kedi ve insan ilişkisi
aralarında ilişki olduğunu düşünmediğim başlık.
zira kediler pek ilişki hayvanı değiller gibi. *
zira kediler pek ilişki hayvanı değiller gibi. *
devamını gör...
uçmak varken neden kök salıyorsun
"içimde binlerce kudretin yükseldiğini duyuyorum: kurnaz, şen, durgun, hüzünlüyüm, birinden diğerine dönüşüyorum. köklerim var ama akıyorum. baştan sona altın, akıyorum..."
hayatın kıyısında, jennifer niven
bu alıntıyı buraya bırakıyor ve ekliyorum; uçmak varken kök salmayı tercih ediyorsun ki uçanlara dal olabilesin, bir gün uçmaya başladığında doğru dalı bulabilmek için yanlış dallara basacaksın ama doğru ağacı, dalı, kökü bulacaksın. ondan her düşüşe inat uçmanın tadını çıkar, ağaç olduğunu hissettiğin zaman da köklerini keşfetmenin, toprağın daha derinine inmenin tadını çıkar.
hayatın kıyısında, jennifer niven
bu alıntıyı buraya bırakıyor ve ekliyorum; uçmak varken kök salmayı tercih ediyorsun ki uçanlara dal olabilesin, bir gün uçmaya başladığında doğru dalı bulabilmek için yanlış dallara basacaksın ama doğru ağacı, dalı, kökü bulacaksın. ondan her düşüşe inat uçmanın tadını çıkar, ağaç olduğunu hissettiğin zaman da köklerini keşfetmenin, toprağın daha derinine inmenin tadını çıkar.
devamını gör...
18 şubat 2021 perseverance'ın mars'a inişi
öncelikle; bu bilgi dolu, el emeği, göz nuru entarimize hakkını verelim lütfen.*
daha önce kendi başlığında da bilgiler verilmiş tarihi (bir önceki olduğu için) olmasa da teknolojik olarak öncülü curiocity'e göre daha detaylı ve ilerici bir iniş.
rover'ın görevinin detayları burada nasa'da çalışan umut yıldız tarafından da verilmişti, türkçe olarak bulabilirsiniz.
twitter.com/umutayildiz/sta...
(bkz: perseverance)*
orada bulunan öncülü ve kankası için;
(bkz: curiosity)*
daha önce nasanın çağrı yaptığı ve insanların isimlerini yazdırdığı ""ismin marsa gitsin"" diye bir hikaye vardı,
hah işte onu da oraya götürecek. yanlış değilsem +10 milyon isim var.
mars meteor taşı gibi daha başka bir çok şey de var ama güzel bir hediye de covid-19 salgını tüm dünyada baş göstermeye başladıktan kısa bir zaman sonra gönderildiği için dünyadaki tüm cefakar sağlıkçılar adına da bir plaka götürecek oraya;
buyrun o plaka;

aracın altında ayrıca ingenuity** isimli bir helikopter de olacak.
çok güzel ve önemli not: kendisi marstaki jezero karaterine inecek.
jezero; göl anlamına gelmektedir ve bu krater daha önce göl olduğu için olası bir çok mineral ve biyolojik fosil barındırma ihtimali olduğu düşünülüyor.
peki niye bu krater?
çünkü bu krater bizim salda gölüne benziyor da onun için.
buyrun;
twitter.com/nasaearth/statu...
deep not:
çayı demledim, işlerim var ve mail kutum açık canlı yayını izlemeye başlayacağım.
tam bir saat sonra 22:15'te başlıyor, yukarıda arkadaşlar canlı yayın linkleri koymuşlar zaten.
daha önce kendi başlığında da bilgiler verilmiş tarihi (bir önceki olduğu için) olmasa da teknolojik olarak öncülü curiocity'e göre daha detaylı ve ilerici bir iniş.
rover'ın görevinin detayları burada nasa'da çalışan umut yıldız tarafından da verilmişti, türkçe olarak bulabilirsiniz.
twitter.com/umutayildiz/sta...
(bkz: perseverance)*
orada bulunan öncülü ve kankası için;
(bkz: curiosity)*
daha önce nasanın çağrı yaptığı ve insanların isimlerini yazdırdığı ""ismin marsa gitsin"" diye bir hikaye vardı,
hah işte onu da oraya götürecek. yanlış değilsem +10 milyon isim var.
mars meteor taşı gibi daha başka bir çok şey de var ama güzel bir hediye de covid-19 salgını tüm dünyada baş göstermeye başladıktan kısa bir zaman sonra gönderildiği için dünyadaki tüm cefakar sağlıkçılar adına da bir plaka götürecek oraya;
buyrun o plaka;

