zaman tüneli

akp'nin ve muhalefetin, soyguncu düzeni gizlemek için yaptığı ilizyon.
devamını gör...

başlığı açmamışız, ne ben ne de kelenderis; atlamışız bu şahane bozlağı.

ölürüm bozlağa ben, çok severim. nida ateş'ten başka kimler kimler okumamış; umut sülünoğlu'dan nazlı öksüz'e, ender balkır'dan ayfer vardar'a kadar. ama musa eroğlu, ille de musa eroğlu...

musa eroğlu'dan gelsin.

arzuhalım sana ey kaşı keman
dara düştüm kerem eyle al beni
od düştü sineme aman ha aman
aşkın ateşine etme kül beni
neredeysen kömür gözlüm bul beni
devamını gör...

nazar değer nazar.
devamını gör...

fotoğraflardan bile yusuf yusuf seslerinin duyulduğu haberdir. rte o günden sonra bir daha halkın arasına inmemiştir.
korkma olum, biziz biz, halk.
devamını gör...

bende 3 tane var. anlamli buldugum.
devamını gör...

bir vincent de cointet belgeselidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yaklaşık elli beş dakika süren bu belgeseli laurent leaderer seslendirmiştir. belgeselin türkçe ismi çavuşesku'nun idamı: çalınmış bir devrim olarak verilmiştir.

nikolay çavuşesku romanya komünist partisi genel sekreteri, romanya devlet başkanı ve romanya cumhurbaşkanlığı görevlerini yapmıştır. ama özetle söylemek gerekirse romanya'nın bir dönemler diktatörüdür.

1989 yılında eşi elena çaveşsku ile birlikte idam edilene kadar da ülkeyi tam bir diktatörlük ile yönetmeye devam ermişti otuz yıldan fazla bir süre. ki bu idam görüntülerini küçük bir çocukken televizyonda izlemiş ve çok etkilenmiştim.

nilolay çavuşesku karşıtı gösteriler ülkede yayılmaya başladığında devrim meydanında kurgulanan bir destek mitingi esnasında toplanan kalabalığın diktatörü yuhalamaya başladığı o an ve nikolay çavuşesku'nun yüz ifadesi aslında 35 yıllık romanya tarihinin nefis bir özetidir.

idam kararından sonra diktatörün eşi elena çavuşesku'nun askerlere ben sizin annenizim demesi ise diktatör ve eşinin ruh halini özetleyen bir cümledir aslında.

nikolay çavuşesku'nun yaptığı her şey diktatör tanımına uymuştur. daha önce izlediğim bazı belgeseller de nikolay çavuşesku'ya destek veren ve onun döneminin çok daha iyi olduğunu söyleyen insanları da dinledim. hatta kendisine reis diye hitap edildiği bile düşünülebilir.

çok iyi bir belgesel filmdi.
devamını gör...

orijinal adı ile true crime.

true crime adında başlık var ama filmle alakası yok aman diyeyim oraya taşımayın başlığı.

1999 yapımı gerilim/gizem türündeki filmin yönetmenliğini ise clint eastwood yapmıştır.

clint eastwood filmi olduğunu son sahnede her zamanki sigara içmesinden anladım. adam bir yerden tanıdık geliyor dedim sürekli film boyunca ve son sahnede çözebildim anca.

film yanlış zamanda yanlış yerde olma üzerine ama tabii işleniş çok farklı. siyahi bir adam markete girer ve market soyulup kasiyer vurulur. adam kasiyere yardım edeyim derken biri gelip onu görür siyahi adam kadın öldüğü için korkup kaçmaya başlar, yakalanıp hapse atılınca da suçsuzluğunu ispatlaması oldukça zor olur.

zaten filmin sonunda idama kadarda gidiyor.
bana biraz yeşil yol filmini andırdı. her ne kadar yeşil ile benzeyen bir çok film görsem de herkes kendince bir şeyler katmış filmlerine tabii. mesela ülkemizde de yayınlanan 7. koğuştaki mucize filmi benziyor ama kendince farklılık koymuşlar, o da başka yerden uyarlama zaten de konu o değil.

film birazda ön yargılarımızdan dem vurmuyor değil. her ne kadar adamın kaçması saçma gelse de onun yerinde olsak biz ne yaparız diye düşünmek gerekir ki sonuç çoğunlukla aynı olacaktır. çok eski olmasına rağmen izlenir bir film diyebilirim. iyi seyirler.
devamını gör...

bu seferlik affınıza sığınarak bir yerine iki türkü bırakıyorum. o kadarlık da hatırımız olsun. sonuçta büssürü mesaimiz var.

bir link iki türkü.

devamını gör...

akpnin tüm muhalefet siyaseti, muhalefetin sözümona 'ayrıcalıklı' sınıftan olması algısı üzerinedir. zübükler, adaleti savunanı görünce hemen ötekileştirir ki hak yemeye devam edebilsin. seçmenine, muhalefet partilerinin liderlerinin halkın içinden gelmediği yalanını yayar ki kendi hukuksuzluğunu 'içinizden biriyim' palavrasıyla kabul ettirsin, kendi elitlerini oluşturup halka parmak sallasın.
cumhuriyet sayesinde okuyup muhalefete yönelen siyasetçileri tanıyalım;

mesela özgür özel manisalıdır, devlet okullarında eğitim alıp eczacı olan, sonrasında politikaya giren gerçek bir türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır.

imamoğlu, trabzon köylüsüdür. ailesinden de genetik miras olan vizyonu ve insan sevgisi sayesinde birer birer basamakları tırmanmıştır. resmen cumhuriyetin kazanımıdır. bu yüzden hapiste.

selahattin demirtaş diyarbakırlı bir zazadır. gençliğinde babasının tadilatçı dükkanında çalışmış, avukat tutamayacak kadar yoksul olduklarından bileğinin hakkıyla hukuk okumuştur.
o da bu yüzden hapistedir.

muharrem ince, yalova çiftçisidir. okuyup fizik öğretmeni olmuştur.

muhalefetin arasında en 'elit' kalan ümit özdağdır. babası ondörtlerdeki askerlerdendir. ama bu ona bir ayrıcalık değil tam tersi zulüm olarak dönmüştür, nitekim ülkü ocakları faaliyeti yüzünden ted kolejinden atılması arkasında bir güç olmadığının delilidir.

ek: ben ne diyom aktroller ne diyor. yaw he he.
devamını gör...

zakkum'un şarkılarından bir kısmı ve şebnem ferah şarkılarının çoğu.
devamını gör...

(bkz: final destination bloodlines)
serinin yenisi çekildiği için netflix anında eskileri koymuş. azrail kovalar beyler, dikkat edelim. nefis film.
ikincisindeki otoban - araba kazası sahnesine hastayım. 4'den sonra, efektlerle birlikte ölüm olayları yapay gelmeye başladı. adam kazığa giriyor mesela, bağırsağı çıkıyor. bu saçma. üçüncü filmde solaryumda yanan ikizler gerçekti mesela. çok da süperlerdi, üzülmüştüm ben. hot sisters olayına giremedim daha, kısmet.
devamını gör...

geçtiğimiz ramazanda vurmuştu beni de. bir sabah kasığımın sol tarafında sol böbreğimden inen bir ağrıyla uyandım. öyle böyle bir ağrı değil kıvranıyorum acıdan. bir de midem bulanıyor . yallah şehir hastanesi aciline.

testler yapıldı filan, ürolojiden randevu alacaksın dediler idrarda kan var dedi acil doktoru. hemen aldım gittik doktora, görüntüleme soktu ve bingo. 2 mm çapında bir taş. tam mesaneye inmek üzereymiş ve ufak olduğu için cerrahi müdahaleye de gerek yokmuş neyse ki, bikaç ilaç verip bol su içme telkiniyle yolladı. o kadar şanslıyım ki, o doktora gittiğim günün gecesi afedersin işerken çat diye klozete düştü taş.

ama işte bazen o kadar şanslı olunamıyor. çeken bilir kısacası, herkese geçmiş olsun.
devamını gör...

sabah sabah sıçtın ağzıma piko...

devamını gör...

bir sene ve uzeri iliskileri ben uzun sureli iliskiler olarak goruyorum.
bana en anlamli gelenler de bunlar.
simdiye kadar 7 tane uzun sureli iliskim olmus.
devamını gör...

hocam marx'dan sonra ekonomi ile ilgili o kadar çok şey değişti ki...o kadar çok değişken katıldı ki ekonomi bilimine...e tabi bizde değiştik, fikirlerimiz revize oldu, modifiye oldu zaten diyalektik de bunu söylemiyor mu? aynı nehirde 2 kere yıkanılmaz...ha 180 derece mi değiştik? tabi ki değil ama artık kuru kuruya gomaniizmmmm demek bana garip geliyor. bakınız: çin....
devamını gör...

100+ saati pc'de, 100+ saati de xbox'ta devirdiğim, düşünürken bile kafamın içini karıncalandıran ve arka arkaya yüklenen görevlerle strese sokan oyun. kendisinin öncülü olan stardew valley ve diğer benzerlerinde olduğu gibi bu oyun da "sit back and relax" diye tanımlansa bile ismi geçen oyuna aşina olan* arkadaşlar bu işlerin hiç de öyle olmadığını, oyunun bir yerden sonra şuna dönüştüğünü fark* edeceklerdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


geçirdiğiniz* bir trafik kazasının ardından başka boyuttaki fantastik bir köyde uyanarak, o köyün bir önceki mezarlık bekçisinin yerini alıyorsunuz oyunda. başlıca sorumluluğunuz evinize dönmek ama bunu yapmanızın yolu da belirli bir rutinin dışında morgunuza bırakılan cesetlerle ve köyün mezarlığıyla ilgilenmekten geçiyor. cesetleri tahnit etmeli, tercihinize göre gömmeli, yakmalı ya da uğraşacak vaktiniz yoksa evinizin biraz batısındaki yırmağa atmalısınız. tabii bu kolaylık cesedi yakınca ya da gömünce aldığınız sertifikadan, haliyle gelirinizden de olmanız anlamına geliyor. bu kadar basit anlattığıma bakmayın, oyunda inanılmaz seviyede bir crafting ve materyal dinamiği var. cesetleri gömmek için mezarlığı düzenlemeli, ana görevde ilerlemek için mezarlığı güzelleştirmeli, bunun için cesetleri çürümeden gömmeli, cesetlerin çürümemesi için morgunuzu geliştirmeli*, morgunuzu geliştirmek için tadilasdfsdfgh hoff yazarken bile koltukta huzursuzca kıpırdandım... ki bunlar oyunun henüz başlarında uğraşmanız gereken şeyler. daha tarım mekaniklerinden, ticaretten, cesetleri zombileştirerek başlardaki ufak tefek amelelikleri onlara yükleyebildiğiniz dlc'sinden bahsetmedim bile... oyunda ihtiyacınız olan neredeyse her şeyi kendiniz bi şekilde craft edebiliyorsunuz. üşenenler çeşitli vendorlardan satın alabilir ama o ekonomiye gelebilmek için de ciddi bir uğraş vermeniz gerekiyor.

kimler sever? açık dünyada sağa sola gidem, ırgatlık edem, ağaç kesem, çapa vuram, taş kıram, envanter yönetem diyen amele ruhlu oyuncular sever. stardew valley'in başarılı bir benzeri olduğu için tabii ki sv'ciler sever. sv'ciler b.k atabilirler kopyalara (gerçi niye atsınlar) ama o da harvest moon kopyası olduğu için o toplara isterseniz hiç girmeyelim. minecraftçılar sever ama sakın ha öyle bi sandbox oynanışı beklemeyin, sadece aşırı geniş crafting olanaklarından ötürü söylüyorum bunu. şöyle büyükçe bi yetenek ağacı olsun, bi dalı açmak için g.tümü yırtayım diyenler sever. "ben oynadığım oyunda biraz nüktedanlık ararım, popüler kültür göndermeleri olsun, gönderme vaaar, selam çakmışlaaağğr diyecekler sever. pikselciler sever. otizm spektrumundakiler sever. aksiyon, gerçekçi grafik vs. peşindekiler sevmez.
devamını gör...

dün döngüdeydi, atölyede kulak kulağa, baş başaydık. gözyaşım sel gibiydi, dinmek bilmedi.

bir çorum bozlağı bu. bu yozgat'tan, çorum'dan, iç anadolu'dan neler çıkıyor, bu nida neler söylüyor?

arzuhalım sana ey kaşı keman
dara düştüm kerem eyle al beni
od düştü sineme aman ha aman
aşkın ateşine etme kül beni
neredeysen kömür gözlüm bul beni


kaynak kişi: aşık haydar öztürk.
devamını gör...

bu illet ile başı belada olan herkese çok çok geçmiş olsun diliyorum. biliyorum neler yaşattığını, süründürdüğünü berbat bir şey bu.. korkumdan dışarda salata yememeye çalışıyorum, ıspanak sadece evde belki senede iki defa yeniliyor. o da yıkarken haşatını çıkartıyoruz. sirkesiydi, tuzuydu bitmiyor. vücudun içine bir şekilde giriyor, yaratıyor kendini insafsız. beni 1 ay komple sistem dışı bırakmıştı. işe döndüğümde bir çalışma arkadaşım aman sen de ne nazlı şeysin bir taşı düşüremedin demişti. sadece yüzüne baktım ve nefesimi tuttum. 1-2 haftaya kalmadı kum düşürmeye başladı. her gün işe geç geliyordu ve bir gün bana baktı 'sen içlendin dimi bana dedi' 'evet' dedim ne yalan söyleyeyim. neler yaşadığını artık anladım lütfen artık beni sal dedi. bu da böyle bir anımdır. taş deyip geçmeyin mide bulandırıcı, süründürücü bir süreç..
devamını gör...

gecenin kıyısında durmuşum, kefenin cebi yok
koynuma yıldız doldurmuşum, koşun çocuklar koşun
sabah üstüme üstüme geliyor!

ayık mı gün
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir kaç tanesi hariç kalanı klasik kemalist. okuyorum okuyorum zerre kadar ekonomi ile ilgili yorumlar göremiyorum. eşitlik yok, adalet yok üstüne üstlük bir de boğaz aşireti savunucuları. yağni tüsiad'cılar. klasik yaşam tarzını korumaya çalışan chp'cilerden. bu da onları heçbir şey yapar. muhtemelen chp'den otlanıyorlar. ehli sonnilerin akp'den otlandığı gibi.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim