interstellar
henüz izlemediğim bir filmdir.
çevremdeki insanların çoğu izlemiş bu sebeple merak ediyorum, üniversite sınavı sonrası izleyeceğim.
çevremdeki insanların çoğu izlemiş bu sebeple merak ediyorum, üniversite sınavı sonrası izleyeceğim.
devamını gör...
yazarların sevdiği ön yargıları
türk dizileri kötüdür ve kötü kalacaklardır.
devamını gör...
2 mayıs 2021 sedat peker açıklamaları
devamını gör...
yalnız yaşayanların nedense delirmemesi
çok da doğru olmayan tespit denemesi. bazılarının psikolojisi sağlam şekilde çöküntüye uğrayabiliyor, bildiğimiz anlamda delirmiyor olsalar da...
aslında bir bakıma güzeldir tek başına yaşamak çünkü her türlü düzeni kendi yaşantınıza göre rahatlıkla oturtursunuz evde ama bu iş kesinlikle bazı insanlara göre değil. asla tek başına kalmaması gereken bir kesim var. özellikle eş dost arkadaş sevdalısı olup da yoğun iş temposu ya da farklı bir ülkede olmak gibi herhangi bir nedenden ötürü arkadaş ortamından uzak kalan insanlar pek kaldıramıyor tek başına kalmayı.
aslında bir bakıma güzeldir tek başına yaşamak çünkü her türlü düzeni kendi yaşantınıza göre rahatlıkla oturtursunuz evde ama bu iş kesinlikle bazı insanlara göre değil. asla tek başına kalmaması gereken bir kesim var. özellikle eş dost arkadaş sevdalısı olup da yoğun iş temposu ya da farklı bir ülkede olmak gibi herhangi bir nedenden ötürü arkadaş ortamından uzak kalan insanlar pek kaldıramıyor tek başına kalmayı.
devamını gör...
bizden önce dağlarda aç yaşayan insanlar vardı
türkiye 2002'de avcı ve toplayıcılığa geçti bunu bilmeyen cahiller defolsun bu profilden..
devamını gör...
don johnson
1949 yılında doğan, 1984 yılında miami vice dizisindeki gizli polis sonny crockett ile şöhrete ulaşan, zamanın yakışıklı, şimdinin karizmatik oyuncusu.

devamını gör...
sözlüğün ekşimeye başlaması
yaklaşık 1,5 aylık kafa sözlük geçmişime dayanarak ben de birkaç şey söylemek isterim bu konuda her ne kadar üzerime vazife olmasa da.
öncelikle sözlüğün eski halini bilmiyorum, eski yazarlar nasıldı, neler yazarlardı, nasıl katkı sunarlardı bir fikrim yok. geldiğim günden bu güne kadar gördüğüm kısma sözlüğün ekşimeye başlaması diyorsak eğer ben şikayetçi değilim.
neden değilim?
kendi adıma konuşmam gerekirse kafa sözlük formatı ve kuralları başlığını okuduğumda başlıkta yazan kuralları çiğneyerek herhangi bir tanım yazmadım. görsel ve karikatür kullanarak tanım yazıyor olmam eğer formata aykırıysa, bunu da yapmam çok sorun değil. ancak; derdimin karma puanı kasmak, takipçi sayımı artırmak, tüm bunlarla başımın göğe ermesi gibi bir durumun söz konusu olmadığının bilinmesini isterim.
hayatı sözlük üzerine kurulu insanlar değiliz hiçbirimiz, hepimizin sosyal hayatları, kendisini mutlu eden aktiviteleri eminim vardır. sadece pandeminin etkilerini uzun soluklu hissettiğimiz şu günlerde vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz bir yer burası, hepsi bu. hal böyle olunca da buradan gelen bildirimler, takipçiler, karmalar sosyal statümüzü artırmıyor, bizi en mükemmel yazar vs yapmıyor. ben kendimi 3-5 karikatürle ifade ederim, başka biri kaynak göstererek yaptığı bilgi içerikli tanımla, başka biri de trollük yaparak. hiçbirini yadırgamıyorum hepsine sonsuz saygım var. ha bir de, sırf ben karikatür paylaşıyorum diye görünmez olduğunu düşünerek sözlüğü bırakıp giden yazarlarımız varsa da hepinizin huzurunda özür diliyorum kendilerinden.
bu tanımdan sonra karikatür paylaşmayı bırakmayı düşünmüyorum açıkçası. olur da yönetimden biri çıkıp sözlük hesabımı siler ya da kendini bu şekilde ifade etmen formata aykırı der o zaman bırakırım, hem karikatürleri hem de yazmayı. kendimi ifade ediş şeklimin kabul görmediği bir yerde benim de yazıyor olmamın bir anlamı olmaz zira.
tüm bunların sonucunda söylemek istediğim tek şey, yazdığım, paylaştığım tanımlar rahatsızlık veriyorsa rica ediyorum engelleyin ki ne ekşimeye başlayan sözlüğe katkıda bulunan yazarları görün ne de ben rahatsız ettiğimi düşüneyim.
herkesin herkesi kabul ettiği, bol tanımlı, çok yazarlı, güzel günlerde güzel şeyler yazdığımız nice kafa sözlüklü günlere!

ps: paylaştığım karikatürler için dönüş yapıp yüzünün gülümsediğini söyleyen herkes, iyi ki varsınız!
öncelikle sözlüğün eski halini bilmiyorum, eski yazarlar nasıldı, neler yazarlardı, nasıl katkı sunarlardı bir fikrim yok. geldiğim günden bu güne kadar gördüğüm kısma sözlüğün ekşimeye başlaması diyorsak eğer ben şikayetçi değilim.
neden değilim?
kendi adıma konuşmam gerekirse kafa sözlük formatı ve kuralları başlığını okuduğumda başlıkta yazan kuralları çiğneyerek herhangi bir tanım yazmadım. görsel ve karikatür kullanarak tanım yazıyor olmam eğer formata aykırıysa, bunu da yapmam çok sorun değil. ancak; derdimin karma puanı kasmak, takipçi sayımı artırmak, tüm bunlarla başımın göğe ermesi gibi bir durumun söz konusu olmadığının bilinmesini isterim.
hayatı sözlük üzerine kurulu insanlar değiliz hiçbirimiz, hepimizin sosyal hayatları, kendisini mutlu eden aktiviteleri eminim vardır. sadece pandeminin etkilerini uzun soluklu hissettiğimiz şu günlerde vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz bir yer burası, hepsi bu. hal böyle olunca da buradan gelen bildirimler, takipçiler, karmalar sosyal statümüzü artırmıyor, bizi en mükemmel yazar vs yapmıyor. ben kendimi 3-5 karikatürle ifade ederim, başka biri kaynak göstererek yaptığı bilgi içerikli tanımla, başka biri de trollük yaparak. hiçbirini yadırgamıyorum hepsine sonsuz saygım var. ha bir de, sırf ben karikatür paylaşıyorum diye görünmez olduğunu düşünerek sözlüğü bırakıp giden yazarlarımız varsa da hepinizin huzurunda özür diliyorum kendilerinden.
bu tanımdan sonra karikatür paylaşmayı bırakmayı düşünmüyorum açıkçası. olur da yönetimden biri çıkıp sözlük hesabımı siler ya da kendini bu şekilde ifade etmen formata aykırı der o zaman bırakırım, hem karikatürleri hem de yazmayı. kendimi ifade ediş şeklimin kabul görmediği bir yerde benim de yazıyor olmamın bir anlamı olmaz zira.
tüm bunların sonucunda söylemek istediğim tek şey, yazdığım, paylaştığım tanımlar rahatsızlık veriyorsa rica ediyorum engelleyin ki ne ekşimeye başlayan sözlüğe katkıda bulunan yazarları görün ne de ben rahatsız ettiğimi düşüneyim.
herkesin herkesi kabul ettiği, bol tanımlı, çok yazarlı, güzel günlerde güzel şeyler yazdığımız nice kafa sözlüklü günlere!

ps: paylaştığım karikatürler için dönüş yapıp yüzünün gülümsediğini söyleyen herkes, iyi ki varsınız!
devamını gör...
normal sözlük web view
gelsin istenendir (bkz: nolur olsun)
devamını gör...
boğaziçi öğrencilerinin videosu vs tgb öğrencilerinin videosu
ülkesini hem sevip, hem de ülkenin geldiği son noktaya üzülen bir kişi olarak, iki videoyu da aynı tepkiyle izledim. "ülkem adına üzgünüm" sözünün karşılığı "ülkemi seviyorum" olamaz bana göre. aklı başında bir insan hem sevip, hem üzülür. zaten üzülmek, sevgi barındıran bir tabirdir. sevmesen, "amaan banane" dersin ve sadece kendi hayatına bakarsın. ama ülkesi adına üzülen insan, ülkesini daha iyi yerlerde, daha farklı koşullarda görmek istiyor demektir.
ben de üzülüyorum. üzüldüğüm çok şey var. onları sıralamıycam şimdi ama bu başlığın konusu olduğu için söyleyim, üzüldüğüm şeylerden biri de; gençlerin bu şekilde kutuplaştırılıp, ayrıştırılması.
65 yaşında bir adam bu ülkenin geleceği değil, bu gençler ülkenin geleceği. zihinlerini, zekalarını sadece bilime yormaları gereken yaşta uğraştıkları, uğraştırıldıkları şeylere bak.
ben de üzülüyorum. üzüldüğüm çok şey var. onları sıralamıycam şimdi ama bu başlığın konusu olduğu için söyleyim, üzüldüğüm şeylerden biri de; gençlerin bu şekilde kutuplaştırılıp, ayrıştırılması.
65 yaşında bir adam bu ülkenin geleceği değil, bu gençler ülkenin geleceği. zihinlerini, zekalarını sadece bilime yormaları gereken yaşta uğraştıkları, uğraştırıldıkları şeylere bak.
devamını gör...
ayrılık acısı geçer mi sorunsalı
"-hep geçer diyorlar ya olric. sence geçer mi?
-geçer elbet efendim;
bazısı teğet geçer,
bazısı deler geçer,
bazısı deşer geçer,
bazısı parçalar geçer,
ama mutlaka geçer."*
geçer efendim geçer. geçmez deriz ölüyoruz deriz. ama geçer ve biz ölmeyiz. sevilen kişinin gidişi zordur elbet. ayrılık dayanılmazdır başta. içinizde bir boşluk hissi vardır. o his hemen öyle geçmez.
içimizde bir duygu... böyle tarifi çok zor. alışmışsınızdır onun varlığına, onun varlığının yüreğinizdeki duruşuna. öyle bir anda ayrılmak, o varlığın yerinin bir anda boşalması sizi bitiren budur aslında. ama işte insan her şeye alışıyor zamanla, her şeye...
bir gün gelir uyanırsınız ve o boşluğun acısının artık canınızı yakmadığını fark edersiniz. geçmiştir artık o acı. belki teğet geçmiştir, belki delip geçmiştir, belki deşip geçmiştir, belki de parçalayıp geçmiştir ama geçmiştir işte...
-geçer elbet efendim;
bazısı teğet geçer,
bazısı deler geçer,
bazısı deşer geçer,
bazısı parçalar geçer,
ama mutlaka geçer."*
geçer efendim geçer. geçmez deriz ölüyoruz deriz. ama geçer ve biz ölmeyiz. sevilen kişinin gidişi zordur elbet. ayrılık dayanılmazdır başta. içinizde bir boşluk hissi vardır. o his hemen öyle geçmez.
içimizde bir duygu... böyle tarifi çok zor. alışmışsınızdır onun varlığına, onun varlığının yüreğinizdeki duruşuna. öyle bir anda ayrılmak, o varlığın yerinin bir anda boşalması sizi bitiren budur aslında. ama işte insan her şeye alışıyor zamanla, her şeye...
bir gün gelir uyanırsınız ve o boşluğun acısının artık canınızı yakmadığını fark edersiniz. geçmiştir artık o acı. belki teğet geçmiştir, belki delip geçmiştir, belki deşip geçmiştir, belki de parçalayıp geçmiştir ama geçmiştir işte...
devamını gör...
kara delik
bir çeşit gök cismi. tam olarak nasıl oluştuklarını büyük kütleli yıldızlar başlığından okuyabilirsiniz. bu arada sadece yıldızların ölümüyle oluşmazlar. galaksilerin merkezinde bulunan kara deliklerin nasıl oluştuğu henüz kesin olarak bilinmiyor. ayrıca teorik olarak enerjiden de oluşabilirler. (bkz: kugelblitz)
yeterince özelliğinden bahsedilmiş. ben başka bir özelliğine değineyim istedim.
kara delikler soğuktur. sıcaklıkları kütleleri arttıkça daha fazla düşer. örneğin bir galaksi merkezinde bulunan süper kütleli bir kara deliğin sıcaklığı neredeyse mutlak sıfıra yakındır. ceres kütlesinde bir kara deliğiniz varsa, bunun sıcaklığı ancak -150 derecelerde olur. yani ne kadar az kütle, o kadar çok sıcaklık... herhangi bir maddeyi dışarıya geri yaymadıkları için, sıcaklık ya da başka herhangi bir ışınım kaynakları da yoktur bu cisimlerin. hawking radyasyonu'nu hariç tutarsak tabii. bu da zaten bir kara deliği ısıtmaya yetecek bir mekanizma değil belli ki. en azından bugün bildiğimiz kadarıyla... aslında zaten bahsi geçen bu sıcaklıklar büyük ihtimalle hawking radyasyonundan kaynaklı olduğu için bu kadar düşük diyebiliriz.
kara deliğin etrafındaki birikim diskine gelince... bunlar henüz olay ufkundan içeriye düşmemiş, büyük hızlarla kara delik etrafında dönerken ısınan maddelerden oluştuğu için bunların sıcaklığı milyonlarca kelvin ile ölçülür. ısınan ve ışınım yayan esas malzeme bunlar olduğundan, bir kara deliği "görmek" birikim diskini görmektir aslında.
yeterince özelliğinden bahsedilmiş. ben başka bir özelliğine değineyim istedim.
kara delikler soğuktur. sıcaklıkları kütleleri arttıkça daha fazla düşer. örneğin bir galaksi merkezinde bulunan süper kütleli bir kara deliğin sıcaklığı neredeyse mutlak sıfıra yakındır. ceres kütlesinde bir kara deliğiniz varsa, bunun sıcaklığı ancak -150 derecelerde olur. yani ne kadar az kütle, o kadar çok sıcaklık... herhangi bir maddeyi dışarıya geri yaymadıkları için, sıcaklık ya da başka herhangi bir ışınım kaynakları da yoktur bu cisimlerin. hawking radyasyonu'nu hariç tutarsak tabii. bu da zaten bir kara deliği ısıtmaya yetecek bir mekanizma değil belli ki. en azından bugün bildiğimiz kadarıyla... aslında zaten bahsi geçen bu sıcaklıklar büyük ihtimalle hawking radyasyonundan kaynaklı olduğu için bu kadar düşük diyebiliriz.
kara deliğin etrafındaki birikim diskine gelince... bunlar henüz olay ufkundan içeriye düşmemiş, büyük hızlarla kara delik etrafında dönerken ısınan maddelerden oluştuğu için bunların sıcaklığı milyonlarca kelvin ile ölçülür. ısınan ve ışınım yayan esas malzeme bunlar olduğundan, bir kara deliği "görmek" birikim diskini görmektir aslında.
devamını gör...
yedi numara dizisi replikleri
öyle vurucu replikler yok aklımda ama her hatırladığımda güldüğüm birkaç sahne var.
1.
manti siparişi gidecektir: bölüm 39
zeliha: adresi bulabilecek misin meryem
meryem: aaa tabi canım burayı biliyorum ben zaten kaç defa gittim bakın şimdi ilerdeki pasaja giriyom. sağdan üçüncü dükkana sokağı soruyom. onlar sana tarif edince sokağı buluyom. kunduracı amcaya gidiyom. kunduracı amca görür görmez: "allah cezanı versin, yine mi sen geldin !" diyo. sen : "hı" yapiyon. ondan sonra da apartmani tarif ediyo. asansöre biniyom. iki-üç kişi daha gelince asansör "fiyt" kalkıyo. ondan sonra lui...... ha sivali duvarı bekliyom. sivalı duvarı görünce "aaaaa ben burada inecektim. n'olur beni indirin!" diye bağırıyom. bu sefer herkes bi telaş, bi panik, asansörü durdurup seni aşağı kadar indiriyolar. tam karşındaki zile basıyon, işte orasi. bitti yani !
5:59
2.
vahit çocuğuna isim arıyordur*
vahit: değişik bir şey yok mu şöyle be
haydar: bizim sınıfta bi kız bi oğlan var ikisinin de adı okyanus
sabit: çok uzun emmi
haydar: deniz olsun
sabit: uzun uzun
haydar: göl
sabit: kısalt kısalt
haydar: su
sabit: daha kısalt
haydar: abooow kurudu çocuk be
28:05
1.
manti siparişi gidecektir: bölüm 39
zeliha: adresi bulabilecek misin meryem
meryem: aaa tabi canım burayı biliyorum ben zaten kaç defa gittim bakın şimdi ilerdeki pasaja giriyom. sağdan üçüncü dükkana sokağı soruyom. onlar sana tarif edince sokağı buluyom. kunduracı amcaya gidiyom. kunduracı amca görür görmez: "allah cezanı versin, yine mi sen geldin !" diyo. sen : "hı" yapiyon. ondan sonra da apartmani tarif ediyo. asansöre biniyom. iki-üç kişi daha gelince asansör "fiyt" kalkıyo. ondan sonra lui...... ha sivali duvarı bekliyom. sivalı duvarı görünce "aaaaa ben burada inecektim. n'olur beni indirin!" diye bağırıyom. bu sefer herkes bi telaş, bi panik, asansörü durdurup seni aşağı kadar indiriyolar. tam karşındaki zile basıyon, işte orasi. bitti yani !
5:59
2.
vahit çocuğuna isim arıyordur*
vahit: değişik bir şey yok mu şöyle be
haydar: bizim sınıfta bi kız bi oğlan var ikisinin de adı okyanus
sabit: çok uzun emmi
haydar: deniz olsun
sabit: uzun uzun
haydar: göl
sabit: kısalt kısalt
haydar: su
sabit: daha kısalt
haydar: abooow kurudu çocuk be
28:05
devamını gör...
ayı
1988 yılı fransız yapımı yönetmenliğini
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
devamını gör...
bateri
lisedeki en büyük hobim youtube'dan sevdiğim şarkıların bateri cover'larini açıp milletin nasıl çaldığına bakıp bakıp imrenmekti. kalemle baget çevirmeyi öğrendim sonra. evet.
tanim:bir enstrüman.
başka tanim: içimde ukde kalan ve bir gün kesin öğreneceğim vurmalı enstrüman hedesi.
tanim:bir enstrüman.
başka tanim: içimde ukde kalan ve bir gün kesin öğreneceğim vurmalı enstrüman hedesi.
devamını gör...
ülke ekonomisinin temmuz'da sıçrama yapacak olması
şubat, ocaktan çok daha iyi. mart da şubattan daha iyi. nisan marttan zaten çok iyi olacak.
bir fark göremiyorum. siz yine de dikkat edin. temmuzda her şeye zam gelebilir.
devamını gör...
dünyanın çivisinin çıkması
bana bir çekiç verin geri çakayım.
insanoğlu dünyayı mahvetmiştir. bazen düşünürüm; iyi geldik bu yaşa kadar hala yaşayabiliyoruz bu dünyada diye.
kimse kusura bakmasın, ben de bir erkeğim, ama bunda erkeklerin çok büyük etkisi bulunmakta.
hiçbir kadın tarihte savaş başlatmamıştır. bir kadın bir kadına tecavüz etmemiştir, aşkına karşılık alamadığı için hiçbir kadın birini öldürmemiştir veya boşandığı eşine musallat olmamıştır... örnekleri siz de çoğaltabilirsiniz.
insanoğlu dünyayı mahvetmiştir. bazen düşünürüm; iyi geldik bu yaşa kadar hala yaşayabiliyoruz bu dünyada diye.
kimse kusura bakmasın, ben de bir erkeğim, ama bunda erkeklerin çok büyük etkisi bulunmakta.
hiçbir kadın tarihte savaş başlatmamıştır. bir kadın bir kadına tecavüz etmemiştir, aşkına karşılık alamadığı için hiçbir kadın birini öldürmemiştir veya boşandığı eşine musallat olmamıştır... örnekleri siz de çoğaltabilirsiniz.
devamını gör...
ahmet hamdi tanpınar
ı.
kader celladına sessiz uzat boynunu;
acıma ne kendine ne de gelecek günlerine
yalnız bir düşünceye yum gözlerini
son darbe inmeden evvel, en son anda
bir çiçek, bir kuş, bir tebessüm ol;
düşüncen kurtarsın seni senden,
bil ! biraz sonra
ebediyen senindir
senden uzak olan her şey.
ıı.
ellerini yüzümde gezdir,
sil alnımdan yorgunluğu
gözlerimin altından,
yaşamak korkusunu al.
avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım.
sonra sen de gözlerini kapat,
bırak, ellerin sessizce düşünsün.
düşüncende yaşamak isterim ben senin:
bir gün en yalnız saatinde,
parmak uçlarından
ve avuçlarından
gelip konuşurum seninle.
ııı.
ayrılalım,
sen annen güneşe git, nur ol;
ben toprakta dağılacağım.
bir akşamüstü
ormanı tek bir saz yapan
en son dalda
son ışık ol,
gel, beni bul.
#avareilhamlar24ocak1962
ahmet hamdi tanpınar.
kader celladına sessiz uzat boynunu;
acıma ne kendine ne de gelecek günlerine
yalnız bir düşünceye yum gözlerini
son darbe inmeden evvel, en son anda
bir çiçek, bir kuş, bir tebessüm ol;
düşüncen kurtarsın seni senden,
bil ! biraz sonra
ebediyen senindir
senden uzak olan her şey.
ıı.
ellerini yüzümde gezdir,
sil alnımdan yorgunluğu
gözlerimin altından,
yaşamak korkusunu al.
avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım.
sonra sen de gözlerini kapat,
bırak, ellerin sessizce düşünsün.
düşüncende yaşamak isterim ben senin:
bir gün en yalnız saatinde,
parmak uçlarından
ve avuçlarından
gelip konuşurum seninle.
ııı.
ayrılalım,
sen annen güneşe git, nur ol;
ben toprakta dağılacağım.
bir akşamüstü
ormanı tek bir saz yapan
en son dalda
son ışık ol,
gel, beni bul.
#avareilhamlar24ocak1962
ahmet hamdi tanpınar.
devamını gör...
1981 dünya atatürk yılı
büyük önderimiz atatürk'ün doğumunun 100'üncü yılı dolayısıyla unesco tarafından ilan edilen anlamlı yıl.
aynı zamanda büyük atatürk'ün dünya liderliğinin de dünya tarafından tescillendiği yıldır.
unesco'nun girişimleri ile atatürk'ümüz dünyaya tanıtılmış ve tüm dünyanın takdirini toplamıştır.
atatürk düşmanı vatansız teröristleri kudurtan son derece gurur verici bir dönemdir.
atatürk, aynı zamanda dünyanın en çok ülkesinde heykeli, büstü ve anıtı bulunan liderdir. 50'den fazla ülkede heykeli dikilmiştir. ayrıca dünya çapında adının verildiği sayısız cadde, meydan, sokak, park, okul vs vardır.
atatürk, sizin hâyâllerinizden bile büyüktür işgalci artıkları! onu silmek imkânsızdır! kudurun, delirin, çıldırın, çatlayın, havlayın. atatürk'e asla gücünüz yetmez. dedelerinize sorun iyi bilirler onu. tarihin en büyük şamarını yediler sonuçta.
aynı zamanda büyük atatürk'ün dünya liderliğinin de dünya tarafından tescillendiği yıldır.
unesco'nun girişimleri ile atatürk'ümüz dünyaya tanıtılmış ve tüm dünyanın takdirini toplamıştır.
atatürk düşmanı vatansız teröristleri kudurtan son derece gurur verici bir dönemdir.
atatürk, aynı zamanda dünyanın en çok ülkesinde heykeli, büstü ve anıtı bulunan liderdir. 50'den fazla ülkede heykeli dikilmiştir. ayrıca dünya çapında adının verildiği sayısız cadde, meydan, sokak, park, okul vs vardır.
atatürk, sizin hâyâllerinizden bile büyüktür işgalci artıkları! onu silmek imkânsızdır! kudurun, delirin, çıldırın, çatlayın, havlayın. atatürk'e asla gücünüz yetmez. dedelerinize sorun iyi bilirler onu. tarihin en büyük şamarını yediler sonuçta.
devamını gör...