15 temmuz 2016 darbe girişimi
olayda hayatını kaybeden masum insanları en içten vatansever duygularımla anıyorum.
anlayamadığım konu iktidarın bunu propoganda malzemesi haline getirmesidir. iktidardakiler bu olayı çok iyi bir şekilde kullanmıştır.
tanım: üzerine türlü tartışmaların döndüğü şaibeli girişim.
anlayamadığım konu iktidarın bunu propoganda malzemesi haline getirmesidir. iktidardakiler bu olayı çok iyi bir şekilde kullanmıştır.
tanım: üzerine türlü tartışmaların döndüğü şaibeli girişim.
devamını gör...
tubokürarin
histamin salınımına yol açan nondepolarizan blokördür.
bu yüzden hipotansiyon ve bronkokonstriksiyon(bronş kaslarının kasılması) yapar.
astım hastalarında kullanılmamalıdır.
bu yüzden hipotansiyon ve bronkokonstriksiyon(bronş kaslarının kasılması) yapar.
astım hastalarında kullanılmamalıdır.
devamını gör...
seni seviyorum diyememek
#930092
sözlük çok sakin, bir orta açayım yazarlar içini döksün dedim. ancak sevgili yazar (bkz: domestic hıyar) beni topla birlikte kaleye sokmuştur.
kendisine sesleniyorum; “seni seviyoruz”
oh be! dedim kurtuldum.
sonradan edit: yarı açtığım ukde’ye, gelişine vole çakan (bkz: domestic hıyar) fitili ateşledi. (bkz: thedansözkiller) gönderme dolu yazısı çok iyi. (bkz: turab) müthiş bir tanım.
ancak arkadaşlar yazıya dönecek olursak, hayatınızda böyle birinin olmaması ve bunun eksikliği üzerine idi benim ukdem. yoksa emin olun söylemişliğim vardır. ve yine yakın zamanda hak eden birine söyleyeceğimdir. (bkz: aşk yeniden)
sözlük çok sakin, bir orta açayım yazarlar içini döksün dedim. ancak sevgili yazar (bkz: domestic hıyar) beni topla birlikte kaleye sokmuştur.
kendisine sesleniyorum; “seni seviyoruz”
oh be! dedim kurtuldum.
sonradan edit: yarı açtığım ukde’ye, gelişine vole çakan (bkz: domestic hıyar) fitili ateşledi. (bkz: thedansözkiller) gönderme dolu yazısı çok iyi. (bkz: turab) müthiş bir tanım.
ancak arkadaşlar yazıya dönecek olursak, hayatınızda böyle birinin olmaması ve bunun eksikliği üzerine idi benim ukdem. yoksa emin olun söylemişliğim vardır. ve yine yakın zamanda hak eden birine söyleyeceğimdir. (bkz: aşk yeniden)
devamını gör...
normal sözlük karma toplama başlığı
kaliteli içerik girildiği takdirde zor olmayacağını düşündüğüm durumdur.
devamını gör...
arkaik insan
alev alatlı bu ifadeye benzer bir ifadeyi rüya ve kabus serisinde ön insan şeklinde nitelendirmiştir.
devamını gör...
terapi niyetine normal sözlük
evet sözlük şuan uyguladığım ve sonuç aldığım terapi. allahın belası bir iş yerinde yatarak günlerini geçirenlerin bile aldığı maddi bir kazanımdan beni performans bahane ederek mahrum ettiler. ki böyle bir şey olmadığına objektif olarak eminim elimden içime içime küfür etmekten başka da bir şey gelmiyor lanet olsun ki. başım çatladı sinirden ama ben ne yapıyorum, rastgeleye basa basa yapıştırıyorum tanımı ve enteresan şekilde de işe yarıyor, ağrım azaldı. tavsiye ediyorum.
devamını gör...
bir yakınını kaybetmek
işte sanırım hayatımın en zor şeyi de bu. ilk anneannemi kaybettim küçüktüm o zaman ölüm ne bilmiyorum daha. evde ben ablam ve nenemin iki kardeşi bulunuyordu. haber geldi herkes sustu. ölüm sessizliği işte oydu. o an düşündüm şimdi ben bir daha nenemi göremeyecek miydim yani sonsuza kadar gitmiş miydi? köyde onun bana sobada patates yapışını özlerdim ama. gülen yüzünü bana kürtçe maniler okumasını -anlamasam da çok severdim- bunları özlerdim ama ben.
her şey o yıl başladı ben artık köye gittiğimde hep bir eksiktim.
daha sonra birkaç yıl sonra bu sefer dedemi kaybettik o kadar hızlı oldu ki kimse nasıl oldu hala pek anlayamıyor. kanser denen illet benim çakı gibi delikanlılara taş çıkartan dedemi bulmuştu. bir ay... bir ayda gözümüzün önünde o dağ gibi adam eriyip gitti. o gece çok fırtına vardı ve elektrikler sürekli gidip gelince solunum cihazı doğru düzgün çalışamamış ve dedemi kaybetmiştik. o gece halalarım ortalığı ayağa kaldırmış feryat etmişler. uykum ağırdı ben duymadım. sabah öğrendim. ve bir kez daha eksildim. artık bize tahtadan oyuncaklar yapan, şiirler yazan, hep yanımızda olan dedem gitmişti.
daha sonra en acısı belki de amcam. her şey bu sefer dakikalar hatta saniyeler içinde oldu. oysaki o gün çok güzel başlamıştı. köyde toplanmış bütün sülale gidiyoruz piknik yapmaya. doluştuk traktöre ama nasıl mutluyuz. gitti, eğlendik, buğday yıkadık. amcam aşağıdaki küçük havuza bakacaktı. gitti ve geldiğinde elinde bir arı kuşuyla döndü. ama ne güzel bir kuştu o. böyle rengarenk bir kuş. ama kuş ıslaktı sanki yaşamıyordu. amcam havuzda iki kuş görmüş ve onları kurtarıp sudan çıkarmış. biri zaten çoktan ölmüş. ama biri hala yaşıyordu. koydu güneş alan bir taşa kuşu açtı kanatlarını kurusun diye. hepimiz başındaydık merakla bekliyorduk. biraz yemek verdik kuşa. biraz sonra da kanatlandı ve uçtu. önce teşekkür eder gibi etrafımızda uçuştu biraz sonra da gitti. bir canlının hayatını kurtaran amcam nasıl olmuştu da kendi hayatından olmuştu. daha sonra amcam tarlalara bakacağını söyledi ve yokuştan aşağı inerken onu son kez gördüğümüzü kimse bilmiyordu. keşke diyorum keşke amcama dur deseydim ne bileyim en olmadı bir kere sarılsaydım. sonra amcam kalp krizi geçiriyor. tabii diğer amcam motoruyla ona ulaşıyor bir yandan da ambulansı çağırdık ama köydeyiz öyle hemen gelemez. işte amcam, küçük amcamın kollarında vefat ediyor bir nevi. ambulansta yaşatmaya çalışıyorlar ama çok geç. amcam da son günlerde sol tarafım ağrıyor derdi. o olay olmasaydı birkaç gün sonra hafta başında hastaneye gidecekti. hayat işte... o gün anladım dostlar kötü haber tez yayılır sözü gerçekmiş. babam eve bizi son sürat getirdi. traktörde öyle hızlı geliyorduk ki kimse römorkta ayağa kalkmaya bile yeltenemezdi. biz eve geldik annem, babam ve amcamın eşi hastaneye gittiler. babaannem geldi. garibim öyle hüzünlü öyle şaşkın kalmış ki, anlatamam o anki halini. daha on dakika olmadan bütün köy bizim kapıdaydı biz yeni öğrenmiştik herkes nereden duymuştu böyle. ama işte amcam kurtarılamadı ve ben ilk defa babamın ağladığına şahit olmuştum. amcamın cenazesinde ağlamıştı. babasının cenazesinde ağlamayan adam kendine hakim olan adam bir çocuk gibi ağlıyordu kardeşi için. o zaman ölümün acılığını daha iyi kavradım. herkesin babası kendine koskoca görünür ya benim koskoca babam ağlıyordu. hem de nasıl şiddetli. o gün ben bir kez daha eksildim. artık böyle rakı içip çakırkeyif olunca bize hikayeler anlatan bizi gülmekten kıran, benim en sevdiğim amcam artık yoktu.
ahh dostlar bitti mi dersiniz hayır biter mi hiç hepimiz ölümlüyüz sonuçta işte bu ölüm bu sefer de altı ay sonra babaannemi buldu.
canım nenem önce kocasını sonra oğlunu kaybetmenin acısına ancak o kadar dayanabildi. biz daha şehirdeydik. haberi aldık. bir kez daha yıkıldık. nenemi de uzun zamandır görmüyordum. arada arıyorduk. sesimizi duyunca bir sevinişi var anlatamam. benim gururlu, başı hep dik kendime örnek aldığım, gülüşüyle kanadı kırık kuşları bile uçarabilecek olan nenem de artık yoktu. ben bir kez daha eksilmiştim.
dedemlerin evi de amcamlara kaldı. artık o günden sonra oraya pek gitmez oldum. artık dedemle nenem yok ki oranın neşesi yok. ne zaman gitsem sanki her şeyin boynu bükük. bir hüzünlü her şey onları bekliyor belli.
yazım çok uzun oldu ama yazmasaydım da içimde kalırdı bunlar aslında benim kimseye anlatmadığım şeyler. anlatınca gözlerimin dolmasına engel olamadığım her hatırladığımda bir kere daha ağladığım şeyler.
birini kaybetmek çok zor şey. o yüzden hazır hayattayken sevdiklerinize sarılın onları sevdiğinizi hissettirin. çünkü bir gün çok geç olabilir. benim de hep keşke dediğim tek şey onlara son bir kez sarılabilmek olmuştur.
her şey o yıl başladı ben artık köye gittiğimde hep bir eksiktim.
daha sonra birkaç yıl sonra bu sefer dedemi kaybettik o kadar hızlı oldu ki kimse nasıl oldu hala pek anlayamıyor. kanser denen illet benim çakı gibi delikanlılara taş çıkartan dedemi bulmuştu. bir ay... bir ayda gözümüzün önünde o dağ gibi adam eriyip gitti. o gece çok fırtına vardı ve elektrikler sürekli gidip gelince solunum cihazı doğru düzgün çalışamamış ve dedemi kaybetmiştik. o gece halalarım ortalığı ayağa kaldırmış feryat etmişler. uykum ağırdı ben duymadım. sabah öğrendim. ve bir kez daha eksildim. artık bize tahtadan oyuncaklar yapan, şiirler yazan, hep yanımızda olan dedem gitmişti.
daha sonra en acısı belki de amcam. her şey bu sefer dakikalar hatta saniyeler içinde oldu. oysaki o gün çok güzel başlamıştı. köyde toplanmış bütün sülale gidiyoruz piknik yapmaya. doluştuk traktöre ama nasıl mutluyuz. gitti, eğlendik, buğday yıkadık. amcam aşağıdaki küçük havuza bakacaktı. gitti ve geldiğinde elinde bir arı kuşuyla döndü. ama ne güzel bir kuştu o. böyle rengarenk bir kuş. ama kuş ıslaktı sanki yaşamıyordu. amcam havuzda iki kuş görmüş ve onları kurtarıp sudan çıkarmış. biri zaten çoktan ölmüş. ama biri hala yaşıyordu. koydu güneş alan bir taşa kuşu açtı kanatlarını kurusun diye. hepimiz başındaydık merakla bekliyorduk. biraz yemek verdik kuşa. biraz sonra da kanatlandı ve uçtu. önce teşekkür eder gibi etrafımızda uçuştu biraz sonra da gitti. bir canlının hayatını kurtaran amcam nasıl olmuştu da kendi hayatından olmuştu. daha sonra amcam tarlalara bakacağını söyledi ve yokuştan aşağı inerken onu son kez gördüğümüzü kimse bilmiyordu. keşke diyorum keşke amcama dur deseydim ne bileyim en olmadı bir kere sarılsaydım. sonra amcam kalp krizi geçiriyor. tabii diğer amcam motoruyla ona ulaşıyor bir yandan da ambulansı çağırdık ama köydeyiz öyle hemen gelemez. işte amcam, küçük amcamın kollarında vefat ediyor bir nevi. ambulansta yaşatmaya çalışıyorlar ama çok geç. amcam da son günlerde sol tarafım ağrıyor derdi. o olay olmasaydı birkaç gün sonra hafta başında hastaneye gidecekti. hayat işte... o gün anladım dostlar kötü haber tez yayılır sözü gerçekmiş. babam eve bizi son sürat getirdi. traktörde öyle hızlı geliyorduk ki kimse römorkta ayağa kalkmaya bile yeltenemezdi. biz eve geldik annem, babam ve amcamın eşi hastaneye gittiler. babaannem geldi. garibim öyle hüzünlü öyle şaşkın kalmış ki, anlatamam o anki halini. daha on dakika olmadan bütün köy bizim kapıdaydı biz yeni öğrenmiştik herkes nereden duymuştu böyle. ama işte amcam kurtarılamadı ve ben ilk defa babamın ağladığına şahit olmuştum. amcamın cenazesinde ağlamıştı. babasının cenazesinde ağlamayan adam kendine hakim olan adam bir çocuk gibi ağlıyordu kardeşi için. o zaman ölümün acılığını daha iyi kavradım. herkesin babası kendine koskoca görünür ya benim koskoca babam ağlıyordu. hem de nasıl şiddetli. o gün ben bir kez daha eksildim. artık böyle rakı içip çakırkeyif olunca bize hikayeler anlatan bizi gülmekten kıran, benim en sevdiğim amcam artık yoktu.
ahh dostlar bitti mi dersiniz hayır biter mi hiç hepimiz ölümlüyüz sonuçta işte bu ölüm bu sefer de altı ay sonra babaannemi buldu.
canım nenem önce kocasını sonra oğlunu kaybetmenin acısına ancak o kadar dayanabildi. biz daha şehirdeydik. haberi aldık. bir kez daha yıkıldık. nenemi de uzun zamandır görmüyordum. arada arıyorduk. sesimizi duyunca bir sevinişi var anlatamam. benim gururlu, başı hep dik kendime örnek aldığım, gülüşüyle kanadı kırık kuşları bile uçarabilecek olan nenem de artık yoktu. ben bir kez daha eksilmiştim.
dedemlerin evi de amcamlara kaldı. artık o günden sonra oraya pek gitmez oldum. artık dedemle nenem yok ki oranın neşesi yok. ne zaman gitsem sanki her şeyin boynu bükük. bir hüzünlü her şey onları bekliyor belli.
yazım çok uzun oldu ama yazmasaydım da içimde kalırdı bunlar aslında benim kimseye anlatmadığım şeyler. anlatınca gözlerimin dolmasına engel olamadığım her hatırladığımda bir kere daha ağladığım şeyler.
birini kaybetmek çok zor şey. o yüzden hazır hayattayken sevdiklerinize sarılın onları sevdiğinizi hissettirin. çünkü bir gün çok geç olabilir. benim de hep keşke dediğim tek şey onlara son bir kez sarılabilmek olmuştur.
devamını gör...
vagon-li olayı
fransız bir demiryolu şirketi olan compagnie internationale des wagons-lits adlı şirketin belçikalı müdürünün, 1933 yılında neden olduğu olaylar zinciri.
şirket normalde avrupa kökenliydi. istanbul'da (galata'da) bir ofisleri vardı ve türkiye - avrupa arasındaki bazı seferleri gerçekleştiriyorlardı.
olay günü * naci bey adlı bir şirket çalışanı, galata'daki ofisi arayarak, bir müşterinin ısrarlı talebiyle ilgili bir sorunu çözmeye çalıştı. türk olduğu adından da gayet anlaşılır olan naci bey, doğal olarak telefon görüşmesini de türkçe yaptı. ancak ofise yeni gelen gaetan jannoni adlı müdür, naci bey'in konuşmasını duyarak yanına geldi ve şirketin resmî dilinin fransızca olduğunu, türkçe konuşmasının hata olduğunu söyleyerek gerginliğe neden oldu.
naci bey durur mu? yapıştırdı cevabı: " bu ülkenin resmî dili türkçe. siz de türkçe öğrenmelisiniz."
bunun üzerine müdür sinirlendi ve naci bey'e bir de para cezası kesti. naci bey buna da itiraz edince müdür "sizi 15 günlüğüne kovuyorum" diyerek gerginliği tırmandırdı.
ancak olay orada kapanmadı. gazetelere yansıdı ve etkisi gittikçe arttı. "memleketin mukaddesatına hakaret eden" müdürü protesto etmek amacıyla büyük bir miting düzenlendi. "türkiye'de türkçe konuşulur" sloganlarıyla ofise saldıran kalabalık, çeşitli gazetelerin önünde de protestolarına devam ettiler.
polis müdahale etmek için geldi ve 30 kişi gözaltına alındı. konuyu öğrenen mustafa kemal'in talimatıyla bu kişiler serbest bırakıldı.
olayların ardından naci bey yeniden işine başladı ve müdür görevden uzaklaştırıldı. vatandaşların türkçe konuşması için kampanya başlatıldı. cumhuriyet gazetesi'nden yunus nadi'nin konuya ilişkin gazete yazısı:
"türkiye'de çalışan hiçbir müessese burada illa filan dil konuşulur diye iddia edemez. bu, kapitülasyonları ilga eden (yürürlükten kaldıran) türkiye'ye mahsus bir hal değildir. bütün dünyanın medeni ve müstakil her memleketinde cari olan ve öyle cereyanı da pek tabii bulunan bir haldir. medeni ve müstakil her memlekette yabancı dillere sadece müsamaha olunur. o kadar. yoksa herhangi yabancı dilin herhangi medeni ve müstakil bir memlekette, değil böyle yataklı vagonlar idaresi gibi umuma mahsus bir merkezinde, hatta yataklı vagonun birkaç kompartımanında dahi, kendisine mahsus bir hakimiyet iddia edilmesine asla ve kat'a müsamaha olunamaz. yataklı vagonlar şirketi'nde fransızca da konuşulabilir. fakat orada türkçe konuşmanın memnuiyetini (yasaklanmasını) farz etmek sadece mecnunluk veya ahmaklıktır..."
kaynak

görselin kaynağı
şirket normalde avrupa kökenliydi. istanbul'da (galata'da) bir ofisleri vardı ve türkiye - avrupa arasındaki bazı seferleri gerçekleştiriyorlardı.
olay günü * naci bey adlı bir şirket çalışanı, galata'daki ofisi arayarak, bir müşterinin ısrarlı talebiyle ilgili bir sorunu çözmeye çalıştı. türk olduğu adından da gayet anlaşılır olan naci bey, doğal olarak telefon görüşmesini de türkçe yaptı. ancak ofise yeni gelen gaetan jannoni adlı müdür, naci bey'in konuşmasını duyarak yanına geldi ve şirketin resmî dilinin fransızca olduğunu, türkçe konuşmasının hata olduğunu söyleyerek gerginliğe neden oldu.
naci bey durur mu? yapıştırdı cevabı: " bu ülkenin resmî dili türkçe. siz de türkçe öğrenmelisiniz."
bunun üzerine müdür sinirlendi ve naci bey'e bir de para cezası kesti. naci bey buna da itiraz edince müdür "sizi 15 günlüğüne kovuyorum" diyerek gerginliği tırmandırdı.
ancak olay orada kapanmadı. gazetelere yansıdı ve etkisi gittikçe arttı. "memleketin mukaddesatına hakaret eden" müdürü protesto etmek amacıyla büyük bir miting düzenlendi. "türkiye'de türkçe konuşulur" sloganlarıyla ofise saldıran kalabalık, çeşitli gazetelerin önünde de protestolarına devam ettiler.
polis müdahale etmek için geldi ve 30 kişi gözaltına alındı. konuyu öğrenen mustafa kemal'in talimatıyla bu kişiler serbest bırakıldı.
olayların ardından naci bey yeniden işine başladı ve müdür görevden uzaklaştırıldı. vatandaşların türkçe konuşması için kampanya başlatıldı. cumhuriyet gazetesi'nden yunus nadi'nin konuya ilişkin gazete yazısı:
"türkiye'de çalışan hiçbir müessese burada illa filan dil konuşulur diye iddia edemez. bu, kapitülasyonları ilga eden (yürürlükten kaldıran) türkiye'ye mahsus bir hal değildir. bütün dünyanın medeni ve müstakil her memleketinde cari olan ve öyle cereyanı da pek tabii bulunan bir haldir. medeni ve müstakil her memlekette yabancı dillere sadece müsamaha olunur. o kadar. yoksa herhangi yabancı dilin herhangi medeni ve müstakil bir memlekette, değil böyle yataklı vagonlar idaresi gibi umuma mahsus bir merkezinde, hatta yataklı vagonun birkaç kompartımanında dahi, kendisine mahsus bir hakimiyet iddia edilmesine asla ve kat'a müsamaha olunamaz. yataklı vagonlar şirketi'nde fransızca da konuşulabilir. fakat orada türkçe konuşmanın memnuiyetini (yasaklanmasını) farz etmek sadece mecnunluk veya ahmaklıktır..."
kaynak

görselin kaynağı
devamını gör...
radyo yayınlarının tanıtımında yapılan çifte standart
daddy adlı yazarın sonuna kadar haklı olduğu durum.
çok basit bir özür ile kapanabilecek konu lakin ben moderasyonun özür dilediğini hiç görmedim.
yanlış yapmışsınız işte. özür dilemek bir erdemdir.
çok basit bir özür ile kapanabilecek konu lakin ben moderasyonun özür dilediğini hiç görmedim.
yanlış yapmışsınız işte. özür dilemek bir erdemdir.
devamını gör...
konuşacak birinin olmaması
insan sosyal bir varlıktır. bazen tercihli bazen de istemeden yalnızlık bulur bizi. istesek de artık, bırakmaz. bunaltır. konuşacak çok şeyin vardır ama kimse yoktur etrafında. kalabalıklar içinde yalnız hissedersin. içine içine hem ağlar hem de gülersin. öyle bir şeydir konuşacak birinin olmaması.
devamını gör...
yavaş konuşan insan
başlığı okurken bir fenalık geldi
devamını gör...
online eğitim
okulumun çok eksiği bulunan eğitim türü. kayıtlar doğru düzgün yüklenmedi,ses sorunu gibi teknik sorunlar da hiç eksik olmadı. sınav tarihlerini de düzgün ayarlayamadılar bu yüzden üstümüzde extra bir yük oluştu. zaten zor okuyorum birde bunlar olunca baya kahroldum.
devamını gör...
normal sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü
ilk olarak kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü üyeliği ile başlayan;
başlangıçta troll baskını amaçlı da olsa sonradan güzel ortamından dolayı daimi üyesi olduğum kafa sözlük diyet ve sağlıklı yaşam kulübü* üyesi olarak devam ettiğim yolculuğuma;
kafa sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü üyesi olarak devam etmeme sebep olan kulüptür.
önderlik eden sayın yazar ve başkanımız spy'a emeklerinden ve katkılarından dolayı teşekkür ediyor, kulübün daim olmasını diliyorum.
#1014337 şurada bahsettiğim ve gerçekleşmesini istediğim fikre en yakın kulüp olması sebebiyle bende yeri ayrı olacak kulüptür aynı zamanda. kampseverler ve doğaseverler olarak bir araya gelmek, fikir alışverişinde bulunmak; en güzeli mekan, arazi tavsiyesinde bulunmak harika olabilir. o halde, haydi başlayalım!
düzenleme sebebi: kulüp kapsamına sonradan seyahat da eklenmiş. haliyle verilen gizli bakınız parantezini de değiştirmem lüzum oldu.
başlangıçta troll baskını amaçlı da olsa sonradan güzel ortamından dolayı daimi üyesi olduğum kafa sözlük diyet ve sağlıklı yaşam kulübü* üyesi olarak devam ettiğim yolculuğuma;
kafa sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü üyesi olarak devam etmeme sebep olan kulüptür.
önderlik eden sayın yazar ve başkanımız spy'a emeklerinden ve katkılarından dolayı teşekkür ediyor, kulübün daim olmasını diliyorum.
#1014337 şurada bahsettiğim ve gerçekleşmesini istediğim fikre en yakın kulüp olması sebebiyle bende yeri ayrı olacak kulüptür aynı zamanda. kampseverler ve doğaseverler olarak bir araya gelmek, fikir alışverişinde bulunmak; en güzeli mekan, arazi tavsiyesinde bulunmak harika olabilir. o halde, haydi başlayalım!
düzenleme sebebi: kulüp kapsamına sonradan seyahat da eklenmiş. haliyle verilen gizli bakınız parantezini de değiştirmem lüzum oldu.
devamını gör...
normal sözlük fenomeni olacağını düşündüğünüz yazarlar
amorti bile çıkmadı bu sene yine.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
konu yapay zeka ve aşk fakat benim kulağım sizde gözüm maçta ve ben ömrümü insan türüyle aşk yaşamaya feda edeceğim. bu fedakarlığı yapmamın sebebi ise yapay zeka sayesinde tarafsız bir hakem yaratılmasının türk futbolu için çok gerekli olduğuna inanıyorum. umarım böyle sistem geliştirilebilir ve gerekli kodlar yazılabilir. yazılabilir değil mi, lütfen yazılabiliyor olsun.
coldboy, geri dönmüş olman çok güzel. paylaştığınız bilgiler ve fikirler için her birinize ayrıca teşekkür ediyorum.
coldboy, geri dönmüş olman çok güzel. paylaştığınız bilgiler ve fikirler için her birinize ayrıca teşekkür ediyorum.
devamını gör...
trip atmayan sarışın mavi gözlü akp'li vegan kız
üstüne bir de nar ekşisi ister misin çocuk adam?
devamını gör...
pazar alışverişi vs market alışverişi
pazar alışverişi mantıklı olsada bir türlü sevemediğim yerlerdir pazarlar. satıcıların ısrarcı oluşu, 1 isteyip 2 vermeleri, beğendiğin ile aldığının bir olmaması filan rahatsız edici. bir de ben seçemiyorum sanırım. ya kazıklıyorlar beni ya da aldığım her şey çarık çürük çıkıyor. heralde tezgahın öbür tatafından bakınca;” saf bu! biz bunu dolandırırız, oh mis” gibi görünüyorum. böyle görününcede öndeki güzelleri gösterip arkadaki dandikleri kakalıyorlar. ne zaman pazara gitsem eve geldiğimde bir daha gitmemeye yemin ediyorum. pazar güzel de bazı pazarcıların fıtratı güzel değil.
devamını gör...