zaman tüneli
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
işten çıktım, arkadaşımla bir isim vardı hemen halledip eve geldim. zaten çok da durasim yoktu. eve girmeden tekelden iki bira, fıstık ve sigara aldım.
girdim eve hemen çamaşırları derleyip makineye attım, kedilerin kumlarını temizledim. açım ama yemek yemek de istemiyorum. yapmadım yemek. aç kalayım banane. aldım defteri kağıdı dedim bayadır karakalem yapmıyorum.
sonra üç gündür içimi oldukça sıkan bir konu yüzünden durdum. geleyim burada ağlayım. çevre baskısı yüzünden linç yerim korkusuyla konuyu aslında bir tek chatgpt'ye açtım. onun da verdiği cevabı beğenmeyip s..g.. dedim.
evet sözlük. yazsam mı yazmasam mı bilmiyorum. şimdiden dm atacaksanız sadece bayan kadın yazarlardan fikir almak isterim onu belirteyim.
geçen bı asker arkadaşımla konuşuyoruz dedi gelirsen bir rakimiz var kanka. baya da ısrar etti. dedim gelicem. üç gündür bu konuyu düşünüyorum ve canım çok sıkılıyor. haziran gibi giderim. gideceğim şehirde eski sevgilim öğretmen. yazsam mı ona ? çok fena özledim yalan söylemicem. yani eski falan da bir endişe edilecek şey oldukça ya konuşuyoruz ya da o ailemle konuşup hal hatir soruyor. en son sevgilisi vardı. hiç stalk yapmadım. hala var mı bilmiyorum. rahatsız etmek de istemiyorum çocuğun halini de düşünüp empati yapıyorum sonra diğer karakterim lafa dalıp s..ler bu zamana kadar seni düşünen mi oldu olm diyor diğer ahlaklı çarım bu sana yakismaz diyor bir diğeri geçmiş geçmişte kaldı diyor diğeri ona sallayıp çok da geçmemiş sanki ikiniz de hala bir şekilde kendinizi birbirinize hatırlatıyorsunuz diyor ve içimde fırtınalar kopmak suretiyle kavga çıkıyor.
bugün birinden sakız aldım. falım.tam da bu konuya işaret ediyordu. bekleme geri/o da özlüyor seni/ hele bir adım at/ dönecek sana geri. lan bu da mı tesadüf dedim.
sonra iyice düşündüm. hadi barıştık diyelim o mu yaşadığım şehre öğretmenliği bırakıp gelecek (özelde çalışıyor) ben mi işimi bırakıp yanına taşınacağım ?
hay sokayım böyle ise ya.
girdim eve hemen çamaşırları derleyip makineye attım, kedilerin kumlarını temizledim. açım ama yemek yemek de istemiyorum. yapmadım yemek. aç kalayım banane. aldım defteri kağıdı dedim bayadır karakalem yapmıyorum.
sonra üç gündür içimi oldukça sıkan bir konu yüzünden durdum. geleyim burada ağlayım. çevre baskısı yüzünden linç yerim korkusuyla konuyu aslında bir tek chatgpt'ye açtım. onun da verdiği cevabı beğenmeyip s..g.. dedim.
evet sözlük. yazsam mı yazmasam mı bilmiyorum. şimdiden dm atacaksanız sadece bayan kadın yazarlardan fikir almak isterim onu belirteyim.
geçen bı asker arkadaşımla konuşuyoruz dedi gelirsen bir rakimiz var kanka. baya da ısrar etti. dedim gelicem. üç gündür bu konuyu düşünüyorum ve canım çok sıkılıyor. haziran gibi giderim. gideceğim şehirde eski sevgilim öğretmen. yazsam mı ona ? çok fena özledim yalan söylemicem. yani eski falan da bir endişe edilecek şey oldukça ya konuşuyoruz ya da o ailemle konuşup hal hatir soruyor. en son sevgilisi vardı. hiç stalk yapmadım. hala var mı bilmiyorum. rahatsız etmek de istemiyorum çocuğun halini de düşünüp empati yapıyorum sonra diğer karakterim lafa dalıp s..ler bu zamana kadar seni düşünen mi oldu olm diyor diğer ahlaklı çarım bu sana yakismaz diyor bir diğeri geçmiş geçmişte kaldı diyor diğeri ona sallayıp çok da geçmemiş sanki ikiniz de hala bir şekilde kendinizi birbirinize hatırlatıyorsunuz diyor ve içimde fırtınalar kopmak suretiyle kavga çıkıyor.
bugün birinden sakız aldım. falım.tam da bu konuya işaret ediyordu. bekleme geri/o da özlüyor seni/ hele bir adım at/ dönecek sana geri. lan bu da mı tesadüf dedim.
sonra iyice düşündüm. hadi barıştık diyelim o mu yaşadığım şehre öğretmenliği bırakıp gelecek (özelde çalışıyor) ben mi işimi bırakıp yanına taşınacağım ?
hay sokayım böyle ise ya.
devamını gör...
goth kızların fetişize edilmesinin sebebi
bugün agalar olarak toplandık ve bu konuyu detaylıca incelemeye karar verdik. vardığımız kanılardan şu sonuçlara ulaştık:
efendim ilk olarak, genelde goth kızların daha cinselliğe açık ve kaba tabiriyle “kolay verdiğine” dair bir algı var. çevremde tanıdığım goth kızlardan yola çıkarak ben şahsen böyle bir şeyin doğru olduğunu düşünmesem de artık kekoların bile diline yapışmış. kanka bana goth karı ayarlasana ya falan. bu arada bizimkiler siyah küt saçlı, siyah giyinen her kızı goth zannediyor muhtemelen gerçek bir gotha denk gelse ucube lan bu diyip kaçar ama neyse. biz meseleye dönelim.
ikincil olarak, beyaz tenli kızlar çok sevilir ki, tümüyle siyah giyinen bir kızın beyaz tenliliği daha da ön plana çıkıyor.
üçüncü olarak ise, goth tarzının hemen hemen her kızı çekici kılabiliyor olması. al bi tane ortalama kızı goth yap, en az 7-8 olmazsa o hatun şerefsizim.
dördüncü ve de son olarak goth kızların psikolojik tekinsiz ve bitchy duran bir havası var ve bazı kişilerde bu “ i can fix her” düşüncesi yaratıyor ve bu sebeple goth kızlara daha çekiyor.
eğer buraya kadar okuduysanız tebrikler. gidin bir işte çalışın allahın hayatsızları…
efendim ilk olarak, genelde goth kızların daha cinselliğe açık ve kaba tabiriyle “kolay verdiğine” dair bir algı var. çevremde tanıdığım goth kızlardan yola çıkarak ben şahsen böyle bir şeyin doğru olduğunu düşünmesem de artık kekoların bile diline yapışmış. kanka bana goth karı ayarlasana ya falan. bu arada bizimkiler siyah küt saçlı, siyah giyinen her kızı goth zannediyor muhtemelen gerçek bir gotha denk gelse ucube lan bu diyip kaçar ama neyse. biz meseleye dönelim.
ikincil olarak, beyaz tenli kızlar çok sevilir ki, tümüyle siyah giyinen bir kızın beyaz tenliliği daha da ön plana çıkıyor.
üçüncü olarak ise, goth tarzının hemen hemen her kızı çekici kılabiliyor olması. al bi tane ortalama kızı goth yap, en az 7-8 olmazsa o hatun şerefsizim.
dördüncü ve de son olarak goth kızların psikolojik tekinsiz ve bitchy duran bir havası var ve bazı kişilerde bu “ i can fix her” düşüncesi yaratıyor ve bu sebeple goth kızlara daha çekiyor.
eğer buraya kadar okuduysanız tebrikler. gidin bir işte çalışın allahın hayatsızları…
devamını gör...
türk silahlı kuvvetleri
içine fetocu doldurduklarından beri içimizdeki sevgisini buruk bir duyguya çeviren kurum.
çocukluğumdan beri en çok askeriyeyi severdim. diğer kurumlarda dalavere olabilirdi bana göre ama askeriyede olmazdı. asker halktı. bu işi para için yapan kişiler değildi, gariban çocuklarıydı. belki de ben çocuk duygularla böyle sanıyordum.
iktidar fettoş itini ve yancılarını bu kuruma doldurunca, atatürkçü subayları ordudan atınca, sınır güvenliği randevu evi kapısını geçmesine rağmen askerin sesi çıkmayınca benim için işlerin rengi değişti. eski duygular kalmadı sanki içimde.
ülkede onca şey olurken sesi çıkmayan, sanki derdimiz yokmuş gibi kışladaki tanrımıza hamdolsun yazısını allah'ımıza olarak çevirmek gibi eften püften işlerle uğraşan heriflerden arınıp özüne döndüğü zaman tekrar barışırız.
hâlâ asker bizim askerimiz ama başındakiler bizden mi emin değilim.
çocukluğumdan beri en çok askeriyeyi severdim. diğer kurumlarda dalavere olabilirdi bana göre ama askeriyede olmazdı. asker halktı. bu işi para için yapan kişiler değildi, gariban çocuklarıydı. belki de ben çocuk duygularla böyle sanıyordum.
iktidar fettoş itini ve yancılarını bu kuruma doldurunca, atatürkçü subayları ordudan atınca, sınır güvenliği randevu evi kapısını geçmesine rağmen askerin sesi çıkmayınca benim için işlerin rengi değişti. eski duygular kalmadı sanki içimde.
ülkede onca şey olurken sesi çıkmayan, sanki derdimiz yokmuş gibi kışladaki tanrımıza hamdolsun yazısını allah'ımıza olarak çevirmek gibi eften püften işlerle uğraşan heriflerden arınıp özüne döndüğü zaman tekrar barışırız.
hâlâ asker bizim askerimiz ama başındakiler bizden mi emin değilim.
devamını gör...
max türkiye
az önce kullanıma açılan platform.
kütüphane güzel duruyor tv uygulaması akıcı çalışıyor üstelik hepsi burada mevzusundan hala yararlanabiliyorsun.
hbo bu işin ağır toplarından biri gelmesi iyi oldu. ayrıca türkçe blu tv içerikleri buradan devam edecek “prens” tayfa merak etmesin.
blu tv ye göre 4k olması ve arayüzünün akıcı çalışması tatmin edici. hayırlı olsun diyelim.
kütüphane güzel duruyor tv uygulaması akıcı çalışıyor üstelik hepsi burada mevzusundan hala yararlanabiliyorsun.
hbo bu işin ağır toplarından biri gelmesi iyi oldu. ayrıca türkçe blu tv içerikleri buradan devam edecek “prens” tayfa merak etmesin.
blu tv ye göre 4k olması ve arayüzünün akıcı çalışması tatmin edici. hayırlı olsun diyelim.
devamını gör...
sözlük kızlarının aşık olduğu yazar
devamını gör...
güzel giyinmeyi başaramamak
güzel giyinmek başarılması gereken bir şey değildir
kendinizi iyi hissettiğiniz sürece iyi giyiniyor olursunuz.
kendinizi iyi hissettiğiniz sürece iyi giyiniyor olursunuz.
devamını gör...
yıldırım demirören
ayrıca milli piyango'yu satın aldığından beri ne hikmetse tüm piyangolar demirören'e vuruyor ne talihli adam be.
devamını gör...
nasıl olsa sevişmem donu
ortalama üstü ama çok kalitenin bir tık altı siyah boxerlardan bulduğumda 20 adet alırım, 20 tane olması önemli çünkü 10 tane açıp 10 tane kapalı tutacağız, hafta bir çamaşırlarınızı da yıkayın ayrıca
böylece her denkleme ait bir boxer sahibiyim çünkü her zaman aynı marka ve aynı renk giyerim.
çorap içinde böyle
böylece her denkleme ait bir boxer sahibiyim çünkü her zaman aynı marka ve aynı renk giyerim.
çorap içinde böyle
devamını gör...
ekşi sözlük
artık bi aktroll yuvası ve iktidar şakşakçısı olarak internet çöplüğünde yerini almıştır.
devamını gör...
yıldırım demirören
bu adam iddaa'ya girdiğinden beri ara ara süper lig'de ve ptt 1. lig'de aynı saatte başlayan maçlar aynı anda 1-0, 2-0, 2-1, 4-0 falan oluyor. mesela şu an süper lig'de eyüp-adana demir maçı da 4-0, ptt 1. lig'de kocaeli-yeni malatya maçı da 4-0 ve hep aynı anlarda arttı skorlar. alt liglerde daha fenası da oluyordur. tuhaf, enteresan.
devamını gör...
14 nisan 2025 lise eylemleri
dağdaki teröristi indirip şehirde elini kolunu sallayarak gezdiren, devlet kanalından teröristin fikirlerini dinleten kesim, gelecek neslin, liseli çocukların fikirlerini söylemesine izin vermiyor. deprem zamanı halk ölürken de koltuk sevdasına askeri kışladan çıkartamamışlardı. şimdi de çocuklara okullarını hapishane etmişler.
istediğiniz kadar polis koyun kapılara, fikirlere kurşun işlemez.
istediğiniz kadar polis koyun kapılara, fikirlere kurşun işlemez.
devamını gör...
scaremongering
#3515467
hocam zevkle okudum bunu bir kaç kez. yeni bilgiler attım hafızaya, çok teşekkürler aydınlattığın için. modların kolerasyon ve/veya sync problemi yaşadığını bilmiyordum. bir şekilde discord odası veya başka bir yerde iletişim halinde olsalar dahi, bir süre sonra yetkiyi elinde tutanlar sadece bunu yitirmemek için, diğer yetkililerin yanlış kararları karşısında susabilir ya da yanlışı onaylayabilir. bunlar aslında, insana dair öngörülebilen genel davranış motifleri. asıl üzücü olan, görevi kişisel mazeretleri ile eksik yapan ya da kural dışına çıkanlar olur. senin anlattıklarıını bir bir irdeledim. zamanla yerine oturacak problem olduğuna inanıyorum. hocam bu arada maria'da öyle olaylar yok (yok diyeyim yani toplumun içinde ne diyim sdkjdshdskj), zaten coup bacım ve sen "nazikçe iltifat edebileceğim güvenli hanımlar" listesinde olduğunuz için, mıncırıyorum ben de saygıyla lüp lüp yanaklarından. şıp şıp küçük iki dost öpücüğü konduruyorum hocam. kaşın diyorsan, ileri de gidebilirimsdksjk. bu sorundan ziyade, genel anlamda bu konuda yapabileceğim bir şey olursa da yardımcı olmaya hazırım. bunu istenen standartlara getirirsek, orjinal içerikten geçilmez sözlük, çok da harika olur. bilim felsefesi ve antropolojik bakışla insanın öğrenim süreci hakkında da bol bol sohbet ederiz umarım. sevgiler, saygılar. öpüyo...hı pardon öpmüştüm önceden.
hocam zevkle okudum bunu bir kaç kez. yeni bilgiler attım hafızaya, çok teşekkürler aydınlattığın için. modların kolerasyon ve/veya sync problemi yaşadığını bilmiyordum. bir şekilde discord odası veya başka bir yerde iletişim halinde olsalar dahi, bir süre sonra yetkiyi elinde tutanlar sadece bunu yitirmemek için, diğer yetkililerin yanlış kararları karşısında susabilir ya da yanlışı onaylayabilir. bunlar aslında, insana dair öngörülebilen genel davranış motifleri. asıl üzücü olan, görevi kişisel mazeretleri ile eksik yapan ya da kural dışına çıkanlar olur. senin anlattıklarıını bir bir irdeledim. zamanla yerine oturacak problem olduğuna inanıyorum. hocam bu arada maria'da öyle olaylar yok (yok diyeyim yani toplumun içinde ne diyim sdkjdshdskj), zaten coup bacım ve sen "nazikçe iltifat edebileceğim güvenli hanımlar" listesinde olduğunuz için, mıncırıyorum ben de saygıyla lüp lüp yanaklarından. şıp şıp küçük iki dost öpücüğü konduruyorum hocam. kaşın diyorsan, ileri de gidebilirimsdksjk. bu sorundan ziyade, genel anlamda bu konuda yapabileceğim bir şey olursa da yardımcı olmaya hazırım. bunu istenen standartlara getirirsek, orjinal içerikten geçilmez sözlük, çok da harika olur. bilim felsefesi ve antropolojik bakışla insanın öğrenim süreci hakkında da bol bol sohbet ederiz umarım. sevgiler, saygılar. öpüyo...hı pardon öpmüştüm önceden.
devamını gör...
zaman kırmızısı dudaklarla
" mezara koy sözleri, ölenle bir arada
anlamını ver kendi sözüne
gölgeyi ona ver... "
1920/ 1970 yılları arasında yaşamış usta şair paul celan imzalı 80 sayfalık eser;
türkçe'ye ise gertrude durusoy ve ahmet necdet tarafından çevrilmiştir.
paul celan'ın daha önce okuduğum hiçkimse'nin gülü ve ellerin zamanlarla dolu eserlerine kıyasla daha yalın bir eser olduğunu düşünüyorum, sarsıcı bulmadım ve paul celan seviyesinin altında kalan şiirler olduğu kanaatindeyim.
kitabım yarım kalmıştı, az önce bitti ve şimdi etkileyici bulduğum birkaç dize hatrına yazıyorum.
yıkım ve ölüme dair olan şiirleri iyi buldum, kitaba genel olarak çok ısınamamış olsam da bazı dizelerinin efsunkâr olduğunu kabul ediyorum.
birinin yanında yaşamanın ona benzemeye başlamakla ilgisi, kişinin ettiği her sözde o söze kendi rengini vermesinin önemi, ölen bir sevdiğini mezarına koyarken ona veda edilen sözcüklerin acı dolu tarafları, gölgeyi ona ver diyerek ise ayrılık olsa bile senin bir parçan ayrılanın hep yanındadır gibi bir anlam çıkarmanın mümkün olduğu dizeler, kitabı anlatabileceğim bazı temalardı.
etkileyici bulduğum dizeleri bırakarak burada bitiriyorum.
çok ısınamamış olsam da okunmaya değer bir kitap olduğunu söylemem mümkün olacaktır.

seni neredeyse uçuracak
ölümden kora dönüştüğün toprak
yanımda yaşıyorsun,
bana benzeyerek, bir taş gibi.
hangi sözü söylesen
sağ ol demiş oluyorsun o yıkıma.
mezara koy sözleri, ölenle bir arada
anlamını ver kendi sözüne
gölgeyi ona ver...
anlamını ver kendi sözüne
gölgeyi ona ver... "
1920/ 1970 yılları arasında yaşamış usta şair paul celan imzalı 80 sayfalık eser;
türkçe'ye ise gertrude durusoy ve ahmet necdet tarafından çevrilmiştir.
paul celan'ın daha önce okuduğum hiçkimse'nin gülü ve ellerin zamanlarla dolu eserlerine kıyasla daha yalın bir eser olduğunu düşünüyorum, sarsıcı bulmadım ve paul celan seviyesinin altında kalan şiirler olduğu kanaatindeyim.
kitabım yarım kalmıştı, az önce bitti ve şimdi etkileyici bulduğum birkaç dize hatrına yazıyorum.
yıkım ve ölüme dair olan şiirleri iyi buldum, kitaba genel olarak çok ısınamamış olsam da bazı dizelerinin efsunkâr olduğunu kabul ediyorum.
birinin yanında yaşamanın ona benzemeye başlamakla ilgisi, kişinin ettiği her sözde o söze kendi rengini vermesinin önemi, ölen bir sevdiğini mezarına koyarken ona veda edilen sözcüklerin acı dolu tarafları, gölgeyi ona ver diyerek ise ayrılık olsa bile senin bir parçan ayrılanın hep yanındadır gibi bir anlam çıkarmanın mümkün olduğu dizeler, kitabı anlatabileceğim bazı temalardı.
etkileyici bulduğum dizeleri bırakarak burada bitiriyorum.
çok ısınamamış olsam da okunmaya değer bir kitap olduğunu söylemem mümkün olacaktır.

seni neredeyse uçuracak
ölümden kora dönüştüğün toprak
yanımda yaşıyorsun,
bana benzeyerek, bir taş gibi.
hangi sözü söylesen
sağ ol demiş oluyorsun o yıkıma.
mezara koy sözleri, ölenle bir arada
anlamını ver kendi sözüne
gölgeyi ona ver...

devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
beni yak ve çek içine külümü
morphia-sallandım
morphia-sallandım
devamını gör...
güzel giyinmeyi başaramamak
uğraşamam. belki istesem başarırdım ama kıyafetler beni hiçbir zaman yaşamak için motive etmedi, üzgünüm. bakıyorum temiz mi, mahallenin delisine de benzemiyorsam giyip çıkıyorum.
(bkz: başaramadık abi)
(bkz: başaramadık abi)
devamını gör...
ekşi sözlük
6 şubat depremi şayet olmasaydı, yazar olmamın mümkün olmayacağı sözlük. ha ben oradaki yazarlığımı bafileyeyim, keşke öyle bir felaket yaşanmasaydı da hiç yazar olmasaydım.
çaresizce yardım dileniyorduk. akdeniz'de o depremi ben de yaşadım ve ödüm bir tarafıma karıştı. bizim ev, odamdaki her şey zangır zangır sallanırken ağlamaya başladım ve "eyvah türkiye" dedim. "eyvahlar olsun..." zira ben kıbrıs'tayım ve buradaki binalar belli bir yönetmeliğe göre, depreme dayanıklı olacak şekilde inşa ediliyor. buna rağmen evin duvarı çatladı, o seviyede. konudan sapmayalım, kısacası deprem sürecinde sözlükte bir çaylak olarak bağıra ağlaya yardım isterken, aç susuz kaldığını söyleyen insanların mesaj-konum ve iletilerini paylaşmaya çalışırken, sözlük yönetimi "böyle olmayacak" dedi. ve o anda depremle ilgili paylaşım yaptığı tespit edilen tüm çaylakları yazar yaptılar.
şimdi o günden bugüne, hele ki de son aylarda, korkunç derecede sapıttı ekşi sözlük. korkunç bir ortam haline geldi o kadar. sözlükle ilgili drama, olay ve durumları yakından takip eden birisi değilim, bazen girerim ve o seviyede kendi halimde takılırım ki, muhtemelen yayınlamayacağım entryleri yazıp silmekle meşgulken, sol frame'de neler olduğunu kaçırırım. boykot etmişler ekşi sözlüğü. meğerse dolup taşan "özlem gürses" başlığı da bu konu etrafında dönüyormuş. ve kendisinin konuştuğu ilgili videoyu da sonradan, dün izledim. (daha sonra buraya link koyabilirim.) söylediği her şeyin altına imzamı atıyorum, sanki benim ağzımdan çıktı. nefretin hakim olduğu, sosyopatik bir ortam olarak tanımladı ekşi sözlüğü. güvensiz bir yer... bunun zaten farkındaydım ve belki bir boykot değil ama kendi içimde bir geri çekilme başlatmıştım, sol frame'e ya da gündem başlıkların illa ki hepsine dikkat göstermeyişimden anlaşılabileceği gibi... mesaj kutum desen kapalı zaten. korktuğum için... yahu bir yazar nereden, ne diye korkarak mesaj kutusunu kapatır?... gelmiş başımıza demek ki bir şeyler.
deşmek istemiyorum bunu daha fazla ama ekşi sözlüğün hali hal değil.
çaresizce yardım dileniyorduk. akdeniz'de o depremi ben de yaşadım ve ödüm bir tarafıma karıştı. bizim ev, odamdaki her şey zangır zangır sallanırken ağlamaya başladım ve "eyvah türkiye" dedim. "eyvahlar olsun..." zira ben kıbrıs'tayım ve buradaki binalar belli bir yönetmeliğe göre, depreme dayanıklı olacak şekilde inşa ediliyor. buna rağmen evin duvarı çatladı, o seviyede. konudan sapmayalım, kısacası deprem sürecinde sözlükte bir çaylak olarak bağıra ağlaya yardım isterken, aç susuz kaldığını söyleyen insanların mesaj-konum ve iletilerini paylaşmaya çalışırken, sözlük yönetimi "böyle olmayacak" dedi. ve o anda depremle ilgili paylaşım yaptığı tespit edilen tüm çaylakları yazar yaptılar.
şimdi o günden bugüne, hele ki de son aylarda, korkunç derecede sapıttı ekşi sözlük. korkunç bir ortam haline geldi o kadar. sözlükle ilgili drama, olay ve durumları yakından takip eden birisi değilim, bazen girerim ve o seviyede kendi halimde takılırım ki, muhtemelen yayınlamayacağım entryleri yazıp silmekle meşgulken, sol frame'de neler olduğunu kaçırırım. boykot etmişler ekşi sözlüğü. meğerse dolup taşan "özlem gürses" başlığı da bu konu etrafında dönüyormuş. ve kendisinin konuştuğu ilgili videoyu da sonradan, dün izledim. (daha sonra buraya link koyabilirim.) söylediği her şeyin altına imzamı atıyorum, sanki benim ağzımdan çıktı. nefretin hakim olduğu, sosyopatik bir ortam olarak tanımladı ekşi sözlüğü. güvensiz bir yer... bunun zaten farkındaydım ve belki bir boykot değil ama kendi içimde bir geri çekilme başlatmıştım, sol frame'e ya da gündem başlıkların illa ki hepsine dikkat göstermeyişimden anlaşılabileceği gibi... mesaj kutum desen kapalı zaten. korktuğum için... yahu bir yazar nereden, ne diye korkarak mesaj kutusunu kapatır?... gelmiş başımıza demek ki bir şeyler.
deşmek istemiyorum bunu daha fazla ama ekşi sözlüğün hali hal değil.
devamını gör...
sony xperia z3
sene 2015 olması lazım. o zamanlar şimdiki gibi samsung-apple-xiaomi-oppo gibi marka rekabeti yoktu. samsung-apple-lg-sony-htc rekabeti vardı. ben o zamanlar 10 yaşındaydım sınıfta da bir tane zengin çocuk vardı, okula audi a6 ile geliyordu, bu telefonu ile sınıfta hava atıyordu. ben de annemle babama gidip bu telefondan istemiştim. tabi babam dokunmatik telefon kullanmıyor (nokia e72), annem de turkcell t50 kullanıyor. benim de hiç telefonum yok, telefonun özellikleri de mükemmeldi o dönemin şartlarına göre (snapdragon 803,3 gb ram). tabi fiyatı da bayağı tuzluydu. sonrasında bayağı üzülmüştüm benim için telefon konusunda 1-nokia 2-sony'nin yeri bambaşka. bu iki markanın telefonlarına bayılıyordum ikisi de telefon işini bıraktı.
devamını gör...
döner index
bild ve zdf isimli alman gastelerinin almanyadaki alım gücünü belirtmek için zaman zaman kullandigi index
zdf 2023/08
bild 2022/09
zdf 2023/08
bild 2022/09
devamını gör...