şimdi sevişme vakti
bir (bkz: sait faik abasıyanık) şiiri.
çıplak heykeller yapmalıyım.
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
yırtık mintanından adaleleri
gözüken
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...
şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek.
seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe.
ne güzel kaşların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin
söylemeliyim
yok
yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.
resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
baygınlık getiren şiirler.
kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.
sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
nasıl etsem, nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak mevsimi değil
sevişme vakti olduğunu...
bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan'dan
orhan veli'den
yunus'tan, yunus'tan...
çıplak heykeller yapmalıyım.
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
yırtık mintanından adaleleri
gözüken
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...
şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek.
seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe.
ne güzel kaşların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin
söylemeliyim
yok
yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.
resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
baygınlık getiren şiirler.
kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.
sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
nasıl etsem, nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak mevsimi değil
sevişme vakti olduğunu...
bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan'dan
orhan veli'den
yunus'tan, yunus'tan...
devamını gör...
kelime sonuna ke ekleyerek kürtçe yapmak
son zamanlarda internet aleminde çok yaygındır bu . telefonke, devamke gibi örnekler vardır.
- sayın yazarımızın da dediği gibi eğer dalga geçmek için yapılıyorsa yazık bu ülkenin haline. her dil özeldir. her dil bir kültürü taşır.
- sayın yazarımızın da dediği gibi eğer dalga geçmek için yapılıyorsa yazık bu ülkenin haline. her dil özeldir. her dil bir kültürü taşır.
devamını gör...
fakirlik belirten detaylar
(bkz: elektronik araçlara vurarak çalışmaya zorlamak)
biten tükenmez kalemi hohlayarak hayata döndürmeye çalışmak.
biten tükenmez kalemi hohlayarak hayata döndürmeye çalışmak.
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın 30'dan önce evlenilmiyor demesi
korkuyorum, gün gelecek, bizimle yatak odasına da girip, o öyle olmaz, böyle yapın diye müdahale edecek.
devamını gör...
yoldaş franklin'in instagram postunda kendi entrysini paylaşması
kimmiş bu yakışıklı aa benmişim.
devamını gör...
thomas hobbes
felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. tanım
insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
devamını gör...
kıyamet yaklaşıyor dedirten olaylar
(bkz: 2020-2021 kardeşler)
devamını gör...
avenged sevenfold
natural born killer şarkısı ile dinlemeye başladığım, matt shadows, synyster gates, johnny christ, zacky vengeance ve
brooks wackerma'dan oluşan müzik grubu. her dinlediğimde ellerim kaşınıyor bir şeyler mi çalsak diye. şarkıları zehir gibi, bir kere dinledikten sonra bırakmıyor peşinizi. grubun kısaltması a7x olarak geçiyor. a7x-natural born killer
edit: acid rain ve welcome to the family güzel şarkılarından.
brooks wackerma'dan oluşan müzik grubu. her dinlediğimde ellerim kaşınıyor bir şeyler mi çalsak diye. şarkıları zehir gibi, bir kere dinledikten sonra bırakmıyor peşinizi. grubun kısaltması a7x olarak geçiyor. a7x-natural born killer
edit: acid rain ve welcome to the family güzel şarkılarından.
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
müzik notalarının, isa'nın 12 havarisinden biri olan, yuhanna adına yazılmış şiirin, her dizesinin ilk hecesi olması. (do,re,mi,fa,sol,la,si,do)
edit: şiirin orjinali için,
"ut queant laxis
resonare fibris
mira gestorum
famuli tuorum,
solve polluti
labii reatum,
sancte ıohannes."
ut ile başlıyor fransız'lar halen "do" yerine "ut" kullanırlar ilk notayı.son dize neden san ile başlıyor bunu bilmiyorum.
edit: şiirin orjinali için,
"ut queant laxis
resonare fibris
mira gestorum
famuli tuorum,
solve polluti
labii reatum,
sancte ıohannes."
ut ile başlıyor fransız'lar halen "do" yerine "ut" kullanırlar ilk notayı.son dize neden san ile başlıyor bunu bilmiyorum.
devamını gör...
pqueen
youtubeda maalesef karşıma çıkmış olan itici ötesi yayıncı. ıkına ıkına her boka gülmesi, şiveli komik olma çabaları ve gerekli gereksiz bağırması kulakları kanatacak cinsten.
devamını gör...
epiktetos
"güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır ne de çaresiz."
oldukça pozitif bir felsefesi vardır. her insanda erdemli olma kapasitesinin bulunduğunu, tanrı'nın bizlere mutlu olma araçları bahşettiğini söyler. insanın kaderini tanrı'nın ilahi bir hediyesi ve tasarımı olarak görüp ona teslim olması gerektiğini öğretmiştir.
epiktetos kitap yazmamıştır. ancak nicopolis’teki okulundan bir öğrenci olan flavius arrianus, epiktetos’un ders anlatımlarını temel alan sekiz kitap derlemiştir. bu sekiz kitaptan dört tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
epiktetos’un ahlak felsefesinin temelinde iki ana temel bulunur. birincisi ‘iradenin dışında, iyi ya da kötü olan hiçbir şey bulunmadığını kabul etmemiz gerekir’, ikincisi ise ‘olayları öngörüp yönlendirmeye çalışmak yerine, onları yalnızca bilgelikle kabul etmeliyiz’. epiktetos tam olarak teslimiyetten söz etmektedir.
epiktetos'a göre insan için iyi olan şey irade, en önemli erdem ise bilgeliktir. bilgelik ise, insanın kendisini doğanın ayrılmaz bir parçası olarak görmesiyle ve doğanın seyrine ayak uydurmasıyla elde edilir. ona göre insanın yapabileceği en güzel şey, dünyanın gidişini olduğu gibi benimseyip, kendisini gereksiz sıkıntı ve tedirginliklerden kurtarmasıdır. o da hayatı buna göre yaşamış, kendisini isteklerden arındırmıştır.
mutsuzluğun sebebinin yine bizler olduğunu söyleyen epiktetos, tanrı'nın herkesi mutluluğu anlayabilecek şekilde yarattığını söyler. başımıza gelen kötü şeylerin tanrı'dan geldiğini kabullenip ona göre benimsemek gerektiğini söyler.
epiktetos'a göre kötü duygular bizi mutsuz kılar. yapılması gereken şey bu duygulardan arınmaktır. bunu da bilgelik ile başarabiliriz. insan kendisine ne verilmişse onunla yetinmeli, erişemeyeceği, sahip olamayacağı şeyler için, açlık, kıskançlık duymamalıdır. kendisini bu olumsuz duygulardan kurtarabilirse, yani duygusuzluk haline ulaşabilirse, bilge insana özgü olan huzur ve mutluluğa kavuşabilir.
oldukça pozitif bir felsefesi vardır. her insanda erdemli olma kapasitesinin bulunduğunu, tanrı'nın bizlere mutlu olma araçları bahşettiğini söyler. insanın kaderini tanrı'nın ilahi bir hediyesi ve tasarımı olarak görüp ona teslim olması gerektiğini öğretmiştir.
epiktetos kitap yazmamıştır. ancak nicopolis’teki okulundan bir öğrenci olan flavius arrianus, epiktetos’un ders anlatımlarını temel alan sekiz kitap derlemiştir. bu sekiz kitaptan dört tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
epiktetos’un ahlak felsefesinin temelinde iki ana temel bulunur. birincisi ‘iradenin dışında, iyi ya da kötü olan hiçbir şey bulunmadığını kabul etmemiz gerekir’, ikincisi ise ‘olayları öngörüp yönlendirmeye çalışmak yerine, onları yalnızca bilgelikle kabul etmeliyiz’. epiktetos tam olarak teslimiyetten söz etmektedir.
epiktetos'a göre insan için iyi olan şey irade, en önemli erdem ise bilgeliktir. bilgelik ise, insanın kendisini doğanın ayrılmaz bir parçası olarak görmesiyle ve doğanın seyrine ayak uydurmasıyla elde edilir. ona göre insanın yapabileceği en güzel şey, dünyanın gidişini olduğu gibi benimseyip, kendisini gereksiz sıkıntı ve tedirginliklerden kurtarmasıdır. o da hayatı buna göre yaşamış, kendisini isteklerden arındırmıştır.
mutsuzluğun sebebinin yine bizler olduğunu söyleyen epiktetos, tanrı'nın herkesi mutluluğu anlayabilecek şekilde yarattığını söyler. başımıza gelen kötü şeylerin tanrı'dan geldiğini kabullenip ona göre benimsemek gerektiğini söyler.
epiktetos'a göre kötü duygular bizi mutsuz kılar. yapılması gereken şey bu duygulardan arınmaktır. bunu da bilgelik ile başarabiliriz. insan kendisine ne verilmişse onunla yetinmeli, erişemeyeceği, sahip olamayacağı şeyler için, açlık, kıskançlık duymamalıdır. kendisini bu olumsuz duygulardan kurtarabilirse, yani duygusuzluk haline ulaşabilirse, bilge insana özgü olan huzur ve mutluluğa kavuşabilir.
devamını gör...
devlet
platon'un çok kapsamlı bir felsefe sistemi vardır. felsefe tarihinin ilk büyük sistem kurucu filozofu olarak kabul edilir. kendisinden önceki pek çok filozoftan etkilenmiş ve özgün bir sistemde bu filozofların görüşlerini kaynaştırmıştır. bu bağlamda nietzsche platon'u ilk büyük eklektik filozof olarak anmıştır. onu etkileyen isimler bir ve değişmez varlık anlayışıyla parmenides, duyusal dünyanın sürekli bir oluş ve değişim içinde olduğu fikriyle herakleitos, ruhun ölümsüz ve bedenden farklı olduğu inancıyla pythagoras ve tabii ki etik soruşturmaları ve kavram felsefesiyle hocası sokrates'tir. platon'un sistemi çok kapsamlı olmakla birlikte onun asıl ve öncelikli meselesi siyasîdir. yaşadığı dönemde atina'nın içinde bulunduğu karmaşalar onu siyaset felsefesine yöneltmiştir. savaşların yıprattığı atina'da çürüyen bir şeyler görüyordu platon ve bu çürümüşlük hâlinden çıkabilmek için ortaya bir siyaset felsefesi projesi koymuştu. hocası sokrates teker teker kişileri mayötik soruşturmalarla kurtarmaya çalışıyordu. oysa platon meselenin çok daha derin olduğunu ve tek tek kişiler yerine doğrudan devlete yönelmek gerektiğini düşünüyordu. bu bağlamda onun en önemli eseri ve projesi devlet kitabında ortaya konmuştur. devlet her şeyden önce oldukça aristokratik ve baskıcı bir ideali temsil eder. platon'a göre demokrasi atina'yı mahvetmiştir ve her işte olduğu gibi devlet yönetiminde de liyakat sahibi kişiler olmalıdır. onun dillere pelesenk olmuş cümlesini burada hatırlatmakta fayda var: "ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof olmalıdır." onun ideal devletinde çok ciddi bir eğitim anlayışı vardır. ideal devletin yöneticiler sınıfı, bekçiler veya korucular sınıfı ve çiftçiler/tüccarlar sınıfı vardır. ideal devlette eğitim asıl olarak yöneticiler ve bekçilerin eğitimidir. yıllarca süren disiplinli bir süreçtir bu. matematik, jimnastik, müzik, geometri gibi bilimler bu eğitim sürecinde çok önemlidir. yönetici adayları belirli aralıklarla test edilir ve olgunlaşana kadar bu insanlar süreç devam eder. platon'un devletinde yönetici sınıf ve bekçilerin mülkiyet ve aile kurma hakları yoktur. hep beraber bir komün hayatı yaşarlar. çok fazla mal mülk edinmeleri de yasaktır. aristoteles sonradan hocasını insan doğasını hiçe saymakla eleştirmiş ve bu ideal devletin mümkün olmadığını yazmıştır. platon'un devletinde homeros, hesiodos ve pindaros gibi "tanrısal şairlerin" yeri yoktur. hepsini kapı dışarı eder. platon'da genel olarak sanatın pek bir kıymet-i harbiyesi yoktur. çünkü sanat bir mimesis(taklit) olarak insanı hakikate götüremez. üstelik bu taklit ikinci dereceden bir taklit yani taklidin taklididir. suretlerin suretleriyle uğraşan sanatçılar ve şairler platon'un devletinde kendilerine yer bulamazlar. platon yalnızca tanrıları ve kahramanları öven şiirleri kabul eder. aristoteles bu bağlamda da hocasını eleştirir ve ondan ayrılır. platon bu ideal devletini yalnızca teorik bir fantezi olarak ortaya atmamış bu ideali fiili olarak hayata geçirebilmek için syrakusa tiranı dion'la ciddi temaslar kurmuştur. mektuplarında bu girişimlerini anlatmaktadır.
devamını gör...
beyoğlu
ahmet ümit'in romanlarında oldukça güzel bir şekilde betimlediği istanbul ilçesidir.
çok güzeldir. istiklal caddesi ile ünlüdür.
galatasaray lisesi de bu ilçede yer alır.
çok güzeldir. istiklal caddesi ile ünlüdür.
galatasaray lisesi de bu ilçede yer alır.
devamını gör...
yedi sayısının gizemi
birçok yerde 7 sayısı geçer, kutsal kitaplar ve yazılar dahil.
acaba bu kadar 7'yi özel kılan nedir?
insan düşünmeden edemiyor.
tanım: 7 sayısını veya rakamını özel kılan sebepleri düşünmeli başlık.
acaba bu kadar 7'yi özel kılan nedir?
insan düşünmeden edemiyor.
tanım: 7 sayısını veya rakamını özel kılan sebepleri düşünmeli başlık.
devamını gör...
küfretmeden hakaret etmek
yaratıcılığını konuşturmaktır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
bir ara ağır şekilde beğendiğim adanalı bir beyfendiye hislerimi açık açık belli edememiş, şimdi koştur koştur adama yürümek olmaz, dalga geçer gibi bir şiir yazıp aralarda beğeniyi dile getireyim demiştim. kendisi anladı mı yoksa nereden düştük bu ruh hastasına mı dedi bilemem ama en sevdiğim şiirimdir. ki başka şiirim olmadığı için en sevdiğim şiirimdir belki. sanat hayatımı bu şiir ile birlikte noktalandırdım.
bu işte bir tazelik var
adım adım büyürken yalnızlığım kedi tırnak diplerinde,
ve koşarken ruhum senin ruhunun dehlizlerinde
bir yalanın kıyısında uçurum uçurum gözlerinin sere serpe koyuluğunda
sordum kendime ve kendimden bir adım ilerisine nerede
sicim sicim iniyor teorilerden kütleçekimin ayımın karanlık yüzeyine
ve bir yerlerde biliyorum ki sakallarına çiçekler ekiyorsun
büyük patlamalar yeni gezegenler çıkarırken feminist kuantumgillerinde
ve yakın geleceği kurgulayan bir troçkist distopyasında
ah sevgilim parmaklarının faşitliğinin damarlarında gezinirken kanım
bir antiparçacıktan bir parçacığa sen benim nazarım mısın
görüyorum gozlerinin temizliğinin koyu pembeliğinin kırmızı yakarışı
ve kırmızının sarılığına yeşillenir dudak kenarışın
bir pembe midillinin gözlerine işlenmiş ayıbın hamamböceksiliği
ve senin senden keskin duruşunun tahrik edici erkeksiliği.
eheh. bayılıyorum arkadaş. müthiş.
bu işte bir tazelik var
adım adım büyürken yalnızlığım kedi tırnak diplerinde,
ve koşarken ruhum senin ruhunun dehlizlerinde
bir yalanın kıyısında uçurum uçurum gözlerinin sere serpe koyuluğunda
sordum kendime ve kendimden bir adım ilerisine nerede
sicim sicim iniyor teorilerden kütleçekimin ayımın karanlık yüzeyine
ve bir yerlerde biliyorum ki sakallarına çiçekler ekiyorsun
büyük patlamalar yeni gezegenler çıkarırken feminist kuantumgillerinde
ve yakın geleceği kurgulayan bir troçkist distopyasında
ah sevgilim parmaklarının faşitliğinin damarlarında gezinirken kanım
bir antiparçacıktan bir parçacığa sen benim nazarım mısın
görüyorum gozlerinin temizliğinin koyu pembeliğinin kırmızı yakarışı
ve kırmızının sarılığına yeşillenir dudak kenarışın
bir pembe midillinin gözlerine işlenmiş ayıbın hamamböceksiliği
ve senin senden keskin duruşunun tahrik edici erkeksiliği.
eheh. bayılıyorum arkadaş. müthiş.
devamını gör...
acacia jean's color
mavi ve mor renklerini zamanında kullandığım ve işime yaramış saç boyası markası. mavi rengi açık renkli saçtan akarken çok tatlı bir su yeşiline dönüyor. mor rengi koyu renkli saçta da tutuyor. ellerinize, dokunduğunuz her yere, banyoya, havlulara da çok güzel renk veriyor. anneniz sinirleniyor falan. güzel oluyor.
devamını gör...
ülkemizde matematiğin sevilmeme nedeni
ezber gerektirmeyen düşünme gerektiren bir ders olması. (bkz: fizik ve geometri) eğitim sistemimiz ezbere dayalı olduğu için yıllarca bu mantıkla yaşayıp sonra bi anda matematik denilen şeyle karşılaşılıyor. (ilkokul matematiği de hariç tutulmalı zira o da çarpım tablosu ezberlemeye dayalı) e tabi hayli zor geliyor. ha bir de şu matematiğin her şeyi belirleme sıkıntısı var. edebiyat öğretmeni olmak istesen bile matematik yapmak zorunda olduğun için büyük bir ön yargı oluşmuyor değil
devamını gör...
metrobüste kitap okuyan insan
heryerde, her zaman, her koşulda kitap okumayı başarabilen nadir insanlardanım. illa sessizlik olacak diye bir gayem yok zira buna ulaşmam öyle zor ki!
devamını gör...
black lives matter
--- alıntı ---
black lives matter (türkçe: siyahilerin yaşamları da değerlidir; kısaca blm), abd'de yaşayan afro amerikan kökenli halka karşı uygulanan şiddete ve ırkçılığa karşı kurulmuş sivil toplum hareketidir. blm, birleşik devletler genelinde kolluk kuvvetler tarafından öldürülen siyahlar ve abd yasalarındaki ırk ayrımı yapan ceza hukukuna karşı için düzenli olarak gösteriler düzenler.
--- alıntı ---
black lives matter (türkçe: siyahilerin yaşamları da değerlidir; kısaca blm), abd'de yaşayan afro amerikan kökenli halka karşı uygulanan şiddete ve ırkçılığa karşı kurulmuş sivil toplum hareketidir. blm, birleşik devletler genelinde kolluk kuvvetler tarafından öldürülen siyahlar ve abd yasalarındaki ırk ayrımı yapan ceza hukukuna karşı için düzenli olarak gösteriler düzenler.
--- alıntı ---
devamını gör...