fransa kralı (5 eylül 1638 - 1 eylül 1715). mutlak monarşi'nin simge ismi. güneş kral ya da büyük louis, 1654 yılın'da taç giymiştir. hükümranlığı süresince ispanya veraset savaşları, otuz yıl savaşları (bitiş dönemleri), dokuz yıl savaşları gibi önemli savaşlar görmüş ve fransanın önemli toprak kazançları elde etmesini sağlamıştır. bana soracak olursanız fransa'nın yaşamış en büyük lideridir. özellikle sanatta, çoğu önemli şahsı sarayına almış ve maaş bağlamıştır. en bilindikleri lully ve moliére'dir. versailles sarayını inşaa ettirmiş ve fransa'nın asilzadelerini burada toplayarak bütün fransa üzerinde mutlak bir kontrol sağlamıştır. neredeyse bir yüzyıl boyunca avrupayı siysal ve kültürel olarak derinden etkilemiş bir kişidir. ülkesinin başkenti yaptığı versailles sarayı'nda olağan dışı görkemli bir hayat yaşamıştır, yaşatmıştır. günümüzde birleşik krallığın milli marşı olan god save the queen melodisi, jean-baptiste lully tarafından kralın kalçasındaki bir çıbanı aldırdığı ameliyattan sağ çıkması üzerine yazdığı bir bestedir (ironiktir) grand dieu sauve le roi.

kendisi ve hayatını geçirdiği versailles sarayındaki yaşam hakkında daha detaylı bilgi edinmek için:
buradan

edit: diğer yazarların bahsettiği gibi, kral'ın kardeşi, eşcinselliğiyle meşhur biridir ve en büyük aşkı philippe, chevalier de lorraine'dir ki kendisi'de döneminin güzellik anlayışına göre son derece yakışıklıdır.

vive le roi!
devamını gör...

çok akıcı bir kitap olmasına rağmen o kadar karanlık bir havası vardır ki okurken bunalırsınız. karakterlerin birçoğunu sevemedim, kendimi yerlerine koyamadım. kendimi böyle bir dünyanın içinde hayal bile etmek istemedim. kötü karakterlerin kötü duygularını, kötülüklerini o kadar güzel işlemiş ki yazar; okurken etkilenmemek elde değil. size güzel şeyler hissettiren, okurken hayal edip mutlu olacağınız bir kitap kesinlikle değil. karakterlerin bir çoğu baştan aşağı kötüydü ve kötülükleri sürekli birbirlerini tetikliyordu. öyle bir dünyanın içinde en iyi insan bile içindeki iyiliği uzun süre barındıramaz gibi. fakat bu duyguları derinlemesine işlemesi açısından eşsiz bir romandı.
devamını gör...

özellikle karantina döneminde okunması gerektiğini düşündüğüm kitaptır. gerek konusu gerek kitabın içindeki olaylar günümüzdeki virüsle benzerlik taşıyor. kitabın son kısmı tartışmaya açık olsa da genel olarak alınıp okunulabilir. tavsiye edilir. şu alıntıyı da eklemeden geçemeyeceğim. --- alıntı ---

aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktır.

--- alıntı ---
devamını gör...

çok da önemli olmayan şey. çünkü...

herhangi bir ülkenin erkekleri de türk kadınlarını beğenebilir. bir tane örnek bırakayım;



hatta yıldız tilbe'ye benzeyen bir arkadaşımız amerika'ya gidip herkesi peşinden koşturmuştu. farklı olan, yabancı olan, insanlara hoş gelebilir. bunlar üzerinden bir kesimi kötülemeyi doğru bulmuyorum.

edit: videoyu izlemedim.
devamını gör...

bitse de gitsek.
devamını gör...

göl ve göletlerin fiziksel ve kimyasal yapısını inceleyen bilim dalıdır.
devamını gör...

yılmaz erdoğan'ın dediği gibi; sana bakmak allah'a inanmaktır sözünü doğrulayan, gerçek ismi elizabeth woolridge grant olan besteci ve şarkıcı.
devamını gör...

22 yaş altının da oy kullanmaması gerek diyerek katıldığım önerme.
mevcut durumda 18'e indi de ne oldu ? sokağa çık, kimsenin beğenmediği bir yönetim 18 yıldır tepemizde.
yetişkinler iyiyi de kötüyü de gördüklerinden, kıyaslama şansı var , buna göre değerlendirebiliyorlar .
18 yaşındaki hatta 30 yaşına kadar olan adam başka bir hükümet, başka bir yönetim, başka bir tarz görmemiş ki , en iyisi bu sanıyor, iki üç parmakla kurt yapıp, allahuekber diyerek sokaklarda dolaşmayı , büyük bir mesele olarak görüyor, kendini adam yerine konmuş hissediyor .
cebine çay parasını babası veriyor ama olsun, oy kullanabiliyor.
geçiniz efendim .
80 yaşına oy hakkı verilmeli,
22 hatta 25 altına verilmemeli.
önce bir hayatın gerçek yollarına bir girsinler bakalım klavye başından kalkıp da ...
devamını gör...

