beklentiler sadece üzer
doğum günümün kutlanmasını çok bekledim geçen. kimse kutlamadı ve üzdü.
devamını gör...
boşanmış bir kadınla evlenmek
zaten boşanmamış, kanunen evli gözüken bir kadınla yasal olarak evlenemezsiniz...
devamını gör...
savaşmak vs teslim olmak
ben teslim olanlardanım. yani bu biraz dünyada bulunduğun coğrafya ile de alakalı kanımca. bir savaşıyorsun, iki savaşıyorsun ama bakıyorsun suda bir kulaç yol alamamışsın. ondan ben teslim oldum hayata. sadece coğrafya değil insanlar için de geçerli bu, nerde olursan ol sen yaş aldıkça insanlar seni en kallavi kötülükleriyle bile şaşırtmamaya başlıyor ve sende insansızlığa teslim olmaya başlıyorsun usul usul.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın değerli sözlük sakinleri.
ben sakinim, siz de sakin olun.
şşt şşşt sakin ol.
ben sakinim, siz de sakin olun.
şşt şşşt sakin ol.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının kahve tercihleri
sade türk kahvesi
devamını gör...
sözlük yazarlarının başucu kitapları
ben simyacı derim. devamında sidharta insana hayatı sorgulatan ve ne için yaşadığını sorgulatan iki mükemmel eser.
devamını gör...
çirkin kadınlara tavsiyeler
ulen başlığa bak. *tavsiye olarak "güzel olun" yazılmıştır muhtemelen.
bir tavsiye de ben patlatayım. size çirkin diyenin suratına okkalı bir kahkaha yapıştırın. başka bir şeye gerek yok. üç beş kendini bilmez için canınızı sıkmayın, eğlenmenize bakın. kudursunlar köşede.
bir tavsiye de ben patlatayım. size çirkin diyenin suratına okkalı bir kahkaha yapıştırın. başka bir şeye gerek yok. üç beş kendini bilmez için canınızı sıkmayın, eğlenmenize bakın. kudursunlar köşede.
devamını gör...
aziz nesin
efendim, biz okumuyoruz. okumayınca ne olur?
memleket ilerler mi?
ilerlemez elbet...
işte ilerlemiyoruz.*
memleket ilerler mi?
ilerlemez elbet...
işte ilerlemiyoruz.*
devamını gör...
yazara sinirlenip normal sözlük başlığında ağlamak
son zamanlarda iyice artmış olan yazarcık davranışı.
sürekli şikayet eden insanları sevmiyorum.
sevmediğim şikayetçi olduğum yerden giderim.
garip garip herkes herşeyi sahipleniyor. mal mısınız ya? sarmıyorsa basar giderim banane.
sanki dersin çığır açmış gibi "tanımlarımızı sileniyoruz, gidemiyoruz." malsınız bak çok ciddi söylüyorum aşırı derecede malsınız. yazdığı tanımlara bakıyorum waow birşey yok. sanki özgün bilimsel çalışmalarını açtı buraya. "burnunu oyan kız" tanımını alıp sözlükten nasıl defolup gidemiyorsun ya?
sürekli şikayet eden insanları sevmiyorum.
sevmediğim şikayetçi olduğum yerden giderim.
garip garip herkes herşeyi sahipleniyor. mal mısınız ya? sarmıyorsa basar giderim banane.
sanki dersin çığır açmış gibi "tanımlarımızı sileniyoruz, gidemiyoruz." malsınız bak çok ciddi söylüyorum aşırı derecede malsınız. yazdığı tanımlara bakıyorum waow birşey yok. sanki özgün bilimsel çalışmalarını açtı buraya. "burnunu oyan kız" tanımını alıp sözlükten nasıl defolup gidemiyorsun ya?
devamını gör...
nickaltı zorbalığı
sadece sözlükte değil tüm sanal mecralarda olan ve ama burada kendini fosforlu kalemle altı çizilmiş gibi belli eden kötücül bir eylem.
kaç bin tane yazar var bu sözlükte. kaç yüz tanesini okuyoruz? okuduklarımız arasında da seçim yapıyoruz elbette. neye göre? ben üsluba bakarım efendim. kişisel olarak tanıştığım insanların kendi hayatında neyle mücadele ettiğini bilmediğim için olabildiğince nazik olmak düsturumdur benim. ha, herkes bunu benimsemek zorunda değil. ama ben biz, siz, etrafımızda olmasını istediğimiz insanları böylelerinin arasından seçmekte özgürüz. haliyle burada okuduğum yazarlar da üslubu oturaklı insanlardır. bu hareketim beni yazar seçme konusunda zorba ya da gruplaştıran biri yapar mı? bu kadar kolaysa aksi için uğraşmayalım zaten, yapsın.
ama birinin fikirlerini beğenmemek başka şey, fikirleriyle alay etmek başka. ve bu durumda "gruplaşma" olmasın diye tepki göstermeyeceksek o zaman da yine aynı yazarlar tarafından "etliye sütlüye karışmayan, kendi fikirlerini söylemekten korkan, karma peşinde koşan yazar" olarak eleştiriliyoruz.
sonra, kendi tanımları için oylama peşinde olmadığını söyleyen yazarların, başka yazarların tanımlarındaki oylarla ilgilendiğini görüyoruz. bu, kendinde kalsa yine pekiyi. ulu orta "bu yazarlar nokta koysa kafadan x beğenisi var" diye dövünüyorlar. e yazın siz de. kimseye saldırmadan, hakaret etmeden, hakaret yoksa da varmış gibi bir öfkeyi kızıl kızıl bağıran tanımlar haricinde tanımlar yazın. vallahi okurum. vallahi oylarım. ha, gerçi geçti artık o iş.
öte yandan dün gün boyu başlık sahibini hedef gösteren başlıklar açıldı sözlükte. bakarsanız bu tanımlara, bariz bir hakaret yoktur. ama zaten bu başlıkların sırf bir yazarı tanımlayarak hedef göstermek ve kendince alay etmek için açılması bile başlı başına zorbalıktır. ve mesela ben, bu yazarları okumayı ve oylamayı tercih etmiyorum diye gruplaşmış mı oluyorum? olayım. gerçekten bu kadar kolaysa aksi için hiç çabalamayalım.
yani aslında birine kancayı takmak isteyen zaten takıyor. geçiniz bu gruplaşma işini.
yine de şunu sormadan geçemeyeceğim. bir yazarın nickaltında onu takdir eden tanımları görmek sizi bunca rahatsız ediyorken, nefretle yazılmış tanımları görmek neden rahatsız etmiyor? sataşmak için yazılmış, eleştirinin çok ötesine geçen nickaltı yazıları da bu kadar midenizi bulandırıyor mu? benim bulandırıyor. hele şu iki gündür neden burada olduğumu bile sorguladım. diyelim ki sözlüğe bir yenilik geldi ve nickaltı tanımları gizlendi; bırakacak mısınız nickaltı ipine yeni yıkanıp asılmış bembeyaz çamaşırlara çamur atmayı? sanmıyorum. çünkü mesele zorbalığın kendisidir ve son derece zehirlidir. o kendine bir yol bulur.
son olarak güneş'le ilgili diyeceklerim var. zorbalık var ona karşı evet. buram buram esiyor hem de ve birçok yazarın bizi birbirimize benzetmesi gibi ben de benzetiyorum ve her lafını derinden hissediyorum. evet, nokta koysa bile. haliyle dün tüm bu nickaltı ve başlık zorbalığı bana yapılmış gibi üzgündüm. ama tahminimce gerçek kişiler gibi o da bunun iş hayatında olanına da rastlamıştır çocukluğundakine ek olarak. kendisi için değilse de yine buradaki gibi bir başkası için şahitliği olmuştur hiç değilse. onu harekete geçiren de dolduruş olmasa gerek(kurma kolu olan oyuncak mı bu kadın canım? ne dolduruşu?) olsa olsa vicdanıdır, ki gerçek hayatta tanımadığım birinin vicdanına ancak güneş'e kendisi olduğu için güvendiğim kadar güvenebilirim. iyidir çünkü. kelimenin saf haliyle iyi. ayrıca bu durumda nasıl vaziyet alacağını da bilir. o yüzden bu bir güneş savunması değil. kendisi bir pankart yazmış yürümüş. bir ucundan tutup onunla yürüyen de çok. ama o dedi diye değil; dediği doğru diye! geldim, bir omuz veriyor ve ben de tutuyorum bir ucundan pankartı sadece: kahrolsun bağzı şeyler!
not: cabbar hoca hayattaysa ömrü bereketli olsun. öldüyse canına rahmet olsun. köşe başlarının bu kadar arttığını bilse üzülürdü muhtemelen.
not 2: sizi severiz güneş. sizi seveni de severiz!*
kaç bin tane yazar var bu sözlükte. kaç yüz tanesini okuyoruz? okuduklarımız arasında da seçim yapıyoruz elbette. neye göre? ben üsluba bakarım efendim. kişisel olarak tanıştığım insanların kendi hayatında neyle mücadele ettiğini bilmediğim için olabildiğince nazik olmak düsturumdur benim. ha, herkes bunu benimsemek zorunda değil. ama ben biz, siz, etrafımızda olmasını istediğimiz insanları böylelerinin arasından seçmekte özgürüz. haliyle burada okuduğum yazarlar da üslubu oturaklı insanlardır. bu hareketim beni yazar seçme konusunda zorba ya da gruplaştıran biri yapar mı? bu kadar kolaysa aksi için uğraşmayalım zaten, yapsın.
ama birinin fikirlerini beğenmemek başka şey, fikirleriyle alay etmek başka. ve bu durumda "gruplaşma" olmasın diye tepki göstermeyeceksek o zaman da yine aynı yazarlar tarafından "etliye sütlüye karışmayan, kendi fikirlerini söylemekten korkan, karma peşinde koşan yazar" olarak eleştiriliyoruz.
sonra, kendi tanımları için oylama peşinde olmadığını söyleyen yazarların, başka yazarların tanımlarındaki oylarla ilgilendiğini görüyoruz. bu, kendinde kalsa yine pekiyi. ulu orta "bu yazarlar nokta koysa kafadan x beğenisi var" diye dövünüyorlar. e yazın siz de. kimseye saldırmadan, hakaret etmeden, hakaret yoksa da varmış gibi bir öfkeyi kızıl kızıl bağıran tanımlar haricinde tanımlar yazın. vallahi okurum. vallahi oylarım. ha, gerçi geçti artık o iş.
öte yandan dün gün boyu başlık sahibini hedef gösteren başlıklar açıldı sözlükte. bakarsanız bu tanımlara, bariz bir hakaret yoktur. ama zaten bu başlıkların sırf bir yazarı tanımlayarak hedef göstermek ve kendince alay etmek için açılması bile başlı başına zorbalıktır. ve mesela ben, bu yazarları okumayı ve oylamayı tercih etmiyorum diye gruplaşmış mı oluyorum? olayım. gerçekten bu kadar kolaysa aksi için hiç çabalamayalım.
yani aslında birine kancayı takmak isteyen zaten takıyor. geçiniz bu gruplaşma işini.
yine de şunu sormadan geçemeyeceğim. bir yazarın nickaltında onu takdir eden tanımları görmek sizi bunca rahatsız ediyorken, nefretle yazılmış tanımları görmek neden rahatsız etmiyor? sataşmak için yazılmış, eleştirinin çok ötesine geçen nickaltı yazıları da bu kadar midenizi bulandırıyor mu? benim bulandırıyor. hele şu iki gündür neden burada olduğumu bile sorguladım. diyelim ki sözlüğe bir yenilik geldi ve nickaltı tanımları gizlendi; bırakacak mısınız nickaltı ipine yeni yıkanıp asılmış bembeyaz çamaşırlara çamur atmayı? sanmıyorum. çünkü mesele zorbalığın kendisidir ve son derece zehirlidir. o kendine bir yol bulur.
son olarak güneş'le ilgili diyeceklerim var. zorbalık var ona karşı evet. buram buram esiyor hem de ve birçok yazarın bizi birbirimize benzetmesi gibi ben de benzetiyorum ve her lafını derinden hissediyorum. evet, nokta koysa bile. haliyle dün tüm bu nickaltı ve başlık zorbalığı bana yapılmış gibi üzgündüm. ama tahminimce gerçek kişiler gibi o da bunun iş hayatında olanına da rastlamıştır çocukluğundakine ek olarak. kendisi için değilse de yine buradaki gibi bir başkası için şahitliği olmuştur hiç değilse. onu harekete geçiren de dolduruş olmasa gerek(kurma kolu olan oyuncak mı bu kadın canım? ne dolduruşu?) olsa olsa vicdanıdır, ki gerçek hayatta tanımadığım birinin vicdanına ancak güneş'e kendisi olduğu için güvendiğim kadar güvenebilirim. iyidir çünkü. kelimenin saf haliyle iyi. ayrıca bu durumda nasıl vaziyet alacağını da bilir. o yüzden bu bir güneş savunması değil. kendisi bir pankart yazmış yürümüş. bir ucundan tutup onunla yürüyen de çok. ama o dedi diye değil; dediği doğru diye! geldim, bir omuz veriyor ve ben de tutuyorum bir ucundan pankartı sadece: kahrolsun bağzı şeyler!
not: cabbar hoca hayattaysa ömrü bereketli olsun. öldüyse canına rahmet olsun. köşe başlarının bu kadar arttığını bilse üzülürdü muhtemelen.
not 2: sizi severiz güneş. sizi seveni de severiz!*
devamını gör...
antiseptik
septik, basit olarak zararlı mikroorganizma demektir. antiseptik ise bu zararlı mikroorganizmaları yok eden, ortadan kaldıran bileşenlerdir. mikropsavarlardır.
devamını gör...
utanmadan carlsberg içen erkek
"ay vurdu bu beni" diyordur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
tuhaf zaman
sanrılar içindeyim
sayıklıyorum
hepsi bu
dertlerim devleşir
herkes sessiz
sen herkesleşirsin
gözümde bir damla yaş kalmaz
ıskalamamak için hayattan
alacaklıyım
hepsi bu
geceye bırakırım
yıllanmış hüzünlerimi
dert etmeler başlar
can çekişir cümlelerim
çığlık çığlığa
fakat dinleyenler duymaz
kaç zamanı öldürdüm bilmem
hecelerimde gizli saklı vurgular
ruhsuz tutkularla kaplanmış her yanım
bir boşluk açar
ne yana saklasam yaralarımı
günyüzündeler
sere serpe hezeyanlarım
sayıklamaya başlar...
sanrılar içindeyim
sayıklıyorum
hepsi bu
dertlerim devleşir
herkes sessiz
sen herkesleşirsin
gözümde bir damla yaş kalmaz
ıskalamamak için hayattan
alacaklıyım
hepsi bu
geceye bırakırım
yıllanmış hüzünlerimi
dert etmeler başlar
can çekişir cümlelerim
çığlık çığlığa
fakat dinleyenler duymaz
kaç zamanı öldürdüm bilmem
hecelerimde gizli saklı vurgular
ruhsuz tutkularla kaplanmış her yanım
bir boşluk açar
ne yana saklasam yaralarımı
günyüzündeler
sere serpe hezeyanlarım
sayıklamaya başlar...
devamını gör...
rüyada eski sevgiliyi görmek
aman! durduk yere tatsızlık çıkmasın.
düşünsenize hanımın yanında başka bir kızın adını sayıklıyorum. son uykum olur, uyanamam herhalde.
düşünsenize hanımın yanında başka bir kızın adını sayıklıyorum. son uykum olur, uyanamam herhalde.
devamını gör...
cherry pie
'90 çıkışlı warrant şarkısı. ablanın birine abayı yakıp o benim tatlış vişneli pastam olur efso lezzetli çok tatlış bi ablamızdır kendisi görsen koca adam halinle var ya ağlarsın ağlar diye sözler yazmışlardır.
devamını gör...
hala koronovirüse yakalanmamış insan
hayattaki tüm şansımı burada kullandığım için benimdir.
evet yakalanmadım. hatta 2 doz aşımı da baya geç vurulmama rağmen, yine yakalanmadım.
yeri geldi dışarı çıktım. yeri geldi konsere gittim. kalabalık ortamlara girdim. ama tıh olamıyorum. hatta ailemde de kimse yakalanmadı.
bunu maskesiz bir kere bile dışarı çıkmamama bağlıyorum. aksi halde ölümsüz bile olabilirim.
evet yakalanmadım. hatta 2 doz aşımı da baya geç vurulmama rağmen, yine yakalanmadım.
yeri geldi dışarı çıktım. yeri geldi konsere gittim. kalabalık ortamlara girdim. ama tıh olamıyorum. hatta ailemde de kimse yakalanmadı.
bunu maskesiz bir kere bile dışarı çıkmamama bağlıyorum. aksi halde ölümsüz bile olabilirim.
devamını gör...
akp'ye sempati duyan gençler
genc değildir o içi geçmiştir. doğan görünümlü şahin gibidir.
devamını gör...
yazarların hatırladığı ilk hayal kırıklığı
ilkini değil ama en büyüğünü asla unutamıyorum. lisede okula başlayalı 2 ay anca olmuştu. mahalleden bir kadın anneme okulda olmam gereken saatlerde her gün beni bir çocukla el ele gördüğünü söylemiş. annem de inanmış. halbuki her gün okulu arar orada mıyım diye sorardı. okul dönüşü beni apartmanın önünde beklemiş. öyle sert bir tokat attı ki dudağım patladı. saçımdan çekerek beni eve soktu. bana iftira atan kadın beni görüp de "bu değildi gördüğüm" diyene kadar okula gidemedim. annem benden özür bile dilemedi. sadece gelip "yarın okula gidebilirsin" dedi. bu yaşıma kadar daha büyük hayal kırıklığı yaşamadım.
devamını gör...
seninle yaşamak zorunda olduğu için kedine dahi acıyorum
yemin ederim on numara ayrılık cümlesi. hatta başlığa girmeden önce replik sandım. gözümde şöyle bir sahne canlandı:
adam son zamanlarda yaşadıklarıyla baş edememiş, aksi, çekilmez birine dönmüştür. en son öyle affedilmez bir şey yapmıştır ki karısı evi terk etmiştir. bir gün karısına ulaşmış, artık değiştiğini ve kendisini toparladığını söylemiş, sözler vermiştir. akşam adamın evinde buluşmak için sözleştiklerinde kadın eve bir gelir ki adam yine aynı hâlde. içmiş, sözünü tutmamış ve yine her şeyi mahvetmiştir.
karısı sahneyi terk etmeden önce, üzerinde mutlaka olması gereken trençkotuyla adama dönüp demiştir ki:
"seninle yaşamak zorunda olduğu için kedine bile acıyorum."
daha sonra adam, kedisine sarılmış ağlarken defalarca kez bu cümleyi zihninden geçirir. öyle ki başka bir şey duyamaz hâle gelmiştir. ve dış kapıyı açıp kediyi dışarı bırakır.
bitti.
adam son zamanlarda yaşadıklarıyla baş edememiş, aksi, çekilmez birine dönmüştür. en son öyle affedilmez bir şey yapmıştır ki karısı evi terk etmiştir. bir gün karısına ulaşmış, artık değiştiğini ve kendisini toparladığını söylemiş, sözler vermiştir. akşam adamın evinde buluşmak için sözleştiklerinde kadın eve bir gelir ki adam yine aynı hâlde. içmiş, sözünü tutmamış ve yine her şeyi mahvetmiştir.
karısı sahneyi terk etmeden önce, üzerinde mutlaka olması gereken trençkotuyla adama dönüp demiştir ki:
"seninle yaşamak zorunda olduğu için kedine bile acıyorum."
daha sonra adam, kedisine sarılmış ağlarken defalarca kez bu cümleyi zihninden geçirir. öyle ki başka bir şey duyamaz hâle gelmiştir. ve dış kapıyı açıp kediyi dışarı bırakır.
bitti.
devamını gör...
