eğer gerçekten ‘yürüyorsa’ yokluğun zirvesinde demektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bugün bi bitse artık hayırlısıyla...
devamını gör...

henüz tanımadığım, görmediğim, bilmediğim...
devamını gör...

tanışma hikayemizi eksik anlatmış yazardır.

kendisi çok başarılı bir mühendisken ben de yedek parçacı olarak sanayide kendi halinde, aç bırakmayan bir dükkanın sahibiydim. albay emeklisi dedemin adam olması için zorla gönderildiği sanayi aynı zamanda. kendisini çok sever, saygı duyarım hâlâ. dedemin bir sözünü hiç unutmam “sanayide içtiğin çayın tadını hiçbir starbucks’ta arama torunum.”

dedemin bu sözlerinin de etkisiyle franchising üzerinden starbucks açmaya çalışsam da bütçem yetmedi, hem çocuğuz daha o zamanlar, nerede gezer o kadar para? ben de ilerleyen zamanlarda sanayide, hem sanayi çayının tadını unutmamak adına hem de dedeme olan saygımdan dolayı yedek parçacı açtım. bir de küçük bir atölyem var, orada da zor bulunan parçaların dökümünü yapıyorum.

hafta sonu saat 4-5 civarı evimde uzanırken hükümet kanadından sevdiğimiz bir ağabey aradı. “yardım göndereceğimiz kargo uçağının bir parçası eksik, eğer mümkünse bugün içerisinde dökebilir misin?” diye bir ricada bulundu. parçaya ait verileri gönderirseniz neden olmasın diyerek o gün açmadığım dükkana gidip, kalıbı çıkartıp dişliyi bir güzelce döktüm. 3-4 saat içerisinde de hazır edip dişliyi benden isteyen kişiyi aradım. gece 11’den sonra kadife sokak karga’ya bir mühendislerini göndereceklerini söyleyip bir de fotoğrafını gönderdiler. ben de dişliyi kaybetmemek adına anahtarlığıma taktım ve aç olan karnımı doyurmak için bir yere gittim. saat yaklaşmıştı ve hemen karga’nın yolunu tuttum. nihayet erkenden gelebilmiştim.

karga’ya girip gözlerimle mühendisi bir yokladım ama yok, daha gelmemişti. barda oturup bir şeyler içerken anahtarlığı da elimde bir o yana bir bu yana sallamaya başladım. derken beklenildiğinden tamamen habersiz, fotoğrafından çıkarttığım mühendis geldi. dönüp selam verdim ve oturabileceğini söyledim. yaptığı işlerden, gezdiği yerlerden ve ayakkabılarımdan bahsetti. sonra da dişliye gözü takılıp içerisinde bulunduğu sorundan bahsetti. zaten haberimin olduğundan, dişliyi bu sabah döktüğümden ya da ülkenin imkansızlıklarından bahsetmedim. dedemin hikayesini ve bu dişlinin de onun bir anısı olduğunu söyledim. ödünç istedi ama ben zaten o dişliyi kendisi için, hediye olarak yapmıştım. dişliyi verdim ve kalkması gerektiğini söyleyerek kalktı. tekrar görüşmek için sözleştik fakat gelemeyeceğini zaten biliyordum. hükümet kanadındaki ağabeyden sürekli kendisi hakkında bilgileri alıyordum. ara sıra karga’ya da uğruyordu ama sürekli düşünceliydi. hepsinden haberdardım.

işte tanışma hikayemizin aslı budur kendisiyle. eğer dedemi dinlemeyip starbucks açsaydım hem sanayi çayının tadını hem de böyle bir insan olmam gerektiğini unuturdum. sanayi çayı tadında, samimi ve iyi niyetlerle dolu bir tanışmaydı bizimkisi.
devamını gör...

cabbar bir soru sormamış ama cabbara ithafen,
gel bir de bunu boz :) demek isterim..

ben bu oyunu devam ettirmeli miyim.?
devamını gör...

merhaba, bunu ekranımda bana eşlik eden havai fişekler eşliğinde yazıyorum. umarım sevdiklerimizle birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı geçireceğimiz bir yıl olur. herkese mutlu yıllaar.
devamını gör...

''internet çağındayız amma nazar'a hala inanıyoruz, illümünati desteği olmadan var olamazdık'' subliminalini aldım*.
devamını gör...

tanımlarını, düşüncelerini ve fikirlerini aşırı sevdiğim bir yazardır kendisi. ona yazar demek pek içimden gelmez daha çok üzümlü kekim diye hitap etmek isterim kendisine. paylaştığı tanımlarla sözlüğü bilgiye boğan, kendine has yazım dili ile herkesi kendine bağlayan bir yazardır. tanımlarını okudukça beğenmemek elde değil, profilini stalk yaparsanız eğer anlayacaksınızdır. ayrıca herkesin onu sevmesi hiç içten değil, sevecekseniz uzaktan sevin diye uyarıyorum şimdiden. sevgili üzümlü kekim, ilham kaynağı olup insanları aydınlattığın için müteşekkirim sana. kemik yazar olup kendini gösteriyorsun iyi ki varsın!
devamını gör...

terbiyesizdir net. sokağa çıkma yasağı var ve sen sütü içip içip deli danalar gibi maaauuuuuvvvv diye bağırıyorsun. çoluk çocuk var kardeşim.
devamını gör...

alan çoktan almış. (bkz: şimdi ananı laciverde boyadım)
devamını gör...

1967 yılında israil tarafından işgal, 1981 yılında ilhak edilmiş, bugün suriye ve israil arasındaki en büyük ihtilaf konusu olan bölgedir.

bu bölgenin önemi ise 2 harfle özetlenebilir; "su". golan tepeleri bugün israil'in yıllık su ihtiyacının %40'ını karşılayan verimli bir platodur. aynı zamanda bu bölgede şaraplık üzüm olan ünlü chardonnay üzümleri yetişmektedir.
devamını gör...

despicable me 3, 2017 yapımı çocuk, macera, 3d animasyon filmidir.

pierre coffin, kyle balda ve eric guillon yönetmenliğinde, cinco paul ve ken daurio senaristliğiyle çekilmiştir.

serinin 3. ve şimdilik son filmi. gru eşi lucyle ajancılık oynarken anti-kötülüğün başkanı silas ramsbottom emekli olur ve yerine valerie da vinci gelir. valerie, gru'nun son işindeki başarısızlığı bahane ederek onu ajanlıktan kovar ve bunun üzerine lucy de istifa eder.

bu sırada esrarengiz bir adam çıkar ortaya ve gruyla konuşmaya çalışır. bu konuda tabi zorlanır çünkü gru kendisiyle konuşmaya bir türlü ikna olmaz. amacına ulaştığında gru'ya büyük sürprizi yapar. gru'nun bir ikizi vardır ve gru'yu tanışmak için kendi ülkesi özgüristan'a çağırmaktadır.

gru başta çok heyecanlanır fakat kardeşiyle tanıştığı an huzursuz olur ve gitmek ister. kardeşler arası minik kıskançlık krizleri orada devreye girer sanırım. gru'nun babası yaşadığı dönemin en kötülerindendir ve kötülük onlarda aile geleneğidir. fakat dru bu konuda pek başarılı olamamış ve babasının takdirini alamamıştır. gru'dan ona kötülüğü öğretmesini ve beraber dünyaya meydan okumayı teklif eder. babasının onunla çok gurur duyduğunu söyler. ama gru eski gru değildir. hayatına giren agnes, adith ve nargo'dan sonra çok değişmiş ve kötülüğü komple bırakmıştır.

yine de kafası karışır gru'nun ve son işinde elinden kaçırdığı balthazar bratt'ın peşine düşerler. macera böylece başlar.

bratt çocukluğunda yıldızdır. filmlerde, dizilerde oynamış oyuncakları yapılıp satılmıştır. yaramazlık yaptım söylemiyle herkeslerin hayran olduğu bratt ergenliğe girmesiyle yıldızı söner ve artık istenmez. o da bu duruma fazlasıyla içerler ve içindeki kötülüğü keşfeder. herkesten, her şeyden intikam almak ister. ve karşısında gru, dru kardeşleri bulur.

film serinin diğer filmlerine göre daha aksiyon varidir. çok fazla atraksiyon ve mekan değişikliği içerir. diğer filmleri donuk diye eleştirenler bu filmi yine eleştirmiş yine beğenememişlerdir. sanırım yeşil çamın kötü karakterlerine kafaya takmışlar ve hınçlarını gru'dan çıkarıyorlar. kim bilir.

dr. nefario bu filmde yoktur. kendini dondurmuş ve film boyunca sadece heykeli sahnelere yansımıştır. minyonlar için son damla olmuş ve sabırları taşmıştır. gru'nun iyilik meleği olmasını zaten hezmedemezken birde işten kovulduğunu öğrendiklerinde tası tarağı bırakıp gru'yu ter ederler. bu filmde biraz geri plandadırlar yani. ama sahneye girdikleri an yine yüzlerde kocaman gülümsemeler bırakırlar.

seslendirme ekibi,
gru (ali ekber diribaş)
dru (ali seyitoğlu)
lucy (arzu doğan)
trey parker ... balthazar bratt (bulut buldu)
margo (melis severcan)
edith (mısra balkan)
agnes (su elmasoğlu)
fritz / silas ramsbottom (sinan divrik)

film eleştiri oklarını üzerine çekmiş olsa da animasyon severler ve çocuklar tarafından yine sevilmiştir. ailecek izlenecek keyifli filmler arasında sayılabilir.
iyi seyirler efem.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

mesainin yarısı bitti, kendimi şarj ediyorum.
devamını gör...

felsefe.
devamını gör...

latince ve antik yunanca öğrendiğim yıllarda bol bol andığım fenikelilerin alfabesi olur.
devamını gör...

erken emekli olan kocalardan çekenlerin yaşadığı sendrom sanırım bu. * bir erkeğin erken emekli olup evde oturması gerçekten çok zorlayıcı. her şeye karışıyorlar. her şey onların istediği gibi, istediği zaman, istediği şekilde olsun istiyorlar. annem babama, kaynanamdan çekmedim senin kadar, diyor. sanırım kadınlar gençken, erkekler yaşlanınca çekilmiyor.*
devamını gör...

sözlükte fazla vakit geçirildiğine işaret bir korku hikayesi. yaldır yaldır mutlu sona doğru ilerlerken bir anda duvarda bir karartı belirir. gerçi yoldaşı görmedik ama içinden o olduğunu bilirsin. öylece duvarda durur. yutkunma sesin şap şap seslerinin yerini alır.

allah kahretsin bu sözlüğü be.
devamını gör...

cahillerin islama saldırma metodlarından, eğer peygamber yapmasaydı kimse o binanın etrafından dönmez veya o tarafa doğru secde etmezdi, ömer (r.a.) ya da ali (r.a.) olması gerekiyor, hacerül-esvedi öperken şöyle dedi: "hiç şüphesiz sen bir taşsın eğer peygamber seni öpmeseydi ben seni öpmezdim."

not: kimse kabe'ye tapmıyor, bunlar sizin pis düşünceleriniz ve çarptırmalarınızdan başka bir şey değil.

(bkz: al-i imran 119)
devamını gör...

herkes zart-zurt başlık açtı. türlü türlü yaratıcı entry girildi. ama o beklenen vurucu espri bir türlü gelmedi.
ha ben bu başlığı neden açtım ? baksanıza efsane bir bkz yarattım*
devamını gör...

atom numarası 80, simgesi hg olan element. kullanım alanı geniş olmakla beraber, zehirli bir madde olduğundan dikkatli kullanılmalıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim