kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ülkeye zerre kadar faydası olmayan bu eğitim ucubesi yapıların kaldırılması ve yerlerine fen bilimleri ağırlıklı eğitim veren, gençleri gerçek hayata yönelik hazırlayan meslek liselerinin gelmesi gerekmektedir. yoksa gelecek hiç iyi gözükmüyor.
devamını gör...

tanım oylamak bedavadır arkadaşlar kullanalım.

sahip çıkalım sözlüğe.
devamını gör...

kime yar olacağı merak konusu olan entry.

(bkz: derdini seveyim butonu)
devamını gör...

uzun zaman sonra kendimi iyi hissetmemi saglayan sarki yarismasi.

ne vardi katilmis olsakti da bülend özveren’in anlatisiyla eglensekti azicik, izansiz trt.*

ukrayna’nin heykelligine ba yil dim ahahaha mukemmel delilik, abi harika.

izlanda a.k.a boğaziçi caz korosu*, biraz geride kaldi ama fena degillerdi.

finlandiyeeahhh ve italyyeaahh favorilerim*, kardes ulkenin* de gideri var ama mamama mata hariii heehhe.

litvanya’nin hapci sarkisi ve sari kostumleri harikulade, flo rida’nin parasi feci bitmis, yazik lan.*

en sevdigim kisim geldi lettsss voting!

benim ilk 10’um karisik olaraktan;
-italya
-finlandiya
-azerbaycan
-ukrayna*
-kibris
-isvicre
-fransa
-litvanya
-ispanya
-san marino

gonlumden 12 points goes to: italya*’ya ya, oo seksi tenini oynatiyor.*
devamını gör...

yaktığınızda misss gibi koku veren, hem loşluğuyla hen kokusuyla sizi mest eden mumdur. beni açıkcası mutlu ediyor. yaptığım işi daha keyifle yapmamı sağlarken motivasyonumu artırıyor. bu kokulu mumlarda var bir şey bak deneyin.
devamını gör...

çevirisinin kötü olması.. bir keresinde editörü tarafından çevirisini kontrol etmem için gönderilen bir kitabı neredeyse sinirden camdan aşağıya fırlatıyordum. bir de editör: "ne var ki bunda, siz gerekli düzeltmeleri yapın o zaman öyle yayınlayalım" dedi ama kabul etmedim, bir başkasının yaptığı pisliği temizlemek huyum değildir. ancak baştan çevirmemi isterseniz çevireyim dedim ama kabul etmediler.. iki kuruş daha ucuza çeviri yaptırdıkları o çevirmenin kötü çevirdiği kitap yüzünden yayınevinin imajı zedeleniyor ama ben kime neyi anlatıyorum ki..
devamını gör...

--- alıntı ---

bir fransız, bir alman ve bir türk müzede ‘adem ve havva cennet bahçesinde’ tablosuna bakıyorlarmış.

alman: “bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? adem ile havva mutlaka alman olmalı” demiş.

fransız, alman’a karşı çıkmış: “havva ne kadar güzel, adem ne kadar yakışıklı. bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz fransız olmalılar.”

türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:

“bunlar kesin türk’tür. üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar.”

--- alıntı ---
devamını gör...

kelimelerle ifade edilemeyecek durum.5 sene geçti üzerinden. halen yürürken birini o sanıp selam vermek istediğim oluyor.
devamını gör...

ilkokulda silgi, dediğim başlık. bi kere kaybedince bir döngü başlıyo, okul bitene kadar çıkamıyosun. boynuna assan yine kayboluyo canına yanıyım.
devamını gör...

kesinlikle kaderdir demek istediğim başlıktır.
hatta aile de kaderdir. hakan günday daha kitabında insan kaçakçısı bir adamın oğlunu anlatıyordu. o kitabı okuduktan sonra coğrafyanın da ailenin de kader ve keder olduğunu anladım.
devamını gör...

çocukluktan beri muzdarip olduğum sorundu bu.

doktorlar tarafından bile şımarıklık olarak görülüyordu bu durum. hiç olmazsa bazı doktorlar tarafından diyelim. hap yutamıyorum şurup yazar mısınız dediğim zaman panikle beyaz kod veriyorlardı. hatta bizzat hastane polisinin beni alıp kabataş meydanına götürüp çığlıklar eşliğinde zincirlemişliği vardır. üstüme şuruplar döküp ellerimi arkadan bağlayıp üstü çıplak deri eldivenli 40-50 kediye kuşa yalattılar beni. çok utanıyorum, lütfen öyle bakmayın.

eski erkek arkadaşım bir gün hap yutamıyor olmamı bağırsaklardan kaynaklı bir sorun olarak görmüştü. benim bu tür konularda takıntılı olup kesinlikle kabul etmiyor olmam nedenli adam uzman görüşünü korkmadan belirtemiyordu ama ucundan kıyısından bilgiyi veriyordu. çocukken bağırsaklarımda yarattığı rahatsızlık hissi nedeniyle kendimi hap yutamadığıma inandırmış olabilirdim ona göre.

o bu görüşü sunduktan sanıyorum 2 sene sonra üzerine düşündüm. belki 1.5 sene. çocukluğu düşündüm. karnımın sürekli ağrımasını, günün nerdeyse 16-17 saatinde uykusuz kalmamı, huzursuzluğumu, daha önemlisi doğduktan sonra hiçbir şekilde 1 sene boyunca uyumayıp ağlamış olduğumun şikayetinin hâlâ yapılıyor olmasını ve neden çocukken tek tip beslenmeye başladığımı düşündüm, sonuçta kendisine hak verdim. resmen çocukken bağırsaklarımda yarattığı sorunlar nedenli ilaç kullanmayı bırakmıştım ve kendimi korktuğuma inandırmıştım. buralarda ise kendisini çok öpüyorum, hep nokta atışı tespitler yapıyordun minik poğaçam.

ben bu durumu anlayınca ne oldu? hapı ağzıma attım ve şak diye yuttum. hatta pozitif çıkınca intihar eder gibi 8 ilacı birden yuttum. hap dilimin altına kaçmadı, boğulur gibi olmadım, daha önemlisi boğulma korkum olmadı. öyle bir anda hap yutmaya başladım yani.

bu uzun yazının özeti şu bebeksiler. çocukken antibiyotik kullanımı bağırsak florasını bozduysa ve siz de buna bağlı olumsuzluklar yaşadıysanız hap yutmayı bırakmış olabilirsiniz. o yüzden bir an bu durumun bağırsak ile ilgili yaşadığınız bir tartışmanın sonucu olduğunu düşünün ve deneyin. çünkü ben denedim sahiden boğulmuyor insan. ha boğaza takılıyor mu? ben şuncacık ekmeği yutarken ve hatta çoğu zaman tükrüğü ile boğulan bir insan olarak hapı boğazın oraya takmayı başardım. lan dedim sahiden hap yüzünden ölüyorum bu nasıl iş diye bile düşündüm ama su içtim ve çok ilginç bir şey oldu. hap su ile birlikte oradan kaydı gitti.

inanılmaz bir bilgi değil mi? bence öyle. öpüyorum hepimizi.

not: bazı ilaçları kırıp içmek çok ciddi sorunlar beraberinde getiriyormuş. öyle şeyler yapmayın.
devamını gör...

bana susurlukta ağlayarak tost yedirten, popülariteden uzak şekilde, insanın içine dokunan sabahattin ali kitabı
devamını gör...

insana her an gülmüyor.
hemen bir sevgili vermiyor.
çok sevdiğim bir mirkelam şarkısı.
joker
devamını gör...

hepsi bir derstir ve her ders biraz zordur
affetmek erdemse, unutmamak akıllılıktır
devamını gör...

virgina wolf, 'kendine ait bir oda' kitabında tüm kadınların ev işlerinden fırsat bulsalar, kendilerine ait bir çalışma odaları olsa, bir shakespeare olabileceklerini yazıyor.
20.yüzyılın başında bunu yazıyor.
zalım dünya izin vermemiş.
her başarılı bilim adamı, bir annenin eseri.
kadınların kendilerini ispat etmeye ihtiyacı yok, olmamalı.
tarih, adı duyulmayan kadınlar dolu.
bosna hersek ayaklanmasını başlatan bir kadındı. savaşın ilk öleni de, o kadın oldu.
kurtuluş savaşı, kadın kahramanlarla dolu.
kadın kendini öne çıkarmasındansa gerektiğinde ölecek kadar kahraman olmayı tercih ediyor.
bunun yanında, fatma aliye gibi halide edip gibi adını yıllar sonrasına ulaştırmayı başarmış kadınlar da var.
devamını gör...

tanım: sözlük yazarlarının paralel evrendeki versiyonu için nick versiyonlarını yazdığı başlık.

we couldn't meet again
devamını gör...

abimin üniversite okurken anneme verdiği söz ve şuan işsiz.
devamını gör...

can yücel - her şey sende gizli.
devamını gör...

ne zaman biri " ya ama çok saçma yeaaa" dese tartışmaya başladığım ve bu kulakların karşıdaki kişilerden ;

- anarşist düzen

- anarşist örgütlenme

- anarşist devlet

- anarşist otorite

gibi fantastik yorumları duyduğu düşünce biçimi. içeriğini bileni azdır, gerçek manada bileni daha da az. kulaktan dolma bilgilerle b*k atmaya çalışırlar sonra da rezil olup yerlerine otururlar. anarşizmi merak edip gerçek manada inceleyen birisi ise zaten düşüncenin özgürlüğü ve doğallığı karşısında mest olup kendisini kaptırır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim