türkçe öğrenmek isteyen new jerseyli arkadaşım robert'a önerdiğim tureng ve tdk sözlüğünden sonraki üçüncü sözlük. kendisi onlarca türk arasından benimle tanıştığı için nasıl şanslıysa onlarca sözlük arasından normal sözlük'le karşılaştığı için de bi o kadar şanslı. "kolay gelsin", "hocam" ve kendi adımdan sonra kendisine öğrettiğim dördüncü söz grubu "normal sözlük" oldu. robertcım tanımıma denk gelirsen selamlar canım.
devamını gör...

çene kaslarım zayıf olduğu için*, şeklinde cevaplayacağım sorudur.

sevmemekten öte konuşmaktan çenem yoruluyor.*
devamını gör...

ponulu korno

- eyyyy moderatörler ne yaptınız bu adama ?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
gireceğim için beyle geçecektir.
devamını gör...

kişilik bölünmesi olarak da biliniyor. tedavide bütün kişilikler bir araya toplanmaya çalışılır. bir kişiliğinde ressam olan birisi bir başka kişiliğinde müzisyen olabilir.
ayşe'de a ve b kişilikleri olsun. ayşe b kişiliğine geçtiğinde a kişiliğindeyken yaptığı hiçbir şeyi hatırlamaz.
yanlış hatırlamıyorsam en fazla kişiliğe sahip olan kişinin 99 farklı kişiliği vardı. en fazla kaç tane olabileceğini hâlâ bilmiyoruz.
devamını gör...

bir aylin livaneli şarkısıdır.

türk edebiyatının iyi romancılarından ve türkiye’nin iyi müzisyenlerinden biri olan zülfü livaneli’nin kızı olan aylin livaneli de bir müzisyendir.

bir türlü müzik dünyasında istediği yeri bulamayan aylin livaneli birçok kez şansını denemiştir aslında. 1990 yılında don’t go, 1991 yılında sevda değil, 1992 yılında bana müsade, 1993 yılında aylin livaneli söylüyor, 1997 yılında aşkına kanmam ve son olarak da 2008 yılında love is the answer albümlerini çıkartan aylin livaneli 3 tane de tekli yayınlamıştır.

oriental girl 1990 yılında çıkardığı albümde klip çektiği şarkısıdır. şarkının sözlerini şarkıcının kendisi yazmıştır. müzik ise onno tunç’a aittir.

melodiye hiç yabancı değilsiniz zira sezen aksu’nun seslendirdiği ada vapuru isimler şarkının müziği bu şarkıdaki de.

ingilizce şarkı denilince akla bir çırpıda gelen ümit besen, hadise, petek dinçöz, sertab erener ve diğer büyük sanatçıların muazzam şarkıları kadar değer görmese de bence dinlemeye değer. en azından şarkıda anlatılan bir hikaye var ve sevtap parman’ınki kadar olmasa da iyi bir ingilizce ile söylenmiş.

oriental girl
devamını gör...

türkçe 'ye bir rüya için ağıt olarak çevrilen requiem for a dream (film)dir kesinlikle. sürekli tekrarlanan olayların ürkütücülüğü ve işin gerçek boyutunu düşününce cidden psikolojim bu durumdan çokça etkilenmişti.
devamını gör...

dünyanın en güzel olayıdır, başınıza gelebilecek en harika şeydir çocuk sahibi olmak.

ben baba olunca anladım, evlat ne demek.
devamını gör...

pir sultan der ki;

“ille dostun bir tek gülü yareler beni.”

buradan, sözlükte bulunan bir iki dosta sitemimdir.

öyle işte!
devamını gör...

düşük bütçeli gezme yöntemi. yalnız geri dönememe ihtimalini de barındırır.
devamını gör...

(bkz: kafa sözlük yazarlarının saçmaladıkları tanımlar)

2019 doğumlu oğlumu ciddiye aldığım kadar, 2002 doğumlu birini de ciddiye alabilirim.

(bkz: akıl yaşta değil baştadır)
devamını gör...

rahmetli, erbakan veya süleyman demirel gibi eski siyasetçiler, yaşıyor olsalardı seçim vaadi olarak ankara'ya deniz getireceğim der oy alırdı.
bu yazdığım tarihte gerçekleşmiş bir seçim vaadi, ama ankara için değil daha beteri güneydoğu'da bir il için.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
papatyaa gibisiin beyazz ve inceee.
devamını gör...

çay değildir. demlenmekten haşlanmış yanık sudur.
devamını gör...

eşitlik.
devamını gör...

bahçelerde laleler
yan yana gider jaleler
teşekkür edip çekiliyorum
size iyi eğlenceler.
devamını gör...

"felsefenin temel sorusu, yaşamın yaşanmaya değip değmeyeceğine karar vermektir."

7 kasım 1913'te cezayir'in mondovi kasabasında doğmuştur. ı. dünya savaşı'nda albert camus henüz 11 aylık iken babasını kaybetmiştir. albert camus'un babasına ait hatıraları maalesef ki birkaç fotoğraf ve annesinin anlattığı birkaç hikayeden ibaret olacaktır ömrü boyunca. babasının mezarını da ancak 40 yıl sonra, camus 40 yaşındayken bulabilmiştir. mezar taşının altında yatan kişi 29 yaşındayken vefat etmişti. hiç tanımadığı babasının kendinden genç olduğu bir buluşmaydı bu. ilk adam adlı eserinde de dediği gibi: "oğlunun babadan daha yaşlı olduğu yerde, yalnızca çılgınlık ve kaos vardı."

babasının ölümünden sonra, camus ve ailesi oldukça zor geçen günlerin içine girmiştir. maddi yetersizlikler aileyi günden güne zorlamıştır. anne catherine, evlere temizlik işlerine giderek iki oğlunu da okutmuştur. bu yıllarda yaşadıklarını "tersi ve yüzü" adlı eserinde anlatmıştır camus.

liseyi burslu okuyan camus daha sonra felsefe okumak için cezayir üniversitesi'ne girmiştir. bu yıllarda üç tutkusu vardır camus'nün: futbol, felsefe ve tiyatro. futbol, camus için hayata ve ahlaka dair gerçekçi bir pratik olmuştur her zaman. işte bu yüzden futbolu çok önemsemiştir. tam da bu yüzden ölümünden birkaç sene önce racing paris ile monaco arasında oynanan futbol karşılaşmasında da rastlarız camus'ye. kendisi de futbol oynamayı çok sevmektedir. ne yazık ki genç yaşta yakalandığı tüberküloz hastalığı, onun kalecilik kariyerine son vermesine neden olmuştur. felsefe ve tiyatro, onun için tutunacak son dallardır artık.

1936 yılında, "plotinos ve aziz augustinus" üzerine yazdığı tez ile felsefe eğitimini tamamlamıştır. aynı yıllarda ise bir grup arkadaşı ile iş tiyatrosu'nu kurmuştur. yine aynı yıllarda komünist partisi'ne katılmış ancak anlaşmazlık sebebiyle kısa sürede ayrılmıştır.

tam da bu yıllarda camus'nün eserleri peş peşe gelecektir. 1937'de tersi ve yüzü, 1942'de yabancı ve sisifos söyleni, 1947'de veba, son eseri sayılabilecek düşüş ise 1956 yılında yayımlandı. 1957 yılında ise "çağımızdaki insan vicdan problemini, keskin görüşlü bir ciddiyet ile aydınlatan edebi üretimi"nden ötürü nobel edebiyat ödülü'nü kazanmıştır. ödülü alırken ise şöyle demiştir camus: "kendi adıma ben sanatım olmadan yaşayamam."

camus'nün yaşadığı yıllarda paris, mükemmel bir entelektüel çevreye sahipti. ressamlar, şairler, yazarlar, filozoflar... varoluşçu felsefenin öncüsü sayılabilecek jean paul-sartre de paris'in sakinlerinden birisiydi o yıllarda. camus ile de oldukça sıkı bir dostlukları vardı. lakin bu dostluk 1950'lerin hemen başında son bulmuştur. sartre, camus ile dostlukları ile ilgili olarak şunları yazmıştır:
"o ve ben bir fikir ayrılığına düşmüştük. bir fikir ayrılığının önemi yok-bu ayrılığa düşenler birbirlerini bir daha hiç görmeseler bile- bu yalnızca, bizi ayıran kısıtlı, ufak dünyada birbirinin görüş alanını yitirmeden başka bir şekilde yaşama biçimi. bu durum beni onu düşünmekten, okuduğum kitapta ya da gazetede onun gözlerini hissetmekten ve merak etmekten alıkoyamadı: bununla ilgili ne düşünüyor? bununla ilgili şu anda ne düşünüyor?"

camus, 1960 yılının ocak ayında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. ailesiyle birlikte, lourmarin'de geçirdiği yılbaşından sonra paris'e dönerken gerçekleşmiştir. eşi ve iki çocuğu ile beraber tren ile dönecek iken son anda fikrini değiştirmiş ve yayıncısı ve arkadaşı michel gallimard'ın kullandığı araba ile dönmeye karar vermiştir. ölüm anında cebinde paris için bir tren bileti ve 1994 yılında yayımlanacak olan otobiyografik roman ilk adam'ın el yazmaları bulunmuştur. genç yaşta hayatını kaybeden ünlü yazar, eğer o gün fikrini değiştirmeyip ailesi ile trene binseydi belki çok daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık. işin ilginç ve bir o kadar üzücü olan kısmı ise camus daha öncesinde, araba kazasıyla ölmeyi, en absürt ölüm olarak ifade etmiştir.

camus felsefesinin temelinde iki kavram bulunur: absürd ve intihar. insanın bu iki kavram ile karşılaşması, kaçınılmazdır. çünkü insan yaşamın anlamı ile oyalandıkça, yaşamın kendisinden ve bilincinden uzaklaşmıştır. işte tam da bu yüzden, dolaysız ve içten bir hesaplaşma gereklidir. absürd kavramı, dünya ile insan arasındaki anlamsızlık ve uyumsuzluk döngüsünü, birbirine yabancı olma durumunu ifade eder. bu varlığın kendi absürtlüğüdür. camus, bu kavramı sisifos söyleni adlı eserinde detaylı olarak incelemiştir. bu düşünce daha sonra absürdizm akımını ortaya çıkarmıştır. absürdizm, insanlığın evrende bir anlam bulma çabalarının boşa olduğunun ve bu uğraşın elbet başarısızlıkla sonuçlanacağını söyleyen bir akımdır. işte bu noktada sorulması gereken soru tüm bu absürtlüğün içinde yaşam yaşamaya değer mi? yoksa bütün bu absürtlüğe rağmen yaşamaya devam etmek, onu bir yükümlülük haline mi getirir? camus intihar sorusunu felsefenin temel sorusu haline getirirken aslında bunu amaçlamıştır. çünkü bu sorgulama gereklidir. absürd yaşama karşı, intihar düşüncesi absürde, boyun eğmek olduğu için camus tarafından ilk seçenek olarak görülmemiştir. absürde başkaldırı için, yaşamakta ısrar etmek, yaşamakta diretmek gerekir.

insan absürd olanı ve absürdün tam ortasında kaldığından beri dünyaya yabancı kalmıştır. bu yabancılık, bir kayıtsızlık, tepkisizlik olarak kendini ortaya koyar. camus'nün, "yabancı" adlı eserindeki meursault karakteri aslında bu yabancılaşmayı, kayıtsızlığı en üst perdeden aktarmayı başarmıştır. camus'nün, absürde karşı ortaya koymuş olduğu yol ise, yaratmaktır. o, yaşam ile intihar arasındaki çıkmazda yaşamdan tarafa olan yolun seçilebileceğine inanıyordu. onun için, yaşam elbette yaşanmaya değerdi, çünkü yaratma ve üretme imkânı bizim elimizdeydi. absürd olana karşı başkaldırı ancak bu şekilde mümkün olabilirdi. yaratmalıydık çünkü, gerçekliğin aşağı çeken çirkinliğini bu sayede alt edebilirdik. sanattan ve yaratımdan uzak bir yaşam, bizi ölüm safına zaten en başta alacaktır. "yaratmak yazgıya biçim vermektir."
devamını gör...

daha çok, daha fazla, daha daha fazla, böyle her yere yayılım göstermesi gereken tüylü minnoş teröristleri konu alan başlık.

olm kediler olmasa dünya çekilmez lan.

(bkz: ilk taşı günahsız olanınız atsın)
(bkz: hadi bakalım)*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazılarını paylaşımlarını ilgiyle takip ettiğim değerli bir yazar. ayrıca mahlası kulağa hoş geliyor. beğenileri için de teşekkür ederim.
devamını gör...

cemal süreya'nın bu edebiyat dergisini çıkarmak için evindeki eşyalarını-özellikle de değerli bir halısını- sattığı söylenmektedir. dönemin şartlarına göre çıkarılması için çok emek harcanmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim