mutluluktan ağlatan olaylar
ilk defa sevdiğim birinden mektup almıştım. ağlamıştım mutluluktan. hala da saklıyorum. arada açıp okuyorum.
devamını gör...
kendi kendine konuşurken lafın lafı açması
bir kez başlanıp da tadı alındı mı bir daha vazgeçilemez. pek tabii eğlenceli yanları da vardır. kendiniz konuşup kendinize hak verirsiniz. yorum falan da yaparsınız anlattıklarınıza.
yok canım ne delirmesi?
yok canım ne delirmesi?
devamını gör...
dj gyrotta zao (yazar)
ahahahah çok komik ya. bu şahıs* kendi ulkesini kuran adamı sevmeyenleri savunuyor, hatta "isterse nefret de edebilir ne var bunda?" diyor. kim şimdi atatürk düşmanı?
kendisi önceden zaten nickaltima birşeyler girmişti, bende karşılıksız olmasın dedim, ve gayette doğruları yazdım :)
galiba zoruna gitmiş.*
kendisi önceden zaten nickaltima birşeyler girmişti, bende karşılıksız olmasın dedim, ve gayette doğruları yazdım :)
galiba zoruna gitmiş.*
devamını gör...
kitap okuyamamak
büyük kayıptır.
başka dünyaların varlığından mahrum olmak...
çok uzun yazardım da keyfim yok!
başka dünyaların varlığından mahrum olmak...
çok uzun yazardım da keyfim yok!
devamını gör...
ernest hemingway
amerikalı romancı, hikâye yazarı ve gazeteci.
basit yazma tekniği ve sade üslubuyla 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir.
basit yazma tekniği ve sade üslubuyla 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir.
devamını gör...
belkıs özener
yeşilçam filmlerinin unutulmaz ses sanatçısı, gönül yazar'ın kız kardeşidir. bana kalırsa pürüssüz, çok berrak bir sese sahip. birçok yeşilçam filmi de onun sesiyle hayat bulmuştur. esas adı belkıs özyenginer'dir
devamını gör...
yazarların psikolojisini bozan filmler
requiem for a dream
when the moon was full
when the moon was full
devamını gör...
ruşendil-i beşer
"umut için daha çok umut etmeliyiz!" diyeceğim çok sevgili yazar; hep mutlu kal*
devamını gör...
fırıncıya işlerini soran muhabirin cevabı duyunca kısa kesmesi
insanların böyle olaylardan sonra emir kulu gariban emekçileri aşağılaması daha abes geliyor bana. kimse o muhabirin neden röportaja devam etmekten korktuğunu, devam etse neden başının ağrıyacağını ve hatta kovulabileceğini sorgulamıyor.
şöyle bir düşündüğümde, ben şu durumda kalsam, ben de bu devirde işsiz kalmak yerine böyle bir tutum sergilemeyi tercih ederdim herhalde. hele ki kovulmakla kalmayıp resmen kara listeye alınacağımı da biliyorsam.
şöyle bir düşündüğümde, ben şu durumda kalsam, ben de bu devirde işsiz kalmak yerine böyle bir tutum sergilemeyi tercih ederdim herhalde. hele ki kovulmakla kalmayıp resmen kara listeye alınacağımı da biliyorsam.
devamını gör...
bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük
ona kötü örnek olmaktır. çocuklar ebeveynlerini taklit ederek büyürler.
devamını gör...
çaylakları yazar yapıyoruz kampanyası
bu başlığa yazanların bile formata uymuyor olmasından mütevellit iki kez düşünülmesi gereken kampanya.
alınmaca darılmaca yok sevgili çaylak arkadaşlar. bu kadar sözlük var, bu kadar zamandır belirli bir format var, hemen hemen hepsinde ortak olan. sözlüklere aşina olup da hâlâ böyle baştan savarak yazan varsa bu onun ayıbıdır. sözlük denen ortamı ilk kez gören varsa lütfen önce format denen şeyi biraz araştırsın. ortamları bozmak çok ama çok kolay. önemli olan güzel kalmasını sağlayabilmek.
düzgün yazan çaylak görünce zaten oyladığım için, en azından bana göre ekstra bir kampanyaya gerek yok.
alınmaca darılmaca yok sevgili çaylak arkadaşlar. bu kadar sözlük var, bu kadar zamandır belirli bir format var, hemen hemen hepsinde ortak olan. sözlüklere aşina olup da hâlâ böyle baştan savarak yazan varsa bu onun ayıbıdır. sözlük denen ortamı ilk kez gören varsa lütfen önce format denen şeyi biraz araştırsın. ortamları bozmak çok ama çok kolay. önemli olan güzel kalmasını sağlayabilmek.
düzgün yazan çaylak görünce zaten oyladığım için, en azından bana göre ekstra bir kampanyaya gerek yok.
devamını gör...
13 aralık 2020 uludağ sözlük’ün kapatılması
niye sevinmemiz ya da üzülmemiz gereken bir eylem olduğunu anlayamadığım önerme.
en son 2010 yılında falan o da yanlışlıkla uludağ linkine tıklamıştım galiba.
en son 2010 yılında falan o da yanlışlıkla uludağ linkine tıklamıştım galiba.
devamını gör...
hırsızlık
dün çalışırken başıma gelen olay. şöyle ki;
yemeğimi yiyip, son sigaramı içip yeniden mağazaya döndüm ve direkt büroya çağırıldım. acaba neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşünüyorum yürürken. içeri girmemle karşımda üç kadın görüyorum. ikisi çalışan, biri de kaşları çatık, dombiş, esmer, başörtülü bir teyze.
- beni çağırdınız, buyrun?
- sen yabancısın sudoku, persçe biliyor musun?
- nope.
- yine de bir iletişim kurmayı dene hanımefendi ile.
- peki.
- - - -
- hallo, türkisch?
teyzem başını sağa sola sallıyor ve kendi dilinde sessizce bir şey söylüyor
bende başımı sallıyorum
çalışanlar mikemmel bir iletişim oldu diyip gönderiyolar beni yeniden.
beş dakika sonra çalışanın birisi yanımdan geçiyor bende soruyorum:
- teyzenin neye ihtiyacı varmış?
- ihtiyacı olanları çantasına koymuş, gidiyormuş. neyseki fark ettik.
- - -
ardından polisler geldi ve büroda kınama seansı gerçekleştirdiler. hep birlikte dışarı çıktılar ve buraya bidaha gelme denilerek gönderildi teyze.
bu olay beni gerdi tabi. iki saat düşüncelerimi meşgul etti teyze. monolog;
yav teyzem niye böyle şeyler yapıyon manyak mısın? zaten dış görünüşün bas bas bağırıyor önyargılanacak tip diye. yapma bunu işte. sonra tüm yabancılara, farklı ten renkli insanlara, baş örtülülere, örtüsüzlere herkese önyargı geliştirip aynı tencereye atıyorlar.
hayır çaldıklarına ihtiyacın olsa bi yerden yakalayacağım empati duygusunu. ne diye düğünde giyilecek şeyler alıyosun? neden ihtiyacın varsa tshirt, etek, pantolon ne bileyim atlet falan çalmıyosun da düğün elbisesi çalıyosun ya?
hayır ayrıca neden çalıyosun teyzem? zaten bu ülkenin devleti yeterince yardımda bulunmuyor mu? işsizlik maaşı, oturum izinsiz yabancı ülke vatandaşına geçim yardımı, çocuk parası, anonim yardımlar da bulunmuyor mu sen aç kalma diye? kendini böyle durumlara sokma diye?
offfff teyzem, senin yüzünden kendimi yedim iki saat.
yemeğimi yiyip, son sigaramı içip yeniden mağazaya döndüm ve direkt büroya çağırıldım. acaba neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşünüyorum yürürken. içeri girmemle karşımda üç kadın görüyorum. ikisi çalışan, biri de kaşları çatık, dombiş, esmer, başörtülü bir teyze.
- beni çağırdınız, buyrun?
- sen yabancısın sudoku, persçe biliyor musun?
- nope.
- yine de bir iletişim kurmayı dene hanımefendi ile.
- peki.
- - - -
- hallo, türkisch?
teyzem başını sağa sola sallıyor ve kendi dilinde sessizce bir şey söylüyor
bende başımı sallıyorum
çalışanlar mikemmel bir iletişim oldu diyip gönderiyolar beni yeniden.
beş dakika sonra çalışanın birisi yanımdan geçiyor bende soruyorum:
- teyzenin neye ihtiyacı varmış?
- ihtiyacı olanları çantasına koymuş, gidiyormuş. neyseki fark ettik.
- - -
ardından polisler geldi ve büroda kınama seansı gerçekleştirdiler. hep birlikte dışarı çıktılar ve buraya bidaha gelme denilerek gönderildi teyze.
bu olay beni gerdi tabi. iki saat düşüncelerimi meşgul etti teyze. monolog;
yav teyzem niye böyle şeyler yapıyon manyak mısın? zaten dış görünüşün bas bas bağırıyor önyargılanacak tip diye. yapma bunu işte. sonra tüm yabancılara, farklı ten renkli insanlara, baş örtülülere, örtüsüzlere herkese önyargı geliştirip aynı tencereye atıyorlar.
hayır çaldıklarına ihtiyacın olsa bi yerden yakalayacağım empati duygusunu. ne diye düğünde giyilecek şeyler alıyosun? neden ihtiyacın varsa tshirt, etek, pantolon ne bileyim atlet falan çalmıyosun da düğün elbisesi çalıyosun ya?
hayır ayrıca neden çalıyosun teyzem? zaten bu ülkenin devleti yeterince yardımda bulunmuyor mu? işsizlik maaşı, oturum izinsiz yabancı ülke vatandaşına geçim yardımı, çocuk parası, anonim yardımlar da bulunmuyor mu sen aç kalma diye? kendini böyle durumlara sokma diye?
offfff teyzem, senin yüzünden kendimi yedim iki saat.
devamını gör...
heykel
bursa'da merkezi bir semtin ismi.
buraya giden insanlar heykele çıkıyorum der. neden bilmiyorum heykele gidilmez, çıkılır.
atatürk heykelinden alıyor sanırım ismini, müzenin önündeki. lisede karış karış gezdim daracık, yokuşlu sokaklarında.
vay ki gençtim!
buraya giden insanlar heykele çıkıyorum der. neden bilmiyorum heykele gidilmez, çıkılır.
atatürk heykelinden alıyor sanırım ismini, müzenin önündeki. lisede karış karış gezdim daracık, yokuşlu sokaklarında.
vay ki gençtim!
devamını gör...
elektrokardiyografi
kalbin elektrik dipol momentine (bkz: bileşke vektör) ait şiddet ve vektörel yönü inceleyerek gerekli teşhis bilgisinin elde edilebildiği tıbbi kayıt metodu. ekg trasesi ismi verilen grafik kalbin farklı anatomik bölgelerinin oluşturduğu birden fazla elektriksel sinyali içerir. her bir dalganın oluşum süresi, aralarındaki zaman farkı ve büyüklükleri kendisine karşılık gelen anatomik bölgenin durumuyla ilişkilidir. ancak kalp elektriksel aktivitesi yüksek bir organdır ve ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekir.
kalpte elektriksel sinyaller sağ atriumda sinoatrial düğüm ismi verilen bölgede özelleşmiş hücreler tarafından başlatılır. bu sinyal ile ilk olarak kulakçıklar kasılır ve sinyal kısa bir gecikmeyle karıncıklara geçer. böylece kalbin sağ kulakçığından başlayarak en alt noktasına (bkz: kalp apeksi) doğru bir bileşke vektör olarak kalbin dipol momenti oluşur. bu dipol momentinin büyüklüğü ve yönü kalbin sağlığıyla ilgilidir. örneğin sağlıklı bir kalbin dipol momenti düşey düzlemde normal ile yaptığı açı kalbin bir bölgesinde iletimin kaybolmasıyla veya azalmasıyla hasarlı bölgeden uzaklaşarak sağlıklı bölgeye doğru kayar (bkz: vektörel toplama). bu dipol momentinin büyüklüğünü ve doğrultusunu tespit etmek amacıyla göğse ve uzuvlara bağlanan yüzeysel elektrotlar kullanılır. birden fazla yönden yapılan ölçümlerle farklı kalbin dipol momentinin bileşenleri ayrı ayrı incelenir .
kalpte elektriksel sinyaller sağ atriumda sinoatrial düğüm ismi verilen bölgede özelleşmiş hücreler tarafından başlatılır. bu sinyal ile ilk olarak kulakçıklar kasılır ve sinyal kısa bir gecikmeyle karıncıklara geçer. böylece kalbin sağ kulakçığından başlayarak en alt noktasına (bkz: kalp apeksi) doğru bir bileşke vektör olarak kalbin dipol momenti oluşur. bu dipol momentinin büyüklüğü ve yönü kalbin sağlığıyla ilgilidir. örneğin sağlıklı bir kalbin dipol momenti düşey düzlemde normal ile yaptığı açı kalbin bir bölgesinde iletimin kaybolmasıyla veya azalmasıyla hasarlı bölgeden uzaklaşarak sağlıklı bölgeye doğru kayar (bkz: vektörel toplama). bu dipol momentinin büyüklüğünü ve doğrultusunu tespit etmek amacıyla göğse ve uzuvlara bağlanan yüzeysel elektrotlar kullanılır. birden fazla yönden yapılan ölçümlerle farklı kalbin dipol momentinin bileşenleri ayrı ayrı incelenir .
devamını gör...
kişide kaçma isteği uyandıran muhabbetler
burç ve fal muhabbetleri. benim için zekâ turnusolü görevi görür.
burçlara körü körüne inanan ve seçimlerini burç yorumlarına göre yapan insanları ciddiye alamıyorum üzgünüm.
burçlara körü körüne inanan ve seçimlerini burç yorumlarına göre yapan insanları ciddiye alamıyorum üzgünüm.
devamını gör...
sözlük radyosunda sabah sabah müslüm baba çalması
an itibariyle kahvaltıda sütümü rakıymış gibi içmeme sebep olan olaydır. saat sabah 8.26 yahu oldu mu şimdi bu çok dertlendim.
hadi ben evde oturan bir kişiyim. peki bu saatte otobüste işe giderken sözlük radyosunu dinleyen bir kişi ne düşünür nasıl hisseder sabah sabah efkarlanacak insanlar yapmayın.
aynı değiliz ikimizde zaaflarına bir gece hatalarına bir nilüfer sevgisizliğine bir kalp verdim müslüm gürses.
hadi ben evde oturan bir kişiyim. peki bu saatte otobüste işe giderken sözlük radyosunu dinleyen bir kişi ne düşünür nasıl hisseder sabah sabah efkarlanacak insanlar yapmayın.
aynı değiliz ikimizde zaaflarına bir gece hatalarına bir nilüfer sevgisizliğine bir kalp verdim müslüm gürses.
devamını gör...
evde yalnızken yiyişmenin ötesine geçebilmek
mahmut'a mart kedileri gibi bir şey olmuş. soğuk su döken komşu da şimdi camda belirdi...
üşütme mahmut.*
üşütme mahmut.*
devamını gör...
tony soprano
dizi tarihin en güzel işlenen karakterlerinden birisi. the sopranos'un başrolü.
(bkz: anthony soprano) veya kısaca (bkz: t). new jersey'in kralı. izlerken bir oyunculuk görmezsiniz çünkü size karşınızdaki hep gerçek bir karaktermiş gibi gelecek. bir aile babasının evine kamera yerleştirmişler ve belgesel izliyorsunuz gibi. dizi bittikten sonra acaba karakteri canlandıran james gandolfini hayatına nasıl devam etti. çünkü bizim için tony soprano gerçek bir insandı ki james gandolfini gibi bir üstadın 2013de ölmesi gerçekten üzücü. tekrar üstüne basıyorum, abartıyorum ama cidden tony soprano'nun göz kırpışı, duygu değişimleri insanı büyülüyor. iyi oyunculuk her zaman sarhoş taklidi, deli taklidi, aşırı gülme veya ağlama rolüyle kıyaslanıyor bazı kişiler tarafından. ama gerçek oyunculuk sadece durarak seyirciye duyguyu geçirmekle alakalı. kısacası televizyonunuz, bilgisayarınız veya telefonunuzun içindeki bir insandı aslında o sevgili üstad...
(bkz: anthony soprano) veya kısaca (bkz: t). new jersey'in kralı. izlerken bir oyunculuk görmezsiniz çünkü size karşınızdaki hep gerçek bir karaktermiş gibi gelecek. bir aile babasının evine kamera yerleştirmişler ve belgesel izliyorsunuz gibi. dizi bittikten sonra acaba karakteri canlandıran james gandolfini hayatına nasıl devam etti. çünkü bizim için tony soprano gerçek bir insandı ki james gandolfini gibi bir üstadın 2013de ölmesi gerçekten üzücü. tekrar üstüne basıyorum, abartıyorum ama cidden tony soprano'nun göz kırpışı, duygu değişimleri insanı büyülüyor. iyi oyunculuk her zaman sarhoş taklidi, deli taklidi, aşırı gülme veya ağlama rolüyle kıyaslanıyor bazı kişiler tarafından. ama gerçek oyunculuk sadece durarak seyirciye duyguyu geçirmekle alakalı. kısacası televizyonunuz, bilgisayarınız veya telefonunuzun içindeki bir insandı aslında o sevgili üstad...
devamını gör...
radio paradise
kendileri müthiştir efendim. 4 farklı kanal seçeneğiyle muhteşem müzikler çalınıyor. reklam olmadığı için dinleyicilerden gelen bağışlarla ayakta kalıyor. denemenizi tavsiye ediyorum.
devamını gör...