zaman tüneli

arıların hazin sonu.
hüzünlü bir terk ediş hikayesi..

artık orada arılar için tek bir sebep kalmamıştır.
vakit, gitmek zamanıdır.

toksikleşmeye başladığı aşikare hale geldiği zaman.

ne güzel demiş atsız hoca;

boş kovanları arazide kolay görebilmenin yolu, güneşi arkanıza alarak aramaktır.

madem kesilecek uyuşturup öyle kesilsin. hem hayvan acı çekmez hem de bu gerizekalilar kendilerini kesmezler.

yukarıdaki limonata değildir arkadaşlar nanemolladır. en az çok fazla liradır da buradan bakınca tespit gibi tespit yapmışımdır bana güvenin.

limonata açık sarıdır ne kadar süslenirse o kadar yeşile kaçar. yeşil de size.

ömür dediğin,
kömür gözlü yâre olan sevdadan
daha uzun değildir.

sağlık bakanının beyanına göre 20 bin kendini kesme vakası olmuş ve bu sayı geçen sene 13 bin miş.

ölen var, sakat kalan var.

kurban kesme sayısı azalırken 'başıboş kasap' sayısında artış var

harbi kabiliyetsiz, dengesiz, beceri yoksunu bir halk. güdüldüğünden belli...*

fransız devrimine kadar tahta çıkan krallar katoliklik dışındaki din ve mezhep mensuplarını kahredeceklerine dair yemin ederlerdi.

düzenli olarak ve belli kurallara göre yapılan alışkanlıklar, adetler, rutin davranışlara verilen isim. genellikle dini ibadetler için kullanılır.

dincilerin hırsızlıktan ve yolsuzluktan başka bir şey olmadıkları için doğal bir sonuç.....
zaten onlardan başka bir şey beklemek akla ziyan.

telefon kaydı çıktı, sıfırladın mı oğlum ev de ki paraları ....... dinciler aptala yattı
bakanların evlerinden koli koli paralar çıktı........ dinciler salağa yattı
ya gökçekin yaptıkları ?
ya kendi bakanlığına sabun satan şahsiyet ?
ayakkabı kutusundan çıkanlar ? efenim biz onunla imam hatip yabacaaaaadıııkkkk

hangisini sayacaksın ki, hangisi eksik kalmasın
dinci işte.............................
ne bekleyebilirsin ki ?

ben kendimle dalga geçmekten çok kendimi zorbalamayı seviyorum.
maksat kimse beni benden çok zorbalayamasın ki ani bir kırılma yaşamayayım.
bir süredir yaşamıyorum zaten.
can dostum da, eceli düşmanım da kendimim.
seviyorum keratayı bu açıdan.

bu özelliğim kendimde övebileceğim şeylerden biri mesela aynı zamanda da.
arada dalga falan da geçerim kendimle.
başkalarıyla geçtiğim dalgayı dışarıya yansıtmam, çünkü neden yansıtayım.
ama kendimle geçtiklerimi her zaman yansıtırım ki benimle benden daha fazla dalga geçemesinler.

yazdıklarımı okuyunca pasif bir aşağılık kompleksi sezdim kendimde ama halledeceğim.

yolları üzerindeki mezarları dahi tahrip eden moğol askerlerinin baba tahir'in mezarında saygı duruşu yapmış olmalarının esrari hala bilinmemektedir.

hem överim, hem geçerim. o yüzden vs alır diyorum. tisikkirler...

(bkz: pınar karşıyaka)



istanbul izmir'e göre çok daha fazla yeşil alan barındırır; muhtemelen izmir'deki basketbol sahası nüfuslarına oranla istanbul'dan çok daha fazladır. özellikle de karşıyaka'da... izmir ve karşıyaka bu konuda abd batı sahil yakası ile karşılaştırılabilir. izmir'in bu alanda tek eksiği zenci varlığının düşük olması. bol bol zenci lazım izmir'e... *

türkiye'nin en uzun insanlarının yaşadığı izmir ve bursa'nın yıllar boyunca balkanlardan göç alması ve yugoslavya ile yunanistan'ın da tıpkı izmir ve bursa gibi (banvit) gibi basketbolda öne çıkması tesadüf olmasa gerek.

havaların yıl boyunca sıcak, insanların spor salonlarına para veremeyecek kadar yoksul ve orta gelirli olduğu akdeniz ülkelerinde basketbol rağbet görür zaten. ispanya, italya, yunanistan, türkiye, israel.

kendini överek dalga geçebilen insan diyorum.

dalgalandım da durulmadım.
bünye dalgaya alışmış bir kere dalga olmadığında boğuluyorum.
kendi dalgasında olanlar kazandı.
kendini öven insan dövme isteği uyandırıyor.

ayyy ne minnoş götlü bir sözlükmüş bu da her şeye inciniyor.