hayranlık bildirmek için kullanılan ama içinde şaşkınlık da barındıran, genelde kişinin içinden söylediği ama bazı olağanüstü durumlarda sesli olarak da dile getirdiği sözdür.

söz çok yaygın bir biçimde kullanılıyor olsa da aslında kullanım kurallarına zaman zaman uyulmamaktadır. her göz için kullanılabilecek bir söz değildir. bir göz mavi ya da yeşil olduğu için bu tepkiyi hak edecek diye bir kaide yoktur. gözün rengi sadece bir tamamlayıcıdır. ela ise istisna bir renk olup tek başına bu iç döküşü hak edebilir.

odaklanılması gereken asıl mevzu gözün şekildir. yüzün geri kalanı ile uyumudur. böyle bir tepki verilecek göz için bir örnek vererek savımı güçlendirmek isterim.

örneğin; çok fazla olmamak kaydıyla çekik bir göz olabilir. burna yakın olan tarafı dar olup dışarı doğru genişliyorsa ciddi bir adaydır başlıktaki sözü hak etmek için. yüzün üzerine sonradan yerleştirilmiş gibi görünecek kadar büyük, sanki her an kaybolacakmış gibi küçük olmaması da gereklilikler arasındadır.

bu niteliklere sahip göz eğer buruna çok yakın ya da çok uzak değilse ve her daim nemli bir görüntüye sahipse, üstelik içinde anlam kargaşasına neden olmayacak kararlı sözcükler varsa ela rengin de yardımıyla bu söze hedef olacaktır.

bu konu üzerinden asla bahse girmeyin. kaydedersiniz.
devamını gör...

limon ve pul biber.
devamını gör...

karikatür okumak.
gençlere tavsiye bol bol okuyun, okutun. okumayanı eşek sudan gelinceye kadar cimcirin.
her gece yarım saat uyumadan hemen önce yaptığım eylemdir.
karikatür candır, hayattır, yaşam enerjisidir. bolca karikatürlü günler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok güzel olacağına emin olduğum program. yayıncısı çok güzel çünkü. *

sertab erener'den sevdam ağlıyor da benim istek parçam olsun. yazılanları gördüm hepsi çok iyi şarkılar. çok eğleneceğiiiiizz.*
devamını gör...

hakkında ufak bir yazı kaleme aldığım başlıktır. sabırla okursanız sevinirim.

zamanın birinde yaz ayının ikisinde günün tam üçünde bize göre huzurun kalmadığı yöremizde, fısıltılar duyulmaya başlamıştı.
günler ilerledikçe fısıltılar artıyordu, sanki dağ, taş her taraf fısıldaşma ile doluyordu. yer yarılsında içine girsindi bu sesler. çığlıktan beterdi.
yeniden bir gemi yapmanın zamanı gelmişti. burayı terk etmedikçe fısıltılar tarafından boğulacağımızı düşünüyorduk. diğerlerini uyarmaya çalıştık ama fısıltılar çoktan yüreklerini bağlamıştı.
bir an önce gemiyi bitirmek tek isteğimizdi. şekli şemalı çok önemli değildi hatta gemiye benzemese de olurdu. yeter ki fısıltılara benzemesindi.
yoğun uğraşlar sonucu gemiyi tamamladık. ismini ruhun gemisi koyduk. son kez diğerlerini gemiye gelmeleri için ikna etmeye çalıştık. bunu yürekten istiyorduk.
orada kalmayı tercih ettiler.
biz ise çoktan harfleri toplamaya başlamıştık. ünlü ünsüz demeden, ayırt etmeden onları, tümünü almaya çalışıyorduk. kolay olmadı bu. her tarafı kapladıkları yetmezmiş gibi harfleri de etkileri altına almaktı amaçları. elimizden geldiğince gemimize topladık harfleri. rakamları almadık bıkmıştık artık küçük hesaplardan. sonra notaları topladık birer birer, sol anahtarını da ihmal etmedik, es işaretlerini de. notalar fısıltılardan sağırlaşmaya başlamışlardı artık hangi sesi çıkardıklarını bilemez haldelerdi. çok vaktimiz kalmamıştı. son olarak adaleti almaya karar verdik gemimize.
en çok zamanı da onu bulmaya çalışırken harcamıştık. adalet ortalarda görünmüyordu. fısıltılar tamamen örtmüştü üzerini. zorda olsa bulduk onu. bulduğumuzda hiç tanınmayacak haldeydi.
özenle topladığımız harfleri ve notaları ve işaretleri ve acınacak halde olan adaleti gemimizde tüm fısıltılardan arındırmaya çalıştık.
gemimiz suda değilde fısıltılar üzerinde yüzmeye çalışıyordu. balıklar bile fısıltı olmuştu.
günler belki de aylar boyunca ilerledik. artık sular üzerinde gittiğimizi fark eder olmuştuk.
temizlenmeye ve özüne dönmeye başlayan harfler sayesinde, tüm varlığını unutmuş olan ,adalet, var oluş amacını hatırlamaya çalışıyordu. gemideki herkes gibi o da çok gayretliydi.
ancak, adaletimiz tamamen temizlendiğinde kendimize yeni bir yaşam kurmaya cesaret edebilirdik. işimiz zordu ama bu yolun sonu aydınlıktı ve güzel günler bekliyordu bizi bunu hissedebiliyorduk.
devamını gör...

finlandiya'da. hayal ettiğim hayat oralarda bir yerlerde, araya kaçmış da olabilir, olsun, inanıyorum.
devamını gör...

en büyük silahımız çay kaşığını çıkarıp kenara koymaktır. *
devamını gör...

salak olmayı seçme özgürlüğü olarak da bilinir.
devamını gör...

tekrar tekrar okunabilecek güzel bir kitap. şöyle bir alıntıyla destekleyeyim =>

ne ben kimseye benziyordum ne de herhangi biri bana. " tek başımayım, ama onlar hep birlik."
devamını gör...

insanlara, onların istedikleri şeyleri söylediğinde "iyi insan" oluyorsun. bütün mesele bu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tarlabaşında çocuk olmak 2.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemil beş yaşında, annesi 7 ay önce trafik kazasında öldü. cemil biraz fırıldak bi çocuk, ne zaman sokağa çıksa üstünü başını kirletiyor. ninesi hergün elbiselerini yıkamaktan bıktı. dövsede, kızsada cemilin kafası bir türlü almıyor. çocuk işte, üstünü başını batırıyor her seferinde, sonunda ninesi onu cezalandırdı, evden çıkmak yok uslanana kadar. cemilde pencereden sokaktaki arkadaşlarını izleyip hayata dair iç burkan bir anı biriktiriyor. ninesinden nefret ediyor, dünyadaki en kötü nine onun ninesi, bütün dünya mutlu ve sokakta tek kale maç yapıyorken cemil benim suçum ne diye düşünüyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cemilin ninesi azime hanım , 1985 te kocasıyla birlikte tunceliden istanbula göç ettiler. mucburdular, kocası onu kaçırmıştı töre affetmezdi. koleradan öldü kocası. azime hanımın okuma yazması yok türkçe bilmez çat pat bile konuşamaz ama izleye izleye artık bazı dizileri anlayabiliyor. 86 yaşında, artık insanları anlayabilmek için onları dinlemeye ihtiyacı yok. 30 yıldır sigara içiyor. komşuları onu çok sever, akrabalarıyla geçinemez. azime hanım, rönesanstan yada hümanizmden anlamıyor ama öyle bir biber dolması yapıyor ki herkes kıskanıyor. çocukların gürültüsü onu sinir eder. pazara gitmekten hoşlanır. torunu cemil yüzünden tansiyonu yükselip duruyor.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cemilin babası, ramazan abi . karısı öldükten sonra evlenmedi. işinde gücünde evini çocuklarını geçindirmeye çalışıyor. annesi azime hanımın tedavi masrafları baya belini bükmüştü. ramazan abinin sabit bir işi yok. bazen inşaatta, bazen hurdacılıkta, bazen tezgahtarlıkta ekmek kovalıyor. cemili daha okula yazdırmadı. okuyup bi halt olacağına inanmıyor olsa da, çocuğunu okutamamanın ayıp bişey olduğunu biliyor. elalem ne der. halbuki cemili şimdiden feyruz abinin atölyeye çırak olarak verse 18 inde ustabaşı olur. berberlikte güzel meslek. neyse bari ilk okulu okusun. okuma yazma ne ki teyzesi naciye lise mezunu, öğretirdi iki ayda.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemilin ortanca abisi müslüm , 18 yaşında, halde sebze işinde kantarcılık yapıyor. hafta sonları parttime kapkaççı. müslüm eve pek uğramaz, kalacak yeri çok. arkadaşlarıyla güzel bir ortamı var. nerde olay orda müslüm ve çetesi, tomalara müdahale ediyorlar. 6 yaşından beri sapan kullanıyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemilin diğer abisi ferdi. 7 yıldır cevizli sokakta torba tutuyor. sicili tertemiz çok sakin, ağırbaşlı bir delikanlı. yol yordam bilir. kimseyle dalaşmaz, işini en temiz yapan torbacı olarak bilinir civarda. bu aralar iyi kazanıyor. kazandığı paranın büyük kısmıyla şahinini modifiye ediyor geri kalanınıda şengüle yediriyor. bakmayın paspal durduğuna torba tutuyorsan, kaybedecek bir şeyim yok yada alayına gider temalı kostümler giymek gerek.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şengül ferdinin gönül yarası, arkadaşları sana başka kızmı yok ne dolanıyorsun bunun peşinde, deseler de gönül bu otada konar bokada diyor ferdi.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da en büyük abi recep . değnekçilik yapıyor. karısı vahide çok güzel kadındı, evlendikten sonra baya saldı kendini. cemille, recep ve vahide ilgilenir en çok. vahidenin çocuğu olmuyor yada recebin, sorun kimde bilinmiyor. vahide her gece ağlıyor, başkalarının çocuklarına bakıp iç geçiriyor. cemili oğlu gibi seviyor, azime hanımla da arası iyi.

tarlabaşında çocuk olmak iyi birşey, çocuklar mahallede top oynamayı seviyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


fotoğraflar için svetlena eremina'ya teşekkürler.
devamını gör...

eğer üniveristelerin açılması tekrardan ertelenirse "yeni gezi"ye hazır olun.
devamını gör...

severek takip ettiğim, arada evlilik tavsiyeleri aldığım, komik, sohbeti çok tatlı, kendi tabiri ile buraların geveze kerevizi olan yazar.
umarım yeni evinde daha çok yazar, daha çok güleriz. *
devamını gör...

geçenlerde bitirmeye yüz tutan romanımdan*, şahsımın dahi hastası olduğu bir benzetme bırakayım efendim;

••
"yavru serçeler yuvalarından düşüp de tekrar yuvaya konmayınca; ilk birkaç gün sessizleşir, yemek yemez, uyku uyumaz olurlar. kalplerindeki yeri dolmaz boşluğu kendi dillerince böyle çıkarırlar dışarı. ya ölürler, ya da hırçınlaşırlar. her türlüsünün sonu ölümdür. günümüzdeki birçok çocuk da, tıpkı bu serçeler gibi olmaya başladı. kendi dillerince yaralarını gösteriyorlar ancak biz anlamıyor, yargılıyoruz. daha sonra ise ortaya çıkan "şey" için onu, bunu, şunu suçluyoruz."
••

bu benzetmeyi nasıl yaptım, ben de bilmiyorum. zira henüz zihinsel olarak yerli yerince tespitler yapabilecek konumda olduğumu düşünmüyorum ama yapmışım işte. işin garip yanı gerçekten de doğru olması. birçok çocuk bu şekilde elimizden kayıp gidiyor. kimse onu anlamadığı için, dilini bilen olmadığı için...
devamını gör...

nesil sistemi uygulanmalıdır. nedeni ise bir ortama alışmak için o ortamda bulunmak önemlidir. puan sistemi sözlüğün ilerideki bozulmalara karşı güçsüz düşmesine neden olur çünkü eğer boş kitle buraya geldiğinde birbirlerini destekleyip yüksek yerlere gelirlerse kemik kitlenin onları buradan ayıklayacak bir yolu kalmayacaktır. kemik kitleyi tespit için en sağlıklı yol nesil sistemi olacaktır. yoldaş benjamin franklin'in bunun farkında olduğuna eminim. iyi günler.
devamını gör...

migren, başta zonklama, ışık ve sese hassasiyet ve hatta mide bulantıları belirtileri ile birlikte günlük yaşamı insanlar için oldukça zorlaştıran bir rahatsızlıktır. migren için reçete ile satılan ilaçlar bulunsa da yan etkileri nedeniyle çoğu kişi bu ilaçları kullanmaktan kaçınır.
bazı gıda maddeleri; eskimiş peynir, tuzlu ve işlenmiş gıdalar, birçok yiyecekte bulunan tatlandırıcı aspartam ve koruyucu monosodyum glutamatın, migreni tetikleyebilir.
stres, migren ataklarında önemli bir rol oynar. yüksek sesler, parlak ışıklar ya da güneş ışığına maruz kalmak migren atağını başlatabilir.
bazı koku çeşitleri; parfüm de dahil olmak üzere, tiner, sigara dumanı gibi bazı kokular migren atağını tetikleyebilir.
uykusuzluk, aşırı uyku, uyku kalitesindeki bozulmalar, yoğun fiziksel efor migren atağının sıklaşmasına ya da ortaya çıkmasına neden olabilir. lodoslu havalar migren ataklarını tetikler.
migren ataklarını engellemek için düzenli egzersiz yapın. keskin kokuların ve parlak ışıkların yoğun olduğu ortamlardan, bilhassa yüksek sesten uzak durun. günde 2-3 litre su için.
sinirleri koruyucu etkiye sahip omega-3 zengini olan başta somon, hamsi, uskumru ve ton balığını tüketin.
serotonin zengini kabuklu yemişler olan badem ve ceviz, süt, susam ve kepekli tahıllar yiyin.
migren ataklarına karşı müzik
devamını gör...

ben de söverken hakaret değil ikaz mahiyetinde sövüyorum, hukuken suç değilmiş demek.
devamını gör...

bütün gün sözlükten çıkmayacağız anlaşılan*, öyle güzel bir haber.
devamını gör...

haydaaa 3 gün sözlüğe girmedim sevdiğim yazarlar tek tek gitmiş. noluyor abicim? bırakıp gidiyorsunuz tek tek üzüyorsunuz beni.
yolun açık olsun umarım geri dönersin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim