yazarların okuduğu bölümler
(bkz: tıp)
devamını gör...
birini olduğu gibi kabul etmek
sanıldığının aksine bir lütuf değil, vazifedir. bir insanı olduğu gibi kabul etmeyip bir kalıba sokmaya çalışmak hatanın en büyüğüdür
devamını gör...
musicbuddy
devamını gör...
kafa sözlük
son zamanlarda yorum veya bilgi içerikli, uzun başlıkların pek fazla rağbet görmediğini üzülerek fark ettiğim sözlük.
gündem sütunu fazla sabit olduğu için insanlar oradaki başlıklara yazmak yerine bugün kısmında gördükleri başlıklara daha çok yazıyorlar bence ve orası da çok hızlı aktığı için orada arada kaynayan çok başlık oluyor. emek verilmiş tanımlar ise çoğu kez hiçbir şekilde görülmeden, etkileşim almadan olduğu gibi kalıyor. böyle giderse korkarım yazmaktan vazgeçecek bazı yazarlar olacaktır.
gündem sütunu fazla sabit olduğu için insanlar oradaki başlıklara yazmak yerine bugün kısmında gördükleri başlıklara daha çok yazıyorlar bence ve orası da çok hızlı aktığı için orada arada kaynayan çok başlık oluyor. emek verilmiş tanımlar ise çoğu kez hiçbir şekilde görülmeden, etkileşim almadan olduğu gibi kalıyor. böyle giderse korkarım yazmaktan vazgeçecek bazı yazarlar olacaktır.
devamını gör...
yazarların hayattaki motivasyon kaynakları
ailem ve ailem diyebilceğim her anımda yanımda olan insanlar.
devamını gör...
sözlüğün düz yazarları
başta şahsımın olduğu yazarlardır. hiçbir enler listesinde yoklardır. sözlüğün en sevilen, en sevilmeyen, en troll, en gülümseten, en polemikli listelerinde yoksanız sizler de sözlüğün düz yazarlar kulübündesinizdir efendim.
devamını gör...
bal
organik olduğu halde bozulmayan bir besindir.
devamını gör...
istisnasız her gün açılan başlıklar
kafa sözlük günlük akış başlıkları şunlardır;
1) kadınlara yönelik açılan başlıklar
2) yoldaş benjamin franklin adı altında açılan başlıklar
3) yine kadınlara yönelik başlıklardır.
haftada 2-3 gün mutlaka açılan başlıklar
1) şaka maka kafa sözlüğün .... olması
2) moderatörleri şikayet etmek amacıyla açılan başlıklar
3) trolleri eleştirmek, ifşa etmek amacıyla açılan başlıklardan oluşmaktadır.
1) kadınlara yönelik açılan başlıklar
2) yoldaş benjamin franklin adı altında açılan başlıklar
3) yine kadınlara yönelik başlıklardır.
haftada 2-3 gün mutlaka açılan başlıklar
1) şaka maka kafa sözlüğün .... olması
2) moderatörleri şikayet etmek amacıyla açılan başlıklar
3) trolleri eleştirmek, ifşa etmek amacıyla açılan başlıklardan oluşmaktadır.
devamını gör...
aynı anda çok iyi giden iki flört
aynı anda iki flört mü?
resimag.com/p1/c24e7da6ee77.jpeg
resimag.com/p1/c24e7da6ee77.jpeg
devamını gör...
nerede o eski bayramlar
bu yıl kıyaslayacak bir bayramımız bile olmaması ne kadar acı.
tanım: her bayram dillere pelesenk olmuş cümledir.
tanım: her bayram dillere pelesenk olmuş cümledir.
devamını gör...
aile baskısı
genel olarak nesilden nesile devam eden durum. genel olarak anne babalarımızın bize yaşattığı şeyler kendi yaşamadığı şeyler değil.
devamını gör...
geceye sürekli bir şeyler bırakmamızın nedeni
merak ettiğim konudur, akışta açılan başlıkların 10 tanesinin 3-4'ü böyle. neden özellikle geceye bırakıyorlar peki? geceye herhangi bir şey bırakmak ile çamaşır teline bir şeyler bırakmak arasında ne gibi bir fark var merak ediyorum. çamaşır tellerine yapılan bu ayrımcılığı da kınıyorum.
devamını gör...
pluviophile (yazar)
online listesinde ilk denk geldiğimde, ilginç bir nick ne anlama geliyor diye araştırmıştım. o çok hoş tanımı okurken kafamda arka sekmelerde yağmurlu şarkılar çalmaya başlamıştı. kendisinin tanımlarına her denk geldiğimde de o anı hatırlatan yazardır. ne garip ki bu sene kurak geçiyor *, umarım yağmurlar başlar da onun da keyfi artar, yazılarına da devam eder keyifle.
takipteyim keyifle...
takipteyim keyifle...
devamını gör...
takipçi kaybetmek
iyi gün takipçisilerinin yaptığıdır. düzgün yazıp yüzlerini güldürünce bir şey yok, biraz makara yapıp saçmalayınca auuvv. ne var alüminyum?
devamını gör...
otomatik portakal
bir anthony burgess romanı. kitap değişik üslubuyla gerçekten hoşuma gitti. bu alex dedim tam bir manyak. kısaca konusundan bahsedecek olursam; her türlü pisliği eyleme döken, manyak bir çocuk bu alex ve kendi gibi 3 kankası daha var. bunlar birlikte içerler-ama süt dkjgdg- hırsızlık yaparlar, adam döverler, tecavüz ederler ve işte böyle şeylerle uğraşırlar. bir gün de bir olay sonrası aleximiz mapuslara düşer ey kardeşlerim (okuyanlar neden öyle dediğimi anlar tabii) . sonra insanın içindeki kötülük yapma dürtüsünü yok edecek bir tedavi yönteminde denek olarak kullanırlar bu çocuğu. böyle işte sonrasında olanlar falan çok detaya girmek istemiyorum spoiler olmasın diye.
bir insanı zorla iyi yapmak doğru mudur? insanın kötülük yapma şansının elinden alınması ona, topluma iyilik yapmak mıdır? bir insanı seçim yapamadan yaşamak zorunda bırakmak sanırım berbat bir şey.
filme gelirsem kitabı bitirir bitirmez izledim. öncelikle ana karakter çok harika seçilmiş diye düşünüyorum. çocuktaki şeytani bakışları çok beğendim. canım kubrick biraz fazla detaylı uyarlamış bazı sahneleri ileri sarmak zorunda kaldım açıkçası çünkü tecavüz sahnelerini izlemediğim halde sesini duymak bile tahammül edemediğim bir şey. ama başarılı bir şekilde uyarlandığını düşünüyorum. film bazı ülkelerde yasaklanmış ben bunun abartı olduğunu düşünüyorum.
izlemek mi okumak mı derseniz hep dediğim gibi okunmasını tavsiye ederim. ama yoook ben okuyamam derseniz bence iyi bir uyarlama olduğu için filmini de izlemeniz hemen hemen aynı etkiyi verecektir.
bir insanı zorla iyi yapmak doğru mudur? insanın kötülük yapma şansının elinden alınması ona, topluma iyilik yapmak mıdır? bir insanı seçim yapamadan yaşamak zorunda bırakmak sanırım berbat bir şey.
filme gelirsem kitabı bitirir bitirmez izledim. öncelikle ana karakter çok harika seçilmiş diye düşünüyorum. çocuktaki şeytani bakışları çok beğendim. canım kubrick biraz fazla detaylı uyarlamış bazı sahneleri ileri sarmak zorunda kaldım açıkçası çünkü tecavüz sahnelerini izlemediğim halde sesini duymak bile tahammül edemediğim bir şey. ama başarılı bir şekilde uyarlandığını düşünüyorum. film bazı ülkelerde yasaklanmış ben bunun abartı olduğunu düşünüyorum.
izlemek mi okumak mı derseniz hep dediğim gibi okunmasını tavsiye ederim. ama yoook ben okuyamam derseniz bence iyi bir uyarlama olduğu için filmini de izlemeniz hemen hemen aynı etkiyi verecektir.
devamını gör...
rosencrantz and guildenstern are dead
oyun yazarı ve senarist tom stoppard'ın dilimize rosencrantz ve guildenstern öldüler olarak çevrilmiş olan absürd komedi oyunu. stoppard muhteşem bir zeka ürünü koyuyor ortaya. william shakespeare'in hamlet'inin iki önemsiz ve silik görünen karakteri rosencrantz ve guildenstern'in bakış açısından hamlet'in existential trajikomedisi. gary oldman ve tim roth'un başrolde olduğu 1990 yapımı muhteşem bir uyarlaması da vardır. stoppard daha başından değişmeyecek bir yazgıyı basit bir yazı tura ile okuyucuya aktarır. buldukları para ile yazı tura atan ikili 150'den daha fazla tura geldiğinde bunun üzerine tartışır ve manasızlığından bahsederler. okuyucu her ne kadar bunun monte carlo yanılgısı olduğunu bilse de stoppard açıkça değişmez bir kaderin altını daha başından çizer. neden orada olduklarını bile tam olarak bilmeyen karakterler oyunun içinde kendi işlevlerini çözmeye çalışırken orijinal hamlet oyununun içinde kaybolup, karışıp giderler. waiting for godot'a olan minimal benzerlikleri ile adeta beckett, shakespeare ve stoppard'ın zekasının güzel bir ürünü olarak ingiliz edebiyatında yerini almıştır.
belki de en çok sevdiğim bölümlerden birinden; rosencrantz ve guildenstern'in soru oyunu ile tenis maçı yaptığı bölümden ufak bir alıntı:
"ros: ı'm not going to play if you're going to be like that.
guıl: whose serve?
ros hah?
guıl: foull no grunts love-one.
ros whose go?
guıl: why?
ros: why not?
guıl: what for?
ros foull no synonymst one all
guıl: what in god's name is going all?
ros: foull no rhetoric two-one,
glel: what does it at add up ?
ros can't you guess?
guıl: were you addressing me?
ros: ıs there anyone else?
guıl: who?
ros: how would know?
guıl: why do you ask? ros. are you serious?
guıl: was that rhetoric?
ros: no.
guıl: statement two-all game point
ros: what's the matter with you today?
gul: when?
ros: what?
gul: are you deaf?
ros. am ı dead?
guıl: yes or no
ros: ıs there a choice?
guıl: ıs there a god?
ros foull no non sequiturs, three two one game all
guıl (seriously) what's your name?
ros: what's yours?
guıl: ı asked you first
ros: statement. one love
guıl: what's your name when you're at home?
ros: what's yours?
guıl: when ı'm at home?
ros: ıs it different at home?
guıl: what home?
ros havent you got one?
guıl: why do you ask?
ros what are you driving at?
guıl (with emphasis): what's your name?!
ros: repetition. two-love match point to me.
guıl (seiting him violently) who do you thınk you are?
ros: rhetoric! game and match! (pause) where's it going to end?
guıl- that's the question. ros. ıt's all questions"
p. 19
"they're hardly divisible, sir - well, ı can do you blood and love without rhetoric, and ı can do you blood and rhetoric without love, and ı can do you all three concurrent or consecutive, but ı can't do you love and rhetoric without blood. blood is compulsory - they're allblood, you see."
p. 13
belki de en çok sevdiğim bölümlerden birinden; rosencrantz ve guildenstern'in soru oyunu ile tenis maçı yaptığı bölümden ufak bir alıntı:
"ros: ı'm not going to play if you're going to be like that.
guıl: whose serve?
ros hah?
guıl: foull no grunts love-one.
ros whose go?
guıl: why?
ros: why not?
guıl: what for?
ros foull no synonymst one all
guıl: what in god's name is going all?
ros: foull no rhetoric two-one,
glel: what does it at add up ?
ros can't you guess?
guıl: were you addressing me?
ros: ıs there anyone else?
guıl: who?
ros: how would know?
guıl: why do you ask? ros. are you serious?
guıl: was that rhetoric?
ros: no.
guıl: statement two-all game point
ros: what's the matter with you today?
gul: when?
ros: what?
gul: are you deaf?
ros. am ı dead?
guıl: yes or no
ros: ıs there a choice?
guıl: ıs there a god?
ros foull no non sequiturs, three two one game all
guıl (seriously) what's your name?
ros: what's yours?
guıl: ı asked you first
ros: statement. one love
guıl: what's your name when you're at home?
ros: what's yours?
guıl: when ı'm at home?
ros: ıs it different at home?
guıl: what home?
ros havent you got one?
guıl: why do you ask?
ros what are you driving at?
guıl (with emphasis): what's your name?!
ros: repetition. two-love match point to me.
guıl (seiting him violently) who do you thınk you are?
ros: rhetoric! game and match! (pause) where's it going to end?
guıl- that's the question. ros. ıt's all questions"
p. 19
"they're hardly divisible, sir - well, ı can do you blood and love without rhetoric, and ı can do you blood and rhetoric without love, and ı can do you all three concurrent or consecutive, but ı can't do you love and rhetoric without blood. blood is compulsory - they're allblood, you see."
p. 13
devamını gör...
diksiyon
etkili ve etkileyici konuşma sanatı.
ara ara üzerine eğildiğim ama pek muvaffak olamadığım konu.
diksiyonumun iyi olduğunu iddia edenler oldu ama iddiadan öteye geçemedi.
kişisel gelişimime önem veren bir insanım fakat istikrarda sanırım sıkıntım var.
bu ara kendime bolca ayırdığım zamanımı bu alanda da kullanmak istiyorum.
tavsiye ve önerilere açığım.
ara ara üzerine eğildiğim ama pek muvaffak olamadığım konu.
diksiyonumun iyi olduğunu iddia edenler oldu ama iddiadan öteye geçemedi.
kişisel gelişimime önem veren bir insanım fakat istikrarda sanırım sıkıntım var.
bu ara kendime bolca ayırdığım zamanımı bu alanda da kullanmak istiyorum.
tavsiye ve önerilere açığım.
devamını gör...
geceye bir alıntı bırak
mutsuzluğuna hiç bir çare aramıyorsun.” demişti.“ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. dünyadan haberdar olmayan bütün geri zekalılar gibi. ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin.
hakan günday
hakan günday
devamını gör...
bedavaya rozet yok
moderatörlerimin 'bizlere de mi ?' sorusuna verdiğim cevaptır.
%12 faiz ile kredi verilir.
%12 faiz ile kredi verilir.
devamını gör...
domates çorbası
en sevdiğim çorbalardandır...
lakin yapımı uğraştırıcı olduğundan hazır alıyorum, tabii yerini tutmuyor.
lakin yapımı uğraştırıcı olduğundan hazır alıyorum, tabii yerini tutmuyor.
devamını gör...