insanın f harfi ile başlayan nick alası geliyor be. hele bi bak nickimden soğuttu beni yazıklar olsun. *
devamını gör...

hatırlıyorum bir demet tiyatro var diye saatlerimize filan bakıp, kadıköyü bırakıp eve giderdik, onu izliycez diye...

ilk aklıma gelen sahnelerden,
lütfiye, kapıda duran kişiye,
kışın soba yakılan bölümlerden biri
"kapıyı kapatıcam çünkü dışarısı ısınıyor"
gibi birşey söylüyordu.

*yılmaz erdoğan ve demet akbağın birlikte bir demet tiyatro izlediği bir video var youtube da tavsiye ederim

edit : o zamanlar o kadar izlendiğine göre, mizah anlayışı, güldüğümüz espriler, zakice, kaliteli, yazması da, gülmesi de zeka isteyen işlermiş diye de düşündürdü beni şimdi...
birde şimdiki dizilere bakın, özellikle trt dekiler, aman allahım, 0-6 yaş resmen, yanlışlıkla denk gelince bile izleyemiyorum, bilen bilir eski trt2 nin belgeselleri, sanat programları hala izlenir.
devamını gör...

bana pek tanıdık gelen bir yazar.

hani birini görürsünde ben daha önce bu insanı sanki bir yerden tanıyorum dersin ve bir sıcaklık oluşur ya heh işte tam öyle. sanki ben daha önce yazılarını okumuş gibiyim. sanki yazılarının tadı hala dilimin ucunda. sanki biraz daha yoğunlaşsam hah şurada şu şu diyeceğim. işte öyle sıcak ve tanıdık...

benim kendisi için düşündüklerimi kendisi de benim için düşünmüş bu beni onure etti ne yalan söyleyeyim şimdi. keyifli bir iletişim olacak gibi.

ilerleyen zamanlarda tekrar görüşmek üzere sayın yazar. huyum kurusun nickaltına dadanmayı severim.

pek keyifli sözlükler...
devamını gör...

umuttur. yitirmediğin umudun sana teşekkürüdür...
devamını gör...

eğer türkiye'de yaşıyorsanız hakkınızı aramanız yeterlidir.
devamını gör...

sonra kısa saça alışmak ve sürekli kısa saç kestirmek :/
devamını gör...

sevgili günlük
bu satırları uşağımdan gizlice yazıyorum. malum kendine insan diyen ilkel primatlar, türümüzün başka bir gezegenden geldiğini asla öğrenmemeli. hayatım fena değil. bir evim ve uşağım var. uşak dışarıda avlanıp bana yemek getiriyor, sağlığım bozulursa beni büyücü primata götürüyor, iyileştiriyor.
bir tane camlı çerçeve var. onun içinde özel hayatı kayda alınan kardeşlerime bakıp gülüyor, sinir oluyorum. şartlar iyi gibi ama keyfim yok. uşak dilediği gibi geziyor, çiftleşiyorken beni hep evde tutuyor. neymiş dışarı çıkarsam başıma kötü şeyler gelirmiş.
evde bir sürü boş yer olduğu halde sokakta yatıp kalkan kardeşlerimi eve almıyor. bazen camdan, balkondan onlara bakıyorum. hiç iyi görünmüyorlar. demir bir kutunun içinde yiyecek arıyorlar. keşke onların da benim gibi evi olsa.
uykudan kalan zamanlarımda kitap okuyor, klasik müzik dinliyorum. karnım acıktı. yarın devam edeyim.
devamını gör...

bir yazarın yaşadığı varoluşsal ve edebi sorunlara verilebilecek en güzel karşılıklardan, en samimi teselli cümlelerinden, en içten hayıflanma ifadelerinden biridir. bakınız olarak kalamayacak kadar anlamlıdır ve bir tanımla taçlandırmaya değer.

bakınız sözcüğüne bakınız vererek christopher nolan ile aşık atabilecek kadar girift bir zihnim olduğunu gösterdikten sonra bu cümle hakkında bir iki söz etmek isterim. ve ben bir şeyi istersem yaparım.

çağımızın toplumundaki bireysellik hevesi ve tutkusu insanları birbirinden uzaklaştırmaya başladı iyiden iyiye. ve bu uzaklaşma artık dünya toplumunun bir pangea değil ayrık kıtalardan oluşan zavallı bir gezegene dönüşmesine neden oldu.

kendi bacağından asılmakta ısrarcı olan sürü kaçkını koyunlar gibi yaşarken insanların bizi anlamasını bekliyoruz. ancak biz onları anlamaktan aciziz. bu durum da döngüsel bir anlayışsızlığın villain bir pacman gibi varlığımızı ve zihinsel bütünlüğümüzü tehdit etmesine neden oluyor.

ama sonra bir gün birisi çıkıyor ve kapatılmayan parantezin verdiği tamamlanmamışlık duygusu ile paramparça olmuş yazarı anladığını söylüyor. ve başlık sahibi yazar kendini gandalf’ın fly you fools diye bağırdığı yüzük kardeşlerinden biri gibi hissediyor.

çünkü dertli yazarı anlayan yazar, kendini derin bir empatiye bulayarak kendi bütünlüğünü de kaybetmeye meyyal. bu, kendi bacağından asılmak zorunda bırakılan bütün koyunların acısını kendi bileğinde hissetmek değil de nedir?

parantez hala kapanmamış olsa da o parantezin sonsuza uzanan boşluğunda yalnız olmadığımı bilmek güzel.
devamını gör...

tarzı ,kalemi göz dolduran yazardır. devamını hep gelir inşallah.
devamını gör...

kamakura dönemi , japonya tarihinde heian döneminden sonra başlayan, ms 1185 - 1333 yılları arasında kamakura şogunluğunun* iktidarı dönemidir. bu dönem japonya'da feodal düzenin başladığı ve samurayların yükseldiği dönemdir.

edit: imla
devamını gör...

ilk olarak mavi'yi izleyip bir ciğer feda ettiğimden mütevellit diğer iki filmini izleyemediğim üçlemedir. mavi gerçekten çok etkileyici bir filmdir. bir insanın kaybını, yas sürecini ve içine düştüğü o garip karanlığı, orada kendini nerelere vurduğunu ve oradan çıkma çabasını inanılmaz başarılı bir biçimde anlatıyor. sarsıcı ama bir yandan da çok zenginleştirici bir film. film bittiğinde boğazımda koca bir yumru ile kalkmıştım, ama şahit olmaktan son derece memnundum da hikayeye. filmin en az kendisi kadar etkileyici müzikeri de var. hazır olduğum bir vakit üç filmi de izlemek istiyorum peş peşe günlerde.
devamını gör...

sayılan bütün özelliklere uymama rağmen, kendimi ve böyle olanları asosyal olarak tanımlamıyorum. gereksiz hareket halinde olmadan yazan yazardır bunlar sadece.

asosyal olmamak adına, arkadaş gruplarına girmiş olmak gerektiğini düşünüyorsanız üzülürüm sizin adınıza.

asosyallik bence, gelen meseja da cevap vermemek, olabildiğince az entry girmek, ortada bir olay varsa, yorum yapmaktan çekinmek gibi şeylerden kaynaklanır.

kim nasıl mutluysa öyle takılsın.
devamını gör...

aslında hiç hoş bir şey değil hatta iğrençtir.

ama şu an bile böyle bir olay yaşansa hemen çekirdeklerimle protokol tribününde yerimi alırım. niye? kaos seviciyim çünkü. niye? kaostan besleniyorum acıktım. niye? çünkü topluluk kan istiyor vahşet istiyor. mikrobuz lan biz*.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ben azalarak çoğalmayı, incinerek incitmemeyi öğrendim.
devamını gör...

en sevdiğim bir kaç insandan birinin adı.
aynı zamanda #966460 nolu tanımımda bahsettiğim çok hoş kokan, iç açan bir yaz bitkisi.
devamını gör...

(bkz: bungee jumping)
(bkz: rafting)
(bkz: paragliding)
(bkz: skydiving)
(bkz: aşık olmak)
(bkz: beş parasız dünya turuna çıkmak)
devamını gör...

kafamın bir köşesinde şunu dinleyerek güneşin batışını izliyorum.
devamını gör...

o sene, başörtülülere zul yıllarının ilki olduğu için
o kişilerden biri ben oluyorum.
sen dört yıl oku, ama o mezuniyete katılama.
dünyanın sonu değil, ama işte hatırladım hüzünlendim.
son iki yıl çalışıp, önceki iki yılı temizlemiştim.
neyse en azından mezun oldum, o zamandan beri yaşam mottom, olduğu kadar olmadığı kader.
sonra ben onu geçmeden dünyadan geç dünyadan gülümseyerek yaptım.
napıyoruz, gülüyoruz, geçiyoruz.
devamını gör...

çocukluğunda, kekemeliği yüzünden, mürebbiyesinden çok dayak yer.
o yüzden hiç bir zaman, akıllı telefon, araba gibi teknolojik ürünler kullanamaz.
bir kadının kaderinde dayak varsa, anadan babadan kocadan olmasa bakıcıdan buluyor.
hüzünlü ama gerçek.
dramını başarıya dönüştüren kadın.
ayşe arman'ın kayınvalidesi, haldun dormen'in eski eşi olur.
çok varlıklı, çok akıllı, çok pozitif, çok üretken, çok minnoş bir kadın.
videolarına denk geldikçe izlerim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim