla girmiyorlar. bir köftesi var diyorsun üfff diyor. pistir. sensin pis! bokluya bak. hazer'in mekana gidelim diyor. 4 kez gitsen maaşın bitecek neyin havası bu sidikli beyaz yakalı.
en fazla 4 bin maaş alan tipler bizi işten eve götüren şoförü beğenmiyor. araç adamın, oradaki 3 kişinin toplamı kadar kazanıyor ama şoför diyip küçümsüyorlar. hele servis geç kalırsa ve beyaz yakalı otobüse binmek zorunda kalırsa aşırı sinirlenir, hemen dilekçesini yazar, başka şoför talep eder. maaşı 6 kez taksiye binse biter ama attığı hava 7 taksi plakası varcasınadır.
varcasına. ne acayip bir kelime ya. varcasına.
oq. bb.
devamını gör...
yolların kesişmesi
yolumuzun kesiştiği kişinin kim olduğuna bağlı olarak güzel veya kötü olarak yorumlanabilecek olan başlıktır.
devamını gör...
memleketinin adını söylemeden anlat
kızları güzeldir. *
devamını gör...
baileys
bir zamanlar hep başucumda bulundurduğum ve süt ile karıştırıp içtiğim güzel likör. bazen migros'da da görüyorum, elim gidiyor ama frenliyorum kendimi.
devamını gör...
bir insandan soğumanıza neden olacak şeyler
samimiyetsiz ve dengesiz olması..
devamını gör...
ülkede soğuktan ve açlıktan insanlar ölürken kedi mamasını dert eden tip
az gelişmişlik göstergesi başlıktir. kedileri dert edinen insanlar, senden daha çok ölümleri dert ediniyordur. kedileri düşünmeyi, kediler yaşasın insanlar ölsün diye anlamlayacak ne yaşadın bu hayatta diyesi geliyor insanın. ikisi de canlı, o kediyi kurtarıyor sende adım at diyesi de geliyor insanın. aynı havayı teneffüs edip içerde ona ne yapıyorsun diyesi de geliyor insanın.
daha neler diyesi geliyor da insanin inemiyorum o seviyeye.
daha neler diyesi geliyor da insanin inemiyorum o seviyeye.
devamını gör...
unutulan ama hep orada olan
benim için anne. hayat meşgalesi, sıkıntılar derken çoğu zaman unutulan ama zor anlarında , onun hep orada olduğunu bildiğin, sığınılacak tek liman.
devamını gör...
çocukların işine gelmeyeni anlamaması
çocukken bunu o kadar çok yapıyordum ki alışkanlık oldu hala yapıyorum. müthiş bi huy yalnız.
devamını gör...
seninle kuru ekmek bile yerim diyen kadın
ilişki başlamadan atıp tutan, ilişki başladıktan sonra bol bol söylenecek olan kız.
devamını gör...
odtü a4 kapısı
bisikletle çıkıldığında ayak bileklerinin ırzına geçilir.
naz'a giderken keyifle çıkılır.
malazgirt bulvarı yapılmadan önce a4 yokuşunun sonu ve drunk'ın otoparkının birleştiği noktada, gıda otoparkından ve hatta devrimden çok daha eğlenceli toplaşmalar olurdu. üzerinden tam 11 sene geçmiş....
naz'a giderken keyifle çıkılır.
malazgirt bulvarı yapılmadan önce a4 yokuşunun sonu ve drunk'ın otoparkının birleştiği noktada, gıda otoparkından ve hatta devrimden çok daha eğlenceli toplaşmalar olurdu. üzerinden tam 11 sene geçmiş....
devamını gör...
yazarların kötü olduklarında aradıkları ilk kişi
kendim.
bunun arayacak kimsem olmaması ile alakası yok, sorunlarımı, dertlerimi yalnızca kendim çözebiliyorum. bir başkasına anlatmak daha karmaşık hâle getiriyor her şeyi.
bunun arayacak kimsem olmaması ile alakası yok, sorunlarımı, dertlerimi yalnızca kendim çözebiliyorum. bir başkasına anlatmak daha karmaşık hâle getiriyor her şeyi.
devamını gör...
duns scotus
iskoçyalı papaz efendi... kendisi fransiskenlerden..
felsefenin yerini teoloji belirler bu papazettiye* göre. duns scotos'a göre teoloji tanrı'yı, felsefe ise 'varlık'ı konu edinir. daha mevzunun başında felsefeciyi konu dışında bırakmış benim güzel abim. duyuların soyutladıklarından gayrisini bilemez akıl ona göre. varlığı bile tam kavrayamaz yani. scotus için akıl kavramı tam olarak ''akıl akıl gel kıçıma takıl''dır. varlık fiziği aşan bir bilimin imkanının koşuludur, metafiziğin başlangıç noktasıdır kısaca. burada ibni sina'dan* mülhem varlığın tümel-tekil olma mevzusu vardır.
kimileri duns scotus'u bir aquinas şarihi olarak görse de kavramlara çoğu zaman yeni anlamlar kazandırmıştır.
felsefenin yerini teoloji belirler bu papazettiye* göre. duns scotos'a göre teoloji tanrı'yı, felsefe ise 'varlık'ı konu edinir. daha mevzunun başında felsefeciyi konu dışında bırakmış benim güzel abim. duyuların soyutladıklarından gayrisini bilemez akıl ona göre. varlığı bile tam kavrayamaz yani. scotus için akıl kavramı tam olarak ''akıl akıl gel kıçıma takıl''dır. varlık fiziği aşan bir bilimin imkanının koşuludur, metafiziğin başlangıç noktasıdır kısaca. burada ibni sina'dan* mülhem varlığın tümel-tekil olma mevzusu vardır.
kimileri duns scotus'u bir aquinas şarihi olarak görse de kavramlara çoğu zaman yeni anlamlar kazandırmıştır.
devamını gör...
burgaz
sözlükte "içinde kale, kule, hisar, kemer gibi dikili yükseltili mimarinin bulunduğu antik kasabalara verilen ad" anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...
sancak
osmanlı imparatorluğu'nda bir idari birimdir.
sancak beyleri tarafından yönetilir.
sancak beyleri tarafından yönetilir.
devamını gör...
gölgeler
“gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;
ayağım takılıyor yerdeki gölgelere…”
necip fazıl kısakürek şiiri.
ayağım takılıyor yerdeki gölgelere…”
necip fazıl kısakürek şiiri.
devamını gör...
normal sözlük hunidaşlar kulübü
öncelikle yüce huninin;
hunisinden öpüp, önünde saygıyla eğiliyorum.
deliliğini başımızdan eksik etmesin. hunisi her daim, bize deliliği göstersin.
kulübümün bana vermiş olduğu, #1150021 tanımda geçen, görevi layığıyla yerine getireceğimden hiç bir hunilinin şüphesi olmasın efendim.
haydar haydar türküsünü söylerek yavaş yavaş gökyüzüne doğru çıkacağım.
topladığım yıldızları çok sevgili hunidaşlı kardeşlerimin hunilerine takacağım.
üstün telepati yeteneğim sayesinde tanrılar ve uzaylı kardeşlerimizden öğreneceğim tüm delilikleri sizlere anlatacağım.
elbet bir gün hunimiz ayda da dalgalanacaktır.
ulu ruhlar bizleri delilikten ayırmasın.
hunisinden öpüp, önünde saygıyla eğiliyorum.
deliliğini başımızdan eksik etmesin. hunisi her daim, bize deliliği göstersin.
kulübümün bana vermiş olduğu, #1150021 tanımda geçen, görevi layığıyla yerine getireceğimden hiç bir hunilinin şüphesi olmasın efendim.
haydar haydar türküsünü söylerek yavaş yavaş gökyüzüne doğru çıkacağım.
topladığım yıldızları çok sevgili hunidaşlı kardeşlerimin hunilerine takacağım.
üstün telepati yeteneğim sayesinde tanrılar ve uzaylı kardeşlerimizden öğreneceğim tüm delilikleri sizlere anlatacağım.
elbet bir gün hunimiz ayda da dalgalanacaktır.
ulu ruhlar bizleri delilikten ayırmasın.
devamını gör...