zaman tüneli

beter olsunlar. yalniz dilan polat meselesini takip
edenler az cok bilir, sahislariyla alakali adliyede acilan dosya (sanirim caglayan’daki adliyede) bir yerlere takildi ustu kapatilmaya calisildi. hatta yine bir savcinin sikayetiyle dev bir adliye cetesi ayyuka edildi, dilan polat meselesinin de bu konuyla bir baglantisi oldugu tarzinda bir seyler dondu falan neyse. ve artik bu fenomenlerin olaylari oyle iktidar su bu engellemesiyle kapatilacak kadar kucukce bir konu degil. bilakis ali yerlikaya‘nin bu meseleyle yakindan ilgilendigi soyleniyor. yerlikaya’da gorunene gore “bu zamana kadar nerelerdeydin” dedirtecek kadar makaminin hakkini veren bir bakan. ıs bundan mutevellit bu mesele bir yerlere artik takilamaz gibi gorunuyor, bakalim…

devamı bana gelen sana gelsin olan bir ismail yk şarkısı.
hem bu versiyonu

hem de bu versiyonu çok güzel olan şarkı.

buna evlenmeden sahip olduğum için şanslıyım. tabi sevmeyen biri için şanssızlık olarakta görülebilirdi ama benim en çok isteyip sevdiğim yaşama şekli.
yorucu, zor ama sevdikten sonra bunların etkisi o meyveyi yiyene, o sütü içine, balı toplayana, ekşiyi kullanana, sabunun kokusunu içine çekene kadar. yani geçici, tatlı ve güzel yorgunluklar.
eskiden hayvanlarımız da vardı. yavruluk dönemlerine bayılıyorum ve kuzu istemiştim en çok o da kısmet olmadı. hep büyük ya da orta boy almışlardı.
bir de biz merkeze 15-20 dk uzaklıktaydık. ona rağmen oraya çarşı dışında (ihtiyaçlar için) inmezdim ve istemezdim de. günümüz insanlarını hayvanlara ve bitkilere tercih ediyorum. bundan kaçınmıyorum da. doğallık ve sadelik anlayışıma ters düşüyor. şimdi sadece bitkiler var ve ben insan yüzü görmemek için bahçeden veya tarlalardan pek çıkmıyorum. bu bazen çekirdek aile, bazen geniş aile, bazen akraba vs. insanların midemi bulandırdığı ve tahammülümün düşük olduğu doğru.
böcekler, tezek kokusu, ellerin çoğu zaman yaralı ya da çizikli olması, yılanlar, fareler, kertenkeleler, domuzlar, çakallar, akrepler vs. insanlardan daha çok çekilir. bazılarına karşı fobim var ama seçim yaparken hiç tereddüt etmiyorum. her şeyine rağmen huzur verici hayat ama insanlar o kadar şeye rağmen bunu veremiyor. ve olanı da kaçırmak için çaba içinde. insanları görmeyince sormuyorum, özlemiyorum ama onlar için bu geçerli değil. bir gün gitmesem eksikliği hissediliyor. özlüyorum. bitkilerim büyürken ya da çiçek açarken veya meyve verirken izlemesi bana zevk veriyor. hepsiyle özenle tek tek ilgilenirken insanlara yüzeysel ilgi bile zor ve can sıkıcı geliyor. tabi her insana değil. sadece tam sevdiklerimi genelleme içine almıyorum...

çekya, çekoslovakya'nın 1993'teki dağılmasından sonra kurulan çek cumhuriyeti'nin 2016'dan beri resmi adıdır. çekya, çekoslovakya'nın gerçek mirasçısıdır ve çekya'nın başkenti prag şehridir. hatta öyle ki çekya'nın bayrağı, eski çekoslovakya'nın bayrağıyla birebir aynıdır. çekya denilince akla gelen şeyler; jan huss, kadife devrim ve petr cech gibileridir. çekya, avrupa'nın en ateist ülkelerinden birisidir.
çekya'nın bayrağı
çekya'nın devlet arması
çekya'nın avrupa haritasındaki coğrafi konumu, komşuları ve başkenti prag

şu emlakçılara bir çözüm bulunması lazım. devlet bu tür düzenleri hiç takip etmiyor bazen adamlar şişmiş artık işine gelmeyen kiracıyı çıkarmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. hepsi aynı mı bilmiyorum ama bundan iki yıl önce kira için anlaşıp uzun süreli anlaşma yaptığımız adam bir sene sonra geldi ve çamura yattı çirkinleşti sizi savcıya veririm dedi dükkanı satarım dedi ne yaptı etti yeni sözleşme yaptırdı. eski sözleşmeyi de aldı gitti üç ay sonra dükkan sahibi mesaj attı dükkanı sattım seneye çıkın diye. dükkanı satmadığına yemin edebilirim ama bu emlakçı işi artık kanser olmuştır. yeni bir bina yapılıyor ve altında 8 dükkan varsa 6'sı emlakçı kendi gözümle görmesem biri söylese s.... git derim ama 6 dükkan ne demek ya. ne kazanıyorlarsa artık. her parası olan bina dikip emlakçı oluyor. emlakçı olmak için ne bir bilgi lazım ne bir şart nasıl iş hala anlamış değilim. bizim burada belgesi ile emlakçı bir elin parmağını geçmeyeceğine adım gibi eminim. uzattım farkındayım ama bu çok illet bir hal almaya başladı, düzenlenmesi şart.

ekleme: emlakçılar ile ilgili buraya çok daha uzun yazarım fakat bir çözüm olmayacağı kesin olduğu için kısa kestim.

"starless end... bible black" şarkı sözünü akla getiren.

(bkz: insomnia)

gün içinde özellikle yemek sonrası bastıran uyku halinin yaşattığı çaresizlik.

uyusan gece uyuyamazsın.
uyumasan hayata adapte olamazsın.
uyusan uyursun.
uyumasan da bana ne.

filmlerin amacı nedir? insana şu olmuş ya da şu olabilir demek isterler ama ortadoğu buna ihtiyaç duyuyor mu tabii ki hayır. film kültürü de yoktur çünkü insanlar iki yüzlü değildir. biz ne kadar oyuncuları izlerken saygı duysakta onlar zamanında en önde idam edilecek olan yalancılar olurlardı. şimdi zaman onların zamanı işte yaşasınlar bakalım.

başta oyun olarak çıkıp da sonra en popüler hentai anime serilerinden olup, gaiden ve revival diye 2 tane 6 bölümlük serisi, origins diye 2 bölümlük, 1 tane de tek bölümlük only diye serileri vardır.

kronolojik olarak origins-only-gaiden-revival olarak gitmekte olup hentainin genel konusu bir kara büyü kitabıyla ilgilidir ve bu kitap bayağı bir olaya yol açar. gaiden serisindeki kitami denen sarışın psikopat okul hemşiresi kadının(aynı zamanda cinsel ders öğretmeni) neden bu kadar kötü-manyak birisi olmasını, kendi kukusunu penise çevirme veya da kara büyü bilgisiyle orgazm etme gibi hipnoz yeteneklerinin sebebini originsdeki çok üzücü hikayesinden öğreniriz yani gayet masum tatlı bir kızın nasıl bu hale geldiğini çok sinir bozucu bir şekilde görürüz ki originsde öğrenci olan takashiro kendi kurduğu kara büyü kulübünün başkanı ve tek sağ kalanıdır. ayrıca kendi döneminde aileden aşırı zengin olma sebebinden okulun öğrenci başkanı aynı mafya gibi olan lezbiyen kız okula yeni gelen kitami'ye takıntılı olup sırf kitami onu reddetti diye çok adice bir şey yapar yani kitami'nin kötü oluşunun kaynağı da dediğim gibi bundandır. kendisi de büyüyünce öğretmen olur ve gaiden serisinin başrolünde yer alan minase tarafından hem kendisi hem de okuldaki kızlar minase'yi kendi kontrolüne alan kitami tarafından defalarca tecavüze uğrarlar. daha sonraları da takashiro'ya bir sürü öğrenci kitami'nin cinsel eğitim öğretmenliği adı altında tecavüz ederler. kitami'nin bütün derdi ise cadılar bayramına kadar bakire bir kadın vücudu bulmaktır. revival serisi biraz daha geyik konulu olup gene orgazmlar havada uçuşurken, only serisinde takashiro ve diğer kızların gaiden serisinden önce nasıl sürekli sevildiklerini gösterir.

bu hentaiyi de naruto'nun 2005'de çıkan bir yeni bölümünü ararken aynı isim adı altında emuleden indirerek keşfetmiş bulunmaktayım.

ben türk filmi de izlemiyorum istisnalar dışında. bildiğim kültürlerin kurgusal yapıtları pek ilgimi çekmiyor. hatta genelde fantastik ve bilim kurgu filmleri izliyorum. izlediğim korku filmlerinin bile çoğu fantastik yapımlar oluyor. drama elementini severim sinemada ama düz dramayla da minimal düzeyde ilgileniyorum. bilmediğim ve/ya deneyimleyemeyeceğim türde kurguları seviyorum. insan kendinde olmayanı ararmış derler ya, öyle bir şey.

tanım: orta doğu'daki gerçek hayatın kurgularından daha ilgi çekici olduğunu iddia eden bir tanımla açılmış başlıktır. katılabilirim sanırım.

nifak açıklamasına bakınca şu zamanda çoğu insan böyle yaşıyor diyebilirim. hatta kendimden bile şüphe ettim ama ben içinde yaşayan biriyim ve kesinlikle dinine bağlı biri olarak göstermiyorum kendimi ama etrafta mazota su katan, bulgura taş koyan, tuzu şekeri nemlendiren insanları görünce gerçekten böyle insanlar sarmış etrafımızı dedim. tabii artık bulgura taş koymak imkansız diyeceksiniz fakat taş mecazdı zaten insanlar bulgura gerçek anlamda taş koymuyorlar gibi ama keşke koysalar dedirtiyorlar çünkü eskiden taşlar gözüküyordu ayırmak ya da ayırmamak bizim suçumuzdu ama şimdi öylemi güya bulgurda taş yok ama boğazımızdan geçene kadar boğaz kalmıyor.

çünkü zaten ortadoğu'nun kendisi filmi olmuş filmin filmini izleyip ne yapacağım, algım şu yönde eline kamera almış bir yönetmen birkaç oyuncu ve o yörede yaşayan gariban halkı çoluğu çocuğu alıp otantik film çekiyor bu durum bu bölgede yaşamayan avrupalıların ilgisini çekebilir ama ben haberleri , videoları , belgeselleri yani ortadoğu'nun kendisine izlemeyi tercih ederim

sonic the hedgehog'un gezegeni.. dr.robotnik ya da dr.eggman burayı işgal eder ve her seride çeşit çeşit olaylar farklı gelişir bu gezegende.

çinlilerin türk boylarını dağıtmakiçin kullandığı şey. bir öyküyle anlatalım:
günün birinde hong fong adlı vezirimsi bir çinli, koşarak kentin valisinin yanına gelmiş. "sayın valim sayın valim" demiş. "adamlar şehrin kapısına geldiler. ya adam başı on altun haraç verirsiniz ya da şehri yağmalarız diyorlar"
"kim onlar" diye sormuş vali. hong fong valiyi almış şehrin surlarına götürmüş. vali surlardan aşağı bakmış yüz, yüz elli civarında, saçı sakalı birbirine karışmış, at üzerinde bekleyen at hırsızı kılıklı adamlar, uğrular. vali hong fong'a dönmüş, "şuradan 500 kişi çıkarsak bunların anasını belleriz, ne parası" demiş. fong da "doğru ama bizden de ölen olur. takdir sizin" demiş.
vali "hmmm" deyip, biraz düşünmüş. "tamam. sayın adamları kaç kişiyse verin altınlarını çektirip gitsinler" demiş.
dedikleri gibi de olmuş. çapulcular paralarını alıp gitmiş çinliler de işine gücüne dönmüş.
aradan bir yıl geçmiş, hong fong gene valinin yanına gelmiş. "o herifler gene geldi, bu kez adam başı yirmi altun istiyorlar."
vali gene gelmiş surun üstüne bakmış. "bunları bir iki gün oyalayın, bana da güzel ama fetbaz bir kız bulun" demiş. kızın ne işe yarayacağını bilmemekle beraber emir demiri keser diye aramışlar, hem güzel hem de fetbaz bir kız bulup getirmişler. öyle fetbazmış ki kız, kendisini getiren muhafızlar bile yolda kavga etmiş.
vali kıza "seni şu aşağıdaki uğruların başına karı olarak verecem. iki yıl da mühlet. bu sürede o uğruların arasına fitne sokarsan gel buraya sana yüz evlek arazi, yüz de altın verecem, istediğinle de evlendirecem" demiş. kız kabul edip "hiç merak etmeyin" deyince vali kızı hazırlamalarını söylemiş.
şehrin kapısı açılmış ve uğruların istediği altınla beraber şefe validen hediye kız teslim edilmiş.
uğrular kendi otağlarına döner dönmez aralarında dedikodu başlamış. "arkadaş bizim başımız kel mi, bize neden böyle bir şey vermediler." "şefi şehre alıp vali mi yapacaklar." gibi bir dizi şey.
bir huzursuzluk sormayın.
bu arada kadın şefle halvet oluyormuş ama çadırın dışına çıktığı zaman şefin erkek kardeşine işmar ediyor. çetenin en dövüşçü savaşçısıyla da çaktırmadan fingirdiyormuş.
tabi dedikodular almış yürümüş. bir gün reisle halvet sırasında kadın, "kardeşin senin yerine göz dikmiş galiba . geçen biz dövüşüyoruz aslan payını o alıyor" demiş "kocasına.
böyle bir iki derken kabilede büyük bir kavga çıkmış. o ona vurmuş, o ötekini bıçaklamış derken o koca kabileden eser kalmamış, toz gibi dağılmışlar. kız da kasabaya geri dönüp zengin bir insan olarak yaşamış.
- tarih kitaplarımızda anlatılan şehrin haraca bağlanması ve çinli prensesin yarattığı nifak üç aşağı beş yukarı böyledir -

atomu parçalamaktan kendi hayatını yaşamaya zamanı kalmayan adam diyomuşum değildir herhalde.
neyse gülelim geçelim. bence o da gülümseyerek hatırlanmayı hak ediyor.

yaş almış 35 yaş üstü italyan, leğen kemiği geniş, size olarak 80-85 arası fakat cup size olarak d, dd(opsiyonel) olan kadındır. kadında leğen kemiğinin geniş olması bacakları uzun gösterir, boyu olduğundan biraz uzun gösterir. kısacası memeleri iri, kalçası geniş, genç kız kategorisinde olmayan kadındır. başlıkta çıtı pıtı kız yazmıyor. güzel kadın yazıyor ve kadın dediğin kelly brook gibi erkeklik duygularına dokunacak. minyon seven hemcinsim ise erkek değildir gözümde. avam, cahil, geri kalmış toplum bireyidir. toplumun dayattıklarına boyun eğmiş, iktidar yalakası, bu kesin olmamakla beraber muhtemelen de hüda par'lıdır. itiraz edenler de hüda par'lıdır. kısacası güzel kadın sevmeyen kişinin hüda par'lı olma ihtimali yüksektir.

17 yaşında, 1.90'ın üzerinde boyu olan, kalıplı, sol ayaklı stoper. ayağı da temiz bu çocuğun.
bakın adana demirspor maçındaki dripplingi tesadüf değil. bu çocukta büyük takım oyuncusu zihniyeti var.
bakarsınız becao'nun sakatlığı böyle bir hayra vesile olur.

nerelerinin tutuşması? sözlükte göt demek serbest. göte göt diyelim. *