diyelim ki o bunu okuyor
pearl jam black :
ı know someday you'll have a beautiful life
ı know you'll be a star in somebody else's sky, but why
why, why can't it be, oh can't it be mine?
ı know someday you'll have a beautiful life
ı know you'll be a star in somebody else's sky, but why
why, why can't it be, oh can't it be mine?
devamını gör...
yazarların kalitesinin radyoda çalan şarkılardan belli olması
abi bu şarkılar neee ?! hepsi mi birbirinden güzel, hepsi mi kaliteli parça olur. başladı başlayalı dinliyorum 1 dakika sıkılmadım. herkesin desteğine, emeğine, yüreğine sağlık.
içerisi şampiyonlar ligi....
içerisi şampiyonlar ligi....
devamını gör...
sabah evden çıkarken gelen bir şey unutmuşum hissi
ben de tam tersi mutlu uyandığım ve zamanımı iyi kullandığım evden erken çıktığım günlerde bir şeyi unuttum hissi oluyor. artık gerginlik ve telaş ile yaşamaya nasıl alıştıysa bünyem...
bir donem sık sık yaşıyordum ki defalarca apartmandan çıkıp köşeyi donmus olmama rağmen geri dönüp evi kontrol etmiştim.
bu konuda biraz araştırma yapınca çevresi tarafından sürekli uyarı alan kontrol odaklı insanlarla yaşayanlarda daha sık yaşanan bir durummus. kendine güven duyma ile ilgili yani. bir başka kaynakta b12 eksikliği ve unutkanlikla ilgili başka durumların bu hissi desteklediğini söylüyordu.
bunu yaşamamak için bir kaç gün uyandigimdan itibaren her işimi dikkatle yapıp her aşamanın sonrasında yüksek sesle tekrarladım. örneğin; çayın altını kapattim. ütünün fişini çektim vb. bir kaç gün sonra yüksek sesle konuşmasam bile evden çıkmadan önce bir kez evin odalarını gezip emin olunca dışarı çıktığımda "acaba ??" diye sorsam da kendimi geri dönmemek konusunda ikna etmek daha kolay oluyordu.
vesvese şeytan tarafından insana musallat olan bir durummuş.
ayetel kürsi, nas ve felak sürelerini okumak da kabin sakinlesmesine yardımcı oluyor.
enes b. mâlik tarafından rivâyet edilen bir hadiste hz. peygamber şöyle buyurmuştur: "evinden çıkarken ,şu duâyı okuyan kişiye bu duâ kâfidir. o adam muhafaza altına alınır. şeytan da o adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir. o duâ: bismillâhi tevekeltü alallâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh'tır" (tirmizi, daavât, 34)
kaynak: www.sorularlaislamiyet.com
bir donem sık sık yaşıyordum ki defalarca apartmandan çıkıp köşeyi donmus olmama rağmen geri dönüp evi kontrol etmiştim.
bu konuda biraz araştırma yapınca çevresi tarafından sürekli uyarı alan kontrol odaklı insanlarla yaşayanlarda daha sık yaşanan bir durummus. kendine güven duyma ile ilgili yani. bir başka kaynakta b12 eksikliği ve unutkanlikla ilgili başka durumların bu hissi desteklediğini söylüyordu.
bunu yaşamamak için bir kaç gün uyandigimdan itibaren her işimi dikkatle yapıp her aşamanın sonrasında yüksek sesle tekrarladım. örneğin; çayın altını kapattim. ütünün fişini çektim vb. bir kaç gün sonra yüksek sesle konuşmasam bile evden çıkmadan önce bir kez evin odalarını gezip emin olunca dışarı çıktığımda "acaba ??" diye sorsam da kendimi geri dönmemek konusunda ikna etmek daha kolay oluyordu.
vesvese şeytan tarafından insana musallat olan bir durummuş.
ayetel kürsi, nas ve felak sürelerini okumak da kabin sakinlesmesine yardımcı oluyor.
enes b. mâlik tarafından rivâyet edilen bir hadiste hz. peygamber şöyle buyurmuştur: "evinden çıkarken ,şu duâyı okuyan kişiye bu duâ kâfidir. o adam muhafaza altına alınır. şeytan da o adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir. o duâ: bismillâhi tevekeltü alallâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh'tır" (tirmizi, daavât, 34)
kaynak: www.sorularlaislamiyet.com
devamını gör...
alo
telefonu açtığımızda ilk söylenen kelimedir. aslında anlamı tahminimizden çok daha derindir:
telefonun mucidi olan alexander graham bell, ilk telefon hattını sevgilisi alessandra lolita oswaldo'nun evine çekmişti. bell telefonu her çaldığında arayan kişinin sevgilisinden başka biri olamayacağını bildiğinden "alessandra lolita oswaldo" diye açarmış telefonları. zaman geçtikçe ismini kısaltarak genç kadına ale lol os diye seslenmeye başlamıştır. hatta çalışmalar hızlandıkça kadının ismini iki heceli alo kelimesine indirgemiştir ve telefonu her açtığında bu kısaltmayı sarf etmiştir. genç kadın, sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden dolayı bell'i terk etmiştir. bunun üzerine kahrolan bell, çalan telefonunu her açtığında bir umut olarak alo diye seslenmiştir karşıdaki kişiye ancak arayan kişi asla biricik sevgilisi olmamıştır. zavallı adamın ölümünden sonra ise diğer herkes graham bell'in anısına telefonu alo* diyerek açmıştır ve kelime günümüze kadar gelmiştir.
telefonun mucidi olan alexander graham bell, ilk telefon hattını sevgilisi alessandra lolita oswaldo'nun evine çekmişti. bell telefonu her çaldığında arayan kişinin sevgilisinden başka biri olamayacağını bildiğinden "alessandra lolita oswaldo" diye açarmış telefonları. zaman geçtikçe ismini kısaltarak genç kadına ale lol os diye seslenmeye başlamıştır. hatta çalışmalar hızlandıkça kadının ismini iki heceli alo kelimesine indirgemiştir ve telefonu her açtığında bu kısaltmayı sarf etmiştir. genç kadın, sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden dolayı bell'i terk etmiştir. bunun üzerine kahrolan bell, çalan telefonunu her açtığında bir umut olarak alo diye seslenmiştir karşıdaki kişiye ancak arayan kişi asla biricik sevgilisi olmamıştır. zavallı adamın ölümünden sonra ise diğer herkes graham bell'in anısına telefonu alo* diyerek açmıştır ve kelime günümüze kadar gelmiştir.
devamını gör...
sözlükteki din karşıtlığı
dünden beri tavana vurmuş olan karşıtlıktır. dindar kızlara olmadık benzetmeler zina iftiraları. dindar erkeklerin kul hakkı yediği iftiraları. bunları yapan insanlar zaten dindar değildir. çünkü dinen haram şeyler. tamam siz ateistler en ahlaklı en namuslu insanlarsınız.
devamını gör...
şaka maka sihirli annem exxen'in çok iyi olması
yanlış yerden izlenilen program. powerpointte görüntü kalitesi daha iyi.
devamını gör...
kitap alıntıları
ümitlerin kaderi, biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır, işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen dünyadan silinip gitmemişlerdir.
jose saramago-ölüm bir varmış bir yokmuş
jose saramago-ölüm bir varmış bir yokmuş
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
bankamatikten para çekme işleminde kartı alıp gitmişim. para bankamatikte kalmış yoldan geçen biri parayı almış.
devamını gör...
esenler otogarı
istanbul'a giriş ve hazırlık simülasyonu gibi olan otogar. öyle de karışık ve karmaşık.
devamını gör...
milena'ya mektuplar
her ne kadar sevmeyenler olsa da bir yazarın bir kadına karşı olan duygularını bütün çıplaklığı ile görebileceğiniz harika bir kitaptır. mektuplardan oluşur ama ona rağmen hep merak edersiniz sonrasını. okuduğunuz çeviri eğer en sonda milena'nın da yazdığı birkaç mektup olan bir çeviri ise bitirdiğinizde bir sürü duyguyu aynı anda yaşarsınız. içinde onlarca alıntı var altını çizdiğim ama tek bir tanesini yazayım.
“ iki kişilik eksiklik ... “
“ iki kişilik eksiklik ... “
devamını gör...
pame radyo yayını
pame'de bu hafta caz tınıları var.

tatil modunun yavaştan dört bir yanımızı kapladığı şu günlerde, serin içeceklerinizi alıp yıldızlı gökyüzünü görebileceğiniz bir köşede müziğin akışına kendinizi şöyle bir bırakmaya ne dersiniz? işin gücün, hayat gailesinin telaş ve stresine karşı dinlendirici ezgiler sizleri bekliyor. yunan müziğinde son yıllarda gelişip güzelleşen caz kanadına dair birbirinden güzel sesleri tanımak, huzurlu bir akşamı müzikle daha da renklendirmek için pame radyo yayınına sizleri bekliyoruz.
yunan müziği temalı pame radyo yayını, bu akşam saat 22:30'da sözlük radyosunda yayında olacak.
radyo.kafasozluk.com

tatil modunun yavaştan dört bir yanımızı kapladığı şu günlerde, serin içeceklerinizi alıp yıldızlı gökyüzünü görebileceğiniz bir köşede müziğin akışına kendinizi şöyle bir bırakmaya ne dersiniz? işin gücün, hayat gailesinin telaş ve stresine karşı dinlendirici ezgiler sizleri bekliyor. yunan müziğinde son yıllarda gelişip güzelleşen caz kanadına dair birbirinden güzel sesleri tanımak, huzurlu bir akşamı müzikle daha da renklendirmek için pame radyo yayınına sizleri bekliyoruz.
yunan müziği temalı pame radyo yayını, bu akşam saat 22:30'da sözlük radyosunda yayında olacak.
radyo.kafasozluk.com
devamını gör...
hayvan sevgisi aşılayacak film önerileri
devamını gör...
pazar günü erken kalkmak için bir sebep
kursa gidiyorum. derd-i maişet derlermiş eskiler.
devamını gör...
kadınların iyi erkek yerine kötü erkek tercih etmesi
her kadın cinayeti, şiddeti sonrası bu tarz başlıkları hortlatmanız midemi bulandırıyor. artık alıyorum sazı elime, çünkü katlanamıyorum zihniyetinize. (çoook uzun bir yazı olacak.)
biz daha ne yapabiliriz bu kadınların kendilerini bile isteye dövdürtmediklerine, öldürtmediklerine sizi ikna edebilmek için?! hadi bir de başka perspektif deneyelim. belki dibini sıyırdığınız 3 iqnuzun ucundan kıyısından tutunur ve anlaşılır bu gerçek...
anneleri öldürülen çocukların, olay yerinde bırakmak zorunda kaldıkları "çocuklukları..." hiç mi içinizi sızlamıyor mesela o çocuklara. annesi gözlerinin önünde katledilen bir kız çocuğumuz vardı hatırlarsınız belki (vicdanınız kuruduğu için emin olamıyorum hatırlayacağınıza da çünkü siz "o da öyle yapmasaymış" tayfasından olduğunuz için unutup geçmiş olmanız da muhtemel) o kız çocuğu da babasını kendi mi seçti? o kız çocuğu bu travmaya rağmen büyüyecek, okuyacak, ona acısı sebebiyle destek olacaklar bir şekilde hayata tutunacak. sen ben unutacağız ama o çocuk bunu unutacak mı sanıyorsunuz? şimdi o kız çocuğu eğer annesi gözleri önünde katledilmeseydi kimse tarafından sahip çıkılmayacak, her gün devam eden şiddet sebebiyle travmaları katlana katlana boynuna yük olarak binecek ve bundan 10 yıl sonra onun belki de kurban edildiği bir twitter videosunu burada duyuruyor lanetler ediyor olacaktık. şimdi o kız çocuğu annesi gözleri önünde öldürüldüğü için korumaya alındı ve tedavi edilecek yaraları sarılacak umuyorum ki aynı kaderi bu sayede annesi sayesinde hayatına çekmeyecek. şimdi bu kız çocuğuna şanslı diyebilir miyiz he ne dersiniz? annesinin katledilmesi sayesinde travmaları onarılmaya çalışıldı ve o bir şekilde artık bunun gerçekliği olmaması gerektiğinin farkında. bildiği tek şey erkeklerin kadınları dövüyor, öldürüyor olması değil. normalleştirmeyecek bunu tabii yaşadığı travmayı onarabilirse o da. o kız çocuğundan kim sağlıklı ilişkiler kurmasını bekleyebilir ki? o küçük kız çocuğunu büyüyüp genç bir kadın olduğunda da eğer yaraları onarılmasaydı şiddeti normal sanmaya ses çıkarmamaya devam ediyor olsaydı kim suçlayabilirdi?
işte kendilerini öldürtmekle suçladığınız o kadınların geçmişlerinde twitter sayesinde şahit olmadığınız daha nice şiddet olayı var bir bilseniz! türkiyede aile içi şiddetin ne kadar normalleştiğinin farkında değilmiş gibi yapıp iyice adileşmeyin gözümde. bir de sanki hayatlarınız boyunca hiçbir kadını aşağılamamış, farkında olarak ya da olmayarak psikolojik şiddet uygulamamış gibi burada gelip kadınları kendilerini öldürtmekle suçlayamazsınız. hanginizin sicili, vicdanı pürü pak? hadi hodri meydan bir taneniz bile çıkamaz bu coğrafyadan hiçbir vukuatım yok diye. ergenliğinizi de biliyoruz sizin rezil herifler!
yetişkin bir kadın özgürce cesur bir fotoğraf paylaşsa altına üşüşüyorsunuz hemen "babanın bundan haberi var mı?" diye. neden çünkü baba cezalandıran bir figür, öyle yerleşmiş kafatascı zihinlerinize. halbuki babası abisi mi sahip çıkacak erişkin bir kadının bedenine, hayatına!
size şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim kendilerini öldürtmekle itham ettiğiniz o kadınlar o hayvanları babalarından, abilerinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddet sebebiyle seçiyor. görüyor musunuz suçlu yine bir erkek çıktı, bakın şu işe? gel ağla şimdi onu da bir kadın yetiştirdi diye tüküreyim suratına 10milyon cümlelik yazımda hiç mi bir halt anlamadın diye.
bakın hergün kadın dediğin erkeğine bakacak, erkek öfkeliyse diğer odaya geçecek, kahkaha atmayacak, açık giyinmeyecek ki erkek tahrik olmasın vs diye bir ton laf duyuyoruz. sen ben gözümüz açık bir şekilde farkındayız değerimizin ama ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğu eğitimlisinden eğitimsizine hiç sekmeden erkektir yapar kabulunde hala. toplum baskısı, o bu şu ne der korkusu, geçmişinde gördüğü şiddetle normali bu zannetmesi, sağlıklı psikolojiye sahip olmamaları. daha ne anlatayım size algılamanız için, ne örnek vereyim şaşırdım kaldım...
kendinizi eğitiyor musunuz, eve mi kapatıyorsunuz, psikolojiniz mi bozuluyor tedavi mi oluyorsunuz ne halt ediyorsanız edeceksiniz öldürmemeyi, zarar vermemeyi öğreneceksiniz!
hayatıma bu tip adamları çekiyorum diyen cağnım kadınlara sesleniyorum;
1. ortalıkta zaten normal bir insan, bir erkek yok. bir elin parmaklarını geçmez.
2. lütfen bir şekilde psikolojik destek terapi alın, çünkü bu normal değil. kabul etmeyin kabalığı, nezaketsizliği, şiddeti, küfrü. bugün bir kereden bir şey olmaz dersiniz ya da sadece el kaldırdı devamını getirmedi dersiniz ama havada duran o el emin olun yarın suratınıza inecektir! çiçeklerim vallahi başka bir hali var, aramızda az da olsa normal beyefendi insanlar var. kendinize reva görmeyin şiddeti, hakareti. maddi durumunuz yoksa özelden yazın, devlet kurumlarında bir şekilde sizlere destek olacak ücretsiz yerler bulunur. belediyelerde, üniversitelerde çok nadir de olsa ücretsiz danışmanlıklar var. destek olabilecekler, fikri olanlar da yazabilir yeter ki yardımımız olsun.
not: şu an normal ve kendini eğitebilmiş beyleri tenzih ediyorum lütfen üzerinize alınmayın. sizlerin bizlere destek olduğunuzun ve bütün bu adiliği her ne kadar suçlu olmasanız dahi utançla karşıladığınızın farkındayız. eleştirim eminim ki doğru kişilere sirayet edecektir ve umuyorum ki bir başka perspektif yaratırım da vazgeçerler her olayda yalnızca ve öncelikle katillerle empati yapma sevdasından!
biz daha ne yapabiliriz bu kadınların kendilerini bile isteye dövdürtmediklerine, öldürtmediklerine sizi ikna edebilmek için?! hadi bir de başka perspektif deneyelim. belki dibini sıyırdığınız 3 iqnuzun ucundan kıyısından tutunur ve anlaşılır bu gerçek...
anneleri öldürülen çocukların, olay yerinde bırakmak zorunda kaldıkları "çocuklukları..." hiç mi içinizi sızlamıyor mesela o çocuklara. annesi gözlerinin önünde katledilen bir kız çocuğumuz vardı hatırlarsınız belki (vicdanınız kuruduğu için emin olamıyorum hatırlayacağınıza da çünkü siz "o da öyle yapmasaymış" tayfasından olduğunuz için unutup geçmiş olmanız da muhtemel) o kız çocuğu da babasını kendi mi seçti? o kız çocuğu bu travmaya rağmen büyüyecek, okuyacak, ona acısı sebebiyle destek olacaklar bir şekilde hayata tutunacak. sen ben unutacağız ama o çocuk bunu unutacak mı sanıyorsunuz? şimdi o kız çocuğu eğer annesi gözleri önünde katledilmeseydi kimse tarafından sahip çıkılmayacak, her gün devam eden şiddet sebebiyle travmaları katlana katlana boynuna yük olarak binecek ve bundan 10 yıl sonra onun belki de kurban edildiği bir twitter videosunu burada duyuruyor lanetler ediyor olacaktık. şimdi o kız çocuğu annesi gözleri önünde öldürüldüğü için korumaya alındı ve tedavi edilecek yaraları sarılacak umuyorum ki aynı kaderi bu sayede annesi sayesinde hayatına çekmeyecek. şimdi bu kız çocuğuna şanslı diyebilir miyiz he ne dersiniz? annesinin katledilmesi sayesinde travmaları onarılmaya çalışıldı ve o bir şekilde artık bunun gerçekliği olmaması gerektiğinin farkında. bildiği tek şey erkeklerin kadınları dövüyor, öldürüyor olması değil. normalleştirmeyecek bunu tabii yaşadığı travmayı onarabilirse o da. o kız çocuğundan kim sağlıklı ilişkiler kurmasını bekleyebilir ki? o küçük kız çocuğunu büyüyüp genç bir kadın olduğunda da eğer yaraları onarılmasaydı şiddeti normal sanmaya ses çıkarmamaya devam ediyor olsaydı kim suçlayabilirdi?
işte kendilerini öldürtmekle suçladığınız o kadınların geçmişlerinde twitter sayesinde şahit olmadığınız daha nice şiddet olayı var bir bilseniz! türkiyede aile içi şiddetin ne kadar normalleştiğinin farkında değilmiş gibi yapıp iyice adileşmeyin gözümde. bir de sanki hayatlarınız boyunca hiçbir kadını aşağılamamış, farkında olarak ya da olmayarak psikolojik şiddet uygulamamış gibi burada gelip kadınları kendilerini öldürtmekle suçlayamazsınız. hanginizin sicili, vicdanı pürü pak? hadi hodri meydan bir taneniz bile çıkamaz bu coğrafyadan hiçbir vukuatım yok diye. ergenliğinizi de biliyoruz sizin rezil herifler!
yetişkin bir kadın özgürce cesur bir fotoğraf paylaşsa altına üşüşüyorsunuz hemen "babanın bundan haberi var mı?" diye. neden çünkü baba cezalandıran bir figür, öyle yerleşmiş kafatascı zihinlerinize. halbuki babası abisi mi sahip çıkacak erişkin bir kadının bedenine, hayatına!
size şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim kendilerini öldürtmekle itham ettiğiniz o kadınlar o hayvanları babalarından, abilerinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddet sebebiyle seçiyor. görüyor musunuz suçlu yine bir erkek çıktı, bakın şu işe? gel ağla şimdi onu da bir kadın yetiştirdi diye tüküreyim suratına 10milyon cümlelik yazımda hiç mi bir halt anlamadın diye.
bakın hergün kadın dediğin erkeğine bakacak, erkek öfkeliyse diğer odaya geçecek, kahkaha atmayacak, açık giyinmeyecek ki erkek tahrik olmasın vs diye bir ton laf duyuyoruz. sen ben gözümüz açık bir şekilde farkındayız değerimizin ama ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğu eğitimlisinden eğitimsizine hiç sekmeden erkektir yapar kabulunde hala. toplum baskısı, o bu şu ne der korkusu, geçmişinde gördüğü şiddetle normali bu zannetmesi, sağlıklı psikolojiye sahip olmamaları. daha ne anlatayım size algılamanız için, ne örnek vereyim şaşırdım kaldım...
kendinizi eğitiyor musunuz, eve mi kapatıyorsunuz, psikolojiniz mi bozuluyor tedavi mi oluyorsunuz ne halt ediyorsanız edeceksiniz öldürmemeyi, zarar vermemeyi öğreneceksiniz!
hayatıma bu tip adamları çekiyorum diyen cağnım kadınlara sesleniyorum;
1. ortalıkta zaten normal bir insan, bir erkek yok. bir elin parmaklarını geçmez.
2. lütfen bir şekilde psikolojik destek terapi alın, çünkü bu normal değil. kabul etmeyin kabalığı, nezaketsizliği, şiddeti, küfrü. bugün bir kereden bir şey olmaz dersiniz ya da sadece el kaldırdı devamını getirmedi dersiniz ama havada duran o el emin olun yarın suratınıza inecektir! çiçeklerim vallahi başka bir hali var, aramızda az da olsa normal beyefendi insanlar var. kendinize reva görmeyin şiddeti, hakareti. maddi durumunuz yoksa özelden yazın, devlet kurumlarında bir şekilde sizlere destek olacak ücretsiz yerler bulunur. belediyelerde, üniversitelerde çok nadir de olsa ücretsiz danışmanlıklar var. destek olabilecekler, fikri olanlar da yazabilir yeter ki yardımımız olsun.
not: şu an normal ve kendini eğitebilmiş beyleri tenzih ediyorum lütfen üzerinize alınmayın. sizlerin bizlere destek olduğunuzun ve bütün bu adiliği her ne kadar suçlu olmasanız dahi utançla karşıladığınızın farkındayız. eleştirim eminim ki doğru kişilere sirayet edecektir ve umuyorum ki bir başka perspektif yaratırım da vazgeçerler her olayda yalnızca ve öncelikle katillerle empati yapma sevdasından!
devamını gör...
bir defa aldattık diye hemen terk eden sevgili
lol aldatmayı geç aldatacağını hissetsem, düşünsem anında bırakırım. bu saatten sonra sadık olamayan hıyarlarla vakit öldürecek değiliz.
devamını gör...
sigara alkol sözlük
çok tehlikelidir. ondan sonra '' yaa ben sana ne yazmıştım ? yaa o ben değildim, kardeşim yazmış '' falan gibi tuhaf diyaloglar geçebilir.
en iyi üçleme; good,bad,ugly'dir. gerisinden temkinli olmak lazım.
en iyi üçleme; good,bad,ugly'dir. gerisinden temkinli olmak lazım.
devamını gör...
malazgirt savaşı başlarken meydanı bulamayınca komutanım whatsapp'tan konum atar mısınız diyen asker
malazgirt meydan savaşı'nın başlamasını geciktirmiş olan askerdir.
romalı komutan diyojen ve askerleri meydanda beklerken, sultan alparslan'ın başkomutanı çakır bey, asker sayımının yapılmasını ister. sayımda tamı tamına 199 bin 998 baş asker çıkmıştır. bunun üzerine çakır bey:
"nerede o iki münasebetsiz? bre akılsızlar! savaşa geç kalındığı nerede görülmüş! yüzbaşı! gel buraya! nerede bu iki akılsız!" diyerek yüzbaşı samed'i çağırır
yüzbaşı: "beyim yeri bulamamışlar whatsapp'tan konum atar mısınız diyor."
çakır bey: "bir gün önceden malazgirt fatihleri grubunda paylaştık ya yüzbaşı!! densizler!! grubu sessize almışlardır kesin!!"
yüzbaşı: "konumu attım beyim iki dakikaya geliyorlarmış."
bu sebeple malazgirt meydan savaşı, tamı tamına beş dakika gecikmeli başlamıştır. neyse ki bu iki askerin cezası, zafer coşkusundan dolayı arada kaynamıştır.
bazı ünlü tarihçilerin yorumları
danielle de'comp- university of massachusetts gerçekten inanılmaz bir andı! roma'lı diyojen saatine bakıp "erken gelmişiz" dediği rivayet ediliyor.
dimitri vazilesonicsky - lomonosov moscow state university alparsan gerçekten de üst düzey bir komutan. sadece 5 dakikalık rötardan bile mutlak zaferle ayrılmasını bildi. iki askerdeki bu anti-militarist hareket gerçtekten şaşırtıcı.
tatyana sedatova: savaşın seyrini değiştiren iki asker ve anadolu'nun sonsuza kadar açılan kapıları! türkler gerçekten kriz yönetiminde başarılılar. en kritik yerlerde bile, rüzgarı kendilerine çeviriyorlar!
romalı komutan diyojen ve askerleri meydanda beklerken, sultan alparslan'ın başkomutanı çakır bey, asker sayımının yapılmasını ister. sayımda tamı tamına 199 bin 998 baş asker çıkmıştır. bunun üzerine çakır bey:
"nerede o iki münasebetsiz? bre akılsızlar! savaşa geç kalındığı nerede görülmüş! yüzbaşı! gel buraya! nerede bu iki akılsız!" diyerek yüzbaşı samed'i çağırır
yüzbaşı: "beyim yeri bulamamışlar whatsapp'tan konum atar mısınız diyor."
çakır bey: "bir gün önceden malazgirt fatihleri grubunda paylaştık ya yüzbaşı!! densizler!! grubu sessize almışlardır kesin!!"
yüzbaşı: "konumu attım beyim iki dakikaya geliyorlarmış."
bu sebeple malazgirt meydan savaşı, tamı tamına beş dakika gecikmeli başlamıştır. neyse ki bu iki askerin cezası, zafer coşkusundan dolayı arada kaynamıştır.
bazı ünlü tarihçilerin yorumları
danielle de'comp- university of massachusetts gerçekten inanılmaz bir andı! roma'lı diyojen saatine bakıp "erken gelmişiz" dediği rivayet ediliyor.
dimitri vazilesonicsky - lomonosov moscow state university alparsan gerçekten de üst düzey bir komutan. sadece 5 dakikalık rötardan bile mutlak zaferle ayrılmasını bildi. iki askerdeki bu anti-militarist hareket gerçtekten şaşırtıcı.
tatyana sedatova: savaşın seyrini değiştiren iki asker ve anadolu'nun sonsuza kadar açılan kapıları! türkler gerçekten kriz yönetiminde başarılılar. en kritik yerlerde bile, rüzgarı kendilerine çeviriyorlar!
devamını gör...
nedir eksik olan
haziran ayına ve hayatımın hemen her alanındaki eksikliğini hissetmeme binaen babam. her sendelediğimde yanımda destek olan, bilmediğim şeyleri sorduğumda şak diye cevap veren kanlı canlı sözlük gibiydi. eksik olan bu şu aralar.
bir de belki biraz inanç eksikliği var. onu bir aralık şey edicem.
bir de belki biraz inanç eksikliği var. onu bir aralık şey edicem.
devamını gör...

