bunu söyleyenlere inat, " herkese vaktim var"
nefesim yettiğince, bu yürek bu bedende attığınca...
devamını gör...

vermezlerse vermesinler dediğim tiptir. şu algı türk muhalefetini öyle bir esir almış ki ne muhalefet bir puan koyabiliyor ne de iktidar puan kaybediyor.

bakın dostlar! seçimin belirtleyeni %10'luk hdp oyu filan değildir. seçimin belirtleyenini ben size söyleyeyim mi? seçimin belirleyeni %50'lik akp ve mhp bloğudur. bitti, bu kadar! sen bu bloğu çökertemediğin sürece, sen bu bloktan oy devşiremediğin sürece geçmiş olsun, sonsuza kadar kaybeden olacaksın. 23 haziran istanbul seçimlerini de bu bloktan gelen oylar kazandırmıştır. türk halkının %90'ı milliyetçi muhafazakar ya da milliyetçi seküler tandanslıdır. liberali, demokratı bile milliyetçi muhafazakar ya da milliyetçi sekülerdir. bu bloğun ortak değerlerini taşıyan bir çatı adayın şansı vardır. ekrem imamoğlu ve mansur yavaş ikisi de buna uygundur. ancak bana göre cem toker gibi herkesçe sevilen tarafsız birinin olması daha doğru olur.

kürtlersiz, hdp'siz muhalefet düşünülemez, iktidar bloğu yıkılamaz diye düşünenler acaba nasıl bir seçim sonucu bekliyorlar? %50,1'ya %49,9 gibi bir oran mı hayal ediyorlar anlamıyorum? bu algıdakiler herhalde iktidar bloğunun oylarının alınamayacağına kesin ikna olmuşlar.
devamını gör...

açtığı kitap başlıklarına denk gelmek benim için iyi oluyor. şöyle ki; başlıkları disiplinli bir şekilde açıyor ve bu tarz konularda benim gibi tembelliğin kitabını yazmış birine, tabiri caizse hatırlatma yapmış oluyor. başlığı gördüğüm an yazıveriyorum. misal, o başlığa denk gelmesem ya da o başlığı görmesem, o konuya dair yazmak, kuvvetle muhtemel aklıma gelmez. * ayrıca bana göre akış da, tekrar tekrar gündeme gelen ''abidik gubidik twist'' tarzı içerikten kurtulmanıza da vesile oluyor. sayısı yavaş yavaş azalan yazarlardan bir tanesi. umarım şevki kırılmaz. kırılırsa, ben o kadar çok başlık açmam peşinen söyleyeyim. görünce yazıyorum. iki yazar birden kaybedersiniz ona göre * daim olsun...
devamını gör...

şahsi fikrim iş bulamayan gençlerin borçları ertelenmeli, faiz işlememelidir. iş bulanlarınki de uzun vadelere yayılarak alınmalıdır. hiç bana biz zamanında ödedik, alırken biliyorlardı demesin kimse insanlar zaten mezun olduktan sonra işsizlik bunalımına girmiş haldeler bir de borçları ile dertlerine dert eklemeye gerek yok.
devamını gör...

protestan kilisesinde xvi. yüzyılın ortalarından bu yana 13-16 yaşları arasındaki gençlerin dinsel bilgilerde belli bir hazırlık ve sınavdan sonra tam üyeler olarak kilise cemaati içine kabul törenine denir. konfirmasyon adaylarına ise konfirmand denmektedir.
devamını gör...

depresyona kimileri daha yatkındır yapı olarak.
bu yatkınlıklarının kökenine bakacak olursak ailede psikolojik rahatsızlıklar yaşayan ebeveynler olması etkili. bu tür bir ortamda yetişen çocuklar gerekli bakım ve ilgiyi alamayabiliyorlar. çocuk bakıma muhtaçken yaşadığı psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklı ebeveyni kendine bile bakım veremeyebiliyor.
ebeveynin yaşadığı bu duygusal buhranlarına maruz kalan çocuk kendi duygusal dengesini düzenleyemiyor. ya çok hassas bir kişilik geliştirip ebeveyni gibi oluyor yada kendi duygularını yalıtıp kendini bu şekilde korumaya alıyor.
otoriter, kaygılı, eleştirel, tutarsız, kayıtsız( ilgisiz), şiddetin ve alkolün olduğu aile ortamında yetişmiş çocuklarda ilerde yaşadıkları en ufak olumsuzluklarda ve hatta kendi karamsar düşünceleri ile sürekli depresyona girebiliyorlar. hatta kimileri hiç çıkmıyor depresyondan.
bağımlı kişilik yapıları olan kişilerin depresyona ve diğer psikolojik rahatsızlıklara çok daha yatkın olduklarını görüyorum.
bu şartlarda yetişmeyen kişiler bile ileride yaşadıkları ile depresyona girebilirler. travmalar, iflas, kayıplarda depresyon nedenlerinden.
ilişkiler de narsist eşler ve insanlar buna en çok zemin hazırlayan insanlar oluyor.
tabi benim bu yazmaya başlamama neden olan hayatımızda ki önemli kişilerin bizdeki etkileri ile depresyona girmemiz.
kendimizi gerçekleştirmek için gerekli alana sahip olmamızı engelleyen kişiler yavaş yavaş bizi depresyona itebilirler. sinsi sinsi işgal eden kişiler vardır. genelde bizim iyiliğimizi istediklerini iddia ederek bunu yaparlar.
karşı çıktığımız da ise öfkeli, saldırgan yanlarını açığa çıkarırlar.
bir şekilde karşısındakini sindirmeye çalışırlar.
eğer zayıf bir kişiliğimiz var ise boyun eğeriz. ve depresyon kaçınılmaz olur. ama kendimizi koruyabiliyor ve ifade edebiliyorsak (karşıdakinin anlamasına gerek yok) depresyon yerine belki normal bir üzüntü ile atlatabiliyoruz. yapmamız gereken artık bir kurban rolünden çıkıp, kafamızda ki korkularımız kafamızda yenmek. bizim içimizde var olan korkuları başkaları keşfedip bizi bununla kontrol etmeye başlarlar. eğer korkularımız yoksa kimse korkutarak bizi kontrol altına alamaz.

ziya ünlütürk
devamını gör...

"insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."
devamını gör...

kendinden güçsüz gördüklerine zarar vermesi bir erkeğe en çok yakışmayan şeydir. kadınlara, çocuklara,hayvanlara zarar vermek veya kadınlara sen benimsin, bunu yapamazsın,onu giyemezsin,oraya gitme, buradan geçme gibi psikolojik baskı ve şiddet uygulayarak adeta kadının üzerinde hak iddia etmesidir... sevgilisi, kız kardeşi veya annesi kim olursa olsun onun bir birey olduğunu ve kimseye boyun eğmek zorunda olmadığını, bu şiddeti hak etmediğini bilmemesidir.
unutmayın ki erkek olmak doğuştan gelen cinsiyete bağlı bir şey fakat adam olmak karakter meselesidir, sonradan kazanılır. yaşınız büyüdükçe değil, karakteriniz geliştikçe adam olursunuz. 'ben erkeğim istediğimi yaparım ama sen kadınsın otur oturduğun yerde' diye düşünen erkekler yerine 'ben adamım ve hiç kimsenin üzerinde hak iddia etmeye hakkım yok çünkü karakter sahibi bir birey olmak bunu gerektirir' diye düşünen insanlar olabilmeniz dileğiyle...
devamını gör...

mısır tarihinin en genç firavunudur ve aynı zamanda en vasıfsız ve gereksiz firavunudur. peki öyleyse onu tarihte bu kadar bilinir kılan ne olmuştur? cevap verelim, sanat.

tarihi kaynaklara baktığımızda oldukça gereksiz bir firavun olup modern dünyada bu kadar tanınmasının sebebinin, o dönemin heykeltraşları tarafından büstlerinin oldukça ihitişamlı yapılması gösterilmektedir.

sonrasında mezarı bulunduğunda, başka hiçbir firavunun bu kadar güzel sanat eserleri içerisinde olmamasının fark edilmesiyle, kendisi oldukça tanınır hale gelmiştir.

tutankhamon'u sanat bilinir kılmıştır.

eğer o zamanları yaşamak ve tutankamon'un mezarının kesfini birlikte yapmak isterseniz tom holland tarafından yazılan çölde uyuyan sır (kitap) eserini okumanız önerilir. *
devamını gör...

dünyada yaklaşık 3,5 milyar kadın var.bunlardan bir kısmı sizi reddedecek, bir kısmı da kabul edecek yapıya sahip. kötü haber ise ''seni anan benim için doğurmuş'' diye bir şey yok. size uygun olanlar ve olmayanlar var. bu yüzden sizi reddeden ''tanrıçaya'' kene gibi yapışmak yerine yolunuza bakmayı bilin. kendinize anne değil, eş arıyorsunuz bunu unutmayın.

hadi yakalayın bakayım köftehorlar:
devamını gör...

badem & özlem tekin-kalpsiz
devamını gör...

mülk diye bir şey yoktur. yeni aldıĝınız tişörtü kardeşiniz pişkince giyer ve gevrek gevrek güler!
devamını gör...

kedim.

evde mama kabı hiç boş kalmaz. 5 kişi yemek yiyorsa ayrıca o 5 kişi tabağından alıp alıp et falan uzatıyor buna. kapı açıldığı an şerefsiz usain bolt gibi koşuyor. ışık hızında. bunu bir bacağı olmadığı halde yapıyor. apartman kapısı kapalıysa alt katta yaşayanların kapıyı tırmalayıp onlara açtırıyormuş. eve girmek istediği zaman ise karşı apartmanda yaşayan amcanın kapıyı tırmalıyor. sistemi kurmuş durumda. kediler aleminin aynştaynı.

uzun zamandır haberleri geliyor, mama koyulan her apartmana gidiyormuş tek tek. kadının biri her gün aynı saatlerde mama koyuyormuş, saati biliyor ha bu diyor bana, burada bekliyor, yiyip gidiyor sonra. bi de adamın biri var, o bir başka sahibiymiş. ona da kendini sevdirip ciğer falan yiyip eve geliyor. kahveden gelen koca sanki leş gibi sigara kokuyor eve geldiği zaman. sanki onu değil de o sigara içen adamı okşuyor gibi hissediyorum.

bu kadar aç nasıl oluyor anlamıyorum. geçen kaldırmak istedim, naim süleymanoğlu gibi hissettim kendimi. boyumuz zaten aynı. zorlandım. hani hayvan şekilli biblolar vardır, yerde durur, ulan dersin dur şunu tutup çalayım. kaldıramazsın çünkü ev sahipleri onu yere sabitlemişlerdir ve kameradan gelen geçeni izleyip gülüyorlardır. kedi o hale geldi. kaldıramıyorsun öyle kolay.

ve şaşırıyorum. nasıl bu kadar açsın minik dobillom? bu yeme motivasyonunun sebebi nedir? neden doymuyorsun? duygusal bir açlık mı? kötü bir ebeveyn miyim? nedir yani?

evet iç dökme seansımın sonuna geldim. şu an buradan gidiyorum.
devamını gör...

arapça lazım kökünden gelen daha gerekli en gerekli anlamında, kulağa hoş gelen bir kelimedir.
devamını gör...

canı ne zaman istese sıra dayağına çeken ve hatta dersten çok 'bir öğrenciye nasıl dayak atılır' bize en çok bunları öğretmeye çalışan biriyle görüşmek mi imkansız .
devamını gör...

felaket tellallığıdır. mars'ta memeli bir hayvanı hasta edebilecek, bağışıklığından kaçabilecek bir mikroorganizmanın varlığını çok yüksek bir ihtimal olarak görüyorsanız bu aynı zamanda bir zamanlar orada memeli bir hayvanın yaşamış olduğunu ve bu memeliye karşı patojen bir mikroorganizmanın evrimleştiğini düşünüyorsunuz demektir.
devamını gör...

yayaya yol vermek medeniyettir.
başka bir şey yazmaya gerek varmı?
devamını gör...

'dinin ne ?' 'müslüman değil misin yoksa ? '
devamını gör...

uzaktan hayran olmak daha iyidir. hele internetten birileriyle tanışmak düpedüz kumardır. kimin ne olduğu asla bilinmez. ama güzel kalpli insanlar da yok değil, görüyoruz, seviyoruz.*
devamını gör...

çocuklar söyleyince dünyanın en şirin kelimelerinden biri olabilir. bezden kurtulmaya çalışan çocuklardan duyulunca evde sevinç dalgası oluşturabilecek sihirli bir kelimeye dönüşebilecek potansiyeli olan bir kelimedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim