sokakta gülümsediği bir yabancının karşılık verdiği andaki gibi bir his taşıyan yazardır.
devamını gör...

"görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki,
bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."

peyami safa
devamını gör...

cinaslı kafiye selin sümbültepe şarkısıdır.

biraz önce öğrencilerime cinaslı kafiyeninin geçtiği daha fazla örnek ararken şarkıyı keşfettim, çocuklarla beraber dinledik. kulağa güzel gelen bir şarkı. örnekleri yazarken fonda dinlemekten de hoşlandık.
ancak şarkı kafiyeyi anlatmıyor, üstelik sadece nakarat kısmında 'hâlime'* ve 'halime' * kelimeleri ile cinaslı kafiye yapılmak istenmiş. oysaki o da olmamış çünkü kelimelerden biri şapkalı 'â' * diğeri ise normal a ile yazılıyor. cinaslı kafiye ise sesteş* kelimeler ile yapılan kafiye çeşidi.
!

oooh gören gülmüş hâlime
gülerken gelmiş halime
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

peşin peşin çevresindeki herkesi 100 olarak puanlayıp değeri düşenleri kendinden uzaklaştırmak yerine, herkes için sıfırdan başlayacakları, topladıkları puanlar kadar kendisine yaklaşabilecekleri bir düzen kuran, bu kadarına izin veren kişidir.

doğal olarak bu yapısı, soğuk, suratsız, sinameki vb. yaftalar yemesine sebep olsa da, uzaktan uzağa gözlemleyerek, kendi süzgecinden geçirerek edindiği çevre, daha sağlıklı, uzun ömürlü ve güvenilir olacaktır.
devamını gör...

#1771283
yazdığı tanım için kendisine çok teşekkür ederim. almış olduğum arşivci rütbesi de bir çeşit gazeteci oluyor. yönetim, yazar olarak bizlere hangi rütbeyi vereceğini çok iyi tasarlamış aslında sevgili aykut bey.
devamını gör...

geçen sene bu zamanlarda böyle biriyle yaşamak zorunda kaldım.konuşsan da konuşmasan da olmuyor.kaç ay antidepresan kullandım,hayatımın içinden geçti.hala eskiye dönebilmiş de değilim.manyak kadın.

buradaki herkesi bu tipten tenzih ederim.*
devamını gör...

toplumun görmemişliğinden, ezikliğinden kaynaklanan bir durumdur.
çok değil daha 30 sene önce, sinema salonlarında cüneyt arkın'ın bir tekmeyle yere serdiği 8 kişiyi ayakta alkışlayan bir millettik biz, o günden bu güne değişen çok da birşey olmadı.
bu halk, bir türlü kendine yakışır, insana yakışır, insan onuruna gururuna yakışır bir hayat modelini öğrenemedi, benimseyemedi .

2021 yılında daha önceki gün, elazığ'da kafasına atılan 180 gr.lik çay paketini kapmak için birbirini ezen bir halk bu halk.

eğitimsizlik de, cahillik de, fakirlik de, ne dersen de, bu halk atatürk'ün bıraktığı 100 yıl önceki o 7 düvele kafa tutan halk değil, asalak, ezik, silik bir hslk artık. maalesef acı ama gerçek bu...
devamını gör...

sıvı tekel ürünlerine de bu muameleyi yapıyorlar deliriyorum, inadına saydam beyaz poşete koyuyorum biraları. ne yapıyorum emenike, kul hakkı mı yiyorum? kendi paramla aldığım biralar onlar benim.
devamını gör...

otistik hastalığın aksine dil gelişiminde ve bilişsel gelişimde gecikmenin görülmediği bir rahatsızlıktır.
zeka genellikle normaldir.
bu çocuklar durmaksızın konuşabilir, sıklıkla dinleyicinin dinleyip dinlemediğine aldırmaksızın konuşmaya devam ederler, karşıdaki kişinin yorum yapmasına, konu değiştirmesini kaale almaz, konuşmaya devam ederler.
devamını gör...

baskı sanatları; basılı ürünlerin akademik olarak sanat faaliyetlerine uygun bir şekilde incelenmesidir.
güzel sanatlar fakülteleri kapsamında eğitim verilmekte olan ve özel yetenek sınavı ile öğrenci alımı yapılan dört yıllık bir lisans bölümüdür.
özgün baskı teknikleri oluşturulan sanatsal eserlerin, çeşitli malzemeler ve farklı teknikler kullanılarak çoğaltılmasıdır.
baskı, tarihi çok eski yıllara dayanan ve günümüze dek değişerek kullanılan geleneksel bir tekniktir.
baskı; aynı çalışmalardan seri halde üretme işlemidir.
~sanatsal baskı diğer baskı türleri ile karıştırılmamalıdır, çünkü o özgündür.
her bir parçanın sanatsal değeri vardır çünkü; bu eserden kaç adet olduğu ve bu eserin kaçıncı basım olduğu gibi bilgiler eserin hemen altında, sanatçının imzasının hizasında yer alır. baskı sanatları yelpazesi çok geniş bir bölümdür. giyim, ev dekorasyonu, telefon kılıfı aklınıza gelen birçok alanda kullanılabilir ve geliştirilebilir. *
baskının bir çok çeşidi olmakla beraber her bir teknik için kendine ait metotlar kullanılmaktadır.
en basit şekilde baskı; hazırlanan eskiz (çizim)'lerin yapılacak tekniğe uygun kalıplara (ahşap, linol vesaire) çizilip, oyulması ardından üzerine boya verilerek istenilen yüzeye basılmasıdır. tekniği kavrayabilmeniz için; ilkokulda yaptığımız patates baskısına benzer. *
kendi yaptığım bir linol baskı örneği
devamını gör...

bu tarz komik olmayan liselilerin açtığı başlıklar engellenmez ise kafa sözlük uludağ sözlük gibi bir pislik yuvasına dönecektir. kalite mühim şey. trollük zeka gerektiren bir iştir. böyle olmaz.
devamını gör...

ısrarla "sorarlar birgün sorarlar" desede kimsenin rahatını bozup sormaya niyeti yok.
devamını gör...

uzun yıllar "ankara'nın doğu kapısındaki kırıkkale il oldu, sıra batı kapısındaki polatlı'da" diye oyalanan ilçe. 90'larda beklentiler bayağı yüksek olmalı ki, ilçenin ortasından geçen eskişehir-ankara karayoluna "we want to become a province" yazılı bir kanguru resmi konmuştu. işte
yine de bu istek gerçekleşmediği gibi, 2021 yılı itibariyle de çoğu kişiye sorsak "böyle daha iyi yav, hem büyükşehre de bağladılar kiralar arttı, her türlü hizmetimiz görülüyor, yeni başgan zaten bizi bayağı tutuyor" cevabını alırız. burada üzülse üzülse çifteler, günyüzü, sivrihisar, mihalıççık gibi polatlı'ya kendi il merkezlerinden daha yakın eskişehir ilçelerindekiler üzülmüştür. malum, polatlı il olursa tüm bu ilçeler oraya bağlanacaktı.

nüfusu 100 binin üstünde olup, ahalisinde kürtler ve tatarlar önemli bir yer tutar. ilçe tam bir garnizon kentidir, polatlı topçu ve füze okulu'nu ve eskişehir çıkışındaki acıkır bozkırında konuşlu 58. tugayı barındırır. ayrıca gordion'a, sakarya muharebe meydanına da ev sahipliği eder. yine de turizmden bir beypazarı kadar yararlanıldığını söylemek güç. belki de ilçe merkezi tamamen yeni binalarla dolduğu içindir.

ortasındaki "il olmak istiyoruz" tabelasının dışında, girişinde de "gururumuz topçuların kalbi" olarak onore edilir. bu tabelayı tsk mı dikti yoksa belediye mi bilmiyorum. tabela budur
devamını gör...

jack kerouac ve william s. burroughs kitabıdır.

1944 yılında bir cinayet işlenir ve bu cinayetin sorumlusu olan genç adamla birlikte olayı örtbas etmekle suçlanan iki adam daha tutuklanır. bu iki adamdan biri beat kuşağının kutsal kitabı sayabileceğimiz “yolda”nın yazarıjack kerouac diğeri ise jack’in yakın arkadaşı ve “naked lunch”ın yazarı olan william s. burroughs’tur.

bu ikili yıllar sonra bu olaydan esinlenerek bir roman yazmaya karar verirler ve ve hipopotamlar tanklarında haşlandılar romanını ortaklaşa yazarlar, roman yazıldıktan yarım asır sonra yayımlanabilir. ama aslında bu roman beat kuşağının ayak sesleridir. romanı ortaklaşa yazma hadisesi oldukça keyifli bir seyahat olacak okurlar için zira jack’in bıraktığı yerden sözü william alacak ve her ikisinin bakış açısından cinayet öncesini ve sonrasını okuyabileceksiniz. cinayet kadar dönemin kayıp gençliğini de anlatan romanda phil – katil- çok ilginç tespitleri olan entellektüel bir gençtir.

tıpkı grubun diğer elemanları gibi, ama bu grubun entelektüel olmalarının yanısıra diğer özellikleri de ziyadesiyle baskındır. örneğin; alkol, esrar, eşcinsellik, biseksüellik, hırsızlık… beat kuşağının bize layıkıyla anlattığı her şey. phil’in şu tespiti ise tekrar okunmaya değer bir noktaya dokunmaktadır;


herkes sanatçı olmalı. mutlak toplum tam bir sanatçı toplumu olmalıdır. sanatçı vatandaşlarıdan her biri ruhsal çemberini tamamlamalıdır. insanın ruhsal yaşamının çemberini kast ediyorum. deneyim çemberini sanatsal anlamda ve sanat yoluyla tamamlarsınız ve topluma bireysel yaratıcı katkınız budur. mutlak toplum öncesindeki sanatçılar, mutlak sanatçı vatandaşın çağdaş modelleridirler. sanırım sanatçı insanların sayısı arttıkça mutlak sanatçı topluma giderek daha çok yaklaşılır. yeni vizyonu sadece sanatçılar bulabilir.”


bu tespitlerin sahibi olan kişi küçük bir baltayla bir adamın kafasını yarıp onu yedinci kattan aşağı atan adamla aynı kişidir.
jack kerouac ve william s. burroughs o dönem henüz ünlenmemiş oldukları için bu romanı yayımlatmayı başaramazlar. kerouac kitap için;

“gayet varouşçuydu., dönemin egemen odu buydu, ama varoluşçuluk henüz amerika’da yaygınlaşmamıştı. kitabın maddi getirisi olmazdı.” diyor.

ancak kitap 2005 yılında yayınlandıktan sonra artık herkesin bu kitaba hazır olduğu görüldü.

kitabın isminin geldiği yer ise çok ilginç ama bunu size söylemek istemiyorum.
william saroyander ki; her şeyin bir zamanı vardır, cinayetin bile” (ben jack’in yalancısıyım)
devamını gör...

allah belanı versin şarkısıyla bir neslin hislerine tercüman olmuş şarkıcı. *
devamını gör...

oylaşıp oylaşıp bir sonuca varamamanın getirmiş olduğu bir çaresizlik.

valla artık böyle yani. işinize gelirse.
öyle duygularımla oynamanıza izin veremem.

bundan sonra her oylayana ve favlayana direkt nikah tarihi için mesaj atacağım. hadi bakalım.
devamını gör...

tam adı ebû’l-kâsım muhammed bin abd allâh bin abd’ûl-muttâlib el hâşimî'dir. haşimoğulları aşiretindendir. babası abdullah o daha bebekken ölmüştür. bu yüzden onu dedesi abdulmuttalib şeybe bin haşim büyütmüştür. dedesi öldüğünde onu öz amcası ebu talib bin abdülmuttalib büyütmüştür. soy ağacına buradan erişebilirsiniz.

eski yahudi toplumlarında genellikle tek isim kullanılırdı. bir insanın soyunu tanımlamak için babasının adı, oğlunun adı, doğduğu şehir isme ekleniyordu. bu yahudi geleneği erken islam döneminde de devam etmiştir. mesala hz. isa tarihte yusuf'un oğlu isa (luka 4:22; yuhanna 1:45, 6:42) veya nasıralı isa (markos 1:24; luka 24) olarak adlandırılmıştır. bu durum islam öncesi dönemde (bkz: cahiliye dönemi) kureyş kabilesinde de böyleydi.

haşimoğulları aşireti ilk vahiy (610) öncesinde bile siyasi olarak kureyş kabilesinde hakim güçtü. öyle ki muhammedin öz amcası ebu talib'in oğlu hz. ali 599 yılında kabe'de doğacak kadar şanslıydı(!).


(bkz: hz. ali) #96782
(bkz: hz. osman) #96434
(bkz: ebu cehil) #88688
(bkz: ebu talib)
(bkz: ebu cafer tebari)
(bkz: abdulmuttalib bin haşim)

edit: muhammedin amcasının adıyla dedesinin adını karıştırmışım. düzelttim. hiç mesaj atıp uyarmıyorsunuz köftehorlar. neyse ki ara sıra entrylerimi tekrar okuyup acaba yanlış bişey yazmış mıyım diyorum kendi kendime. otokontrol önemli.
devamını gör...

entrymi girmeden mağazaya uğradım. şıkır şıkır yeni bir rozetim oldu. ohhh ayrılık acısını böyle böyle atlatıyorum yeminle. çok mutluyum ya. delisin franklin. dolu dolu nice senelere, küfürlü, küfürsüz yanındayım buddy.
devamını gör...

tanımın silikliğine değil, içeriğine bakan sözlük üyeleri için tanım girme eylemidir. kesinlikle devam ettirilmelidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim