çubuk kraker yerken sigara içiyor gibi yapmak
hâla yaptığım zevkli aktivite diyebilirim. insanlar alışkanlıklarından kolay kurtulamıyor hele ki çocukluk alışkanlıklarından. ben bir de hızlı hızlı, kıtır kıtır yeme versiyonunu yapıyorum onun. aklıma geldi durun bir fırt çekiyim çubuktan.
devamını gör...
nickaltı
birilerinin insanlara hakaret etmeyi normal sandığı yerler.
herkes gibi benim de sevdiğim ve hiç hoşlanmadığım yazarlar var. hiçbir zaman hoşlanmadığım kişilerin nickaltına gidip saçma sapan sataşmalar ya da hakaret içerikli tanımlar yazmadım, yazmam da. takip ettiğim ya da sevdiğim yazarların çoğuna da * tanım girmedim çünkü bir tanesine güzel sözler yazıp bir diğerini unuttuğumda belki hafif de olsa incinir, gücenirler diye düşündüm hep. kendimi beğenmişlikten ya da benzer sebeplerden dolayı değil nickaltlarından uzak duruşum.
fakat görüyorum ki insanların ayarı yok. bazılarınız, gerçek hayatta tanısanız asla o kişi için kullanmayacağınız kelimeleri burada rahatlıkla sarf edebiliyorsunuz. bazen güzel şeyler yazmayı yalakalık olarak adlandırıyorsunuz ya, aslında o yazılanlar insanları biraz bile olsa tanımaktan, az da olsa onlarla sohbet etmiş olmaktan kaynaklanıyor bazı durumlarda. sataşmada bulunanlar ise genellikle sizi hiç tanımayanların arasından çıkıyor.
yapmayın. ortam sanal ama yazarlar reel. saçma sapan konular için insanları kırdığınıza ya da kızdırdığınıza değmez. burada yazdıklarıyla kimseyi yargılayamazsınız çünkü herkes her zaman gerçek duygularını ve kişiliğini buraya yansıtmıyor. ilgilendiğiniz konuları okuyup ilgilenmediklerinizden uzak durmayı öğrenmeniz gerekir. bunu öğrenemiyor oluşunuzun bedelini başkalarına ödetmeyin.
herkes gibi benim de sevdiğim ve hiç hoşlanmadığım yazarlar var. hiçbir zaman hoşlanmadığım kişilerin nickaltına gidip saçma sapan sataşmalar ya da hakaret içerikli tanımlar yazmadım, yazmam da. takip ettiğim ya da sevdiğim yazarların çoğuna da * tanım girmedim çünkü bir tanesine güzel sözler yazıp bir diğerini unuttuğumda belki hafif de olsa incinir, gücenirler diye düşündüm hep. kendimi beğenmişlikten ya da benzer sebeplerden dolayı değil nickaltlarından uzak duruşum.
fakat görüyorum ki insanların ayarı yok. bazılarınız, gerçek hayatta tanısanız asla o kişi için kullanmayacağınız kelimeleri burada rahatlıkla sarf edebiliyorsunuz. bazen güzel şeyler yazmayı yalakalık olarak adlandırıyorsunuz ya, aslında o yazılanlar insanları biraz bile olsa tanımaktan, az da olsa onlarla sohbet etmiş olmaktan kaynaklanıyor bazı durumlarda. sataşmada bulunanlar ise genellikle sizi hiç tanımayanların arasından çıkıyor.
yapmayın. ortam sanal ama yazarlar reel. saçma sapan konular için insanları kırdığınıza ya da kızdırdığınıza değmez. burada yazdıklarıyla kimseyi yargılayamazsınız çünkü herkes her zaman gerçek duygularını ve kişiliğini buraya yansıtmıyor. ilgilendiğiniz konuları okuyup ilgilenmediklerinizden uzak durmayı öğrenmeniz gerekir. bunu öğrenemiyor oluşunuzun bedelini başkalarına ödetmeyin.
devamını gör...
ruhsuzluk
bir marie curie ukdesidir.
içinde bulunduğumuz çağda bolca tanık olunan özelliktir. sanırım çağın gereği sahip olunması gereken saiklerden biri de bu. çünkü insanın eğer ruhu varsa, en çok acı çekenler maratonunda etiyopyalı atlet azmi ile koşuyor.
çevremizde gördüğümüz her şey, hatta görmediklerimiz bile alınır satılır hale geldiğinden beri ruhsuzluk geçer akçe haline geldi ve bu hali de o kadar çok sevdi ki bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldıkça yayıldı.
insanlar her duruma, her nesneye, her olaya bunun sonunda benim cebim para görecek mi mantığıyla yaklaştıkça ruha dokunan her şey kaybolup gitti.
niyetim kapitalizm eleştirisi yapmak değil. zaten umrumda da değil. ruhsuzluğa yönelten şey de bu değil sadece. bir de insanların aymazlığı var. kimse kimsenin değer verdiği şeylere saygı duymuyor artık. herkes birbirine saldırmakta kararlı. vahşetin çağrısı bu. hakiki doğamıza geri dönüyoruz. ruhumuz haraç mezat ama alacak kimse yok. şeytana bile fazla geliyor ruhlarımızın sefaleti.
herkes kendini o kadar beğeniyor, o kadar seviyor, o kadar önemsiyor ki başka kimsenin sözünü kulak asmıyor. herkes körler aleminde tek gözlü.
ruhumuz tok artık. biraz hafifledik gibi. nereden baksan 21 gram. o zaman ruhunuza sağlık.
içinde bulunduğumuz çağda bolca tanık olunan özelliktir. sanırım çağın gereği sahip olunması gereken saiklerden biri de bu. çünkü insanın eğer ruhu varsa, en çok acı çekenler maratonunda etiyopyalı atlet azmi ile koşuyor.
çevremizde gördüğümüz her şey, hatta görmediklerimiz bile alınır satılır hale geldiğinden beri ruhsuzluk geçer akçe haline geldi ve bu hali de o kadar çok sevdi ki bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldıkça yayıldı.
insanlar her duruma, her nesneye, her olaya bunun sonunda benim cebim para görecek mi mantığıyla yaklaştıkça ruha dokunan her şey kaybolup gitti.
niyetim kapitalizm eleştirisi yapmak değil. zaten umrumda da değil. ruhsuzluğa yönelten şey de bu değil sadece. bir de insanların aymazlığı var. kimse kimsenin değer verdiği şeylere saygı duymuyor artık. herkes birbirine saldırmakta kararlı. vahşetin çağrısı bu. hakiki doğamıza geri dönüyoruz. ruhumuz haraç mezat ama alacak kimse yok. şeytana bile fazla geliyor ruhlarımızın sefaleti.
herkes kendini o kadar beğeniyor, o kadar seviyor, o kadar önemsiyor ki başka kimsenin sözünü kulak asmıyor. herkes körler aleminde tek gözlü.
ruhumuz tok artık. biraz hafifledik gibi. nereden baksan 21 gram. o zaman ruhunuza sağlık.
devamını gör...
türkiye'de kaliteli edebiyat dergisi çıkmaması
arz-talep meselesi gibidir. insanların ihtiyaçları ve merakları doğrultusunda hareket edildiği için hepsi birbirine benzemektedir. son zamanlarda biraz reklam kokan hareketlerle ayakta durmaya çalışan dergileri severek de okusak, edebi içerikleri * açısından gerçek değerlendirme yapılması gerekmektedir. bir ara "evdeki malzemelerle kolay ve pratik edebiyat dergisi hazırlama rehberi" * şeklinde bir zaytung haberine bile konu olmuştur bu durum. bazen kızıyorum bazen de diyorum ki; hiç yoktan iyidir, insanlara okuma alışkanlığı ve farkındalık sağlıyor.
devamını gör...
karavanda yaşama isteği
hayatımın bi döneminde mutlaka tecrübe etmek istediğim şeylerden biri.özellikle yollarda,tatil beldelerinde her karavan görüşümde içim gidiyo o kadar özeniyorum ki. hem konaklama derdin olmadan gezmek,canın nerde istiyosa orda durup dinlenmek,manzarayı seyretmek gibi mükemmel avantajları da var bence.
devamını gör...
someone like you
t: 2011 yılı çıkışlı adele şarkısı.
ben bu cover'ı da çok seviyorum. kim taehyung'un sesi çok derinden geliyor ve bu şarkıya farklı bir anlam getiriyor.
.
ben bu cover'ı da çok seviyorum. kim taehyung'un sesi çok derinden geliyor ve bu şarkıya farklı bir anlam getiriyor.
.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
anlamsızlıklar içine gömülüp lanetlenmişim gibi.
ayrıca sadece yazacak kadar çaresiz.
anlayan yok.
okuyan da anlamayacak.
şu koskoca evrende o kadar yalnızım ki.
saçmalıklarla vakit geçirip çok güzel oynuyorum.
gülüyorum bile.
mükemmel bir oyuncuyum.
ama artık,
sıkıldım.
zihinsel acı, fiziksel acıya dönüşmeye başladı.
tanrım, sadece bana çıkış yolu göster.
ya öleyim ya da ölene kadar beni anlayacak birini ver bana.
çünkü anlamı bulamayacağım, bari yalnızlığım hafiflesin istiyorum.
çok mu?
bence değil.
ayrıca sadece yazacak kadar çaresiz.
anlayan yok.
okuyan da anlamayacak.
şu koskoca evrende o kadar yalnızım ki.
saçmalıklarla vakit geçirip çok güzel oynuyorum.
gülüyorum bile.
mükemmel bir oyuncuyum.
ama artık,
sıkıldım.
zihinsel acı, fiziksel acıya dönüşmeye başladı.
tanrım, sadece bana çıkış yolu göster.
ya öleyim ya da ölene kadar beni anlayacak birini ver bana.
çünkü anlamı bulamayacağım, bari yalnızlığım hafiflesin istiyorum.
çok mu?
bence değil.
devamını gör...
finlandiya
ikinci dünya savaşı sırasındaki fin - rus savaşı'nda, rusların binlerce uçak ve tankla saldırdığı ama büyük kayıplar verdiği ülkedir. kadın erkek kayak takımlı fin askerleri, ormanlardan ani saldırılar yapmış ve ruslar cevap veremeden kayaklarla kaçmışlar. 3 ay sonunda ruslar kazanmış ama 25 bin fin'e karşı 125 bin rus ölmüştür.
devamını gör...
aile içinde son söz kimindir sorunu
kimsenin değildir.
insan aileleri köpek sürüleri gibi bir yapıya sahip değil. biz de it değiliz zaten; biri karar versin herkes mal gibi takip etsin.
aile dediğimiz kurumda kararlar ortak alınır ve uygulanır. eşitlik ailede başlar.
insan aileleri köpek sürüleri gibi bir yapıya sahip değil. biz de it değiliz zaten; biri karar versin herkes mal gibi takip etsin.
aile dediğimiz kurumda kararlar ortak alınır ve uygulanır. eşitlik ailede başlar.
devamını gör...
bir kadının erkek berberine gitmesi
bugün bizzat yaşadığım çılgınlık, yaşatanlar sağolsun..
sebebi ise: sadece kahkul kestirmek için fiyat sorduğum kadın kuaförü dünya para(!) isteyince, yolumun üstündeki berbere sordum "yaparız, ne kadar verirseniz" dedi ve bahçede sıra bekledim, sıra bana geldi ve 'müthiş' sonuç, saç kırıkları içinde ikna ettim*'gelmeden arayın ama' dedi cınımm.. forever burhan berber*
+ve sonuca gelirsek;
uzuuun süren durgunluk sonrası 'hazır bulmuşuz, yolalım' zihniyetle piyasayı şişirip kazıklamalı mı? yoksa gerçekten emeğin karşılığı olanı mı istemeli..?
sebebi ise: sadece kahkul kestirmek için fiyat sorduğum kadın kuaförü dünya para(!) isteyince, yolumun üstündeki berbere sordum "yaparız, ne kadar verirseniz" dedi ve bahçede sıra bekledim, sıra bana geldi ve 'müthiş' sonuç, saç kırıkları içinde ikna ettim*'gelmeden arayın ama' dedi cınımm.. forever burhan berber*
+ve sonuca gelirsek;
uzuuun süren durgunluk sonrası 'hazır bulmuşuz, yolalım' zihniyetle piyasayı şişirip kazıklamalı mı? yoksa gerçekten emeğin karşılığı olanı mı istemeli..?
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
"biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir. yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören gerçek alimler çıkabilir."
devamını gör...
koklayınca geçmişi hatırlatan kokular
tütün kolonyası, finger bisküvi, kireç kokusu.
devamını gör...
soyması yemesinden daha zevkli şeyler
kabak. hiçbir türlü yemeğini kesinlikle sevmem. ama annemin zorla doğratması tecrübesinden diyebilirim ki kabak soymak sabun kesme videosu izlemek veya iş makinesi seyretmek kadar zevklidir.
devamını gör...
üçüncü şahsın şiiri
attila ilhan'ın yürek burkan şiiri.
benzin mum gibi giderdin kısmının ne düşünerek yazıldığını merak ettiren şiirdir. bir kaç senaryo olabilir.
1-benzin mumu yakmak için gereklidir, gece vakti lazım olur. geceleri giderdin anlamında
2-yine benzin mumu yakmak için. mum ortamı aydınlatır. sen onun karanlığını aydınlatmaya giderdin anlamında
3-sonraki mısrada belirttiği gibi mum sabaha kadar yakılabilir. onun yanında sabaha kadar kaldırdın anlamında
4-mum yakılınca erir. sen onun yanına sağlam giderdin ama o seni eritirdi anlamında
yazılmış olabilir. belki de atilla ilhan çok başka bir şey düşünerek yazmıştır. ama her anlam ayrı güzeldir.
edit: mısradaki benzin kelimesi beniz anlamında kullanılmış. ten rengin soluktu anlamı çıkıyor. ben boşuna anlam kasmışım ama silmeyeceğim çünkü böyle anlamak da hoşuma gidiyor.* uyarı için (bkz: armysuzy) e teşekkürler.
şiirin tamamı şöyledir.
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
benzin mum gibi giderdin kısmının ne düşünerek yazıldığını merak ettiren şiirdir. bir kaç senaryo olabilir.
1-benzin mumu yakmak için gereklidir, gece vakti lazım olur. geceleri giderdin anlamında
2-yine benzin mumu yakmak için. mum ortamı aydınlatır. sen onun karanlığını aydınlatmaya giderdin anlamında
3-sonraki mısrada belirttiği gibi mum sabaha kadar yakılabilir. onun yanında sabaha kadar kaldırdın anlamında
4-mum yakılınca erir. sen onun yanına sağlam giderdin ama o seni eritirdi anlamında
yazılmış olabilir. belki de atilla ilhan çok başka bir şey düşünerek yazmıştır. ama her anlam ayrı güzeldir.
edit: mısradaki benzin kelimesi beniz anlamında kullanılmış. ten rengin soluktu anlamı çıkıyor. ben boşuna anlam kasmışım ama silmeyeceğim çünkü böyle anlamak da hoşuma gidiyor.* uyarı için (bkz: armysuzy) e teşekkürler.
şiirin tamamı şöyledir.
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
devamını gör...
yolda görsem selam vermem diyeceğimiz ünlüler
demet akalın.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...