aracın altında ayrıca ingenuity** isimli bir helikopter de olacak.
çok güzel ve önemli not: kendisi marstaki jezero karaterine inecek.
jezero; göl anlamına gelmektedir ve bu krater daha önce göl olduğu için olası bir çok mineral ve biyolojik fosil barındırma ihtimali olduğu düşünülüyor.
peki niye bu krater?
çünkü bu krater bizim salda gölüne benziyor da onun için.
buyrun;
twitter.com/nasaearth/statu...
deep not:
çayı demledim, işlerim var ve mail kutum açık canlı yayını izlemeye başlayacağım.
tam bir saat sonra 22:15'te başlıyor, yukarıda arkadaşlar canlı yayın linkleri koymuşlar zaten.
devamını gör...
minimal yaşam tarzı
fazlalıklarla zihninizi meşgul etmeyen, dengeli ruh durumuna katkı sağladığını düşündüğüm ve sevdiğim bir yaşam tarzı.
devamını gör...
cinsiyetçi sözlük istemiyoruz
alnı öpülesi başlık. sözlüğün bu şekilde toksiklenmesine bende karşıyım.
öldürülen çoğunlukla kadınlar ve lgbt+ bireyler. hemde savaş varmışçasına bir kıyım sözkonusu. kimsenin erkekleri dışladığı ya da cinsiyetten saymadığı yok. bu şekilde ağlamaya utanın artık.
öldürülen çoğunlukla kadınlar ve lgbt+ bireyler. hemde savaş varmışçasına bir kıyım sözkonusu. kimsenin erkekleri dışladığı ya da cinsiyetten saymadığı yok. bu şekilde ağlamaya utanın artık.
devamını gör...
muğla
ege bölgesi'nde yer almasına rağmen topraklarının bir kısmı akdeniz'de yer alan, türkiye'nin turizm cennetlerinden birisi olup 983 binlik nüfusu ve mö 2 binli yıllara kadar giden tarihiyle arkeoloji tarihçileri için hazine değerinde bir yerleşim yeridir.
devamını gör...
yayında biri rezil olurken veya zorlanırken bakamayan insan
beni de ekleyin, içim sıkışır.
devamını gör...
kitap sayfalarını ayraç niyetine katlayan insan
benim yaptığım eylemdir. bazen katlarım, bazen ayraç kullanırım, bazen sadece sayfa numarasını aklımdan tutup kapatırım. canımın o an ne istediğine bağlıdır. kendimi kalıplarla sınırlamıyorum. ayrıca her katlama izi, kitabı okunurken ne için bırakıldığını gösteren bir anı taşıdır..
devamını gör...
isviçre
doğup büyüdüğüm tarafsızlığın ülkesidir. birçok uluslararası kuruluş isviçre'de konumlanmıştır. bu ülkeye taşınmayı düşünenler için bazı bilgiler vermek istiyorum. isviçre avrupa birliği'ne üye değildir. bu sebeple para birimi olarak euro değil isviçre frangı kullanırlar. bu ülke bankaları, saat markaları, çakısı, bilim adamları, alp dağları, refah seviyesi ve toblerone çikolatası ile ünlüdür.
isviçre'de 4 resmi dil vardır. en az 2 tanesini bilmeniz bu ülkeye yerleşmeden önce sizin faydanıza olacaktır. isviçre'de asgari ücret yaklaşık olarak 4500 isviçre frangıdır. ev kirası ve temel ihtiyaçlar normal şartlarda 3500 isviçre frangı tutacaktır. kişiden kişiye değişse de isviçre'nin refah düzeyi her vatandaş için aynıdır. bu ülkede açlık, enflasyon, develüasyon, tanzim satış gibi şeyler yoktur. bugün 10 frank olan ürün 10 yıl sonra da 10 franktır. isviçre frangının değeri küresel olarak sürekli artmaktadır. ayrıca isviçre'nin bayrağı vatikan ile birlikte kare şeklindedir. devlet başkanı diye bir şey yoktur. doğrudan demokrasi bu ülkede uygulanır. nestle, toblerone, rolex, milka en önemli markalarıdır. cenevre, basel, zürih, lozan, montrö gibi şehirleri dururken başkenti bern olan ülkedir.
doğduğum, büyüdüğüm, sevdiğim ülkedir. denize kıyısı yoktur. bu yüzden her yıl tatilimi asıl ülkem olan türkiye'de yaparım.
isviçre'de 4 resmi dil vardır. en az 2 tanesini bilmeniz bu ülkeye yerleşmeden önce sizin faydanıza olacaktır. isviçre'de asgari ücret yaklaşık olarak 4500 isviçre frangıdır. ev kirası ve temel ihtiyaçlar normal şartlarda 3500 isviçre frangı tutacaktır. kişiden kişiye değişse de isviçre'nin refah düzeyi her vatandaş için aynıdır. bu ülkede açlık, enflasyon, develüasyon, tanzim satış gibi şeyler yoktur. bugün 10 frank olan ürün 10 yıl sonra da 10 franktır. isviçre frangının değeri küresel olarak sürekli artmaktadır. ayrıca isviçre'nin bayrağı vatikan ile birlikte kare şeklindedir. devlet başkanı diye bir şey yoktur. doğrudan demokrasi bu ülkede uygulanır. nestle, toblerone, rolex, milka en önemli markalarıdır. cenevre, basel, zürih, lozan, montrö gibi şehirleri dururken başkenti bern olan ülkedir.
doğduğum, büyüdüğüm, sevdiğim ülkedir. denize kıyısı yoktur. bu yüzden her yıl tatilimi asıl ülkem olan türkiye'de yaparım.
devamını gör...
anın fotoğrafı
birçok güzel anın ve insanın bulunduğu fotoğraflardır. kendi hayatımdan tiksindim. var olun.
devamını gör...
x mahlaslı yazar sizi gözledi bildirimi
hiç gözleyenim olmadığından dolayı varlığına dair bir kanıta ulaşamadığım, bu nedenle de varlığına inanmadığım bildirim.
devamını gör...
robnaja
sevgili yazarlarımızdan "naja" ile hikayemden bahsetmek isterim. aslında bahsetmesem mi bilemedim kıskançlık yapayım biraz.tanışırsanız eğer daha çok kişiyle konuşması gerekecek , haliyle bu durum benim konuşma süremin azalması demek olacak.neyse olsun ya öyle kocaman bir yüreği var ki ucu bucağı görünmeyen bir derya gibi.orada tüm sözlük yazarlarına ayıracağı bir yer ve süre vardır.hatta sizin için gününü 36 saate çıkarır yine zaman ayırır.
tanışma hikayesiyle başlayayım yazıma. yine günlerden bir gün taburemi sözlük kahvesinin önüne atmış dedikodu bekleyen dayılar gibi akıştan gelen geçeni izliyorken bizim mahallenin muhtarı çıkageldi. yine aylaklık mı yapıyorsun yayıncımıza git sor bakalım akşama bir ihtiyacı var mı dedi. muhtarımız hakkında detaylı bilgi için. #921035 neyse yayıncı hakkında bilgiyi aldım insanlık bende kalsın dedim koyuldum yola, çok zaman geçmedi buldum radyoyu, kapıya bir tekme daldım içeri, beni muhtar yolladı diye bağıra bağıra radyonun koridorlarında geziyorum."burda robnaja diye biri varmış" diye bağırmaya başladım

baktım bağırmakla olmayacak bu iş koridorun sonunda hazırlanma odaları var tamam dedim buradan bulurum. ilk odayı geçtim marikaki, ikinci odayı geçtim vanellope, üçüncü odayı geçtim cenk, son 3 oda kalmışken robnaja yazan kapıyı buldum çalmadan daldım odaya.insanın kafası boş olunca yapıyor böyle yabanilikler, yeller esiyor mutluyuz yani.
beklemeden içeri daldım, o da ne sanki başka bir dünyaya geçmiş gibi oldum. renkler değişti her yer şeker dolmaya başladı. sonradan öğrendim ki şeker krallığının giriş kapısını açmışım. karşımda dört adet muhteşem yayıncı sol baştan sağ başa robnaja,cenk,vanellope,marikaki.

şaka yapmıyorum bildiğiniz böyle bir görüntü ile karşılaştım. hepsi mi bu kadar şeker olur, şaka mısınız dedim ,ya ne içirdiniz bana böyle renkli renkli görmeye başladım diyorum. içimden kesin o çaycı markaların parasını vermedim diye bayat çayı ittirdi diyorum fakat kızamıyorum da çünkü karşılaştığım manzara çok güzeldi.
aman dedim başladım konuşmaya ama bu sefer kibar konuşuyorum, eser kalmadı az önceki kabalığımdan, sanmayın kendim böyle konuşuyorum meğer şeker krallığının etkisiymiş ,giren kimse kötü konuşamıyormuş. sevgi doluymuş burası en kötüsünü bile seviyorlarmış çünkü en kötüsünün bile tek amacı başkaları tarafından daha çok sevilmekmiş. öyle karmaşık bir yer.
sonra başladık konuşmaya ben anlatıyorum o sadece gülüyor ama ne gülüş içimden diyorum ki "demek ki robnaja gülüşü buymuş", nerden mi biliyorum muhtar demişti gülüşünü duyunca zaten kendin her hafta gider sorarsın bir ihtiyacınız var mı diye. neyse beni muhtar yolladı bir ihtiyacınız var mı diye soruyor efendim dedim. kendisi yine güldü anladım ki zaten her şeye sahipmiş ,muhtarın oyununa gelmişim. sonra günler geçtikçe radyoyu dinleye dinleye kendisine hayran oldum, bir fare çözümlemeleri var ki öyle böyle değil efendim keşke tekrar yayını olsaydı da şuraya ses kaydı koyabilseydim.o yayında benim mahlasımı okurken çektirdiğim eziyeti halen hatırlar ve o meşhur kahkasını atmaktan geri durmaz.
fare demişken yayında paylaşamadığım fare videomu paylaşmak istiyorum kendisiyle. en sevdiğim farelerden biri budur. bence radyo yayını yaparken cenk ile böyleler. videonun ilgili bölümü 1:10 da başlıyor sonrası size kalmış. sevdiğimiz ve veda etmiş bir yayıncımızı hatırlatmıyor mu.en kısa sürede geri dönmesi dilekleriyle.
şimdi ben niye bunları anlattım? gördünüz çıktım anlattım, izaha gerek yok. anlattım çünkü robnaja demek puzzle demek, tüm parçaları toplamanız demek, tüm parçaları toplayamazsanız onu anlayamazsınız demek, bir şeyler hep eksik olur demek. korkmayın tüm parçaları anlatacağım size.
kendisi şeker krallığından kalan sürelerinde öğretmenlik yapıyor ve öğretmenlik yaptığı yer çok tekin bir yer değil. bu yüzden her gün spor yapması gerekiyor. az önceki sevimli hali sizi aldatmasın aslında okula gittiğinde tam bir teğmen oluyor. görseli bırakıyorum.

okulunun adı hero's duty ve her gün çocuklarını cy-bugs denilen yaratıklardan koruyor. sizce de spor yapması normal değil mi ? ve bunu herkese tavsiye ediyor. #196560 okulun olduğu yer şeker krallığının komşu ülkesi. anlayacağınız koruduğu tek şey çocukları değil. peki bizim kahramınımızı kim koruyor tabi ki sevgili eşi felix.

böyle zorluklarla kolayca başa çıkabilen çok güçlü bir yazarımızdır. gerçekten güçlü olduğunu düşünüyorum vursa bir yerinizi sakat bırakır kesin. sözleri ne kadar yüreğinizi yumuşatıyorsa vuruşları o kadar canınızı acıtır diye tahmin ediyorum, kesinlikle öğrenmek istemem.
ayrıca kendisi tam bir hayal teyzedir.yeğeni onun biriciğidir, çok sevdiğini tanımlarından ve yolladığı ses kaydından anlayabilirsiniz. kim bilir şanslı yeğenine ne masallar anlatıyordur, hayal etmesi dahi sizin de keşke böyle teyzem olsa demenize yeter de artar bile. yeğeninin de maşallahı var neşe bombası gibi yavrucak. ikisini düşündükçe aklıma bu görsel geliyor.

onu tanımayanlar uzaktan böyle buz gibi biri olduğunu düşünebilir. ama yanılıyorlar diye düşünüyorum, yeğeni olaf ile çok güzel eğleniyorlardır ve gülücükler dağıtıyorlardır çevrelerine bundan çok eminim. yani yazmaktan çekinmeyin ama öyle rahatsız edecek şekilde değil tabi ki de yoksa bir anda buz kesmenize neden olabilir sonuçta karlar ülkesi prensesi olmak kolay değil.ama öyle harika bir yüreği var ki zaten tanımlarını okuduğunuz zaman anlarsınız. şu şarkıyı da inanıyorum ki çok güzel söyler.
evet gelelim tanımlarına hangi birini yazsam bilemiyorum. tanımlarını buraya eklemeye kalksam seçmeye kıyamam hepsi birbirinden güzel tanımlar. onun profilinde tanımlarını okumaya her girdiğimde kendimi şöyle bir yere giriyormuş gibi hissediyorum.

hayır hogwartsa seçilsem bu kadar sevinmem. kendimi gondor mahzenlerinde yüzüğün kaç ayar olduğunu araştırmaya çalışan gri hokkabaz gibi hissediyorum.

kendisi ayrıca saruman başkanı kötülediği yetmiyormuş gibi bu el feneri kılıklı gri hokkabazı çok sever. bunu söylemesem olmazdı kusura bakma sevgili yazar" #teamgandalfnaja".
evet tanımlar diyorduk.okudukça okuyorum okudukça okuyorum bir tane kötü tanımı olmaz mı bir insanın.tamam abartı işini iyi yaparım ama bu konuda kesinlikle abartmıyorum onun tanımlarını defalarca okumuşumdur. muhteşem bir yeteneği var şahsi kanaatim bu tabi. bana yazıları ile aynı duyguları yaşatabilen 3 yazardan biri kendisidir, diğer iki yazar bu sözlükten değil bu arada. o kadar kıymetli bir yazardır kıymetini bilin. okumadıysanız ve bu nickaltı yazısı ile hakkında bilgi sahibi oluyorsanız eğer hiç düşünmeyin kesinlikle gidip tüm tanımlarını okuyun. karalama defteri tanımlarını atlamadan bir kaç kez okuyun her biri ayrı bir tat ve renk içeriyor ve her okuyuşunuzda o renkler ve tatlar değişiyor. bak yine okuyasım geldi yazımı burada kesiyorum gidip bir kaç tanımını daha okuyayım. esen kalın.
tanışma hikayesiyle başlayayım yazıma. yine günlerden bir gün taburemi sözlük kahvesinin önüne atmış dedikodu bekleyen dayılar gibi akıştan gelen geçeni izliyorken bizim mahallenin muhtarı çıkageldi. yine aylaklık mı yapıyorsun yayıncımıza git sor bakalım akşama bir ihtiyacı var mı dedi. muhtarımız hakkında detaylı bilgi için. #921035 neyse yayıncı hakkında bilgiyi aldım insanlık bende kalsın dedim koyuldum yola, çok zaman geçmedi buldum radyoyu, kapıya bir tekme daldım içeri, beni muhtar yolladı diye bağıra bağıra radyonun koridorlarında geziyorum."burda robnaja diye biri varmış" diye bağırmaya başladım
baktım bağırmakla olmayacak bu iş koridorun sonunda hazırlanma odaları var tamam dedim buradan bulurum. ilk odayı geçtim marikaki, ikinci odayı geçtim vanellope, üçüncü odayı geçtim cenk, son 3 oda kalmışken robnaja yazan kapıyı buldum çalmadan daldım odaya.insanın kafası boş olunca yapıyor böyle yabanilikler, yeller esiyor mutluyuz yani.
beklemeden içeri daldım, o da ne sanki başka bir dünyaya geçmiş gibi oldum. renkler değişti her yer şeker dolmaya başladı. sonradan öğrendim ki şeker krallığının giriş kapısını açmışım. karşımda dört adet muhteşem yayıncı sol baştan sağ başa robnaja,cenk,vanellope,marikaki.

şaka yapmıyorum bildiğiniz böyle bir görüntü ile karşılaştım. hepsi mi bu kadar şeker olur, şaka mısınız dedim ,ya ne içirdiniz bana böyle renkli renkli görmeye başladım diyorum. içimden kesin o çaycı markaların parasını vermedim diye bayat çayı ittirdi diyorum fakat kızamıyorum da çünkü karşılaştığım manzara çok güzeldi.
aman dedim başladım konuşmaya ama bu sefer kibar konuşuyorum, eser kalmadı az önceki kabalığımdan, sanmayın kendim böyle konuşuyorum meğer şeker krallığının etkisiymiş ,giren kimse kötü konuşamıyormuş. sevgi doluymuş burası en kötüsünü bile seviyorlarmış çünkü en kötüsünün bile tek amacı başkaları tarafından daha çok sevilmekmiş. öyle karmaşık bir yer.
sonra başladık konuşmaya ben anlatıyorum o sadece gülüyor ama ne gülüş içimden diyorum ki "demek ki robnaja gülüşü buymuş", nerden mi biliyorum muhtar demişti gülüşünü duyunca zaten kendin her hafta gider sorarsın bir ihtiyacınız var mı diye. neyse beni muhtar yolladı bir ihtiyacınız var mı diye soruyor efendim dedim. kendisi yine güldü anladım ki zaten her şeye sahipmiş ,muhtarın oyununa gelmişim. sonra günler geçtikçe radyoyu dinleye dinleye kendisine hayran oldum, bir fare çözümlemeleri var ki öyle böyle değil efendim keşke tekrar yayını olsaydı da şuraya ses kaydı koyabilseydim.o yayında benim mahlasımı okurken çektirdiğim eziyeti halen hatırlar ve o meşhur kahkasını atmaktan geri durmaz.
fare demişken yayında paylaşamadığım fare videomu paylaşmak istiyorum kendisiyle. en sevdiğim farelerden biri budur. bence radyo yayını yaparken cenk ile böyleler. videonun ilgili bölümü 1:10 da başlıyor sonrası size kalmış. sevdiğimiz ve veda etmiş bir yayıncımızı hatırlatmıyor mu.en kısa sürede geri dönmesi dilekleriyle.
şimdi ben niye bunları anlattım? gördünüz çıktım anlattım, izaha gerek yok. anlattım çünkü robnaja demek puzzle demek, tüm parçaları toplamanız demek, tüm parçaları toplayamazsanız onu anlayamazsınız demek, bir şeyler hep eksik olur demek. korkmayın tüm parçaları anlatacağım size.
kendisi şeker krallığından kalan sürelerinde öğretmenlik yapıyor ve öğretmenlik yaptığı yer çok tekin bir yer değil. bu yüzden her gün spor yapması gerekiyor. az önceki sevimli hali sizi aldatmasın aslında okula gittiğinde tam bir teğmen oluyor. görseli bırakıyorum.

okulunun adı hero's duty ve her gün çocuklarını cy-bugs denilen yaratıklardan koruyor. sizce de spor yapması normal değil mi ? ve bunu herkese tavsiye ediyor. #196560 okulun olduğu yer şeker krallığının komşu ülkesi. anlayacağınız koruduğu tek şey çocukları değil. peki bizim kahramınımızı kim koruyor tabi ki sevgili eşi felix.

böyle zorluklarla kolayca başa çıkabilen çok güçlü bir yazarımızdır. gerçekten güçlü olduğunu düşünüyorum vursa bir yerinizi sakat bırakır kesin. sözleri ne kadar yüreğinizi yumuşatıyorsa vuruşları o kadar canınızı acıtır diye tahmin ediyorum, kesinlikle öğrenmek istemem.
ayrıca kendisi tam bir hayal teyzedir.yeğeni onun biriciğidir, çok sevdiğini tanımlarından ve yolladığı ses kaydından anlayabilirsiniz. kim bilir şanslı yeğenine ne masallar anlatıyordur, hayal etmesi dahi sizin de keşke böyle teyzem olsa demenize yeter de artar bile. yeğeninin de maşallahı var neşe bombası gibi yavrucak. ikisini düşündükçe aklıma bu görsel geliyor.

