sevişmemiş insan asabiyeti
bende diyorum türkiyede insanlar niye bu kadar sinirli.
devamını gör...
yazarların engellediği ilk yazar
(bkz: lucifer)
bir ara herkes engelliyordu. hürriyet gazetesinden bile tam sayfa duyuranı vardı. youtube kafa sözlük röportajının yorum kısmında ‘atın o herifi’ yazılı hala.
noldu o iş ya. havaya sıka sıka engelliyordunuz. inşallaa engellemişlerdir. sısısıs
bir ara herkes engelliyordu. hürriyet gazetesinden bile tam sayfa duyuranı vardı. youtube kafa sözlük röportajının yorum kısmında ‘atın o herifi’ yazılı hala.
noldu o iş ya. havaya sıka sıka engelliyordunuz. inşallaa engellemişlerdir. sısısıs
devamını gör...
normal sözlük - yedikule hayvan barınağı yardım kampanyası
sokak hayvanları için kafa kafaya!!!
kafa sözlük olarak yeni bir yardım projesi ile karşınızdayız. bu sefer yardım elimizi minik patili dostlarımıza uzatacağız, bunun için istanbul fatih belediyesine bağlı olan yedikule hayvan barınağı ile anlaştık. korunmaya muhtaç hayvanların bakımını üstlenen, hayvanlara olan iyi niyetli tutumlarından şüphe duymadığımız bu barınak için bir mama kumbarası açmış bulunmaktayız. bütçenize uygun bağış yapabileceğiniz mamalar seçtik. mamaların toplanması, ulaştırılacağı kurumun adı ve diğer detaylar hakkındaki bilgileri tüm şeffaflığıyla siz değerli yazarlarımız ile paylaşacağız. bu soğuk kış günlerinde bizler de sokak hayvanlarını unutmayalım. evinizin önüne bir kap su, bir kap mama bırakalım. bunun dışında barınakta bakıma muhtaç dostlarımız için de kafa kafaya verelim!
bağış yapacağımız mama kumbarası; www.patifood.com/kafasozluk
-adres kısmına yedikule hayvan barınağının adresi yazılması gerekmektedir.
-yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul
-yapmış olduğunuz bağışları uykusuzkahve ve haklıyım ama mutlu değilim belirtirseniz eğer sürecin daha sağlıklı ilerleyişine katkıda bulunmuş olursunuz.

daha önceden yapmış olduğumuz yardımlar;
(bkz: kafa sözlük köy okuluna kitap yardım etkinliği)
(bkz: kafa sözlük - koruncuk vakfı yılbaşı hediye ve yardım etkinliği)
barınak hakkında bilgiler; yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul / iletişim no; 05357126390
bağış yapanların listesi;
-pisipisi
-iko
-mois
-modernist primat
-spirito libero
-kadıköy beyefendisi
-the matrix ins’t real
-hizlivemübarek
-emirhan
-vanderwaals
-sanatolye
-gelecek nesile nick kalmadı
-ölmedim ama hafif sürünüyorum
-ıvanmılınskı
-esketit
-funtılator
-uzat sarı saçlarını rapunzel ve ismini vermek istemeyen 14 yazarımız.
kafa sözlük olarak yeni bir yardım projesi ile karşınızdayız. bu sefer yardım elimizi minik patili dostlarımıza uzatacağız, bunun için istanbul fatih belediyesine bağlı olan yedikule hayvan barınağı ile anlaştık. korunmaya muhtaç hayvanların bakımını üstlenen, hayvanlara olan iyi niyetli tutumlarından şüphe duymadığımız bu barınak için bir mama kumbarası açmış bulunmaktayız. bütçenize uygun bağış yapabileceğiniz mamalar seçtik. mamaların toplanması, ulaştırılacağı kurumun adı ve diğer detaylar hakkındaki bilgileri tüm şeffaflığıyla siz değerli yazarlarımız ile paylaşacağız. bu soğuk kış günlerinde bizler de sokak hayvanlarını unutmayalım. evinizin önüne bir kap su, bir kap mama bırakalım. bunun dışında barınakta bakıma muhtaç dostlarımız için de kafa kafaya verelim!
bağış yapacağımız mama kumbarası; www.patifood.com/kafasozluk
-adres kısmına yedikule hayvan barınağının adresi yazılması gerekmektedir.
-yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul
-yapmış olduğunuz bağışları uykusuzkahve ve haklıyım ama mutlu değilim belirtirseniz eğer sürecin daha sağlıklı ilerleyişine katkıda bulunmuş olursunuz.

daha önceden yapmış olduğumuz yardımlar;
(bkz: kafa sözlük köy okuluna kitap yardım etkinliği)
(bkz: kafa sözlük - koruncuk vakfı yılbaşı hediye ve yardım etkinliği)
barınak hakkında bilgiler; yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul / iletişim no; 05357126390
bağış yapanların listesi;
-pisipisi
-iko
-mois
-modernist primat
-spirito libero
-kadıköy beyefendisi
-the matrix ins’t real
-hizlivemübarek
-emirhan
-vanderwaals
-sanatolye
-gelecek nesile nick kalmadı
-ölmedim ama hafif sürünüyorum
-ıvanmılınskı
-esketit
-funtılator
-uzat sarı saçlarını rapunzel ve ismini vermek istemeyen 14 yazarımız.
devamını gör...
sokak sanatı
(bkz: john lennon wall)
prag'da yer olan bu duvar, the beatles grubunun üyesi john lennon'ın vurularak hayatını kaybetmesinin ardından, onun anısına yapılan graffiti ve şiirlerle anıtlaştırılmaktadır. duvarda yer alan çizimlerle yazılar barışı ve sevgiyi temsil eder.


prag'da yer olan bu duvar, the beatles grubunun üyesi john lennon'ın vurularak hayatını kaybetmesinin ardından, onun anısına yapılan graffiti ve şiirlerle anıtlaştırılmaktadır. duvarda yer alan çizimlerle yazılar barışı ve sevgiyi temsil eder.


devamını gör...
yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler
öncelikle bir ülkenin şah damarı olan ekonomiyi düzeltirim, üretimi birinci hedef edinirim, fabrikalar açarım, istihdam oranını yükselte bildiğim kadar yüksektip işsizlik oranını sıfıra çekmek için uğraşırım, yargı kesinlikle ama kesinlikle bağımsız olur, ülke de adalet doğru işlendiği zaman, yabancı yatırımcılar gönül rahatlığı ile gelip ülkemde yatırım yapabilir.. ülkemin iç ve dış güvenliği için hat safhada önlemler alırım, gerekli şartari sağlayıp mültecileri ulkerine gitmelerini saglarim, kültür çatışmasıni ortadan kaldırmak amaçlı. ve gelelim en çok istediğim şeye güncellenmiş bir şekilde "köy enstitüleri" ni yeniden açmak çok ama çok isterdim bir köyün en ücra okulunda bile tiyatro yapılsın, sanat ve el işçilikleri öğrenilsin falan filan, ahhh hayali bile güzel. ülkem şirinler köyü gibi mutlu olurdu. ben de canım atatürk'üme layık, ülkeme faydam dokunmuş bir insan olarak kendimle gurur duyardım.
devamını gör...
sürekli umutsuz olan insan
türkiye'de yaşıyordur. *
devamını gör...
fakirim demeden fakir olduğunu söyle
zengin değilim.
devamını gör...
eskişehir
anadolu'nun medarıiftiharı olan şehir. kırım tatarlarının yoğun olarak bulunduğu bu şehir, yılmaz büyükerşen'in yıllar süren çalışmaları sayesinde bozkırda bir venedik etkisi göstermektedir. şehrin tam ortasından geçen porsuk nehri, kocaman parklar, tiyatrolar ve müzeler ile insanların yaşamak için can attığı bir memleket haline gelmiştir. şehrin demografik yapısı da şehir ile beraber doğru orantıda gelişerek günümüzde eşine az rastlanan aydın bir kent haline gelmiştir.
devamını gör...
yabancılaşma
marx dedeyi bir kenara bırakırsak, toplumbilimlik açıdan yabancılaşma iki şekilde oluyor gibi. biri tamamen kendine yaklaşıp toplumdan uzaklaşma, diğeri de toplumdan da kendinden de uzaklaşma. özünde, bir nevi kopuş. hepimiz bir yerlere bağlı doğuyoruz az çok, sonra o görünmez ipler kopmaya başlıyor. birileri bu kopuş anadan fırladığımız anda başlıyor diyor, birileri kendini aramaya başladığın anda diyor. kendini aramak da sıkıntı hocam, kendini bulup da toplumla uyuşan görmedim ben. gören varsa berü gele. uyuşur bir şekilde fakat kendisi de bilir ki tırışkadan bir uyuşmadır bu, en ufak bir arızada tekrar kopar; sonra tekrar inşa tekrar kopuş, tekrar inşa tekrar kopuş. tam sınırlarımı geçtim derken bir de bakarsın ki az ötede demoklesin kılıcı sırıtıyor.
iki durumun farkı nedir?* ilki içe kapanıklığı getirir, ruhen pek bir arıza yoktur, hayati belirtilerin sürer, toplumdan sıtkı sıyrılmaktır yalnızca. ikincisi tam bir yıkımdır. bir nevi boşluk içinde kalmaktır, boşluğun altındaki boşluğu düşünmektir. öz: yokluğa varmaktır.
peki yabancılaşma tercihen mi olur yoksa toplumun sizi itmesinden kaynaklanır, hangisidir sebep? benim bakış açıma göre bireyi topluma bağlayan şeylerin bireye yararı yoktur, dolayısıyla yararı olan bir şey de toplumdan kaynaklanamaz. yabancılaşmayı da bireye yararlı bir olgu olarak gördüğüm için bunun sebebi toplum olamaz. yani demek istediğim, kimse sizi "yabancılaş ulan" diye dürtmez, siz zaten bilinçli yahut bilinçsiz yabancılaşmaya başlarsınız. eğer yaşadığınız -laşma süreci bilinçsizceyse, doğal olarak onu topluma bağlayabilirsiniz. zihin "neden" arıyor haldır huldur sonuçta, illa bir yere bağlayacak p*şt. sizin elinizde olmayabilir.
yabancılaşma boş vermişliği getirir mi ya da yabancılaştık diye gamsız mı olmalıyız? bence yabancılaşma ve gamsızlık iç içedir. öbür türlüsü -hem yabancıyım hem toplumum- riyakarlıktır. yabancılaşan birey artık toplumla ilişiğini kesmedilir. toplumla aranızdak ilişki her ne kadar metazori devam etse de tutarlılık açısından biraz önce dediğim gibi olmalıdır, diye düşünüyorum.
sürpriz son: tam anlamıyla bir yabancılaşma çok çok zordur, diyorum. tamdan kastım gidip dağ evine kapanmak, kendini doğaya atmak, evsiz olmak, bohemlik, berduşluk, dandylik, ne derseniz deyin, yine de bir şekilde topluma mecbur kalacaksınız gibi.
ee, diyelim ki hani oldu ya, topluma muhtaç değilsiniz artık yabancılaştınız bir şekilde, sonuç? en fazla dünyanız küçülür. ee, yukarıda yararlı bir olgu demiştik, ona ne oldu hocam, dünyanın küçülmesinin bireye ne yararı var ki? dostum, yabancılaşmak yoluna gönül veren kişi tam olarak bundan kaçıyor işte.
bu kavramdan bahsetmişken camus'süz olmaz:
"bugün annem öldü, belki de dün, bilmiyorum."* işte iki paragraf önce demek istediğimi adam tek cümlede anlatmış.
bir de dostoyevski'den çay edebiyatı:
"önümde, ya dünya yok olacak ya da sen çaysız kalacaksın diye iki seçenek olsa, ben çay içmeyi tercih ederim."* bravo kral.
bir de makale: yabancılaşma: kavramsal ve kuramsal bir değerlendirme tavsiye edilir.
bir de kitap: rus düşüncesi bağlamında f. m. dostoyevski’de yabancılaşma olgusu - nazan coşkun karataş
bir de alakasız bir şarkı: kino - zakroy za mnoy dver
iki durumun farkı nedir?* ilki içe kapanıklığı getirir, ruhen pek bir arıza yoktur, hayati belirtilerin sürer, toplumdan sıtkı sıyrılmaktır yalnızca. ikincisi tam bir yıkımdır. bir nevi boşluk içinde kalmaktır, boşluğun altındaki boşluğu düşünmektir. öz: yokluğa varmaktır.
peki yabancılaşma tercihen mi olur yoksa toplumun sizi itmesinden kaynaklanır, hangisidir sebep? benim bakış açıma göre bireyi topluma bağlayan şeylerin bireye yararı yoktur, dolayısıyla yararı olan bir şey de toplumdan kaynaklanamaz. yabancılaşmayı da bireye yararlı bir olgu olarak gördüğüm için bunun sebebi toplum olamaz. yani demek istediğim, kimse sizi "yabancılaş ulan" diye dürtmez, siz zaten bilinçli yahut bilinçsiz yabancılaşmaya başlarsınız. eğer yaşadığınız -laşma süreci bilinçsizceyse, doğal olarak onu topluma bağlayabilirsiniz. zihin "neden" arıyor haldır huldur sonuçta, illa bir yere bağlayacak p*şt. sizin elinizde olmayabilir.
yabancılaşma boş vermişliği getirir mi ya da yabancılaştık diye gamsız mı olmalıyız? bence yabancılaşma ve gamsızlık iç içedir. öbür türlüsü -hem yabancıyım hem toplumum- riyakarlıktır. yabancılaşan birey artık toplumla ilişiğini kesmedilir. toplumla aranızdak ilişki her ne kadar metazori devam etse de tutarlılık açısından biraz önce dediğim gibi olmalıdır, diye düşünüyorum.
sürpriz son: tam anlamıyla bir yabancılaşma çok çok zordur, diyorum. tamdan kastım gidip dağ evine kapanmak, kendini doğaya atmak, evsiz olmak, bohemlik, berduşluk, dandylik, ne derseniz deyin, yine de bir şekilde topluma mecbur kalacaksınız gibi.
ee, diyelim ki hani oldu ya, topluma muhtaç değilsiniz artık yabancılaştınız bir şekilde, sonuç? en fazla dünyanız küçülür. ee, yukarıda yararlı bir olgu demiştik, ona ne oldu hocam, dünyanın küçülmesinin bireye ne yararı var ki? dostum, yabancılaşmak yoluna gönül veren kişi tam olarak bundan kaçıyor işte.
bu kavramdan bahsetmişken camus'süz olmaz:
"bugün annem öldü, belki de dün, bilmiyorum."* işte iki paragraf önce demek istediğimi adam tek cümlede anlatmış.
bir de dostoyevski'den çay edebiyatı:
"önümde, ya dünya yok olacak ya da sen çaysız kalacaksın diye iki seçenek olsa, ben çay içmeyi tercih ederim."* bravo kral.
bir de makale: yabancılaşma: kavramsal ve kuramsal bir değerlendirme tavsiye edilir.
bir de kitap: rus düşüncesi bağlamında f. m. dostoyevski’de yabancılaşma olgusu - nazan coşkun karataş
bir de alakasız bir şarkı: kino - zakroy za mnoy dver
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
unutuyorum, huysuzum ve çaysız yapamıyorum.
ahh bir de film izlerken genelde tek gözümle uyuyakalıyorum ve bunu söylediklerinde asla kabul etmiyorum.
ahh bir de film izlerken genelde tek gözümle uyuyakalıyorum ve bunu söylediklerinde asla kabul etmiyorum.
devamını gör...
en yakındaki kitabın 84. sayfasının ilk cümlesi
mutluluk, insan ruhunun varlık bakımından, güç alacağı bir maddeye ihtiyaç duymadığı bir mükemmellik derecesine ulaşmasıdır.
tanım: platon'un "devlet" kitabını da okuyarak karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilirsiniz diye düşündüğüm başlıktır.
not: sadece bir öneridir. reklam içermez. (gülücük emojisi).
devamını gör...
salmonella
enterobakter familyasindan, sporsuz cogalan ve cok yaygin gorulen patojen bakteri.
cok hizli uremek ve vucuda bulastiginda uzun sure bagirsak florasini terk etmemek gibi pis ozellikleri vardir. genelde kanatli hayvan yemi olarak kullanilan surungenlerin bagirsaklarinda yasar, yani insana tukettigi besinler nedeniyle dolaylı yoldan bulasir. bulastigi an hayati zindan ettirir, anasindan emdigi sutu burnundan getirir.
tavuk eti, yumurta gibi urunler saklanirken asla soguk zincir kirilmamalidir, cunku bu urunlerde her zaman salmonella riski vardir. -sicagi hic sevmez, iyi pisirilen her sey cillop**- bu yuzden arkadaş için çiğ tavuk yemek ya da ses telleri duzelsin diye cig yumurta icmek, alenen salmonella'ya gel gel yapmaktir. yapmayin abi kimseye degmez*.
cok hizli uremek ve vucuda bulastiginda uzun sure bagirsak florasini terk etmemek gibi pis ozellikleri vardir. genelde kanatli hayvan yemi olarak kullanilan surungenlerin bagirsaklarinda yasar, yani insana tukettigi besinler nedeniyle dolaylı yoldan bulasir. bulastigi an hayati zindan ettirir, anasindan emdigi sutu burnundan getirir.
tavuk eti, yumurta gibi urunler saklanirken asla soguk zincir kirilmamalidir, cunku bu urunlerde her zaman salmonella riski vardir. -sicagi hic sevmez, iyi pisirilen her sey cillop**- bu yuzden arkadaş için çiğ tavuk yemek ya da ses telleri duzelsin diye cig yumurta icmek, alenen salmonella'ya gel gel yapmaktir. yapmayin abi kimseye degmez*.
devamını gör...
tutankamonun laneti
insanın ufkunu genişleten tanımlara sahip, okuyan, araştıran, düşünebilmeyi öğrenmiş ve kendisini yetiştirebilmiş canım yazar. öyle ki yazdıklarını okurken geçirdiğim zamanı uç uca eklesek yetişkin bir insanın ortalama ömrünü oluşturabiliriz sanıyorum. * tabii çok hoşsohbet olduğundan da bahsetmesem olmaz. daha ne olsun?
sözlüğe yaşattığı kültür şokunun devam etmesini diliyor ve gidiyorum. *
sözlüğe yaşattığı kültür şokunun devam etmesini diliyor ve gidiyorum. *
devamını gör...
bizim yaşımızda ebeveynlerimiz
babam ben yaşlardayken muhtemelen askerdeydi. annem 3. çocuğunu yeni doğurmuştu ve el işleri yaparak para kazanıyordu. ben, mezun ve 2 yıldır işsizim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
gıpta ile baktığım ve bir çok yetenekli yazarımızın aynı yetenekte çizerler olduğunu gördüğümüz başlık.
devamını gör...
koyu akp’lilerin bile akp’ye oy vermeyeceği gerçeği
siz öyle sanın.
benim babam, tam bir koyu akp'li olarak yine oy verecek.
zira ona göre rte hiçbir şeyin suçlusu değil. her şey dış minnakların oyunu.
ekonomi kötü değil.
eskiden telefon mu vardı?
vergi verilmezse ülke nasıl ayakta kalır?
diğerlerinde vasıf yok. evet, yöneticilik vasfı.
diğerleri dinsiz.
bu böyle gider daha.
bu yüzden bu adam sadece kan olarak babam. aradığında konuştuğum süre de taş çatlasa iki dakika. çünkü kan bağım olmasa, hiç konuşmayacağım biri.
siz yine de sövmeyin, babam lan. ayıp.
benim babam, tam bir koyu akp'li olarak yine oy verecek.
zira ona göre rte hiçbir şeyin suçlusu değil. her şey dış minnakların oyunu.
ekonomi kötü değil.
eskiden telefon mu vardı?
vergi verilmezse ülke nasıl ayakta kalır?
diğerlerinde vasıf yok. evet, yöneticilik vasfı.
diğerleri dinsiz.
bu böyle gider daha.
bu yüzden bu adam sadece kan olarak babam. aradığında konuştuğum süre de taş çatlasa iki dakika. çünkü kan bağım olmasa, hiç konuşmayacağım biri.
siz yine de sövmeyin, babam lan. ayıp.
devamını gör...
yeşil nickli yazarları beğenmiyoruz kampanyası
olmaması gereken kampanyadır.
çok değerli yazarlarımız güzel tanımlar girerek o karma puanları sonuna kadar hak etmişlerdir. o yeşil mahlası almak da onların haklarıdır.
hak edilmiş bir kazançla satın alınan bir şey de engellenemez ve boykot edilemez. edilmesi saçmalıktır.
çok değerli yazarlarımız güzel tanımlar girerek o karma puanları sonuna kadar hak etmişlerdir. o yeşil mahlası almak da onların haklarıdır.
hak edilmiş bir kazançla satın alınan bir şey de engellenemez ve boykot edilemez. edilmesi saçmalıktır.
devamını gör...


