ayrılık konuşması yapmak
seviyorsanız ve karşıdaki kişinin iyiliği için yapıyorsanız bile sizi iyi görmeyecektir. o vicdan boru gibi gene bize girecektir. zor, çok çok zor.
devamını gör...
shenanigans
çikolatasını bana emanet ederek çok yanlış yapmış yazardır.
sayın yazar, kurda kuzu teslim edilmez!
balkonunuzdan tanım girmek kolay tabee.
tanım: girdiği tanımlarla beğenimi kazanan, severek takip ettiğim yazarlardandır.
sayın yazar, kurda kuzu teslim edilmez!
balkonunuzdan tanım girmek kolay tabee.
tanım: girdiği tanımlarla beğenimi kazanan, severek takip ettiğim yazarlardandır.
devamını gör...
iki cümlelik korku hikayesi yaz
ölümcül bir hastalığa yakalandığı için huzur içinde göl evinde ölmeyi bekliyordu. tam o sırada ; haberlerde bilim insanlarının ölümsüzlüğü keşfettiğini öğrendi. *
devamını gör...
normal sözlük'te profilinize bakan kişiye otomatik mesaj atan program
henüz elimizde bulunmayan ama çok istendiği takdirde yapılabilecek olan programdır.
sanagulbahcesivadetmedim, seni bekleyemeyiz, biz hemen yapmak istiyoruz diyenleriniz olabilir. hemen anlatayım o zaman.
öncelikli olarak ihtiyacımız olanlar, birazcık python bilgisi, birazcık html bilgisi, bir de selenium. python'la çalışan selenium, element olan değil. evet.
belki bilmeyenleriniz vardır ama online listesine tıkladığınızda, kişiler listesi çıkmakta. ve bu kişiler listesinde de bir tane işaret bulunmakta, kişinin hangi sayfada olduğunu söyleyen.
heh, işte yapacağımız şey bu yönden çok basit.
önce bu listeyi bir diziye atıyoruz, python'da selenium yardımıyla. sonra da eşleşme var mı diye bakıyoruz.
eğer listede "yazar: sanagulbahcesivadetmedim" yazıyorsa mesela, direkt mesaj atıyoruz.
"kardeşim sen nabiyosun benim profilimde" diye.
ya da daha güzeli, eğer "yazar: yoldaş benjamin franklin" yazıyorsa,
"yoldaş'a suikast mi düzenlicen karşim, terk et" temalı bir mesaj atıyoruz.
zaten mesaj kutusu da hemen yanıbaşında.
ne diyorsunuz sayın yazarlar? yapalım mı böyle bir program?
edit: ismini paylaşmak istemediğim bir yazar arkadaşım dedi ki, profilime bakan yazar karşı cinsten bir kişiyse, "evet, sevgilim yok, tanışalım mı?" temalı bir mesaj atabileceksek olur.
yazarın profiline gidip, bu bilgiyi almak sorun değil ama tabii kaç kişi bu bilgiyi paylaşıyor? çok az. evet.
sanagulbahcesivadetmedim, seni bekleyemeyiz, biz hemen yapmak istiyoruz diyenleriniz olabilir. hemen anlatayım o zaman.
öncelikli olarak ihtiyacımız olanlar, birazcık python bilgisi, birazcık html bilgisi, bir de selenium. python'la çalışan selenium, element olan değil. evet.
belki bilmeyenleriniz vardır ama online listesine tıkladığınızda, kişiler listesi çıkmakta. ve bu kişiler listesinde de bir tane işaret bulunmakta, kişinin hangi sayfada olduğunu söyleyen.
heh, işte yapacağımız şey bu yönden çok basit.
önce bu listeyi bir diziye atıyoruz, python'da selenium yardımıyla. sonra da eşleşme var mı diye bakıyoruz.
eğer listede "yazar: sanagulbahcesivadetmedim" yazıyorsa mesela, direkt mesaj atıyoruz.
"kardeşim sen nabiyosun benim profilimde" diye.
ya da daha güzeli, eğer "yazar: yoldaş benjamin franklin" yazıyorsa,
"yoldaş'a suikast mi düzenlicen karşim, terk et" temalı bir mesaj atıyoruz.
zaten mesaj kutusu da hemen yanıbaşında.
ne diyorsunuz sayın yazarlar? yapalım mı böyle bir program?
edit: ismini paylaşmak istemediğim bir yazar arkadaşım dedi ki, profilime bakan yazar karşı cinsten bir kişiyse, "evet, sevgilim yok, tanışalım mı?" temalı bir mesaj atabileceksek olur.
yazarın profiline gidip, bu bilgiyi almak sorun değil ama tabii kaç kişi bu bilgiyi paylaşıyor? çok az. evet.
devamını gör...
thedansözkiller
futboldan, siyasete, müzikten, edebiyatta kadar yelpazesi geniş bilgisi , entelektüel , birikimli aynı zamanda , espiri yeteneği , ince ince dokundurmalari , harika yazar , yine kime giydirmiş diye merak ile yazılarını takip ettiğim yazar.
iyiki var , iyiki tanımışım.
iyiki var , iyiki tanımışım.
devamını gör...
varoluşun verdiği eşsiz acı
her acı gibi farklıdır can yakar ama tarifi yoktur.
düşünenler ömürleri boyunca bu acıya bir çözüm aramışlar düşünmüşler analiz etmişler.
sevdiğim bir şair friedrich hölderlin e bir soru sorar.
hölderlin hangi taş ezdi seni tadın böyle güzelleşmiş der.
bazen acı o kadar eşsizdir ki insanın tadını güzelleştirir. acı çeken insanlar ortaya derin eserler bırakırlar sonra acı çeker kaybolurlar.
bizde onları okuyup iyice acı çekeriz.
düşünenler ömürleri boyunca bu acıya bir çözüm aramışlar düşünmüşler analiz etmişler.
sevdiğim bir şair friedrich hölderlin e bir soru sorar.
hölderlin hangi taş ezdi seni tadın böyle güzelleşmiş der.
bazen acı o kadar eşsizdir ki insanın tadını güzelleştirir. acı çeken insanlar ortaya derin eserler bırakırlar sonra acı çeker kaybolurlar.
bizde onları okuyup iyice acı çekeriz.
devamını gör...
bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük
"kendiniz olmak yerine, başkalarının istediği bir bireye dönüşmektir."
devamını gör...
esrar-ı cinayet
tanzimat birinci dönem sanatçılarından olan ve de ismini "yazı makinesi" olarak duyurmuş ahmet mithat efendi'nin, dönemin şartlarını belli edecek şekilde yazıp bizlere bıraktığı, edebiyatımızın ilk cinayet romanıdır.
kitap haline gelmeden önce gazetede tefrika edilen roman, daha sonra kitaplaştırılmıştır. tanzimat birinci dönem'de dilin basitleştirilmeye çalışıldığını ancak başarılı olamadığını biliyoruz. ahmet mithat'da bundan etkileniyor. yine dönemin şartlarından olan "okuyucuya bilgi verme" olayını da aşamıyor. yer yer cümleyi kesip okurla konuşur gibi yazıyor. kitabın basitleştirilmiş türkçesini malum kitap sitesinde* bulabilirsiniz.
okuyucuyla konuşurcasına yazıldığından konudan sapma oluyor ama anlatım neticesinde o eksik tamamlanıyor. tavsiyedir.
••
mekân olarak istanbul'u seçen yazar, alışagelmiş bir konuyu ele alıyor; balıkçılar kıyıya vurmuş biri kız üç kişinin cesedini buluyorlar. henüz bu olay çözülmeden ortaya başka bir ceset çıkıyor. ceset cinayet süsü verilerek öldürülmüş olduğundan öncelikle üzerinde durulmuyor lakin kitabın öne çıkan karakteri olan ve soruşturmayı yürüten memur arkadaşımız osman sabri bunu aydınlatıyor.
kitap, iki yüze yakın esere imza atmış yazarın en önemli yapıtları arasında sayılmakta. üniversite sınavında da sorulma ihtimali yüksek. eğer benim gibi sınava girecek arkadaşlarım varsa* eseri, yazarı ve türünü bilmelerini tavsiye ederim.
kitap haline gelmeden önce gazetede tefrika edilen roman, daha sonra kitaplaştırılmıştır. tanzimat birinci dönem'de dilin basitleştirilmeye çalışıldığını ancak başarılı olamadığını biliyoruz. ahmet mithat'da bundan etkileniyor. yine dönemin şartlarından olan "okuyucuya bilgi verme" olayını da aşamıyor. yer yer cümleyi kesip okurla konuşur gibi yazıyor. kitabın basitleştirilmiş türkçesini malum kitap sitesinde* bulabilirsiniz.
okuyucuyla konuşurcasına yazıldığından konudan sapma oluyor ama anlatım neticesinde o eksik tamamlanıyor. tavsiyedir.
••
mekân olarak istanbul'u seçen yazar, alışagelmiş bir konuyu ele alıyor; balıkçılar kıyıya vurmuş biri kız üç kişinin cesedini buluyorlar. henüz bu olay çözülmeden ortaya başka bir ceset çıkıyor. ceset cinayet süsü verilerek öldürülmüş olduğundan öncelikle üzerinde durulmuyor lakin kitabın öne çıkan karakteri olan ve soruşturmayı yürüten memur arkadaşımız osman sabri bunu aydınlatıyor.
kitap, iki yüze yakın esere imza atmış yazarın en önemli yapıtları arasında sayılmakta. üniversite sınavında da sorulma ihtimali yüksek. eğer benim gibi sınava girecek arkadaşlarım varsa* eseri, yazarı ve türünü bilmelerini tavsiye ederim.
devamını gör...
çaresizlik
2012 senesinde, bir arkadaşımın halası ankara onkoloji hastanesinde tedavi görüyordu. birlikte hastaneye gittik. o halasının yanına çıktı ben de bahçede takılıyordum. keşke arkadaşımla hastaneye gitmeseydim ya da onunla yukarı çıksaydım şeklinde düşündürten cümleleri, 30-35 yaşları arası bir adamdan duydum. adam, telefonla, dayısı olduğunu sonradan öğrendiğim kişiyle sessizce konuşuyordu. bir anda gözlerinden yaşlar boşalarak “ dayı allah rızası için yardım et, çocuk ölüyor” dedi. sesinde, bu çaresizlik denen meret sonuna kadar vardı. dayısında belki de yardım edecek güç vardı. belki de daha önce de gitti kapısına ama son çare mi diyelim yoksa çaresizlik mi diyelim tekrardan ona yalvarmak zorunda kalıyordu. ben resmen koşar adım kaçtım ordan. elimden bir şey de gelmiyordu. o konuşmalara o kadar şahit olmak bile yetmişti çaresizliği anlamama.
daha kötüsü de günler geçiyor ama çaresizlik kavramına hiç mi hiç karşı koyan bir şey olmuyor. son zamanlarda ismini daha çok duyduğumuz, sma denen illet.
bir babasın, anasın. çalışıyorsun, vergi veriyorsun, sağlık için sigortanı ödüyorsun. sen tüm tedbirlerini almışken ve çalıştığın devlet çocuğunu kanunlarla ekstra güvence altına almışken, çocuğun sma oluyor. güvendiğin ve katkı sağladığın bu çark, bu derdine derman olmuyor.
bu hastalığın bir çözümü olmasa, başımızı öne eğip takdiri ilahi kelimesini kullanıp hep birlikte üzülelim. ama çözüm var ve birileri parayı bastırıp, ilaçları getirtip çocuğunu yaşatırken, kimilerinin de gözlerinin önünde, parasızlıktan göz göre göre ölüyor. sıra, bütün insanları da geçip “ bütün çocuklar eşittir, bazıları daha eşittir” e kadar mı düştü?
hem çare var hem de çaresizlik. bu sanki çaresizlikten daha kötü.
daha kötüsü de günler geçiyor ama çaresizlik kavramına hiç mi hiç karşı koyan bir şey olmuyor. son zamanlarda ismini daha çok duyduğumuz, sma denen illet.
bir babasın, anasın. çalışıyorsun, vergi veriyorsun, sağlık için sigortanı ödüyorsun. sen tüm tedbirlerini almışken ve çalıştığın devlet çocuğunu kanunlarla ekstra güvence altına almışken, çocuğun sma oluyor. güvendiğin ve katkı sağladığın bu çark, bu derdine derman olmuyor.
bu hastalığın bir çözümü olmasa, başımızı öne eğip takdiri ilahi kelimesini kullanıp hep birlikte üzülelim. ama çözüm var ve birileri parayı bastırıp, ilaçları getirtip çocuğunu yaşatırken, kimilerinin de gözlerinin önünde, parasızlıktan göz göre göre ölüyor. sıra, bütün insanları da geçip “ bütün çocuklar eşittir, bazıları daha eşittir” e kadar mı düştü?
hem çare var hem de çaresizlik. bu sanki çaresizlikten daha kötü.
devamını gör...
martingale
martingale sistemi nedir?
şans oyunlarındaki mottosu “ilelebet kaybedecek değilsin, elbet biri tutacak” olan matematiksel yöntemdir.
kısa ve net özetiyle, arka arkaya 10 kez bile kaybetseniz 11. de kazanırsanız bütün kaybettiklerini telafi edip kara geçtiğiniz bir teknik. diyeceksiniz hiç öyle şey olur mu? martingale tekniğin de nasıl olduğunu detaylı şekilde örneklerle görelim.
martingale sistemi çok basit bir temel mantıkla çalışır. zararı karşılamak için kazanana kadar bahis miktarını arttırana kadar devam etmektir( genelde bu önceki bahisin 2 katını yatırmak şeklindedir). daha çok kumarda kullanılır.
şans oyunlarındaki mottosu “ilelebet kaybedecek değilsin, elbet biri tutacak” olan matematiksel yöntemdir.
kısa ve net özetiyle, arka arkaya 10 kez bile kaybetseniz 11. de kazanırsanız bütün kaybettiklerini telafi edip kara geçtiğiniz bir teknik. diyeceksiniz hiç öyle şey olur mu? martingale tekniğin de nasıl olduğunu detaylı şekilde örneklerle görelim.
martingale sistemi çok basit bir temel mantıkla çalışır. zararı karşılamak için kazanana kadar bahis miktarını arttırana kadar devam etmektir( genelde bu önceki bahisin 2 katını yatırmak şeklindedir). daha çok kumarda kullanılır.
devamını gör...
cicim
iltifat kıvamındaki taciz kelimesi.
nefret ediyorum sırf iyilik üzerine programlanmış pür-u pak kişiliğimin böyle yarı entel klişelere kurban edilmesine.
hayır, git sözlüğe ingilizce olarak akışkanlar mekaniği yaz, ne bileyim üç buçuk saat sonra radyo yayının olacak ona çalış??
yok, hâlâ aklı fikri bende??
hanıma söyleyip başka bir köye taşınalım biz en iyisi, bu hanımefendiden kurtuluş yok.
nefret ediyorum sırf iyilik üzerine programlanmış pür-u pak kişiliğimin böyle yarı entel klişelere kurban edilmesine.
hayır, git sözlüğe ingilizce olarak akışkanlar mekaniği yaz, ne bileyim üç buçuk saat sonra radyo yayının olacak ona çalış??
yok, hâlâ aklı fikri bende??
hanıma söyleyip başka bir köye taşınalım biz en iyisi, bu hanımefendiden kurtuluş yok.
devamını gör...
21'inci yüzyılda istanbul'da gerçekleşecek büyük istanbul depremi
artık ne yapılırsa yapılsın önlemeyecek şey binlerce ölüm. artık enkazın altında ne yaparım diye düşünüyorum
devamını gör...
r yapmak
geri vites
devamını gör...
binlerce iyi yazar varken zweig kafka ve sabahattin ali diye tutturmak
başlıkta ismi geçen yazarlar zaten ''binlerce iyi yazar''ın arasında fakat başlıktaki isimler ''bestseller'' olduğu için kendilerine fazlaca haksızlık yapılıyor.
bestseller, yapaylıktan başka bir şey değildir. özellikle romanı bestseller'la boğmaya çalışmak, yazarlarına büyük haksızlıktır. bir ara benim de rahatsız olduğum, ''kahve- kürk mantolu madonna'' tayfası çıkmıştı. şu an bir kitapçıya gidin, sabahattin ali'nin kitapları her yerde en çok satanlar. neden? doyumsuz tüketicilerden dolayı. tamam, kıyafette, arabada, ev eşyasında yarışa giriyorsunuz ve sahip olmak istiyorsunuz ve bunu göstermek istiyorsunuz fakat bu yapay kültürü kitaplar için oluşturmak büyük haksızlık. ön yargı oluşturuyor çünkü. sabahattin ali'nin kitapları en çok satılanlarda olmayı zaten hak ediyor çünkü bize, biz insanlara ne olduğumuzu söylüyor. her insan bundan farklı şeyler çıkarıyor.
yazarlar bu kadar değerli eserleri, bize ne olduğumuzu gösteren eserleri instagram'da kahve ile story olarak paylaşın diye yazmamış. insanda ister istemez ön yargı oluşturabiliyor fazlaca bahsedilen şeyler. çünkü ''abartıldığı'' düşünülüyor. oysa daha demin verdiğim örnekte bahsettiğim isim olan sabahattin ali, yazıları yüzünden birçok zorluktan geçmiş, hatta dolaylı yoldan yazdıkları yüzünden ne yazık ki katledilmiş bir isim. eğer saygısızlık yapmak istenmiyorsa, kitapları tüketim çılgınlığından uzak tutulmalı, ve gerçekten, gerçek manada okunmalı. ''kahve- kürk mantolu madonna'' fotoğraf karesi, yani sırf çok okunuyor diye alıp da okuduğunu gösterme isteğinden uzak durarak okunmalı.
bestseller, yapaylıktan başka bir şey değildir. özellikle romanı bestseller'la boğmaya çalışmak, yazarlarına büyük haksızlıktır. bir ara benim de rahatsız olduğum, ''kahve- kürk mantolu madonna'' tayfası çıkmıştı. şu an bir kitapçıya gidin, sabahattin ali'nin kitapları her yerde en çok satanlar. neden? doyumsuz tüketicilerden dolayı. tamam, kıyafette, arabada, ev eşyasında yarışa giriyorsunuz ve sahip olmak istiyorsunuz ve bunu göstermek istiyorsunuz fakat bu yapay kültürü kitaplar için oluşturmak büyük haksızlık. ön yargı oluşturuyor çünkü. sabahattin ali'nin kitapları en çok satılanlarda olmayı zaten hak ediyor çünkü bize, biz insanlara ne olduğumuzu söylüyor. her insan bundan farklı şeyler çıkarıyor.
yazarlar bu kadar değerli eserleri, bize ne olduğumuzu gösteren eserleri instagram'da kahve ile story olarak paylaşın diye yazmamış. insanda ister istemez ön yargı oluşturabiliyor fazlaca bahsedilen şeyler. çünkü ''abartıldığı'' düşünülüyor. oysa daha demin verdiğim örnekte bahsettiğim isim olan sabahattin ali, yazıları yüzünden birçok zorluktan geçmiş, hatta dolaylı yoldan yazdıkları yüzünden ne yazık ki katledilmiş bir isim. eğer saygısızlık yapmak istenmiyorsa, kitapları tüketim çılgınlığından uzak tutulmalı, ve gerçekten, gerçek manada okunmalı. ''kahve- kürk mantolu madonna'' fotoğraf karesi, yani sırf çok okunuyor diye alıp da okuduğunu gösterme isteğinden uzak durarak okunmalı.
devamını gör...
bir kadının sözlük yazarı olma nedeni
bunun neden “sorunsal” olarak ifade edildiğini anlamadığım saçmalık. yazmayı ve okumayı seviyorum. story de atıyorum, enrty de giriyorum. ikisini de halledebiliyor olmak mı sorun? sözlük buram buram çorap mı koksun ayrıca?
devamını gör...
tanım engelleme
sözlükte bulunan ve hiç kullanmayacağımı düşünürken cinsiyetçi başlıklar açan bir yazarın tanımlarını engellememe yardımcı olan ve dolayısıyla kullandığım seçenek.
iyi ki var. tamam farklı fikirlere saygımız var fakat hakarete, cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, saygısızlığa yok. saygı görmeye değer insanlara saygı gösterilir, hak etmiyorlarsa da isteğe göre engellenir.
iyi ki var. tamam farklı fikirlere saygımız var fakat hakarete, cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, saygısızlığa yok. saygı görmeye değer insanlara saygı gösterilir, hak etmiyorlarsa da isteğe göre engellenir.
devamını gör...
sözlükçülerin yaz tatili planları
covit servisinde florasanlar altında bronzlaşmak canım yaa
devamını gör...
kolay harcanan şeyler
insan hayatıdır maalesef. bir linç, bir küfür, bir bıçak darbesi, anlık gaflet, anlık sinir, cinnet: netice cinayet.
#falancaiçinadalet
ah ah ne zor.
#falancaiçinadalet
ah ah ne zor.
devamını gör...