onu tanımayanlar uzaktan böyle buz gibi biri olduğunu düşünebilir. ama yanılıyorlar diye düşünüyorum, yeğeni olaf ile çok güzel eğleniyorlardır ve gülücükler dağıtıyorlardır çevrelerine bundan çok eminim. yani yazmaktan çekinmeyin ama öyle rahatsız edecek şekilde değil tabi ki de yoksa bir anda buz kesmenize neden olabilir sonuçta karlar ülkesi prensesi olmak kolay değil.ama öyle harika bir yüreği var ki zaten tanımlarını okuduğunuz zaman anlarsınız. şu şarkıyı da inanıyorum ki çok güzel söyler.
evet gelelim tanımlarına hangi birini yazsam bilemiyorum. tanımlarını buraya eklemeye kalksam seçmeye kıyamam hepsi birbirinden güzel tanımlar. onun profilinde tanımlarını okumaya her girdiğimde kendimi şöyle bir yere giriyormuş gibi hissediyorum.

hayır hogwartsa seçilsem bu kadar sevinmem. kendimi gondor mahzenlerinde yüzüğün kaç ayar olduğunu araştırmaya çalışan gri hokkabaz gibi hissediyorum.

kendisi ayrıca saruman başkanı kötülediği yetmiyormuş gibi bu el feneri kılıklı gri hokkabazı çok sever. bunu söylemesem olmazdı kusura bakma sevgili yazar" #teamgandalfnaja".
evet tanımlar diyorduk.okudukça okuyorum okudukça okuyorum bir tane kötü tanımı olmaz mı bir insanın.tamam abartı işini iyi yaparım ama bu konuda kesinlikle abartmıyorum onun tanımlarını defalarca okumuşumdur. muhteşem bir yeteneği var şahsi kanaatim bu tabi. bana yazıları ile aynı duyguları yaşatabilen 3 yazardan biri kendisidir, diğer iki yazar bu sözlükten değil bu arada. o kadar kıymetli bir yazardır kıymetini bilin. okumadıysanız ve bu nickaltı yazısı ile hakkında bilgi sahibi oluyorsanız eğer hiç düşünmeyin kesinlikle gidip tüm tanımlarını okuyun. karalama defteri tanımlarını atlamadan bir kaç kez okuyun her biri ayrı bir tat ve renk içeriyor ve her okuyuşunuzda o renkler ve tatlar değişiyor. bak yine okuyasım geldi yazımı burada kesiyorum gidip bir kaç tanımını daha okuyayım. esen kalın.
devamını gör...
erkeklerin zeki kadın sevmemesi
zeki erkek değilse sevmemesi yerinde olur.
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
bu kadar bilgisiz olmayın, araştırın, okuyun, öğrenin... her duyduğunuzu buraya koşarak başlık açmayın, komik oluyorsunuz.
ben duyduğuma inanmam, gördüğüme de inanmam. bir bilginin doğruluğuna veya yanlışlığına beni ikna etmek çok zordur, birkaç kaynaktan o bilgiyi teyit etmem lazım.
ben duyduğuma inanmam, gördüğüme de inanmam. bir bilginin doğruluğuna veya yanlışlığına beni ikna etmek çok zordur, birkaç kaynaktan o bilgiyi teyit etmem lazım.
devamını gör...
hidano
zamanında çokça zıtlaştık ama sonradan çok güzel kaynaştık, anlaştık. sözler verildi, gördüğüm kadarıyla verilen sözler de tutuldu. aralar verilmiş, geriye dönülmüş. sözlükte tekrar bir çınn sesi çıkacaksa bu biraz da kendisinin sayesindedir.
tanım: tanıyın seversiniz, dikkat inceden laf çarpabilir ama insan sevdiği yazara takılır.
tanım: tanıyın seversiniz, dikkat inceden laf çarpabilir ama insan sevdiği yazara takılır.
devamını gör...
druid
ceaser'in anlatılarında druidlerin yargı hükmünden de bahsedilir. adamlar miras hukuku, eşya hukuku, ceza hukuku alanlarını bildiğiniz parsellemişler. bu tarz mevzularla ilgili bütün kararlar druidler tarafından veriliyor. kişi yada kabileler bu kararlara uymadıklarında tabiri caizse ayvayı yiyiyorlar. kişiler aforoz edilip cani damgası yerken, kabileler de kurban kesme ve bazı ritüelleri yerine getirme hakkını kaybediyorlar. aslında bu arkadaşlar dini tandanslı kanaat önderi olmaktan ziyade toplumun gizli yönetim erki haline gelmişler ve tabiri caize kendi toplumlarının bir nevi çanına ot tıkamışlardır. tıpkı diğer dini gruplar gibi de yığınla ayrıcalığa sahiplerdir, askerlik falan yapmazlar, bazı vergilerden muaftırlar. mitolojik anlamda onlara çok fazla önem atfedilse de aslında çok da ahım şahım tipler sayılmazlar. inanç kartını sağlam kullanmışlar ve korku ile karışık bir saygınlığa erişmişlerdir.
bu arada kral arthur'un meşhur merlin'i de kuvvetle muhtemel druiddir. misal tim clarkson bu konuya dikkat çekerken onun ormanlarda yaşayan ve romalılara direniş gösteren keltlerin pagan şamanı olduğundan bahsediyor. bu durum pek uzak ihtimalde sayılmaz. malum efsaneler her daim çeşitli değişimler geçirerek son halini alıyor. büyücü merlin'de kuvvetle muhtemel böyle bir adam. çünkü kendisinden bazı metinlerde ormanda yaşayan yabani adam diye bahsediliyor. bazı efsanevi kelt şiirlerinde de myrddin ismi ile kendisine dikkat çekiliyor falan filan.
tabi bu abiler/ablalar efsanevi ve mitolojik bağlamda yürüyüp gidince fantastik kurgu edebiyatı da bir hayli etkilemiş bulundular. misal benim çerezlik bir seri olarak niteleyebileceğim shannara efsanesi serisinde druidler çok daha farklı bir şekilde betimlenmişlerdir. paranor'u inşa edip, denge unsuru haline gelmişler sonra ise bozmuşlardır. druid brona, kara büyücü lorda dönüşmüş ortalığı toz duman etmiştir. tabi bremen ve allanon karakterleri de druiddir. hatta allanon yeryüzü üzerinde yürüyen son druiddir. druid uykusuna falan yatar. çok hoş bir uyku çeşididir. yeri gelir 300 sene uyur sonra zımba gibi fişek gibi uyanır. tabi orada birde kutsal ağaç ellcrys var. yani druid anlatıları bir şekilde fantastik kurgu türünde yazan yazarları da ciddi şekilde etkilemiştir. böyle bir kaç örnek daha var ama onları da yazmaya kalkarsak sabah olur. *
bu arada kral arthur'un meşhur merlin'i de kuvvetle muhtemel druiddir. misal tim clarkson bu konuya dikkat çekerken onun ormanlarda yaşayan ve romalılara direniş gösteren keltlerin pagan şamanı olduğundan bahsediyor. bu durum pek uzak ihtimalde sayılmaz. malum efsaneler her daim çeşitli değişimler geçirerek son halini alıyor. büyücü merlin'de kuvvetle muhtemel böyle bir adam. çünkü kendisinden bazı metinlerde ormanda yaşayan yabani adam diye bahsediliyor. bazı efsanevi kelt şiirlerinde de myrddin ismi ile kendisine dikkat çekiliyor falan filan.
tabi bu abiler/ablalar efsanevi ve mitolojik bağlamda yürüyüp gidince fantastik kurgu edebiyatı da bir hayli etkilemiş bulundular. misal benim çerezlik bir seri olarak niteleyebileceğim shannara efsanesi serisinde druidler çok daha farklı bir şekilde betimlenmişlerdir. paranor'u inşa edip, denge unsuru haline gelmişler sonra ise bozmuşlardır. druid brona, kara büyücü lorda dönüşmüş ortalığı toz duman etmiştir. tabi bremen ve allanon karakterleri de druiddir. hatta allanon yeryüzü üzerinde yürüyen son druiddir. druid uykusuna falan yatar. çok hoş bir uyku çeşididir. yeri gelir 300 sene uyur sonra zımba gibi fişek gibi uyanır. tabi orada birde kutsal ağaç ellcrys var. yani druid anlatıları bir şekilde fantastik kurgu türünde yazan yazarları da ciddi şekilde etkilemiştir. böyle bir kaç örnek daha var ama onları da yazmaya kalkarsak sabah olur. *
devamını gör...