oldu olacak arapça öğrenelim bu yaştan sonra dedirten çok yaşa şeysi.
devamını gör...

seksenlerde çocuk olan şebnem ferah hayranı bıyıklı idare müdürleri grubuna davet ediyii... pııffsstt amaaann... ne biçim bi grup yaa buu!
devamını gör...

kendisi en sevdiğim bilim insanlarından. akademik kariyeri dışında acıklı bir hayat öyküsüne sahiptir.
--- alıntı ---

1887 mart ayında planck, marie merck (1861-1909) ile evlendi. bu evliliğinden dört tane çocukları oldu. berlin-grunewald, wangenheimstrasse 21’de bir villada yaşamaya başladılar. o bölgede birçok profesör oturuyordu. planck’ların evi, yakın zamanda kültür ve sosyal merkezine dönüştü. albert einstein, otto hahn ve lise meitner gibi çok sayıda tanınmış bilim adamlarıyla birlikte muazzam bir şekilde müzik çalarak eğlenirlerdi. bu mutlu yılların ardından, trajik bir şekilde planck, karısının ve tüm çocuklarının ölüm acılarını yaşadı. karısı marie, 1909’da tüberkülozdan öldü. karl, 1916’da 1. dünya savaşı sırasında savaşta öldürüldü. grete 1917’de doğum sırasında öldü, ardından emma 1919’da doğum sırasında öldü. erwin, 1945’te naziler tarafından bir komplo planındaki şüpheli rolü nedeniyle idam edildi.

1909’ da ilk eşini kaybettikten sonra max planck 1911’in mart ayında marga von hoesslin (1882-1948) ile evlendi. aralık ayında beşinci çocukları hermann dünyaya geldi. 1944’ün başlarında, max’ın berlin’deki evi bir müttefik hava saldırısına uğradı. tüm kişisel belgeleri ve bilimsel kayıtları imha edildi. mayıs 1945’te avrupa’da savaş sona erdiğinde planck, karısı ve kalan oğlu hermann, ünlü alman üniversite şehri göttingen’de bir akrabasına sığındı. iki yıl sonra max planck, 4 ekim 1947’de 89 yaşında hayata veda etti. bugün kabri marga ve hermann ile birlikte göttingen’in eski şehir mezarlığı’nda bulunuyor.

--- alıntı ---
buradan
devamını gör...

annenin sesidir, yaptığı yemeklerin kokusudur. akşam eve gelen babanın ayak sesleridir.
devamını gör...

fikre bayılarak bir süre kullandığım ve hala düzenli bir mektup arkadaşı edinemediğim uygulama. amerika'ya mektup atıyorum 2 gün gitmiyor, karşıdaki de beklemekten sıkılıyor herhalde, muhabbet devam etmiyor. yine de gelen mektubu beklemenin verdiği heyecan sayesinde sevdiğim bir uygulama kendisi.
devamını gör...

26.

tanım: üstteki yazarın yaşını tahmin ettiğimiz başlıktır.
devamını gör...

off bazen haberleri okuyamıyorum içime kasvet çöküyor gittikçe daha da umutsuzlaşıyorum,yaşam sevincimi alıyorlar bunlar.sen git bütün hayatın boyunca ders çalış boğazicini kazan uğraştığın şeylere bak,değer görmüyorsun üstüne hırpalanıyorsun..sonra gençlerimiz neden yurt dışına çıkmak istiyormuş. aşıyı türk bulunca nasıl gururlanıyoruz ama o kişinin almanyada yaşaması gerçeğininde farkındayız.imkanınız varsa gidin gençler burada sizi üzüyorlar.
devamını gör...

babak tafreshi adlı amatör astronom ve national geographic fotoğrafçısının fotoğraflarının çok güzel özetlediği durumdur. altında yaşadığımız gökyüzünün aslında ne denli eşsiz bir manzara sunduğunu gösterir bize. ama bizler o yapay şehir ışıkları altında kaybolmuşuzdur..

kim bilir, o gün vincent van gogh, yıldızlı geceyi bizlere kazandırdığında nasıl bir gökyüzü görüyordu?

babak tafreshi'nin bir fotoğrafı..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gelmiş geçmiş en iyi albüm ünvanını zorlar alır. çok severiz.
devamını gör...

terapi niteliğindedir. bu pandemi döneminde sık sık yaptığım eylem olmuştur.
devamını gör...

nargile içerken atılan dumanlı story.
devamını gör...

afet.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim