kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tüm tanrılarımın doğum yeri olan, tüm duyularımın da karşılayıcısı olan masmavi arşipel konuk olacakmış bu hafta yayında.

bambaşka bir heyecan ile beklenen ve dinlenen yayın olacak, anlaşıldı..

kolay gelsin şimdiden μπλε γυναίκα, maviye ve maviyle boğ bizi lütfen..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

safsata bunlar hep safsata, aman yav, azerim bülbülüm, fakir ama gururluyum... sevdiğim yazardır.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

'bıktım artık bu memlekette uyanmak istemiyorum.' ile katıldığım akım.

telefonum kendi memleketine dönmek istiyor galiba. hiç kusura bakma canım daha yolun başındayız.
devamını gör...

daha önce tanımını yazmıştım. tekrar tanımlamak yerine, orada kullandığım "bilinen birkaç yöntemden herhangi biri" ifadesine, bir yazar arkadaşımızın isteği üzerine açıklama getirmek istedim.

kuantum dolanık parçacıklar elde etmenin birkaç yolu var.

1- ilk yöntemi fotonları dolanık hale getirmek çünkü bunun çok basit bir yolu var. bir atom etrafındaki elektronlardan birini alıyoruz. yüksek bir enerji seviyesine çıkacağı ve geriye dönemeyeceği şekilde uyarıyoruz.

not: normalde bir elektronu uyardığınızda elektron bulunduğu enerji seviyesinden ayrılır ve daha yüksek bir enerji seviyesine çıkar. bu durum elektronun kararsız davranmaya başlaması anlamına gelir. bir süre burada dolanan elektron ışıma yapar, yani uyarırken ona verdiğiniz enerjiyi, foton olarak geri bırakır ve eski enerji seviyesine geri dönerek tekrar kararlı bir hale gelir.

işte bu yukarıda yazanın olmasına izin vermiyoruz. yani elektronu uyarılmış şekilde tutuyoruz ve kararlı olacağı enerji seviyesine dönmesine imkân tanımıyoruz. bunun üzerine elektron bozunuyor. yani çok kısa aralıklarla 2 adet fotona ayrışıyor. işte bu fotonlar, sistemdeki bazı korunumlu nicelikler nedeniyle, birbirleriyle ilişkili bir biçimde polarize oluyor, yani kutuplanıyorlar. işte size 2 adet dolanık foton!

2- fotonlar sürekli ışık hızı ile hareket halinde olduklarından, bazı deneylerde kullanışsız oluyorlar. bu nedenle fotonlardan başka şeyleri de dolanık hale getirebiliyor olmamız gerekiyor. bunu yapmak için de ilk yöntemdeki gibi 2 fotonu alıp, ikisini de farklı atomlara yönlendiriyoruz. atomlar bu fotonları absorbe ediyor, yani emiyor. bu biraz zor bir süreç ama eğer başarırsanız, elinizde 2 adet dolanık atom oluyor. zira fotonların dolanıklık özelliği, onları emen atoma da geçmiş oluyor.

3- buradaki yöntem ikinci yöntemin tersi gibi düşünülebilir. 2 adet iyonlaşmış atomun yaydığı fotonları alıp bir araya getiriyorsunuz. burada 2 farklı polarizasyona sahip fotonları birbirine denk getirebildiğiniz takdirde, 2 adet dolanık fotonunuz oluyor. yani bu yöntem biraz rastlantıya ihtiyaç duyuyor. dolayısıyla, pek de tercih edilen bir yöntem değil.

4- bu yöntemde temel durumdaki 2 atomu yüksek enerji seviyelerine uyarmanız gerekiyor. buradaki süreç biraz karışık olduğundan detaya girmiyorum. ana fikir, 2 atomu birbiriyle ilişkili bir süperpozisyon durumuna sokmak.

ana hatlarıyla, dolanık parçacık elde etme yöntemleri bu şekilde. umarım yardımı olmuştur, konuya merakı olanlara.
devamını gör...

çalma hastalığı olarak bilinen bir akıl hastalığıdır. bu hastalığa sahip olan kişilere kleptoman adı verilmiştir.

kleptoman bireylere hırsız demek yanlış olur çünkü hırsızlar plan yaparak hareket ederler, kleptomanlar iste dürtüleriyle hareket edip sonrasında vicdan azabı ve yakalanma korkusuyla karşı karşıya kalırlar ve aldıkları eşyayı hemen geri verme düşüncesine kapılırlar.

çalma hastalığındaki kişiler aldıkları eşyaları çoğunlukla satın alabilecek güçte insanlardır, bunu yaparken hissettikleri şey psikolojik olarak rahatlamaktır bu da antidepresan etkisiyle eşittir.

son zamanlarda gülseren budayıcıoğlu romanlarından uyarlanan gerçek hikayeleri ele alan kırmızı oda dizisi şu an süveyda adlı kleptoman karaketerini ele alıyor, süveyda çocukken başından geçen kötü bir olay sonucunda kleptomani hastalığına yakalanmış ve bunun sonucunda kendi dünyasında bir alma-verme yani ihtiyacı olmayan değeri bulunmayan ekonomik olarak kolayca alabileceği eşyaları çalıp ihtiyacı olanlara veya sevdiği insanlara verip onları mutlu etme dürtüsüyle bir nevi kendini de rahatlatıyor, mesela birini üzdüğünde ona hediyeler vererek kendini affettireceğini düşünüyor çünkü çocukken ona böyle öğretilmiş. aslına bakarsak genetik olmayan çoğu ruh hastalığı da geçmişimize dayanıyor. süveyda’nın hikayesi de bunlardan sadece birisi.
devamını gör...

insanı farklı duygulara sevkeder.
en sevimsiz gördüğüm yazara bile bildirimini görünce bir yumuşama geliyor ama oksijen beynime ulaştığı an geçiyor. şevkat ve şiddetin arasında kalıyorum oylama lan sen beni.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gerdek gecesi ve ritüelleri
kız almak vermek
devamını gör...

öncelikle teori kelimesini günlük hayatta istemeden yanlış kullanıyoruz. benim şöyle bir teorim var cümlesi aslında bilimde teoriye değil hipoteze denk gelir. yani sadece bir fikrimiz var doğru veya yanlış ama bunu daha ileriye götürüp teori ve yasa yapmanız için bazı bilimsel aşamalar gerekiyor. bu yüzden benim fikrim var o da şu dememiz gerek, teori çok iddalı ve bilimsel anlamda hatalı bir kelime.

teori, gözlemlediğimiz bir olguyu, yani doğa kanunlarını açıklama amacı güden ve kanıtlarla desteklenebilen açıklamalar bütünüdür. kanun ise zaten var olan bir şeydir. istesenizde istemesenizde iki cisim birbirini çekecek (kütle çekim kanunu), havaya atılan taş mutlaka yere düşecek (yerçekimi kanunu).

örnek verelim: evrim bir doğa kanunudur ve evrim teorisi bu doğa kanununun işleyiş mekanizmasını açıklamaya çalışır. evrim teorisinin hatalı veya eksik olması, bir doğa kanunu olan evrim gerçeğini ortadan kaldırmaz. diyelim teori hatalı çıktı, o zaman da destekleyici teorilerle o teori ayağa kaldırılır, nadir olarak da olsa çöpe atılır.
devamını gör...

kitap, çay, bisküvi
devamını gör...

sözlükler motomot yerler olmadığı için normal olandır. gerçekten bilgi almak için okumuyoruz buraları. misyonu tamamen bu olsaydı ekşi sözlük en çok tık alan sitelerden birisi olmazdı.

ama şu konuya katılıyorum, bazı başlıklar da hakikaten ne ki bu şimdi diye sorduruyor. tamamen faydasız başlıklar. eğlence desen değil bir garip başlıklar. onu da yazarlar arası yaş farkına bağlıyorum. ben 36 yaşındayım. 17 yaşındaki çocuğun yazdığı şeyin bana mantıksız gelmesi çok normal.
devamını gör...

egzistansiyalizm
transandantal

kahretsin ki şu kelimeleri söyleyebileceğim havalı bir sohbetim olmadı öğrencilik hayatım boyunca. şimdi de hep kitap okurken içimden söyleyebiliyorum kendi kendime.
devamını gör...

- mutluluğunu kıskandığını fark etmek.
- arkandan iş çevirdiğine şahit olmak.
- önemli bir davete çağırdığınızda ya da ihtiyaç duyduğunuz, yanınızda olmasını istediğiniz bir vakit, saçma sapan bahaneler uydurup gelmemesi. ama konu karşı cins olunca zaman mekan fark etmeden dışarı çıkabilmesi. hani ailen baskıcıydı? bana mı baskıcı?
devamını gör...


newton başına düşen elmayı, elma olmak haysiyetiyle mütalaa etseydi belki çürümüş diye atabilirdi. fakat o öyle yapmadı. şu elmadan nasıl istifade edebilirim?.. diye kendine sordu. azamî istifadem ne olabilir?.. dedi. siz de öyle yapın!

kitapta en çok dikkatimi çeken halit ayarcı karakteri'nin hayri iradal'a söylediği sihirli cümlelerdi. halit ayarcı bir motivasyoncuydu umut vaadeden kişiydi. hangimiz işin içinden çıkamadığımız zaman yardım istemeyiz ki? tam çaresizliğe batmışken sizi çekip kurtaracak o kişilik ömür boyu unutmayacağınız hayatınıza altın harflerle adını yazdıran o kişilik.. işte hayri'nin vefasıda böyle bir şey.
baş kahramanımız geçmiş'in şansızlığını bir kenara bırakıp o malum kişiyle tanışıyor hikaye burada başlıyor.
yazar kitabın başından beri övgülerle bahsedilen karakteriyle okuyucuya merak uyandırmıştır. benim de kim bu halit ayarcı dememe sebep oldu.
1954 de yayınlanan bu eserde yer yer osmanlı ve farsça kelimelere denk geliyorsunuz. sık sık behelmahal kelimesini duydum. kelime hafızama hemen ittim. trajikomik hikayelerde var içinde aslında kara mizah havasında ilerliyor her şey. kefen yırtan zarife karakterini oldukça gülünç buldum mesela. pakize'siydi ramiz'iydi sanki hepsi baş karakterimiz hayri irdal ile alay eder gibiydi. psikanaliz'e değinildiği yerler oldukça dikkat çekiciydi. yeni yeni hastaların üzerinde denenen metotların acemiliği gözler önüne serilmişti.
osmanlı'nın gelenekselci yapısının cumhuriyet'in çağdaş, cesur ve güvenli kollarına bıraktığına şahit olacağınız nadide bir kitap. bir de kitaba adı verilen saatler var. biri mübarek diye anılıyor öyle bir zamandan sesleniyor yazar bize. hemen her yerde muhakkak okunmalı denilen kitaplardan. üzerine de uzun uzun yazmak gerektirdi bana.

hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?

bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer. ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.'
devamını gör...

beni üni hocam staj yaptığım yere yerleştirmişti.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

acayip bir bilgi öğrenince yarın bir gün kim milyoner olmak ister yarışmasına katılırsam, bununla alakalı bir soru çıkarsa ve cevaplarsam çok havalı olurdu diye düşünmek.
devamını gör...

aamir khan filmidir. çok sevdiğim ve izlemekten hiç sıkılmadığım bir filmdir. her izleyişimde aynı keyfi alıyorum. insanlık için büyük farkındalık yaratan bir film.
devamını gör...

ilkokul zamanı ablamla beraber babannemde kalırdık; günlük harçlığımız 50 kuruştu, simit ise 25 kuruş. simite 10 kuruş zam geldiğinde babannemin efkârını görmeniz lazımdı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim