wilde’ın cinsel eğiliminde annesinin lambalarının etkisi
dünya edebiyatının birçok yazarı tek bir bedende birleştirecek kadar dahi ve bir o kadar da deli yazarı fernando pessoa’nun yazdığı paradox başlıklı fragmanda bahsettiği ve t.p.weekly isimli yayında bahsi geçen iddiadır.
cümlenin tamamı şöyledir:
o. wilde’ın eşcinselliğinin annesinin “salonunda” yarı karanlık ve kırmızı ışıklar tercih etmesine yorulması
yarım asırdan fazla bir zaman önce bir süreli yayın böyle bir iddia atıyor ortaya. oscar wilde’ın eşcinsel olmasını annesinin normal bir lamba yerine kırmızı bir lamba kullanmasına ve evin her daim loş olmasına bağlıyor.
ben, benimle ilgili olmayan hiçbir konuda taraf olmam. ve başka insanların düşünceleri de benimle ilgili olmayan şeylerdir. ancak böyle bir iddianın insan aptallığının sonsuzluğuna bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
insanların cinsel kimlikler üzerinde söz sahibi olmak yetmediği gibi bir de üstüne bunların nedenleri üzerinde ciddi ciddi yazılar yazıp saçma sapan yorumlar yapma hakkını görmüş insanlar. ve bu adaletsiz ve temelsiz hak da hala devam ediyor.
cinsellikle uzaktan yakından herhangi bir konu üzerinde cehaletin hegemonyası ne kadar fa büyük! zamanında doğu karadeniz’de şöyle bir hikaye duymuştum ve doğruluğunu da farklı kişilere teyit ettirdim. sarp sınır kapısı açıldığında karadeniz’de artan fuhuşla birlikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar da görülmeye başlar. buna önlem almak için bu işe gönül vermiş, ömrünü adamış erkekler ücret mukabilinde kendilerine eşlik eden kadınların cinsel organlarını ilişki öncesi limon sıkarak tarihi ve bilimsel bir örnek teşkil edermiş.
insanın cehaleti her yerde, her zamanda gücünü koruyor. insan hiç olmadığı kadar cahil ve bu konuda evrensel rekor her gün kırılmakta.
annesinin lamba seçiminde mustarip olan oscar wilde’dan en hassas noktalarına mercimek çorbası muamelesi yapılan kadınlara kadar büyüttük cehaleti.
ignorance is bliss!
cümlenin tamamı şöyledir:
o. wilde’ın eşcinselliğinin annesinin “salonunda” yarı karanlık ve kırmızı ışıklar tercih etmesine yorulması
yarım asırdan fazla bir zaman önce bir süreli yayın böyle bir iddia atıyor ortaya. oscar wilde’ın eşcinsel olmasını annesinin normal bir lamba yerine kırmızı bir lamba kullanmasına ve evin her daim loş olmasına bağlıyor.
ben, benimle ilgili olmayan hiçbir konuda taraf olmam. ve başka insanların düşünceleri de benimle ilgili olmayan şeylerdir. ancak böyle bir iddianın insan aptallığının sonsuzluğuna bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
insanların cinsel kimlikler üzerinde söz sahibi olmak yetmediği gibi bir de üstüne bunların nedenleri üzerinde ciddi ciddi yazılar yazıp saçma sapan yorumlar yapma hakkını görmüş insanlar. ve bu adaletsiz ve temelsiz hak da hala devam ediyor.
cinsellikle uzaktan yakından herhangi bir konu üzerinde cehaletin hegemonyası ne kadar fa büyük! zamanında doğu karadeniz’de şöyle bir hikaye duymuştum ve doğruluğunu da farklı kişilere teyit ettirdim. sarp sınır kapısı açıldığında karadeniz’de artan fuhuşla birlikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar da görülmeye başlar. buna önlem almak için bu işe gönül vermiş, ömrünü adamış erkekler ücret mukabilinde kendilerine eşlik eden kadınların cinsel organlarını ilişki öncesi limon sıkarak tarihi ve bilimsel bir örnek teşkil edermiş.
insanın cehaleti her yerde, her zamanda gücünü koruyor. insan hiç olmadığı kadar cahil ve bu konuda evrensel rekor her gün kırılmakta.
annesinin lamba seçiminde mustarip olan oscar wilde’dan en hassas noktalarına mercimek çorbası muamelesi yapılan kadınlara kadar büyüttük cehaleti.
ignorance is bliss!
devamını gör...
yazarların en komik bulduğu cem yılmaz repliği
trabzon'da her an bir fıkrada oynanır.
devamını gör...
hazall
sözlüğün gece yargıcı. ben de diyorum geceleri neden, nasıl uyumuyor bu kız. meğer aramızda kıtalar varmış. ona gündüz tabii de şimdi kendi algıma göre geceleri, onlineda en yukarda, tek turuncu olarak kendisini görünce, ekstra kolaylık diliyordum içimden. bugün dışımdan da dileyim bari dedim. gece gündüz fark etmez, tek başına tüm entrylerin sana emanet olması ekstra zordur bence. yormayalım madem, ben çıkıyım. bir kişi bir kişidir.*
devamını gör...
sigarayı bırakmak
an itibarıyla yaptığım eylemdir. nitekim artık zorunlu hâle geldi, henüz çok genç yaşta olmama rağmen çok ciddi sağlık sorunları çekiyorum. yaşam kalitem epey düştü. son zamanlarda günde iki pakete kadar çıkmıştım.
umarım bu süreci atlatabilirim. bırakmak isteyenlerin de motive olmasını amacıyla her birkaç haftada bir burayı editleyeceğim.
umarım bu süreci atlatabilirim. bırakmak isteyenlerin de motive olmasını amacıyla her birkaç haftada bir burayı editleyeceğim.
devamını gör...
beyaz rengin yakıştığı şeyler
devamını gör...
netflix içerik önerisi
"queen's gambit" harika bir dizidir.
"unorthodox" da izlemeye değer, farklı bir mini dizi olmuş.
"suits" ise başlarda çok beğendiğim ama bir süre sonra izlemekten sıkıldığım bir dizi oldu çünkü çok uzun. yine de tavsiye edilesidir.
"unorthodox" da izlemeye değer, farklı bir mini dizi olmuş.
"suits" ise başlarda çok beğendiğim ama bir süre sonra izlemekten sıkıldığım bir dizi oldu çünkü çok uzun. yine de tavsiye edilesidir.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
aylık puan tablosunun en üst basamağında kendi krallığını ilan edip tebaasına ordan bakan imparatoriçe.
devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
dostlar sevgi ve umut birbirine sımsıkı bağlanmış iki duygudur. sevdikçe umut eder insan, umut ettikçe de sever aynı zamanda. ama eger bu iki duygudan biri olmazsa...
işte o zaman işler değişir. eğer bir insanın umudu kalmazsa, sevgisinin bir işe yaramadığını görür ve vazgeçmeye baslar.
bu kişiden kişiye, durumdan duruma değişecektir. belki sevse bile güvenmiyordur , belki yorulmustur artık, belki de bazı seylerin farkina varmıştir. bunun gibi düzinelerce örnek sayabilirim ama kısaca sunu söyleyemek istiyorum dostlar. seven insan da vazgeçer...
işte o zaman işler değişir. eğer bir insanın umudu kalmazsa, sevgisinin bir işe yaramadığını görür ve vazgeçmeye baslar.
bu kişiden kişiye, durumdan duruma değişecektir. belki sevse bile güvenmiyordur , belki yorulmustur artık, belki de bazı seylerin farkina varmıştir. bunun gibi düzinelerce örnek sayabilirim ama kısaca sunu söyleyemek istiyorum dostlar. seven insan da vazgeçer...
devamını gör...
ihtilaf
uyuşmazlık, anlaşamama, bir konuda fikir ayrılığına düşme anlamlarını barındırır. genellikle dini konularda hiç bir alimimiz anlaşamadığı için, sık sık duyduğumuz terimdir.
devamını gör...
hayatta bir kez olsun yapmak istenilen meslek
sizin bu yapmak istediklerinizi , gerçekleştirecek cin olmak isterdim.
devamını gör...
4 ağustos 2021 güney kore türkiye voleybol maçı
ateşi söndürmüyorlardı fakat içimize bir nebze su serpiyorlardı..
devamını gör...
küçük prens
çocuk kitabı gibi dursa da hepimizin okuması gereken, iç dünyamızla yüzleştiğimiz ince ama muazzam kitaplardan. benim de başucu kitaplarım arasında yer alır. kitaptaki her kahraman bir şeyi sembolize ediyor, eleştiriyor ve üzerinde düşündürüyor. kitap boyunca zihinlere kazınan onlarca alıntı var, işte onlardan bazıları.
her gün aynı saatte gelsen daha iyi olur," dedi tilki. "örneğin öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. saat ilerledikçe de içimdeki mutluluk artar. dört oldu mu içim kıpır kıpır olur ve ufaktan meraklanırım; mutluluğun değerini anlamaya başlarım! ama sen herhangi bir anda çıkıp gelirsen, yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez..
'peki insanlar nerde?' dedi küçük prens.' insan kendisini çölde çok yalnız hissediyor. '
'insanların içinde de öyle hissedersin.' dedi yılan. 'arada pek fark yoktur.'
"senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir."
"sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin" dedi tilki. "insanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!"
"vereceğim sır çok basit: insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. gerçeğin mayası gözle görülmez."
her gün aynı saatte gelsen daha iyi olur," dedi tilki. "örneğin öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. saat ilerledikçe de içimdeki mutluluk artar. dört oldu mu içim kıpır kıpır olur ve ufaktan meraklanırım; mutluluğun değerini anlamaya başlarım! ama sen herhangi bir anda çıkıp gelirsen, yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez..
'peki insanlar nerde?' dedi küçük prens.' insan kendisini çölde çok yalnız hissediyor. '
'insanların içinde de öyle hissedersin.' dedi yılan. 'arada pek fark yoktur.'
"senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir."
"sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin" dedi tilki. "insanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!"
"vereceğim sır çok basit: insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. gerçeğin mayası gözle görülmez."
devamını gör...
yalnız çok yalnız yapayalnız biri olmak
look around ted, you’re all alone.
devamını gör...
hayatın yarışmaya dönmesi
insanlar iş bulma yarısında malum ihtiyaçlar için değil hayatta kalmak için yaşıyoruz
devamını gör...
superman'in oğlu superman olur mu sorunsalı
(bkz: beşik ulemalığı)
devamını gör...
atsız zihniyeti
gerçekten, gerçekten hastalıklı bir zihniyet. başka açıklaması olamaz. kendilerini safkan türk zanneden, aşağılık kompleksli bir güruh. bunların düşüncesi öyle bir saçmalık ki; onlardan olabilmeniz için türk kanı taşımanız yetmiyor. safkan türk olmanız gerekiyor. başka bir milletle bağınız olursa "telef" oluyorsunuz. işin komik tarafı da bu insanlar kendilerini ciddi ciddi safkan türk sanıyor.
yaptıkları bu zihniyetle türkçülüğün adını da lekeliyorlar. ziya gökalp'in, mustafa kemal atatürk'ün kemikleri sızlıyor.
yaptıkları bu zihniyetle türkçülüğün adını da lekeliyorlar. ziya gökalp'in, mustafa kemal atatürk'ün kemikleri sızlıyor.
devamını gör...
objektif
bir konuyu tüm tarafların tezleriyle değerlendiren felsefik terimdir. karşıtı (bkz: subjektif)dir.
devamını gör...



