kadınların gömleklerinde düğmeler solda, erkeklerin gömleklerinde ise düğmeler sağdadır.
çünkü orta çağda gömlek asil kadınların giyebildiği bir kıyafetmiş ve bu asil kadınları da yardımcıları giydirirmiş.
düğmelerin yardımcılar tarafından rahat iliklenebilmesi için kadın gömleklerinde düğme solda yer alırmış. erkekler kendileri giyindikleri için düğmeler sağdaymış.
devamını gör...

dibine kadar empati yaşatan, kimi zaman a ben ağlıyor muyum dedirten, kimi zaman hüzünlü ve masumca bı gülücüğü yüzünüze mıhlayan dünyanın en tatlı filmi.
devamını gör...

sene 2015, sonbaharın en sıkıcı günlerinde, tüyap kitap fuarı başladı. ben de üniversiteme ilk başladığım dönemde olduğum için bu fuarı kaçırmamak adına izin alıp geldim ama cebimde 1 lira bile para yok, zaten aileme çok yük olduğum için isteyemiyorum. o zamanlar en yakın dostum ile bunu konuşuyoruz, "bende para var, kalk gidelim alalım" diyor, ertesi güne sözleşiyoruz.

ertesi gün oluyor, o güne kadar makyaj yaptığına denk gelmediğim dostum, öyle bir makyaj ile geliyor ki şaşırıp kalıyorum. "bir randevun mu var?" diye soruyorum, "yok, bugün şerefsizlik günüm." diye cevap veriyor. bi terslik var bu kızda diye düşünüyorum, ama hayırlısı diyerek geçiştiriyorum.

içeriye bi havayla giriyoruz, ben tir tir titrerken o yuvarlak çerçeveli güneş gözlüğünü rüyaymis stiliyle başının üstüne oturtuyor,
"en çok okumak istediğin seri?" diye soruyor, "ejderha dövmeli kız serisi ilk kiitabını okumuştum, gerisini çok merak ediyorum..." diye cevap veriyorum.
pegasus'un bulunduğu standa yaklaşıyor, bana bakıyor. böyle şeytan bi gülümseme yerleşiyor suratına, seti eline alıyor, bana doğru para ödemeden yaklaşıyor, sonra karşı standa gidip "özür dilerim, poşetim yırtıldı, bir poşet alabilir miyim sizden?" diye soruyor, karşıdan da bir poşet alıyor içine koymak için, bana uzatıyor.

şaşırıyorum, kalıyorum. "sıra sende..." diyor bana, hayır ben o zamana kadar hayatımın hiçbir döneminde hiçbir şey çalmamış temiz aile çocuğuyum ama bir anda başım dönüyor, en çok okumak istediğim kitaplar hemen önümde ve hepsini öylesine merak ediyorum ki...

"seyret abini..." diyorum, hayır o lafı diyen ben miydim daha önce diye düşünüyorum standa giderken, yanılmıyorsam ithaki'ye bakıyorum. kitap hırsızını görüyorum. "kitap hırsızını çalan kitap hırsızı olacağım eheuheue" diye düşünüyorum, bir anda çalıyorum ve sanki satın almış gibi bir de adamlara "şu kitap elinizde var mı, simon beckett serisi var mı abi" falan diye uzun uzun konuşmaya çalışıyorum. göz teması falan kuruyorum...

sonra çıkıyorum oradan, ben onu halledene kadar arkadaşım benim için grange'dan eco'ya kadar *ç*almış beni bekliyor ama korktuğum tek kısım ya dışarıya çıkarken öter ise??????

korkuyorum, çıkışa ilerler iken arkadaşıma bahsediyorum bundan, "boşuna mı makyaj yaptım ben, seyret ablanı.." diyor. polislerin yanına gidiyor, "arkadaşımla çok sıkıştık, acaba kitaplarımızı bir dakika tutar mısınız?" diye rica ediyor. yalandan tuvaletlere gidiyoruz, çıkıyoruz, polis tekrar elimize kitapları verirken, dostum "off üç kişi gelmemiz gerekir idi çok ağır oldu..." diyor, yüzünü buruşturuyor ve polis "otobüse kadar taşıyalım istersen ablacım..." diyor. "çok teşekkür ederim sizi yoracağız biraz ama..." diye cevap veriyor bizimkisi...

otobüse kadar polisin birisi taşıyor tüm çalıntı kitaplarımızı, sonrası mı? bir daha arkadaşımla alışverişe gitmiyorum.
devamını gör...

t: thomas bernhard'ın 1982 yılında yayımlanan kitabıdır. orijinal ismi der beton'dur. türkçeye sezer duru tarafından çevrilmiştir. klasik bernhard üslubunda yazılmıştır: tek paragraf, sürekli tekrarlar, arasına birçok cümlecik eklenen cümleler.
romanın derdine gelecek olursak, ana karakterimiz rudolf, felix mendelsshon bartholdy adlı müzisyen hakkında bir kitap yazmak istemesidir. tüm veriler hazırdır fakat 10 yıl boyunca kitabı yazmaya bir türlü başlayamaz. işte bu başlayamama serüveni içinde bernhard romanlarındaki zıtlık konusu işlenir. bu zıtlık rudolf ve ablası arasındadır. bernhard, rudolf'un ablası üzerinden, yüksek zümredeki insanların aslında içi boş insanlar olduklarını ve her şeyi yüzeysel bildiklerini düşünür, eleştirir. romanda rudolf bir "düşün insanı", toplumdan pek hoşnut olmayan biriyken ablası ise aşırı sosyal biridir. yani, biraz önce eleştirdiği yüksek zümre tipidir. bunların dışında rudolf, kilisenin riyakarlığı, devletin politikaları, toplumun boşluğu gibi konuları da eleştirir.

ablasından rudolf'a: "sen yalnız ölülerle uğraşıyorsun, bense yaşayanlarla, fark bu. benim çevremde yaşayan insanlar var, seninkinde yalnız ölüler."



çok eskiden beri hiç ama hiç kimsem olmadı, diğer herkesin bir kimsesi oldu, benim olmadı, hiç değilse ben olmadığını biliyordum, diğerleriyse hep benim de bir kimsem olduğunu öne sürüyorlardı durmadan, senin de bir kimsen var diyorlardı, oysa ben emindim kesinlikle birinin olmadığına, belki de bu düşünceydi egemen olan, mahveden, kimseye gereksinim duymamam yani. ben bir insana gereksinimim olduğunu sanıyordum, bugün bile öyle sanıyorum."
devamını gör...

kar yağışına yaraşır şekilde içinde kar geçiyor ve hareketli*.
devamını gör...

takma kafana ya olur öyle.
devamını gör...

kadın-erkek uzak doğuluların yapmayı çok sevdikleri eylemdir. denize de böyle girerler.*

bir de benim desteklediğim bir eylemdir. spor salonlarında terli bacakların temas ettiği aletlere şahsım temas etmek istememektedir. o yüzden yaşasın taytlar.
devamını gör...

ürettiği lensleri toprak altında bekleten firma. 2. dünya savaşında amerika sadece fabrikayı değil bulunduğu bölgeyi de lensler sarsıntıdan zarar görmesin diye bombalamamıştır.
devamını gör...

güzel dostlarımız afiyetle yiyin bol bol oynayın.
devamını gör...

girdiği bir iddiayı kaybedince soyadında ki 2. y’ yi sildiren, bir dönem tomris uyar ile tutkulu bir aşk yaşayan ve uğruna eşinden ayrılan, tomris hanım için şiirler yazan ve ayrıldıkları andan itibaren ithafen tek kelime yazmayan, güzel seven yazar.

“ her gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. kim sorsa saat kaç diye, cevabım hep aynı… o’na doğru…“
devamını gör...

müthiş imreniyorum okuduğu kitapla hayat değiştirenlere, çekinmesem biraz zorlasam kıskanıyorum diyeceğim.nasıl oluyor yahu nedir bu işin esbab-ı mucibesi? bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti... ne cümle ama! ben de okudum o kitapları neyi esirgiyorlar benden de ele avuca sığmayan o hakikatleri serimlemiyorlar önüme. yoksa doğal ışıktan veya gönül gözünden mi yoksunum ben? ulan yoksa anormal miyim ben?
devamını gör...

ön edit: başlığım 10 entryi geçti ve gündem kısmına gelmeyi hak etti. fakat gündemde görünmüyor. yöneticiye sordum ve bana teknik bir sorun olduğunu söylüyor. bu haksızlıktır.

saygıdeğer kapitalist ve komünist parti üyeleri ve yazarları ve de yöneticileri; bu konuyu ikinci ve son kez gündeme getirme çabasındayım. eğer bu kez de sevgili yazarlar görüş bildirip tepki göstermezse ve yöneticiler açık bir açıklama yapmazsa artık kimsenin bu keyfi uygulamayı umursamadığını düşünerek durumu önemsemeyi bırakacağım. partide muhalif kanadın oluşamadığına kanaat getirerek hüzünlü bir şekilde başımı öne eğeceğim.

bildiğiniz gibi ve yöneticiler tarafından açıklanan üzere sözlüğün gündem kısmının 10 ve üzeri tanım alan başlıklardan oluşması gerekmekte. fakat moderatörler sık sık gündeme gelmesi gerektiğini düşündükleri başlıkları “#gündem” etiketi ile sözlük gündemine sokmaktalar. bu başlıkların görmezden gelinemez kadarı ise moderatörlerin kendi açtıkları başlıklardan oluşmakta. bu durumun beni rahatsız eden etkileri şunlardır;
-moderatörler kendilerini rahatça görünür kılıyorlar ve bu diğer yazarlar için adaletsiz bir durumdur.
-gündem kısmını istedikleri gibi oluşturabildikleri için, aslında yazarların değil azınlık bir kesimin gündemine maruz kalıyoruz.
-günlük haberleri buraya taşıdıklarını söylemelerine rağmen, bazen çok alakasız başlıklar da gündem etiketi alabiliyor. örnek olarak “sosyal fobi” ve “albert camus” başlıkları.
-başlıklara bu etiketi koydukları için günler sonra bu başlığa bir entry girildiğinde başlık daha ilk entrysinde gündeme geliyor. ki bu durumun trollüğünü yapmıştım.
-en önemlisi ise; neyin konuşulacağına ve neyin bizi ilgilendirdiğine sözlüğün yazarları değil yöneticileri karar veriyor.

yazarlara çağrım bu duruma sessiz kalmamaları ve fikirlerini söylemeleridir.

yöneticilere çağrım ise bu duruma herkesin görebileceği bir entry ile açıklama getirmeleridir. durumu özel mesaj yolu ile iki yöneticiyle konuşmuştum fakat en ufak bir değişim olmadı.

eğer ki bu uygulamayı sözlüğün gelişmesi için yapıyorlarsa bunu sebepleri ile açıklamalarını talep ediyorum. buradaki yazarların gündem ile ilgili bir halt konuşacakları yok, o yüzden bu sorumluluğu üzerimize aldık diyorlarsa yapacakları açıklama beni tatmin edecektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

edgar degas ın bir eseridir. benim gibi bale sanatına hayran olan herkesin bakması gereken bir sanatçıdır kendisi.
devamını gör...

insanı insan olduğu için seven, kardeş gören insanlar için doğrudur. ben insanın ırkına değil, insaniyetine bakarım önce. böyle düşünenlerin de insaniyetinden şüphe ederim.
devamını gör...

cinsellik bu kadar kötüyse kimin bu çocuklar?
devamını gör...

fanatik olamasam da vasat dedikleri kadroyla şampiyonluk yaşayan beşiktaş’ımı can-ı gönülden kutluyorum.
devamını gör...

hayırlısı ya bakalım.
devamını gör...

yahu bırakınsana insanları ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar demek istediğim başlıklardan biridir.
devamını gör...

kadın cinayetlerinin, istismar ve tecavüzlerin arttığı böylesi dönemlerde bir nebze de olsa insanları bilgilendirebilmek, somut verilerle politikalar üretmede yol yordam gösterebilmek adına örgütlenmiş bir platformdur. davalara ve verilere buradan ulaşabilirsiniz.

esdemirei ukdesidir.
devamını gör...

cümlelerin daha okunaklı ve anlamlı, güzel bir şekilde ifade edilmesini sağlar.

nokta: genel bir ifade ile cümle sonlarında ve kısaltmalarda kullanılır.

virgül: çoğunlukla anlam karışıklığını önlemek için ve bir metni okurken nefes almamızı sağlayan noktalama işaretlerinden bir tanesi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim