zaman tüneli

arkadaşlar selam. entryme hoş geldiniz.
yazılanları okuyunca biraz celallendim ama geçti soda içince ve o sukunetle acaba dedim "haklı olabilirler mi? " ve chat gpt'ye 2 soru sordum.
1-2002 yılına kadar ve 2002 yılından sonraki askeri gelişmeler
2-ülkemizin nato'da etkinliğinin 2002 öncesiyle sonrası arasındaki farklar.
inanmak güç ama chatgpt ak partili çıktı çünkü google'ı anında tarayan yapay zeka ak parti sonrası için savunmayı bir bir övdü aklınız delirir.

ermeni nişanyan bile milli savunmaya övgü düzerken sizin aman akp'yi karalayayım cabalarınız biraz garip duruyor benim açımdan.

erkeklerin hiçbir cilt bakımı ürünü kullanmamasına, cilt bakımını geçtim yüzlerini bile yıkamamalarına rağmen * ciltlerinin benimkinden daha güzel olmasına katlanamıyorum.
katlanamıyorum, katlanamıyorummmm.

en kötü cilt bakım markalarını falan kullandırtmak istiyorum bazen.
tüm suratları sivilcelerle dolsun istiyorum.

güneş kremi de kullanmazlar mesela.
ben güneş kremi kullanmama, her ay güneş kremlerine deli gibi para yedirmeme rağmen yine de ciltleri benimkinden daha aydınlıktır.

seçilmiş kişi misiniz , nesiniz bilmem.

(bkz: sie)

tanımıyorum, son dönemlerde radarlarım asalak, beyin yerine poşulu propagandacılara takılı olduğu için bu kişiyi tanımıyor olmam bile aslında sıkıntılı olmadığını belirtir. bence iyidir sonuçta ben tanımıyorsam ve beni tanımıyorsa düzgün bir insandır. iyi günler efem

devrim kadar safkan yerli ve milli değildir.
ford'un altyapısına ve motorlarına sahiptir.
ford otosan fabrikasında üretilmiş olması da bunu doğrular niteliktedir.
fiberglas bir kasası vardı. çoğu zaman hor görülse de abartıldığı kadar dandik değildir. tabi üstten bir kaza yapman durumunda allahına kavuşman çok sürmez.
her ne kadar türkiye'de üretilmiş olsa da yine de yedek parça ve usta konusunda az çok sıkıntı yaşatabilir. ama o kadar da ciddi sıkıntı yaşatmaz.

türkçe rap olarak 2018 sonrasını alıyorsak katılırım ama türkçe rap denildiği zaman işler değişir.

hayalet ıslığı koca bir albüm bir roman okumak gibi, her şarkı bir hikaye ve bir bakış.

saian s.s ''tozlu bir ansiklopedi okumak gibidir saian'dan hayat''

indigo üniversite senelerinde parayı bulamamışken, ağzım açlıktan koktuğu dönemlerde kulaklığımdan mücadele hırsı pompaladı bana.

daha neler neler var, çok kaliteli şarkılar ve manalar var sadece her yerde olduğu gibi biraz eşeleyip iyilerini bulmak gerek.


buzdolabı satmadım ama o dönem yiyecek almak için bas gitar satmıştım

türk tenis tarihinin hülya avşar’dan sonraki ikinci ünlü tenis yıldızı.

ekşi, normal, tiktok ve bilumum sosyal medya ortamları. buralarda bilgiye pek ihtiyaç duyulmuyor. nasıl olsa aynı bilgisizliğd sahip birileri daha çıkıyor ve birbirlerine gaz verip duruyorlar.

neresine? yüzüne sürüyorsa tamam eyvallah ama göt yanaklarına ya da bacaklarına falan sürüyorsa o erkeğin bi' tramer kaydını sorgulayın derim çünkü kesinlikle vurdurmuştur.

#3606587 kral ölüyü diriyi yedin gözü bize mi diktin?
hahhaha
o bacaklar bana çok madalya kazandırdı...

memleketim erzurum'da kore için savaşmış bir sürü insan vardır. hatta memleketimde kore'ye gidenlere "koreli" lakabı verilirdi.
allah nasip ederse biz de koreli olacağız :)

klasik kahve rutiniii

hayır, vermiyorum elimi,
kaptırmayacağım kolumu.
bana öyle kolay ulaşma diye
yaptırmayacağım yolumu.

aklıma dedenin sonlarda yunanca konuşarak denizde intihar ettiği sahne geliyor.
bir de sonlarda bir tane bıyıklı bir dingil vardı avukat mıydı muhtar mıydı her ne gibimse onu taşlamışlardı.
bir de dedenin 4 kapılı anadol'u vardı :)

bugün ekmek günüydü. siyez unu ve ekşi maya marifetiyle mis gibi, sıcacık.

anne whatsapp grupları. düşünmüyorum, bizzat şahit oldum.

yalan yanlış her şeyi sorgulamadan, öğrenmeden nasıl ışık hızıyla yaydıklarını görseniz aklınız çıkar. neyse ki benim güzel annem, araştıran veya en azından bize soran cinsten ve yaymayangillerden.

gezmeye gittiği zaman arabadan iniyor ve her yere japonların kullandığı gibi şemsiye ile gitmiyorsa ne yapsın. bazen yeri geliyor 30 bin adım attığın oluyor özellikle ilk defa gördüğün ve doğal ve tarihi güzel yerleri geziyorsan bu yerler söğüt ağaçlarının gölgesi altında olmuyor. ya sahanda yumurta gibi yanacaksın ya da kimi gibi doğuştan marsık gibi kavruk tenli oluyorsan zaten allah seni doğuştan yakmış güneş sana dokunamayacaktır.

takığım diyemem, cildimdeki sivilcelere alıştım açıkçası.
hiçbir zaman mükemmel bir cildim olmadı, mükemmeli geçtim iyi sayılabilecek bir cildim bile olmadı.
her stres olduğumda yüzümle oynayan, sivilcelerimi yolan ve sıklıkla da stres olan birisiyim zaten.

daha dün gece bile abartısız söylüyorum bir saat boyunca cildimdeki, hatta sırtımdaki, omzumdaki sivilceleri yoldum. kanadılar, kabuk bağladılar, onları da yoldum.

daha çok psikolojik etkisinin olduğunu düşünüyorum. çünkü sivilcelerimi yolma huyumdan önce de stres olduğum zamanlarda saçlarımı, kaşlarımı, kirpiklerimi kopartma huyum vardı.

bu sebeplerden ötürü istesem de takık olamıyorum.
binbir türlü krem , serum, tonik, peeling türevi şeyler de kullandım ama daha fazla zarar vermek dışında pek bir şey yapmadılar.
daha fazla zarar verdiklerinde gidip cildimi düzeltmek için daha fazla krem, serum vb. şeyler aldım.
ve tabii ki daha da fazla zarar verdiler.
sonra tek bir temizleme jeli ve güneş kremi kullanmaya başladım, kullandığım ürünleri oldukça azalttım.
eskisine göre daha iyi durumda olduğunu söyleyebilirim.

cilt bakım markalarına da ayrı sövesim var mesela ama o başka bir başlığın konusu.

edit: cilt güzelliğinde en önemli şeylerden biri de su tüketimi.
ben günde hiç su içmediğim için oradan da kaybediyorum *

2000 ulusal muhafız askerine bir o kadarı daha ve 700 de deniz piyadesi görevlendirilmiş. yaklaşık bir tugay asker demek bu.

birine şöyle müdahale ediyorlar: link

aynı zamanda şehirdeki olan biteni mq-9 reaper iha'larla izliyorlar. bunun bir tık ötesi göstericilere hava saldırısı düzenlemek olacak herhalde.

doksanlarda geleceğe dönüş 2 filmindeki gibi bir gelecekte yaşayacağımızı hayal ederdik. piyangodan amorti değil de escape from los angeles çıktı:



geleceğin dünyasında kentlerdeki polislerin askerileştirilmesine ve gazze örneğindeki gibi askerlerin polisleştirilmesine şahit olacağız.



haziran 2020