her ülkede farklı işleyiş söz konusu maalesef kalabalık ülkelerde o alan çok dar. pandemide bile arayı açıp bekleme,durma eylemini gerçekleştiremedik doğru düzgün. otobüsler minibüsler tıklım tıklımken yaşam alanını konuşamadık bile. burası finlandiya özellikle bu ülkede kişisel alana çok dikkat ediliyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
araya mesafe koymak önemlidir.
sınırlarımızı korumalıyız olabildiğince.
devamını gör...

17 ocak - 24 ocak haftasının kraliyet armasını göz kamaştırıcı tanımları ileee almaya hak kazanmış yazarımız.*

klavyesine zeval gelmesin efenim.*
devamını gör...

barselona gibi ünlü bir şehrin kimliğinin oluşmasında önemli bir rol oynayan ve antoni gaudi tarafından tasarlanan ilk evdir.
gaudi aslında bu evi henüz 30’lu yaşlarındayken iş verenine yazlık olarak tasarlamış. ancak mimari ve sanat tarihi açısından bu hiç de sıradan bir yazlık ev olarak kalmamış elbette.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
öncelikle bu ev gaudi'nin çalışma tarzı ve modern mimarlık tarihinin başlangıcı hakkında bilgi verir. aynı zamanda art nouveau’nun ilk yapılarından biri olarak kabul görür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
casa civens'te endülüs kültürü, neoklasik, katalan modernizmi ve art nouveau mimari özellikleri adeta birleşmiş ve gaudi'nin kendine has iç dünyasını dışarı vurmuştur. çünkü gaudi için önemli olan farklı stilleri bir araya getirip farklı malzemelerle özgün bir ürün ortaya koymaktı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
gaudi’nin yaptığı ilk başyapıt sayılan casa vicens, yukarıdaki saydığımız özelliklerle 6 gaudi imzalı yapıyla birlikte unesco dünya mirası listesi’ne dâhil edilmiştir.
şimdilerde müze-ev olarak hizmet veren yapının içinde gaudi'nin mobilya koleksiyonu ile ispanyol ressam francesc torrescassana i sallares'in tabloları yer almaktadır.
daha detaylı bilgi ve görseller için aşağıdaki kaynakları ziyaret edebilirsiniz;
casa vicens'e gideeer
casa vicens'e gider
devamını gör...

tam bir yaz dizisi. tutmaması mümkün değil. kız bıcır bıcır, patron karizma. ortaya da 2-3 garip arkadaş serp tamamdır.
devamını gör...

ekim devrimini yapan iki isimden biridir, diğeri lenin.
troçki, devrim öncesinde kızıl orduyu kuran, sonrasında ise başkomutan olarak görevini sürdüren bir isimdir. dolayısıyla ekim devrimi'nde 2. adam olsa da silahlı kuvvetlerin birinci adamı olarak görülürdü. dahası lenin'in ölümü sonrasında stalinle iktidar mücadelesine girmiş, kaybetmiştir. kızıl ordu'nun üst düzeyleri tarafından "ordu sizin yanınızda ne yapmamızı istersiniz?" dendiği rivayet olunur. kurucusu olduğu düşünülürse bu rivayet çok da yanlış-yalan durmamaktadır.

üstüne döneminde ki bir çok savaş gören komutan gibi "savaştan nefret" etmektedir. ordu yanında olmasına rağmen bir kalkışma/darbe yapmamasından ve kabaca diğer ülkelere asker yollamak yerine, o ülkelerdeki komünist-sosyalistleri destekleyelim argümanlarını savunmuştur. stalin'le en büyük ayrışmalarından biride budur. devamında stalin orta asya ve bazı balkan ülkelerine harekat düzenleyecektir.

stalin'e diğer bir eleştiriside aralarındaki gerilim daha kavga olmadığı dönem bazı yetkilerini stalin'in kendi eline alması, merkezileşmesine karşı eleştiri getirmesinden kaynaklanmaktadır. zaten troçki sonrası stalin daha da durumu abartacak/arttıracaktır.

sözün özü burada yazılan oldukça kaba-sığ eleştiriler olmakla birlikte, devamında kaçak olarak gittiği ülkelerde stalin özelinde sert eleştiriler getirmeye devam etmiş, batı medyası tarafından da bu eleştirileri ssbc'ye karşı kullanılmıştır. bundan dolayı kimi marksistler tarafından "hain", "maşa", "satılmış" vb. sert eleştiriler alırken kimi marksistlerce de "doğruyu söyleyen", "haklı" olan vb. argümanlarla anılır.

sözün özü güneşle ilgili sözü popüler olsa da bana kalırsa en değerli sözü: "sbbc, ne yazık ki uzun zaman önce yıkıldı. ne zaman mı? devrimci devrimciyi vurduğu zaman" dediğini nerede olduğu hatırlamasamda söylediği rivayet olunan bir sözdür. eğer söz ona aittse haklıdır.

kendisini anlamak için bana kalırsa "her devrim kendi çocuğunu yer" (danton) ya da "körün gözü açıldığında ilk kırdığı şey bastonudur" sözündeki gibi bir duruma düştüğüne inandığım şahıstır. ve yazık ki tarihe kendisini "gri" olarak kabul ettirememiş, bir kısma göre "beyaz/bembeyaz" bir kısıma göre "kara/ kapkara" bir karakterdir.

tarih doğası gereği bitendir ancak bir şekilde stalin-troçki optimum noktada uzlaşılabilselerdi: ssbc ya daha uzun ömürlü olurdu ya da daha güçlü olurdu.

edit: dizisini izlemedim, netflix'e güven duymadığım için.. ancak dizide kadın düşkünü olarak resmedilmiş.. bu doğrudur-yanlıştır? bilemiyorum. işin aslı umrumda da değil, kızıl ordu'yu kuran bir zihin benim daha çok ilgimi çekiyor.
devamını gör...

sırf meraktan geldim. kim bu sude. tüm yazar mecrası neden burada? ıvan bile safını belli etmiş. kavga mı var gençler.
devamını gör...

inşallah el öpmek bunlardan biri olacaktır.
devamını gör...

kesinlikle sadece erkeklere özgü olmayan kutu. bende de var o kutudan.

hatta bendeki küçük bir kutu değil. 75 litrelik kovalardan. aha da bu:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

içinde kablolar, ampuller, elektronik cihazlardan sökülmüş birtakım parçalar, havya, kıl testere, matkap, tornavida, yani aklınıza gelebilecek her şey var. gönül isterdi ki ben de makyaj malzemelerinin hepsini ezbere bileyim, örgü falan öreyim ama malzeme bu, ne yapalım...
devamını gör...

her an
bir an
şu an
bu an
(bkz: ayan beyan)
devamını gör...

yayın arası çalan şarkının güzelliği.*

çok heyecan yapmayın arkadaşlar, itiraf ediyorum, ben istedim şarkıyı. *
devamını gör...

2011 yapımı, yaşanmış bir olayı konu alan güney kore yapımı film.

öyle bir film ki, sessizliğin içindeki bir çığlık gibi. o kadar canımı yaktı, beni sinirden yıprattı ve aynı zamanda üzüntüden ağlattı ki... izlememin üzerinden uzun bir süre geçse de sizinle paylaşma ihtiyacı duydum.

önce yaşanan olaydan kısaca bahsedip biraz da filmi tanıtacağım. öncelikle, 2000-2005 yılları arasında güney kore'nin gwangju bölgesindeki inhwa okulunda öğrencilere cinsel istismar ve şiddet uygulanıyor. bu açığa çıkınca kitaplaştırılıyor, sonrasında ise senaryolaştırılıp film haline getiriliyor.

filmde bir resim öğretmeni, kırsal bölgedeki sağır ve dilsizler okuluna atanıyor. okulun müdürleri ikiz, çevresi tarafından itibar gören ve zengin tipler. resim öğretmeni, okulda vakit geçirdikçe çocukların ondan korktuğunu, yüzlerinin yaralar içinde olduğunu fark ediyor. tabi bunun nedeni, yani istismar edildikleri sonrasında anlaşılıyor. bundan sonraki ayrıntılar spoi olacağından paylaşmayacağım.

sağır ve dilsiz çocukların, öğretmenin verdiği mücadelelerin yani gerçeğin, parası ve itibarı olanlar karşısındaki savaşını gözler önüne seriyor bu film. yaşamın gerçeklerine göz kapatmamak gerektiğini düşünüyorum bu yüzden izlenmesi gereken bir film fakat eğer hassas bir yapıdaysanız izlemenizi önermem.

--- alıntı ---
mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek için değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek için.
--- alıntı ---
devamını gör...

sevdiğim ve profiline girip son ne yazmış acaba dediğim yazarlardan biriydin. zaten son zamanlarda sözlüğe girdiğimde takip listemdeki yazarların profilindeki son tanımlarını okuyup çıkar oldum. burası benim için çok iyi bir yerdi. hala çok iyi bir yer. çok iyi insanlar tanıdım. yazmayı da seviyorum. malesef motivasyonu senin gibi kaybettim.

sadece bir avuç insan ziyanı yazarın bezdirmesi ile bir çok arkadaşımız ya yazmaz oldu ya da bırakıp gitti.

yazsınlar böyle ne diyeyim. düşünce özgürlüğü muhakkak var. ancak hoşgörü sendromu diye bir kavram da var.

yazdıklarını okumak ve etkileşimde bulunmak çok değerliydi dostum. umarım herşey gönlünce olur.
devamını gör...

çoğu insan için saçın beyazlaması yaşlanıldığını bize hatırlatıyor.
devamını gör...

benim gibi adama misyoner verilmiş.

misyoner pozisyonu gelir inşalaa hepinizin aklına. adilerrr.
devamını gör...

genelde twitterda karşımıza çıkan, hiçbir baltaya sap olamamış, sıfır bilgili insanların spesifik bir konu hakkında profesör olup makaleler yazan dünyanın her yerinde konferanslar veren insanlara kurduğu cümledir.
inanmıyorsanız araştırmanızı öneririm. ironi*
devamını gör...

günün şiirini portakal yerine troll olmak isteyenlere armağan ediyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir arkadaşımı çok kötü bir şekilde kaybettim. yakın değildik ama yine de çok etkilendim. ölüm kimseye yakışmıyor.
devamını gör...

arnavut, alman, fransız, japon, kamerunlu ya da rus olmaktan farksızdır. mevzu kafanın içinde. türkiyede doğup büyümek biraz üzücü olabilir ama.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
büyük taşlar üzerine akrilik boyalar ile yapılandır. ucuz ve keyifli bir hobidir.
devamını gör...

allah belanı versin dedirtir.her şeyi sildim kendinde olan uygulamaları bile sildim daha ne istersin ?
beni telefon katili yapma bak . seni aldığım güne lanet olsun. alıp böyle bir hataya düşmeyin diye açılmış başlıktır . ıleriki günlerde sözlüğe girmezsem google 'ı silmişimdir . onu da nasıl yapacam bilmiyorum .
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim