çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamamak
genelde enerji bulamamaktan kaynaklanmakla birlikte, bir depresyon halinin yansıması da olabilir.
devamını gör...
kişisel mesafe
her birey için ortak olan bölgelerin sayısal verilerini içerir.
özel bölgeler yaklaşık 0-50 cm civarını kapsar. birinci dereceden aile bireyleri ve yakın temasta bulunduğumuz eşimiz veya yakın arkadaşlarımız bu alana girdiğinde rahatsız olmayız.
kişisel bölge 50 ila 120 cm civarını belirtir. normal arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, tanıdıklar girdiğinde rahatsız olmayız genelde.
sosyal bölge 120 ila 360 cm'lik alanı kapsar. çok iyi tanımadığımız, bize pek de yakın olmayan kişilerin bulunabildiği alandır.
ortak bölge ise 360 cm ve daha fazlasını kapsar. marketteki kadın, mağazadaki satış sorumlusu ve daha nicelerinin bulunduğu alandır.
özel bölgeler yaklaşık 0-50 cm civarını kapsar. birinci dereceden aile bireyleri ve yakın temasta bulunduğumuz eşimiz veya yakın arkadaşlarımız bu alana girdiğinde rahatsız olmayız.
kişisel bölge 50 ila 120 cm civarını belirtir. normal arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, tanıdıklar girdiğinde rahatsız olmayız genelde.
sosyal bölge 120 ila 360 cm'lik alanı kapsar. çok iyi tanımadığımız, bize pek de yakın olmayan kişilerin bulunabildiği alandır.
ortak bölge ise 360 cm ve daha fazlasını kapsar. marketteki kadın, mağazadaki satış sorumlusu ve daha nicelerinin bulunduğu alandır.
devamını gör...
yolda görsem selam vermem diyeceğimiz ünlüler
hiçbir ünlüye selam melam vermem. utanırım.
devamını gör...
ülkenin en önemli üç sorunu
sorun olmayan bir şey kaldı mı?
devamını gör...
benden bir halt olmaz farkındalığı
güzel bir farkındalıktır. kendinizden bir beklenti içinde olmazsınız. ama benden çok başka insanlar beklenti içinde olunca stres oluyorum. böyle işte.
devamını gör...
çocukken en sevilen abur cubur
eti bumbo, harby, napoliten, süpriz yumurtalar ve toybox.
devamını gör...
sevilen latince deyişler
(bkz: dum spiro spero)
devamını gör...
yazarların korsan kitap hakkındaki naçizane düşünceleri
korsan kitap, ne kadar emek hırsızlığı olsa da piyasadaki kitap pahalılığı yüzünden almak mecburiyetinde kalıyorum. suçlu olan ne biziz ne de korsan kitaplarını basan şahıslar. tüm suçun piyasaya o fiyatları yansıtan kişilerde olduğunu düşünüyorum. kitapların orjinalini o kadar uçuk fiyatlarda yaparsanız biz de korsan kitaplara yöneliriz. eğer kitabın orjinali çok pahalı değilse alırım. ama başka türlü elimden bir şey gelmiyor.
devamını gör...
öpüşmek
istenilen, arzu edilen kişi ile gerçekleştirildiğinde, içinde kelebek etkisi şeklinde kendini gösteren ve dudakların kavuşması ile gerçekleşen eylem.
devamını gör...
yeraltı edebiyatı
yazılanlara baktım da bazıları tekrara girecek olsun.
edebiyat, sanat iyi olanı, biçimsel olarak ve içeriksel olarak güzel olanı anlatmak gibi bir misyon ediniyor genellikle kendine. işte söz sanatları, tek ve büyük aşk anlatıları, iyilerin kazanması vs gibi.
fakat yeraltı edebiyatı başlığında diğer sanatları da düşünecek olursak. edebiyat/sanat güzel olanı, güzel bir şekilde anlatmak zorunda değil. zaten bu belli bir doğrunun olmadığı ve hiç bir zaman da olmayacağı sanat sanat için mi yoksa halk için mi gibi bir tartışma.
yeraltı edebiyatı bu güzel olanı, güzel bir şekilde anlatmanın anlamsız olmasından çıkıyor biraz da.
evet eril dil olacak, evet cinayet, fuhuş, uyuşturucu olacak, üstte yazan birine katılıyorum toplumdan dışlanan, sevilmeyen bir anti-kahramanı olacak.
bu sizi rahatsız edebilir, zorlama gelebilir, bu edebiyatı seven insanlar boş insanlar gelebilir. amma lakin ki bu edebiyatı seven, elimden geldiğince çoğu kitabını okuyan biri olarak değildir.
elbette eleştirilebilecek kısımları var. örneğin bandrol işi yazılanlardan bir tanesi.
fakat ruhumuzun asi, tutunmayı reddeden, kontrollü dibe vurmaktan hoşlanan fakat modern hayat koşullarında bu tarafını elimizden geldiğince baskı altına alan bizleri, akşamları sigaramızı yakıp, bu türe ait kitaplar eşliğinde asla yaşayamayacağımız hayatları, olayları okuma keyfini küçümsemek de hoş değil.
son olarak:
asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkârların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların...
dili, sesi yeraltı edebiyatı...
edebiyat, sanat iyi olanı, biçimsel olarak ve içeriksel olarak güzel olanı anlatmak gibi bir misyon ediniyor genellikle kendine. işte söz sanatları, tek ve büyük aşk anlatıları, iyilerin kazanması vs gibi.
fakat yeraltı edebiyatı başlığında diğer sanatları da düşünecek olursak. edebiyat/sanat güzel olanı, güzel bir şekilde anlatmak zorunda değil. zaten bu belli bir doğrunun olmadığı ve hiç bir zaman da olmayacağı sanat sanat için mi yoksa halk için mi gibi bir tartışma.
yeraltı edebiyatı bu güzel olanı, güzel bir şekilde anlatmanın anlamsız olmasından çıkıyor biraz da.
evet eril dil olacak, evet cinayet, fuhuş, uyuşturucu olacak, üstte yazan birine katılıyorum toplumdan dışlanan, sevilmeyen bir anti-kahramanı olacak.
bu sizi rahatsız edebilir, zorlama gelebilir, bu edebiyatı seven insanlar boş insanlar gelebilir. amma lakin ki bu edebiyatı seven, elimden geldiğince çoğu kitabını okuyan biri olarak değildir.
elbette eleştirilebilecek kısımları var. örneğin bandrol işi yazılanlardan bir tanesi.
fakat ruhumuzun asi, tutunmayı reddeden, kontrollü dibe vurmaktan hoşlanan fakat modern hayat koşullarında bu tarafını elimizden geldiğince baskı altına alan bizleri, akşamları sigaramızı yakıp, bu türe ait kitaplar eşliğinde asla yaşayamayacağımız hayatları, olayları okuma keyfini küçümsemek de hoş değil.
son olarak:
asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkârların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların...
dili, sesi yeraltı edebiyatı...
devamını gör...
artık kazak çorap örebilen kadınların olmaması
artık odun kıran erkeklerin kalmadığı dönemle aynı dönemdir.
devamını gör...
sahip olmak istenilen süper güç
hayvanlarla konuşmak , çete de kurardım ; müptezel mahalle kedileri , artık kimse güvende değil.
+beyaz işine girerdik polis köpekleriyle , olaylara gel.
+beyaz işine girerdik polis köpekleriyle , olaylara gel.
devamını gör...
hindsight bias
''geçmiş görüş ön yargısı'' ya da ''sonradan anlama ön yargısı'' olarak da bilinen bir fenomendir.
(bkz: i knew it all along phenomenon).
hindsight bias fenomenine göre; bir olaydan sonra, insanlar genellikle olayın sonucunu o olay gerçekleşmeden önce bildiğine inanır hatta bu inançlarını abartarak anlatır. ''zaten biliyordum'' bu fenomenin en ünlü cümlesidir.
aynı zamanda, sosyal psikoloji okuyanların daha doğrusu bu konuda araştırma yürütenlerin de çok karşısına çıkan bir fenomendir. örneğin; mesafenin insan ilişkilerinde nasıl bir etkisi olduğunu ölçmek istiyorsunuz ve sonucunuz ilişkileri olumsuz etkilediği yönünde çıkıyor. bu sonucu çevrenizdeki birine söylediğinizde şu cevabı alabilirsiniz ''e bana sorsan zaten söylerdim, gözden ırak olan gönülden ırak olur.''
fakat eğer sonuç olumlu olsaydı muhtemelen aynı kişi şöyle söyleyecekti ''bana sorsan söylerdim, mesafeler kalbi güçlendirir.''
bu ''zaten biliyordum'' görüşü kendine aşırı güvenen bireyler yaratabilir. aslında hayır, bilmiyordun. sonuç zaten gerçekleştikten sonra, önceden bildiğine inandın.
aslında yaşantımızda bunu istemeden, otomatik olarak biz de yapıyoruz ve çok sık karşılaşıyoruz.
(bkz: i knew it all along phenomenon).
hindsight bias fenomenine göre; bir olaydan sonra, insanlar genellikle olayın sonucunu o olay gerçekleşmeden önce bildiğine inanır hatta bu inançlarını abartarak anlatır. ''zaten biliyordum'' bu fenomenin en ünlü cümlesidir.
aynı zamanda, sosyal psikoloji okuyanların daha doğrusu bu konuda araştırma yürütenlerin de çok karşısına çıkan bir fenomendir. örneğin; mesafenin insan ilişkilerinde nasıl bir etkisi olduğunu ölçmek istiyorsunuz ve sonucunuz ilişkileri olumsuz etkilediği yönünde çıkıyor. bu sonucu çevrenizdeki birine söylediğinizde şu cevabı alabilirsiniz ''e bana sorsan zaten söylerdim, gözden ırak olan gönülden ırak olur.''
fakat eğer sonuç olumlu olsaydı muhtemelen aynı kişi şöyle söyleyecekti ''bana sorsan söylerdim, mesafeler kalbi güçlendirir.''
bu ''zaten biliyordum'' görüşü kendine aşırı güvenen bireyler yaratabilir. aslında hayır, bilmiyordun. sonuç zaten gerçekleştikten sonra, önceden bildiğine inandın.
aslında yaşantımızda bunu istemeden, otomatik olarak biz de yapıyoruz ve çok sık karşılaşıyoruz.
devamını gör...
çaresizlik
hissedilen en kötü his zannımca. sana acı veren bir olayda onu değiştirmek için, düzeltmek için elinden hiçbir şey gelememesi durumu. bazen çok sevdiğin birini kaybetmenin, bazen de hayatının merkezine aldığın bir insanı başkasıyla yaşadıklarının verdiği acı bu hissin oluşmasına sebebiyet verebiliyor. ama bu sefer “yapabileceğiniz tek şey şudur” gibi sözler duyamazsınız, duysanız bile fayda etmez. çünkü yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. o duygunun vermiş olduğu üzüntü azalsa da bir yerlerde hep onunla yaşarsınız.
devamını gör...
endemik bitki
yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış gösteren (yaşam alanı belirli bir bölgeyle sınırlı) canlı tür ya da cinslerine endemik denir.
türkiye'de yaklaşık 3000 endemik tür vardır.
kasnak meşesi
en sık görüldüğü bölgeler konya, afyon, ısparta ve kütahya illeridir.
sığla ağacı
endemik bitkiler arasında bulunan sığla ağacı türkiye'de en sık muğla ve fethiye civarlarında görülür.
ispir meşesi
ispir meşesi yozgat, kastamonu ve doğu anadolu bölgesinin genelinde görülebilen bir türdür.
datça hurması
teke yarımadası ve datça’da yetişen bir bitkidir.
kazdağı göknarı
yalnızca kazdağı'nda görülebilen bu türün boyu yaklaşık olarak 30 metreye kadar uzayabilir.
anadolu glayölü
genellikle akdeniz ve ege bölgelerinde rastlanılan anadolu glayölü, kızılçam ormanları ve makilerde bahar ve yaz aylarında görülür. çok narin bir endemik bitki olan anadolu glayölü, hızlı azalma nedeniyle tamamen yok olma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
ters lale
anadolu'da hemen hemen her bölgede rastlanılan bu çiçek türü en çok hakkari ve van bölgelerinde yetişir. her dalında 6 yaprak bulunan ters lale'nin boyu yaklaşık 70 cm kadar uzar. genellikle 1000-3000 metre arasındaki rakımlarda görülür.
eber sarısı - piyam
türk botanikçiler tarafından 1982 yılında keşfedilen eber sarısı, dünyada yalnızca akşehir ve eber göllerinin yamaçlarında parçalı popülasyonlar halinde bulunmaktadır.
antalya çiğdemi
adından da anlaşılacağı gibi yalnızca antalya'da yetişen bir türdür.
zambakgiller
türkiye'de 430 farklı türü bulunan zambakgiller en sık manisa'da görülürler.
kral eğreltisi
başta karadeniz bölgesi olmak üzere ülkemizdeki nemli topraklarda görülür.
buradan
türkiye'de yaklaşık 3000 endemik tür vardır.
kasnak meşesi
en sık görüldüğü bölgeler konya, afyon, ısparta ve kütahya illeridir.
sığla ağacı
endemik bitkiler arasında bulunan sığla ağacı türkiye'de en sık muğla ve fethiye civarlarında görülür.
ispir meşesi
ispir meşesi yozgat, kastamonu ve doğu anadolu bölgesinin genelinde görülebilen bir türdür.
datça hurması
teke yarımadası ve datça’da yetişen bir bitkidir.
kazdağı göknarı
yalnızca kazdağı'nda görülebilen bu türün boyu yaklaşık olarak 30 metreye kadar uzayabilir.
anadolu glayölü
genellikle akdeniz ve ege bölgelerinde rastlanılan anadolu glayölü, kızılçam ormanları ve makilerde bahar ve yaz aylarında görülür. çok narin bir endemik bitki olan anadolu glayölü, hızlı azalma nedeniyle tamamen yok olma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
ters lale
anadolu'da hemen hemen her bölgede rastlanılan bu çiçek türü en çok hakkari ve van bölgelerinde yetişir. her dalında 6 yaprak bulunan ters lale'nin boyu yaklaşık 70 cm kadar uzar. genellikle 1000-3000 metre arasındaki rakımlarda görülür.
eber sarısı - piyam
türk botanikçiler tarafından 1982 yılında keşfedilen eber sarısı, dünyada yalnızca akşehir ve eber göllerinin yamaçlarında parçalı popülasyonlar halinde bulunmaktadır.
antalya çiğdemi
adından da anlaşılacağı gibi yalnızca antalya'da yetişen bir türdür.
zambakgiller
türkiye'de 430 farklı türü bulunan zambakgiller en sık manisa'da görülürler.
kral eğreltisi
başta karadeniz bölgesi olmak üzere ülkemizdeki nemli topraklarda görülür.
buradan
devamını gör...
kısa şiirler
annem çok küçükken öldü;
beni öp sonra doğur beni.
beni öp sonra doğur beni.
devamını gör...
unutamadım
(bkz: barış manço) üstadın da vardır böyle bir şarkısı. sözleri:
--- alıntı ---
dün yine yapayalnız dolaştım yollarda
yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni, yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
yıllar ikimizden de çok şeyler götürmüş
sen yeni yuva kurarken beni paramparça bölmüş
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni, yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
--- alıntı ---
--- alıntı ---
dün yine yapayalnız dolaştım yollarda
yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni, yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
yıllar ikimizden de çok şeyler götürmüş
sen yeni yuva kurarken beni paramparça bölmüş
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni, yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadım seni
unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni
--- alıntı ---
devamını gör...
beklentiler
'beklentiler gerçeğin ağırlığını asla taşıyamazdı, ne kadar az iseler hayat o kadar rahattı.'
devamını gör...
jar jar binks
star wars serisinin inek şabanı. çok sakar olması dolasıyla kendi türü gunganlar tarafından dışlanmış ve otoh gunga`dan sürülmüştür. yıllarca naboo bataklıkları'nda tek başına yaşamış, sakarlıkları sadece bataklık hayvanlarını etkilemiştir. daha sonra padme'nin himayesine girmiştir. haza bey efendi bir yaratıktır. nezaket konusunda kimse onun eline su dökemez.
jar jar bahtsız bedevi gibi bataklığa düştüğü günlerden sonra gunganların arasına ordu generali olarak dönmüştür. pörtlek gözlerine kurban jar jar, sonunda hak ettiğin itibara kavuştun demekten başka söylenecek bir şey yok kendisine.
bu arada, jar jar ile ilgili birçok eleştiri yapılıyor. yok efendim çocuklar için yaratılmış karaktermiş, yok efendim doğru düzgün konuşamıyormuş. star wars'ın ruhaniliğini bozuyormuş. hadi oradan! sanırsınız bu eleştirileri yapanlar gücün sırrına mazhar olmuş, damarlarında midi- chlorian'lar dolaşıyor. arkadaş bilim kurgu filmlerini nasıl izliyorsunuz siz? takım elbise giyip, papyon takım falan mı otuyorsunuz filmin başına? bu tarz sevimli karakterler serilere ve filmlere renk katar. yahu filmin en önemli karakterlerinden biri olan yoda d'kana' nın konuşması pek matah sanki! ama yeri geldi mi kodu mu oturtuyor adam.
jar jar' a laf eden karşısında beni bulur. ayrıca onun kulaklarındaki karizmaya kurban olun siz.
şöyle de nanik yapsın size; yakarsa evreni jar jar'lar yakar haberiniz olsun! aklınızı bir an önce başınıza devşirin.
jar jar bahtsız bedevi gibi bataklığa düştüğü günlerden sonra gunganların arasına ordu generali olarak dönmüştür. pörtlek gözlerine kurban jar jar, sonunda hak ettiğin itibara kavuştun demekten başka söylenecek bir şey yok kendisine.
bu arada, jar jar ile ilgili birçok eleştiri yapılıyor. yok efendim çocuklar için yaratılmış karaktermiş, yok efendim doğru düzgün konuşamıyormuş. star wars'ın ruhaniliğini bozuyormuş. hadi oradan! sanırsınız bu eleştirileri yapanlar gücün sırrına mazhar olmuş, damarlarında midi- chlorian'lar dolaşıyor. arkadaş bilim kurgu filmlerini nasıl izliyorsunuz siz? takım elbise giyip, papyon takım falan mı otuyorsunuz filmin başına? bu tarz sevimli karakterler serilere ve filmlere renk katar. yahu filmin en önemli karakterlerinden biri olan yoda d'kana' nın konuşması pek matah sanki! ama yeri geldi mi kodu mu oturtuyor adam.
jar jar' a laf eden karşısında beni bulur. ayrıca onun kulaklarındaki karizmaya kurban olun siz.
şöyle de nanik yapsın size; yakarsa evreni jar jar'lar yakar haberiniz olsun! aklınızı bir an önce başınıza devşirin.

devamını gör...
kitap okurken ağlayan insan
sadece kitabın yazılarını olayları durumları okumakla kalmamış kendinden bir parçayı o kitapta bulabilmiş ve kitapla bütünleşebilmiş kişidir.
devamını gör...