zaman tüneli

sarımsağın ve tinerin iyi gelmediği şey yok gerçekten. elimde bir parça tinerle ıslatılmış gazlı bez olsun, şu hayatta üstesinden gelemeyeceğim sorun yok. ne sinüzit tanırım ne migren.

basari, goreceli bir kavram olmakla birlikte icinde bulunulan zaman dilimine gore degiskenlik gosterebilir. bunun farkinda olmayan kisi, ego'sunu yukseltmek adina, sistemin istedigi her tur basariyi gostermeye hazir sadik bir koledir ve bununla da gurur duyar.

ıyilik ise dogru zamanda ve dogru kisiye yapildigi takdirde deger kazanir. karsiliksiz yapilani samimi ve makbuldur. ruhani gelisime de katkida bulunur.

kimin hangi tarafi sececegini zaman gosterir.

ilgili haberlerde 7 milyon lira gibi bir alacaktan bahsedilen, muhtemelen göründüğünden fazlası olan olay.

görüntülere göre bir işyeri binası önünde, elinde silahla duran, önce bir el ateş eden, sonrasında silahı kafasına dayayan biri var.

devamında da adamı derdest etmeye çalışan bir yığın amatör var. ite kaka, vura kıra adamı indirmeye çalışıyorlar, adam da fazlasıyla kuvvetli olduğundan beceremiyorlar.

yine iddiaya göre vatandaş bu arbedede kalp krizi geçirip vefat etmiş. yine bir iddia.

şimdi soru bir, bu arkadaşın elinde silahın ne işi var ve neden meskun mahalde ateş ediyor?

soru iki. tazminat dediği alacak ne? iddia edilen rakamlar doğruysa burada bir "işçi kardeşin" tazminat alacağından ziyade başka bir hukuki ilişki söz konusu. alacağını hukuken mi alamadı, fiilen mi alamadı hususu da önemli.

soru üç, ölüm neticesi nasıl meydana geldi? görüntülerdeki kısımdan ibaretse ölüm neticesi doğuran bir darp yok. hatta koruma görevi icra edenlerin, kişiyi intihardan alıkoymak yahut kendilerini potansiyel tehlikelerden korumak adına hareketi, meşru savunma kapsamında dahi değerlendirilebilir.

tarafların niteliği ile önyargı edinmemek lazım. bu vatandaşın attığı tweetler ya da holdingin siyasi pozisyonu bu olaydan bağımsızdır.

salt videodan, meskun mahalde ateş eden ve başına silah dayayan biri ile, 5 kişi bir adamı yere indiremeyen, kısmen darp eden bir güruh insan var.

manipülasyon duayenidir.

kafasına silah dayamış birini dövmek biraz absürt ama ben bir güvenlik olarak güvenliklere çok da kusur bulamıyorum bir yandan. direkt linç etmeden önce demek istediğimi anlayıp etsin eden.
arkadaşlar iş başvurusu yaparken kimin şirketi, hangi ideolojiden falan diye düşünmez, iş başvurusu yaparsın. zaten çeyrek asırdır herkes iktidarcı. güvenlik dediğin adamın edi budu belli. mesela ben bir sitede güvenliğim, içerdeki herkesin benim görüşümden olması mümkün mü. ülkede muhalifler sitesi diye bir yer mi var. varsa bile beni almadıysa, eleman ihtiyacı yoksa, benim semtimde değilse napayım.

şimdi kapıya bir adam geliyor, alacaklı olduğunu söylüyor, bu da doğrudur ben meselenin burasında değilim. ama o adam işi gereği içeri almamak zorunda. sonra gelen adam çat diye kafasına silah dayıyor. kendini vurmayı göze alan hiç tanımadığı seni pek alâ vurabilir. yani güvenlik kendi canını da düşünme zorunda. ortada bir korku, risk var adrenalin anı. adamın elinde silahı almaya çalışıyorlar. o arada silah adamın elinde ve filmlerdeki tipik sahne gibi hâlâ birini yanlışlıkla bile olsa vurabilir. bu sebeple güvenliklerde vurmuş olabilir. aa şiddet savunuyor gibi direkt yaftayla değil o anın psikolojisi, insan psikolojisi ile düşünmeye çalışın. güvenliğiz diye her an biri bişeye kızıp bizi mi vursun. bir bizimki mı can değil güvenliğiz diye.
izleyenler bilir behzat ç'de biri hayalet'e ateş ediyordu, sonra hayalet gidip adama vuruyordu beni mi öldürücen diye.
ben adamı öldürmüşler iyi olmuş doğru olmuş demiyorum. herşeyin bir dakika içinde cereyan ettiği bir olayda, saniye saniye değişen psikolojiyi ve eli silahlı birinin olduğunu da hesaba katın demek istiyorum. firmayı savunmuyorum, adamı suçlamıyorum, bir güvenlik olarak gözümden olay yorumluyorum.

bir emsal anlatayım. birgün çalıştığım siteye biri geldi, içerde hasmı varmış. olabilir beni bağlamaz. her neyse adam yanımda bekliyor. polisi aradık, girme teşebbüsü yok diye polis bişey yapmıyor, basıp gittiler. e adam gitmiyor ama. neticede orası özel mülk ve adam orada, istenmediği yerde. adam yanımda saatlerce bekledi. bağırıyor, gelen geçen arabanın içine bakıyor vs. ama bu suç değilmiş. şimdi ben bu adama gitsene bilader diyip itsem noluyo, aa güvenlik magandalığı, aa mağdurun karşısında haksızın yanındalar bilmem ne. halbuki ben kimsenin safında değilim. mevzu ne bilmiyorum. şu haklı bu haksız dememişim. ben çalışıyorum bela gelip beni buluyor. benim işimi de riske atıyor. peki napayım.
olaylara bazen böyle de bakın.

bunca yazdığım şey vefat eden işçiyi suçladığım, şirketi savunduğum falan anlamına gelmez. babamın oğlu değil, kaldı ki ben bir işçiyim ve işçi safındayım. bu olaya dair değil bunu emsal örnek alarak güvenlik işinin ve olay anında dışardan şimdi video izleyip yorumladığınız gibi davranmanın kolay olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

(bkz: bir gün herkes beşiktaşlı olacak)

sinüzitin pek çok sebebi var mesela benim kan basincım düşük çok uzun süre ayakta kalmak akşam bas ağrısından ölmeme yok açıyor. kafama çekiçle vurulmuş gibi adeta öyle bir ağrı çekiyorum.
ayrıca uykusuzluktan felaket sinüzit ağrısından yapabiliyor. siyanür bile yesen, cesedim başım ağrıyor bana bi care diye bağırır.
bir başka olguda çift çorap giymek yada kalın çorapla uyumak. bas ağrısını önlüyor. muhtemelen kan basıncını artırdığı için. benim kan basıncı düşük böylece dengeliyor ve çoğunlukla başarısı çekmiyorum.

türkmensahra, iran'ın türkmenistan sınırına yakın ve adı üstünde türkmenlerin yaşadığı bölgedir. bildiğimiz güney türkmenistan yani. burada sahra, arapça'da çöl demektir yani türkmensahra, çöldeki türkmenler anlamına gelir.
ilgili linkler:
1) yenidenergenekon.com/155-un...
2) qha.com.tr/ozel-haber-ropor...
3) instagram.com/turkic.union/...

bugün ciddi ve gerçek anlamda başıma gelen hadise. napsaydım gitse miydim? tabii ki gitmedim, canımı sokakta mı buldum allah aşkına..

siyanür de baş ağrısına iyi gelir. hatta bir kez kullanın, sonra bir daha hiçbir acınız, ağrınız olmaz. *

ᚹᛁᚹᚨ ᛉᚨᛈᚨᛏᚨ


ᚲᛟᚱᚲᚢ ᚷᚢᚲ︍ᚢᚾ ᛖᚾ ᛒᚢᚢ︍ᚢᚲ ᛞᚢᛊᛗᚨᚾıᛞıᚱ*

yeterince tiner kullanırsam selülit falan görmem

akrabanız (özellikle birinci derece), dost olacağınız kişi, evleneceğiniz kişi, bunlar hep kutsaldır ve en iyi kişilerdirler, toplum sözleşmesine göre böyle olmak zorundadır.

doktor ve ilaç (çare) insanların sürekli aradığıdır. iyi (kutsal) olanın mecburiyet olduğu kanaati kemikleşince insanların zihninde, insanlar doktor (ilaç/çare) ile evlenmeye çalışırlar..

başarılı insan mitolojisi de yukarıda bahsettiğim davranışa ortak olarak koşacak bir çok insanın, içerisinde var olmaya çalışacağı konsepttir. gerçektir ama insanın zoruna gidebilecek bir gerçek. tıpkı kadınları güçsüz erkekleri güçlü yapan ataerkil düzenin cinsiyetler hakındaki iddialarının gerçek oluşu gibi.

siz seversiniz ama sevdiğiniz sizi sevmez : durum bu der! işine gelirse..
kabullenirsin. yaşanan şeylerin bilgilerinden bir gerçeklik örmüşlerdir kafanın içine ve sen doğru söylüyor dersin. anlayış kapasiten, insanların bencil olmalarının doğru/haklı bir davranış olduğunu düşünmene sebep olur. aynı anlayış kapasitesi bencil ve varlıklı insanların olmazı oldurmasına yardımcı olurken, "varlıklı(başarılı) olamamış" insanları savuşturmak için bir silah olarak kullanılır.

"ideoloji (siyaset) özelleştirilmelidir. sorun buradadır. çalışıp başarılı olmalısınız, düşünüp durup, sistemi eleştirmeniz aptalcadır. akıllı insan siyaseti, felsefeyi, bilimi ve sanatı özelleştiren insandır. * "

yazilim mühendisleri

kişisel bakım ve kitap

parfüm. çok pahalı. aşırı gereksiz pahalı. bu yüzden artık güzel ülkemden parfüm almıyorum.

bilimsel olduğuna inanmak güç. uyuşturucu yönü ile öyle hissedilse, sanılsa dahi, aksine uzun süreçte daha büyük sorunlara yol açacağı inancındayım. tıbbi yeterliği olan yazar dostlar sanırım çok daha ayrıntılı açıklayabilirler.
muhtemelen de ironi amaçlı bir başlık..

benzin ve gıda.

kaç yıl oldu gideli, kaçıncı uykundasın?
hangi rüzgar aldı seni? hala üşütüyor beni.
zakkum - gökyüzünde