pek bir hoş müzikler çalıyor efendim, garip bir ruh haline girdim, tüm engellediğim yazarların engellerini kaldırdım.
ek: nasıl okunduğunu bilmediğim için yazdım belki siz biliyorsunuzdur diye, yine olmadı :) iyi akşamlar.
devamını gör...

kişilerin şahsi tercihlerini bir şeye yorma boşluğundan ne zaman kurtulacaksınız anlaması güç. özgürlük hacım özgürlük ister takar ister pembe giyer kimseyi bu kadın yapmaz, ki olmak isterse bu da bir özgürlüktür. ancak kalıplardan çıkıp insanları tercihleri üzerinden kadınsı, siyah giyene kısa saça erkek gibi yaftalamalarını bırakın. kimse size göre yaşamak zorunda değil.

tanım: varolmayan durumdur.
devamını gör...

insanlar olarak genel olarak bencil bir yapıya sahiptir.
canını her şeyin üstünde tutar. kaybedilmesi göze alınamaz. bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda insanlar, önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve yakınlarını düşünürlera anlamindaki atasözü.

edebiyat öğretmenlerinin aşk konusunun işlendiği derslerde sorduğu önce can mı canan mı sorusuna genel olarak önce canan cevabına hadi len oradan diye cevap vermesi muhtemeldir.
devamını gör...

kabahati özründen büyük açıklama. katilin gözünde eskortun insan olmadığı ve öldürülmesinin normal olduğunu ortaya koyuyor. işin acı yanı herkes oturup gerçekten sevgilisi mi yoksa eskort mu onu tartışıyor.
ister eskort olsun, ister sevgili, ister metres, ister karısı olsun farketmez. insan insandır ve cinayet ise cinayet. bunun aması yoktur. hatta şantajcı bile olsa farketmez. şantaj yapılıyorsa kalkar polise giderseniz. şantaj yapılıyorsa ya yasal olmayan bir şey yapıyorsunuz ya da ahlaki olmayan bir şey ve bununla yüzleşmek, şantaja uğradığınız konu hakkında sorumluluk almak yerine öldürüyorsunuz.
cinayetin bahanesi olmaz, cinayetin derecesi insanın yaptığı işe, cinsiyetine ya da sosyal statüsüne göre değişmez. en azından değişmemeli.
devamını gör...

valla evimde de osuramayacaksam

neden o evde yaşıyorum?
devamını gör...

30 derece kuzey enlemlerde bulunan asor adası çevrelerinde oluşan bu yüksek basınç alanı, yıl boyunca etkilidir ancak yazın etkisi kışa göre daha belirgindir. yazın mb derinleşip etki alanını genişlettiğinde, alçalan hava hareketleri, sahra ve bitişiğindeki akdeniz bölgesinde kuraklığa yol açar. azor yüksek basıncı, yaz mevsiminde marmara, ege ve karadeniz' de kuzey yönlü rüzgarların etkili olmasına sebep olur. azor yüksek basınç alanın ortalama mb seviyesi 1022-1024 arasındadır ancak kış mevsiminde farklılıklar fazladır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kış mevsiminde ise konumuna göre iklime farklı etkileri vardır. kışın izlanda ab alanın tamamen etkisini yitirdiğinde , yatay görünüm alarak ülkemize sıcaklık ve yağış bakımından olumsuz etkilere neden olabilir. ülkemiz üzerine konuşlandığında ise durağan ve yağışsız havalar oluşturur. rüzgar etkisini yitirdiği için bu dönemlerde hava kalitesi de düşüktür.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

azor yüksek basınç alanın ülkemiz adına en doğru konumu, izlanda dab alanın davis bölgesinde sıkışması sonucu orta avrupa üzerinden yükselmesi ( ispanya-ingiltere enlemleri arası) ve italya üzerinde oluşan tepki ab alanları sayesinde dikey hareketiyle, polar koridor ve sibirya termik yüksek basıncı alanın üzerinden soğuk hava akımlarının ülkemiz enlemlerine inmesine sebep olur.
devamını gör...

2010’lu yılların başlarında kaan boşnak ve engin sevik’in birlikte kurdukları tarz olarak alternatif türk rock müzik yapan belki de son 10 yılın en sevilen müzik grubu…

10 yıllık müzik yolculuğunda pek çok müzisyenle çalışan grup baran ökmen, can tunaboylu ve can kalyoncu’nun katılımıyla şu anki halini aldı…

yüzyüzeyken konuşuruz müzik hayatı boyunca 3 albüm ve 8 single ile çıktı müzikseverlerin karşısına… bu teklilerden 2021 yılı içerisinde yayınlanan sen varsın diye youtube’da 3 ayda 17 milyon, son seslenişim ise 3 haftada 1 milyon dinlenmeye ulaştı.

grubun kurucularından kaan boşnak bir röportajda grubun isminin nereden geldiği ile ilgili soruya projeyi düşündüğümüz arkadaşımla internetten birkaç saat grup ismi şu olsun bu olsun gibi bir muhabbetten sonrasında

“aman neyse yüzyüzeyken konuşuruz boşver”
deyip kapattık ve grubun adı öyle de kaldı diyor.

2020 yılı başlarında blu tv’de grubun bir belgeseli yayınlandı ve yüzyüzeyken konuşuruz aynı yıl temmuz ayında 46. pantene altın kelebek ödüllerinde yılın grubu ödülünü kazandı.

yaptıkları enfes şarkılar ve derin şarkı sözlerinin yanında bize hatırlattıkları bir şey daha var, kişilerarası iletişimde araya giren bunca teknolojiye rağmen hala yüzyüzeyken konuşabilmek büyük bir lüks…
devamını gör...

güncelleme gelmiş galiba. statlar ve şehir hastaneleri de not alındı teşekkürler.
devamını gör...

mesela çilek.
devamını gör...

kanımca beşiktaş'ın ligin fişini çektiği maç olmuştur. sergen yalçın'ın özellikle rize maçı sonrası; ''cumartesi günü olacakları hep birlikte göreceğiz!'' diye göz dağı vermesi sonrası bu skorun yaşanması benim gözümü korkuttu. bundan sonra sergen yalçın hakkında tek bir olumsuz kelam dahi etmem. sonumun hatayspor gibi olmasını istemiyorum * bu skor aslında önümüzdeki sezonlar içinde bir ders niteliğinde. rakip takımların sergen hoca'yı asla ve kata kızdırmaması gerekiyor. takımı öyle bir motive etmiş ki, takım kırmızı pelerin görmüş boğa gibi saldırdı. ilk yarı 5-0 bitti ama izlemeyenler için söylüyorum; bu nasıl kaçar diyeceğiniz en az 5 pozisyon daha vardı. kartal resmen parçaladı geçti. şampiyon gibi oynayan bir beşiktaş izledik.

bir kaç kelam da hazımsızlık yaşayan rakip takım taraftarları için söylemek lazım; alanyaspor maçının açıklamasını alanyaspor'un bizzat kendisi fenerbahçe maçında yaptı. davidson da luz pereira namı diğer davidson altı pastan bomboş kaleye gol nasıl kaçırılır gösterdi. kaldı ki, alanyaspor - beşiktaş maçının ilk çeyrek diliminde beşiktaş'ın 3 tane direkten dönen topu var. işe bakın ki alanyaspor fenerbahçe maçında da alanyaspor'un üç topu direkten döndü * neyse bunlar işaretler. göklerden gelen bir karar vardır muhakkak * bahsettiğiniz takım beşiktaş yeri geldi trabzon'u 7-1 yendi. veselinoviç eliyle 5 işareti yaptığında beşiktaşımız veysel hocamızı kırmadı gitti kadıköy'de fenerbahçe'ye 5 attı. kalecisiz deplasmanda ezeli rakibine gerekli dersi verdi vs vs. yeni kuşak iki büyük masalına inandırıldığı için beşiktaş kendine geldiğinde fabrika ayarları bozulup mavi ekran veriyorlar. önce takımlarınızın kadro değerine bakacaksınız. lig genelinde oynadığınız kötü futbolu göreceksiniz, şapkayı önünüze koyacaksınız ve ondan sonra beşiktaş'a laf edeceksiniz. alanyaspor'da hatay'a 6 tane gol attı bu sezon. bilenmiş, hırslanmış şampiyonluğa yürüyen beşiktaş mı ''pamuk prenses ve yedi cüceler masalı''na nazire yapmayacak? bu kadar sıkmayın canınızı an itibarı ile hak eden şampiyon olmak üzere. hazımsızlık varsa beypazarı soda şu an dertlerinizi bitirmek için bire bir olur.

rize maçından neredeyse iki gün sonra sahaya çıkacaksınız. herkes pusuda puan kaybınızı bekleyecek, bu arada rakip takımın hocası covid olacak ve oyuncular için test yapılması talebi geri çevrilecek buna rağmen kalkıp siz şu türküyü söyleyeceksiniz;

biz tam 7 cüceyiz on dört kollu bir deviz. var mı bize yan bakan hey yan bakan hey yan bakan...

bu her babayiğidin harcı değil. ne zaman iyi olanı hak edeni alkışlamayı öğrenirsiniz işte o zaman işler güzelleşir. sodalarımızı içelim keyfimize bakalım değerli dostlar. ha bu arada lafım sadece hazımsızlığı olan arkadaşlara daha öncesinde beşiktaş'ın bu sezonu tartışmasız hak ettiğini söyleyen pek çok rakip takım taraftarı yazar arkadaşımız oldu. onlara da objektif ve aklı selim duruşlarından ötürü teşekkür ederiz.

adettendir;

siyah ulan!
devamını gör...

kendisiyle 21 ocaktan beri bir şekilde * görüşüyorum. deli deliyi dakkada bulur sözünün karşılığı bir arkadaşlığımız var. ara ara sirke de dahil oluyor bize ama biz onu hemen def ediyoruz. yazar işte ne diyeyim, allah akıl fikir versin bize. *
devamını gör...

rus topraklarının moskova prensliği merkez alınarak birleşmesinin ardında, tahta 1462'de çıkan ve “büyük" olarak bilinen iii. ivan yatar. iii. ivan, herhangi bir çatışmaya girmeden rusya'yı tatarlardan kurtarır. 1472'de sophia palaiologina'yla evlenerek ve arkasından resmi belgelere iki başlı kartal sembolünü ekleyerek imparatorluk iddialarının temelini atar. iii. ivan çarlığı sırasında moskova prensliğine büyük novgorod cumhuriyeti dahil, kuzeybatının prensliklerini ve litvanya savaşlarıyla batıdaki rus topraklarını katar. çok yoğun diplomatik faaliyetlerde de bulunur ve imparatorluk, macaristan, moldavya, danimarka, osmanlı imparatorluğu, venedik cumhuriyeti ve papalık devletiyle ilişkileri sıklaştırır. bazı prikazylerin (bakanlıklar) kurulması ve rusya'nın ilk yazılı kanun kitabı olan sudebnik'in derlenmesiyle devletin merkezi örgütlenmesine katkıda bulunur. döneminin son yıllarında, bir diğer temel sorun olan, kilise ile devlet arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi için girişimlerde bulunur. uzun zaman kiev'e bağlı olan rus ortodoks kilisesi zamanla kiev'den kopar. metropolit güvenlik nedenleriyle ikametgâhını kiev'den moskova'ya nakleder. 1495'te büyük prens metropolit simeon'u atayınca şehrin önemindeki artışın altı çizilmiş olur. bu yıllarda, bazılarının sadece incil modeline dönüşle ve kilise mülkiyetinin tasfiyesiyle mümkün olabileceğini düşündüğü derin manevi yenilenme isteği giderek güçlenir. bir yanda nestjazatelj (fakirlik yanlıları) varken öbür tarafta büyük kilise toprak sahiplerinin çıkarlarını temsil eden ıosif yanlıları (ıosifljane, yani maddeten de güçlü kilisenin teorisyeni ıosif volockij yanlıları) konumlanır. iii. ivan başta, kilise topraklarını sekülerleştirmek ve dolayısıyla yaratmakta olduğu yeni memurlar sınıfına dağıtılacak bol miktarda toprak edinmek için fakir kilise yanlılarını desteklemeyi dener, ama 1503'te ıosif yanlılarının merkezi hükümetin güçlenmesine sundukları destekten yararlanmaya karar verir ve kilise içinde onların zaferini kolaylaştırıp kilise topraklarının genişlemesini sınırlamakla yetinir.
devamını gör...

bana göre "zaman her şeyin ilacıdır." cümlesidir.

bir çaremiz olsa işi zamana bırakmaz kendimiz hallederdik öyle değil mi?
devamını gör...

tuvaleti kullandıktan sonra sifonu çekmeyen kim yaa ?!
devamını gör...

her allah'ın günü kulaklarını çınlattığım yazar, fikir işçisi.

henüz lise çağında tanıştım kendisiyle. bu ülke isimli eserindeki diliyle beni kendisine hayran bırakmıştı. zamanla mağaradakiler, umrandan uygarlığa ile okumaya devam ettim. lise son sınıfta türk edebiyatı dersime giren çok muhterem hanımefendi henüz o günler üç eserini okuduğumu söylediğimde çok şaşırmıştı, ne varsa şaşıracak, ben sadece bu ülkesini okudum, onu da zorla okudum demişti, yazık.

cemil meriç azılı bir gomünisttir. öyle böyle değil. ta ki mahkeme salonunda ümitsizlikten doğan bir isyan ile, bir nevi meydan okuyuş tavrıyla, yalnızlık içinde bir şey olmak ihtiyacıyla marksistim diye haykırırken o güne kadar hiç bir işçinin, emekçinin elini tutmadığını fark edene kadar. bütün bir hayatı okumakla geçer. gözlerinin bozulması her ne kadar çok okumasından olsa da âmâ olmasının sebebi merdivenden düşmesidir.

kendisine bu eserleri yazmasını sağlayan şey ne çok okuması, ne de başka bir şey. tek bir sebebi var: itidal

seneler geçmiş mahkeme salonunda ebeveynlerinin ilgisizliği yüzünden ev eşyalarına zarar veren çocuk gibi marksist olduğunu haykıran cemil meriç hayatın getirdiklerini bir buz dağı gibi karşılamıştır. ne yaşadığı ekonomik sıkıntılar, ne sağlık sorunları... seneler onu olup biten her şeye gülüp geçecek birisi yapmıştır.

cemil meriç zamanla gençlik heveslerinden arınmış, kendisini iyice okumaya vermiş, tercüme işleri ile geçimini sağlamaya çalışmıştır. atilla ilhan ile olan mektuplaşmalarından öğreniyoruz ki eserlerinin sağcı yayınevi olan ötüken'den çıkmasından kendisi de pek hoşnut olmasa gerek. neden ötüken sorusuna ise bugün hâlâ geçerliliğini korur gibi karşılık veriyor, solcuların kendisini anlamadığını, eserlerini basmak istemediklerini söylüyor. gel gelelim, bugün hâlâ kimse kendisini anlayabilmiş değil. derdiyle dertlenebilmiş değil.

cemil meriç, karşısındakini anlamaya çalışan birisi. sokrates gibi abidik gubudik sorular sorarak karşısındakini kendi düşüncesini kabul etmeye zorlamıyor. dinliyor, dinliyor, dinliyor... seninki dert mi arkadaş, benim dünyam karardı demiyor dinliyor. kalemi eline alınca karşısındakini, ele aldığı konuları incitmeden, bir çocuğa nasihat eder gibi kendi içinden gelenleri anlatıyor. bunu anlatırken yeri geliyor sayfalar dolusu izah edilebilecek şeyleri bir cümlede izah edebiliyor.

gel gelelim, kendimi bildim bileli, milliyetçi birisi olmama rağmen türkiye'den gitmek istedim. elimde imkan olmasına rağmen gitmedim, gidemedim. ne bileyim... charles baudelaire'in dediği gibi belki de nerede değilsem orada mutlu olacağımı düşündüm. yaşım kaç oldu hâlâ bu ülkede bir şeylerin düzeleceğine dair zerre miktarı ümidim yok ancak kendisinin bir sözü beni burada tuttu: vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır.

bilmiyorum, bazen keşke kendisini tanımasaydım diyorum, bu söz mıh gibi aklımın bir köşesinde yer etmemiş olsaydı diyorum.
devamını gör...

sözlükte okumaktan zevk aldığım tüm yazar arkadaşlarıma, henüz keşfedemediğim yeni yazarlara ve tüm iyi insanlara ...

devamını gör...

sovyet destekçisi olmasına rağmen boca juniors rozetine karma puanı bayılan bir arkadaş. hayır yani senin arjantin liginin futbol takımıyla ne işin var? ne günlere kaldık dostlar. sözlüğün kurucusu gizli arjantin mafyası çıktı.
devamını gör...


uzaklaşıyorum ellerinizden uçabildiğim kadar!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vatan evladının, hiç bir ilgisi, alakası, haberi bile olmadığı savaşa kurban verilen savaştır, bahanesi nato ya , amerika'ya yaranmak ve bunların bizi rusya'nın yayılmasından korumak olduğu denir.
zaten kore'de rusların destek verdiği çin ve kuzey koreli lere karşı savaş vermiştir.
neyse olmuş geçmiş artık, allah orda vefat edenleri rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim