surekli anasına sövulen ama rahatsiz olmayan kürttür.
devamını gör...

istemsizce beş dakika boyunca hem diş fırçalama hem de evi tavaf etme olarak vuku bulan olay. yapmaktan vazgeçemediğim alışkanlıklarımdan birisi.
devamını gör...

erkek bireye verdiğiniz tepkilere göre değişecektir.
kadın sıcak ve ilgili ise erkek birey bir o kadar kibar ve cesur bir şekilde atağa geçer. ama kadın ilgisiz ve umursamaz ise işte o zaman içlerindeki canavar ortaya çıkıyor ve karşısızda ilkokul sıralarında saçınızı çeken ve acı çekmenizden zevk alan o küçük sadist velet ortaya çıkıyor.
devamını gör...

çekmeyenlerin bilip bilmeden boş yorum yaptığı ağrıdır..
devamını gör...

jopon olunmaz japon doğulur! zeki, çalışkan, ahlaklı bir türk de muadil sayılır, daha kolay hem dediğim arzu.
devamını gör...

aaaa duydum ki quinn gelmiş. hoş gelmiş. umarım bir daha gitmez ve sözlüğü güzel tanımlarıyla renklendirmeye devam eder.*
devamını gör...

yeni alınan karar ile zorunlu temel ihtiyaçlar olarak ve kedi köpek maması temizlik ürünlerinin dışında diğer ürünlerin satışi yasaktır. ne saçma sapan döneme geldik hayır anlamıyorum ben markete bir şekilde gittim ha pil almışım ha yağ sucuk peynir.

buradan
devamını gör...

köy evi;
1- duvarda, evin vefat etmiş kişisinin değerli eşyası asılıdır.(baston)
2- kuzine
3 -devamlı hayvan sesi
4- evin etrafındaki arsa (çay ve fındıklık)
devamını gör...

istanbul'un 13 milyon göç vereceğini gördüğümüz durumdur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müslümanım diyen sadece bir kısmı ilgilendiren açıklama. bu adamlar bunları söylemek zorunda ki etrafındaki adamları kendine daha sıkı bağlayabilsin. yoksa gerçekten inanan kimseler için cennete gidip huri peşine düşmek bir amaç değil.

bunca yıllık müslümanım hiç böyle hayaller kurmadım. inancım gereği ölüp cennete gitsem benim için kafi.

selam ve dua ile. haa birazda akıl fikir.
devamını gör...

bir zehrin etkisini yok eden maddedir.
devamını gör...

öğrenilmiş çaresizlik olabilir.
devamını gör...

emek...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müslüman olduğunu iddia eden ülkelerin çoğunda, sanki bir dini vecibeymiş gibi kutlanan, kuran ve sünnette olmayan bid'at ritüelleridir.
hristiyanların yortularına özentiden başka bir şey değildir.

bunlar; kandil geceleri olarak adlandırılan mevlid, regaib, mirac, beraat ve kandil geceleridir.
kandil gecesi ismi; 2. selim zamanında nam kazanmış ve minarelerde kandiller yakılmak suretiyle kutlandığı için kandil adıyla itibar kazanmıştır.
(diyanet ansk. de böyle diyor)

diyanetin böyle demesine rağmen, neden ısrarla kutlanıyor?
hah! işte burada devreye "siyaset" giriyor. yani "devletin dini yoktur politikası vardır" düsturuyla, islamı hayatın pratiğinden çıkararak, insanları mübarek(!) gün ve gecelere sabitleyip, pasifize etme amaçlı devlet politikası güdümünde kutlanıyor.

hicretten yaklaşık 300 yıl sonra; mısır'da fatımiler mevlid kandilini icat ediyor, 400 yıl sonra da kudüs'te regaib ve berat geceleri ortaya çıkıyor.
yani, ne kuran ve ne de sünnette bilgisi ve belgesi olmayan bu geceler, zamanla tüm islam dünyasını zehirli sarmaşık gibi zaptediyor.

namaz toplu halde cemaatle kılınır, sonraki hemen tüm ibadetler bireyseldir. camilerde toplanıp "kutsal gece" argümanıyla ibadet(!) ederek bedava yorulanlara duyurulur.

edit: #455882 şu gecede 40 rekat namaz kılarsan 1000 şehit sevabı.. bu kandilin ertesinde bir gün oruç tutarsan 70 yıllık günahın silinir gibi saçma sapan şirklere yol açtığı için; peygamber tarafından her bidat sapıklık olarak bildirilmiştir.

sahabede uygulaması var mı? o zaman peygamber de uygulamamıştır ve dolayısıyla bidat'tır.
devamını gör...

avrupa'nın ve yepyeni bir ülkenin kapılarını size kısa bir süre için açan, bir çok milletten insanla ve kültürle haşır neşir olacağınız, her haftasonu başka bir avrupa şehrini gezebileceğiniz, dolu dolu zaman geçirme ve döndüğünüzde uzun bir süre hüzün yaşama garantili öğrenci değişim programı.
devamını gör...

19. yüzyılın en etkili ve en meşhur edebiyatçısıdır, yaşadığı dönem avrupada sınıf ayrımlarının en çok dikkat çektiği ve artık yıkılma seslerinin geldiği dönemdir. insanlar onlara üstünlük taslanmasına binlerce yıl sonra ses çıkartmaya başlamıştır.

(bkz: karl marx) (bkz: tolstoy) (bkz: dostoyevski) örneğin karl marx'ın yaşadığı toplum; sınıf mücadeleleri içinde boğulurken marx'ın yazdığı manifesto uzun yıllar sonrasında kendi memleketinden binlerce kilometre uzakta kabul görmüş ve uygulanmıştır. (bkz: ssbc)

victor hugo; kilise baskısından ve batı dünyasındaki sınıf ayrımlarından bıkmış olacak ki islama merak salmış, araştırmış ve islamda baskı altındaki bir sınıf görememesi, hatta fakirliğin erdem sayılması ve budizmdeki gibi hayata müdahaleden uzak olmamaları, bu dinin ifrat ve tefritten uzak olduğunu anlamasını sağlamış. zaten islamın iyi yaşandığı dönemlerde yöneticiler hep fakirlik içinde yaşamış ve halkı el üstünde tutmuşlardır, müslümanların dine karşı bu kadar muhabbet duymasının sebebide budur. hristiyanlıkta alt sınıf içten içe din adamlarından nefret ederken, müslümanlıkta dinini en çok seven alt sınıftır.

victor hugo bu samimiyeti görmüş,
hatta islam peygamberi hz. muhammed* hakkında şiir dahi yazmıştır, fakat anladığım kadarıyla tarihçi gözüyle olaylara bakmış ve müslüman olmamıştır.

(bkz: victor hugo'nun hz muhammed hakkında şiir yazmış olması)
devamını gör...

"umarım en kısa sürede bulunur" dediğim iş/ler.

(bkz: eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar)
devamını gör...

tuncel kurtiz sayesinde eşsiz bir yorumla dinlediğimiz oscar wilde şiiridir efendim. haliniz ahvaliniz el vermiyorsa lütfen okumayın/dinlemeyin. aşırı br huzursuzluk hissi veriyor.


oysa herkes öldürür sevdiğini,
kulak verin bu dediklerime.
kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle...

korkaklar öpücükle öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle,
kimi gençken öldürür sevdiğini,
kimi yaşlıyken...

şehvetli ellerle boğar kimi,
kimi altından elleri,
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

kimi yeterince sevmez,
kimi fazla sever,
kimi satar kimi de satın alır,
kimi gözyaşı döker öldürürken,
kimi kılı kıpırdamadan..

çünkü herkes öldürür sevdiğini
ama
herkes öldürdü diye
ölmez
.
devamını gör...

sözlükte gezmek.
devamını gör...

şef joseph ile ilgili iki kitap önermek isterim. bunlardan birincisi ''chief joseph & the flight of the nez perce: the untold story of an american tragedy'', kent nerburn'un yazdığı bu kitapta hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ve nez perce kabilesinin yaşadıkları güzel bir dille anlatılmış.

ikincisi ise ''chester anders fee, chief joseph: the biography of a great indian'' adlı 1936 yılında yayınlanan bir kitap.

kanımca kendisi ile ilgili yazılmış en önemli kaynaktır. bu kitabı okuduğunuzda hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ne kadar önemli bir ruhani lider olduğunu anlıyorsunuz. kitapta kendisinin yaşanan her olayla ilgili görüşlerini direkt kendi ağızından okuma şansına erişiyorsunuz ki bu da kendisini daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor.

başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ek olarak da bir iki şey yazayım.

hin-mah-too-yah-lat-kekt adı nez perce dilinden ''gümbürdeyen gök gürültüsü'' olarak da çevrilmektedir. açıkçası bu isim benim daha çok hoşuma gidiyor.

nez perce kabilesi, diğer kabilelere nazaran beyaz adamın isteklerine daha çabuk boyun eğmiştir. toplu halde hristiyanlığı kabul etmiş ve vaftiz olmuşlardır. ancak buna rağmen, beyaz adamın gazabından kurtulamamışlardır. topraklarının tamamı ellerinden alınmak istenmiş ve idaho'da bir rezervasyon alanına kapatılmalarına karar verilmiştir. hal böyle olunca nez perce kabilesinden bir grup savaşçı -ki bunların arasında beyaz kuş ve aynaya bakan da vardır- isyan etmişlerdir. bu isyan sonrası şef joseph'in amerikan hükümetinin baskılarının iyice artması nedeni ile kendilerine verilen incili yaktığı söylenir.

bu olaylar sırasında da şu sözleri söyler; ''durumumuzu düşündükçe kalbim ağırlaşıyor. kendi halkımdan bazılarını kanun kaçağı olarak gösteriyorlar, onları ülkenin bir ucundan bir ucuna sürüyorlar yada hayvanlar gibi vurup avlıyorlar.

amerikan hükümeti isyanı gerekçe göstererek, nez percelerin üzerine iki süvari birliği gönderince, hin-mah-too-yah-lat-kekt, oturan boğa gibi kanada'ya göç etmek zorunda kalmıştır. bu göç esnasında arkalarında iki süvari birliği vardır. zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanmış. her defasında nez perce'ler amerikan birliklerini püskürterek, isyancı grupla birleşmeyi başarmışlardır.

bu seferde, general nelson a. miles tarafından yönetilen ve cheyenne izcilerini kullanan yeni bir birlik, göç eden grubun peşine düşmüş ve ayı pençesi dağlarında nez perceleri sıkıştırmıştır. bu sırada nez percelerin savaş şefi olan hin-mah-too-yah-lat-kekt'in kardeşi ollikut öldürülmüştür. dondurucu soğukta aç ve susuz 5 gün direnmişlerdir. teslim olduklarında sayıları sadece 87'dir. teslim olduğunda şu meşhur konuşmayı yapar;

general howard’a söyleyin onun kalbini biliyorum. daha önce bana, bende bir kalbe sahibim demişti. savaşmaktan yoruldum. şeflerimiz öldürüldü. looking glass öldü. yaşlı adamların hepsi öldü. tu-hul-hil-sote öldü. gençlerin lideri ollikut öldü. hava soğuk ve battaniyemiz yok. çocuklar donuyor. halkımın bazıları tepelere kaçtı. yiyecek ve battaniyeleri yoktu. kimse nerede olduklarını bilmiyor. belki de donarak öldüler. çocuklarımı aramak, ve onlardan kaçını kurtarabileceğimi görmek için zamanım olsun istiyorum. belki onları ölüm yakaladığı sırada bulacağım...

dinleyin beni ! şeflerim ! yoruldum. kalbim hasta ve üzgün. yine de güneş nereden şimdi doğuyorsa orada beyaz adama karşı durup savaşacağım.


bu olaydan sonra hin-mah-too-yah-lat-kekt 27 yıl boyunca rezervasyon alanında tutsak olarak yaşadı ve orada hayata gözlerini yumdu.

rezervasyon alanları ile ilgili sözleri ise can yakıcıdır;

eğer beyaz adam huzur içinde yaşayan kızılderililerle barış içinde yaşamak istiyorsa, bu kadar zor kullanmaya ihtiyaçları yok. bize kendi insanlarına davrandıkları şekilde davranmalı, hepimize eşit şekilde yaşama ve büyüme şansı vermeli.

tüm insanlar büyük ruh tarafından yaratılmıştır. hepsi kardeştir. doğa ana tüm insanların annesidir ve tüm insanlar onun üzerinde eşit haklara sahiptir.

atları kazıklara bağlarsanız onların iyi büyüyeceğini umabilir misiniz? eğer kızılderilileri dünyadaki küçük bir leke gibi görür ve rezervasyın alanlarında kalmaya zorlarsanız, o zaman ne memnun olacaktır ne de gelişip başarılı olacaktır.

bazı beyaz adam şeflerine sordum, kızılderililere sadece bir tek yerde yaşamalarını söyleyebilecek otoriteyi kimden aldılar, bana bunun cevabını veremediler.

özgür bir adam olmama izin verin, özgür seyahat etmeme, özgür alışveriş yapmama, özgür çalışmama, seçtiğim yerde özgürce ticaret yapmama, özgürce kendi öğretmenlerimi seçebilmeme, özgürce büyüklerimin inançlarını takip edebilmeme, özgürce konuşmama, düşünmeme ve kendimce hareket etmeme...

ancak böylelikle sizin kanunlarınıza uyabilirim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim