zaman tüneli
alttaki yazara bir şarkı bırak
sonra teşekkür edersin.
devamını gör...
alttaki yazara bir şarkı bırak
devamını gör...
yoldaş'ın yetkisini kötüye kullanması
yoldaş'ın kendisini buldunuz da yetkisi mi kaldı tartışacak? yok canım daha neler...
devamını gör...
alttaki yazara bir şarkı bırak
dünden beri bu şarkıdan çıkamadık. hadi senin de olsun.
devamını gör...
paranoyak deli
yeni yaşın kutlu olsun.
devamını gör...
alttaki yazara bir şarkı bırak
devamını gör...
alttaki yazara bir şarkı bırak
bi tık eski ama taze.
devamını gör...
paranoyak deli
doğum gününüz kutlu olsun...
devamını gör...
tadın tuzun kaçması
anlatmaya gerek yok görüyorsunuz
devamını gör...
kadir mısıroğlu'na iftira atan kişi
elin delisini tarihçi olarak benimsemiş kişi sözü.
devamını gör...
yoldaş'ın yetkisini kötüye kullanması
yoldaş'ın yetkisi mi varmış niye söylemediniz hiç
devamını gör...
normal sözlük moderasyonuna bir not bırak
herin herin diyor, nefesinizi keserim diyor.
ayık mısınız bu şarkıya?
ayık mısınız bu şarkıya?
devamını gör...
yoldaş'ın yetkisini kötüye kullanması
güç zehirlenmesi yaşıyor maalesef taze bir kana yeni bir vizyona ihtiyacı var bu söslüğün.
devamını gör...
breaking all the rules
yakınlarla kaybettiğimiz rock/metal ikonu ozzy osbourne'un 1988 tarihli no rest for the wicked albümünde yer alan bir çalışmadır. cayır cayır bir hard 'n' heavy şarkısıdır. hakikaten seviyorum bu parçayı. tekrar, r.i.p. ozzy.
devamını gör...
doğum gününde gündem olan yazar
bu zafer hepimizin… söylemek istediklerim tabiki var ama biraz daha duygusal kelebeğe dönüşmem lazımm. özelden kutlayanlar da yazsa oooooo aman tanrım…
gündem olmamı sağlayan, çok gerçek bir yerden duygularınızı niyetlerini paylaşan sevgili onlar kendilerini biliyorlardaki herkes iyiki varsınız.
nedense mutlu oldum. mutlu olmak için mantıklı sebeplere ihtiyacım yok tabiki..
yaz kızım: (bkz: paranoyak deli)
ve..

teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler.
gündem olmamı sağlayan, çok gerçek bir yerden duygularınızı niyetlerini paylaşan sevgili onlar kendilerini biliyorlardaki herkes iyiki varsınız.
nedense mutlu oldum. mutlu olmak için mantıklı sebeplere ihtiyacım yok tabiki..
yaz kızım: (bkz: paranoyak deli)
ve..

teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler.
devamını gör...
youtube kanalı önerileri
combatlogs
çatışmaların öyle call of duty, battlefield 6 daki gibi olmadığını gözünüze gözünüze sokan paylaşımları var.
buradan
çatışmaların öyle call of duty, battlefield 6 daki gibi olmadığını gözünüze gözünüze sokan paylaşımları var.
buradan
devamını gör...
bir ateistin iyilik yapmasının nedeni
çünkü içinden geliyor. çünkü hesapsız kitapsız davranıyor. "inanmıyorsa yaptığı iyilik boşa gider" diye düşünen çıkarcılar bunu anlayamaz. onlar menfaati olmadan yaralı parmağa bile işemez.
devamını gör...
24 kasım öğretmenler günü
başta mustafa kemal atatürk olmak üzere kalbi,yüreği,öğrenme ve öğretme aşkıyla görevini yerine getiren tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum.
şehit edilen,atanamadığı için intihar eden öğretmenlerinde öğretmenler gününü kutluyorum.
türkiye cumhuriyeti her zaman öğretmenlere ihtiyaç duyacaktır.
öğretmenlik mesleğinin kıymetini bilen öğretmenler bu vatan için nice güzel öğrenciler yetiştirecektir.
şehit edilen,atanamadığı için intihar eden öğretmenlerinde öğretmenler gününü kutluyorum.
türkiye cumhuriyeti her zaman öğretmenlere ihtiyaç duyacaktır.
öğretmenlik mesleğinin kıymetini bilen öğretmenler bu vatan için nice güzel öğrenciler yetiştirecektir.
devamını gör...
mix-mastering yaparken dikkat edilecek hususlar
dikkat edilecek ilk husus, teknik konular haricinde -ki eğer final mix sonrasında mastering'i de siz yapacaksanız problem değil- çok da bir husus olmamasıdır aslında.
bu ne demek derseniz de naçizane şöyle ki;
miks derslerinde öğretilen ilk kurallardan biri, teknik konulardan bağımsız, estetik davranabilme durumudur.
bas gitar şurada şöyle gelmeli, klavyeler şurada şöyle olmalı, vokal en önde olmalı gibi safsatalar artık geride kaldı.
mesela tame impala grubuna kadar vokallerde reverb efekti hep bir arka planda kalırdı, sonra ne oldu? adamın biri çıktı, "yoo benim vokallerim bol reverbli, arka planda olabilen, en önde olmak zorunda olmayan bir vokal" dedi ve tame impala oldu. dolayısıyla alışılagelmiş teknikler ve kalıplar başka, zorunluluklar başka bir şey. isterseniz parçanızda klavye en önde duyulur, gitar hiç duyulmaz -bazen böyle yaptığım miks ve live miksler vardır- bazen davul var mı yok mu belli değilken, bazen de en önde zebellah gibi davul duyulur falan.
bu işin estetik kısmısı. bir de teknik kısımlar var.
buraya daha çok editci arkadaşlarım bakıyor fakat ben takıntılı bir herif oldugum icin editlerimi de kendim yapıyorum.
mikrofonlar arası faz ve polarite dengesi, clipping var mı yok mu, ölçüler ve gain staging doğru yapılmış mı gibi durumlara da bakıyorum. bu konular her ne kadar recording kısmıyla ilgili olsa da, gelişen ve değişen * teknolojiyle beraber sonradan da müdahale etmek gayet de mümkündür.
her neyse, işimize bakalım.
şimdi diyelim ki bizden önceki -editing ve recording- durumları mükemmel derecede, bize sadece miksing durumları kaldı.
o zaman dans diyebiliriz.
teknik konular zaten bittiği için, artık tamamıyla estetik kısma odaklanmak mümkün. surgical dediğimiz ve gayet de düzeltme amacıyla yapılan müdahalelerden çok, işin "şurası daha güzel" kısmına odaklanabiliyoruz miksing kısmısında.
işte o yüzden tame impala kalkıp "benim vokal bol reverblü kral, en arkada duyulsun isterse önemli değil" diyebiliyor.
çünkü adamın prodüksiyonundaki estetik bu şekilde cereyan ediyor.
dolayısıyla "bu böyle yapılmalı, şunu da şöyle yapmayan ölmeli" kısmı, dijital döneme geçtiğimiz gün zaten bitti. çünkü artık birden fazla hakkımız var herhangi bir istenmeyen durumu tek bir tuşla geri alabiliyoruz.
ve yine dolayısıyla, miks; sizin yorumunuzdur. el lezzetinizdir.
yemeklerini hep dengeli bulduğunuz bir usta vardır mesela. sonra başka bir usta denersiniz, onun yemekleri de lezzetlidir fakat diğer ustaya "göre" tuzludur gibi bir yorumda bulunabilirsiniz.
işte miks de tam olarak "göre" bir durumdur. size uyan miks mühendisi başkadır, bir başkasına uyan miks mühendisi başkadır. o yüzden bu kadar çok miks mühendisi vardır zaten.
herkes kendi ustasını bulmuştur bir şekilde.
mastering meselesine gelecek olursaaak;
şimdi anam babam, buradaki mevzular biraz daha teknik ağırlıkta olsa da, aslında "lezzete lezzet katmak" gibi bir yaklaşımla gayet çözülebilir.
sıkıntı şurada ki bu mastering aşamasından geri dönüş yoktur.
çok kötü bir mastering yaptıysan -teknik olarak- ve o parça basıldıysa geçmiş olsun.
ha ama bu demek değildir ki hasta öldü. hayır, mikste hoşuna giden bir yeri, daha çok hoşuna gidecek hale getirebilirsin bu aşamada.
buraya kocaman bir fakat bırakırsak ise, miksi -teknik olarak- yanlış yaptıysan, o hasta yaşamaz babam.
felçli kalır. nefes alır ama yaşıyor denmesi için birçok parametreyi de geride bırakmış olursun.
buradaki temel durumlardan biri şu; masteringten çıkmış bir parçadan şunu bekleriz;
telefon, bilgisayar, hoparlör -marka fark etmeksizin- kulaklık gibi cihazların "tümünde" aşağı yukarı aynı renkte ve seviyede gelmesini bekleriz.
bu fiziksel olarak mümkün değildir fakat telefonda dinlerken kulağına dayaman gereken bir final masteringi, bilgisayar hoparlörlerinde de benzer seviyede duyarsın. onlar sana harikalar yaratamaz.
yine bu fizik durumlarına bağlı kalacağın gibi mastering de sana harikalar yaratamaz. miksinde iş varsa ayağa kaldırır, güzelleştirir fakat senin hasta nefes almıyorsa, sana bir çift ciğer veremez.
o yüzden mastering mühendisleri her parçayı kabul etmezler.
"bana şu headroom'u düzgün ayarlayın, şu dengeleri de kontrol edin, patlayan yeriniz olmasın" diye notlar düşebilir.
hakkıdır bu arada, sıçarsa onun başına kalır çünkü.
en azından hep öyle oldu.
final: iş bu yazı sadece kişisel gözlemler ve tecrübelerden yararlanılarak, boşluk anında yazılmıştır ve tamamen kişisel görüşlerdir. küfrünüzü ona göre ayarlayınız. düzeltme yapacak olan arkadaşlar lütfen sert bir dille* eleştirisini yapsınlar ki sağı solu salak salak bilgilerle kirletmiş olmayayım.
sevgiler.
bu ne demek derseniz de naçizane şöyle ki;
miks derslerinde öğretilen ilk kurallardan biri, teknik konulardan bağımsız, estetik davranabilme durumudur.
bas gitar şurada şöyle gelmeli, klavyeler şurada şöyle olmalı, vokal en önde olmalı gibi safsatalar artık geride kaldı.
mesela tame impala grubuna kadar vokallerde reverb efekti hep bir arka planda kalırdı, sonra ne oldu? adamın biri çıktı, "yoo benim vokallerim bol reverbli, arka planda olabilen, en önde olmak zorunda olmayan bir vokal" dedi ve tame impala oldu. dolayısıyla alışılagelmiş teknikler ve kalıplar başka, zorunluluklar başka bir şey. isterseniz parçanızda klavye en önde duyulur, gitar hiç duyulmaz -bazen böyle yaptığım miks ve live miksler vardır- bazen davul var mı yok mu belli değilken, bazen de en önde zebellah gibi davul duyulur falan.
bu işin estetik kısmısı. bir de teknik kısımlar var.
buraya daha çok editci arkadaşlarım bakıyor fakat ben takıntılı bir herif oldugum icin editlerimi de kendim yapıyorum.
mikrofonlar arası faz ve polarite dengesi, clipping var mı yok mu, ölçüler ve gain staging doğru yapılmış mı gibi durumlara da bakıyorum. bu konular her ne kadar recording kısmıyla ilgili olsa da, gelişen ve değişen * teknolojiyle beraber sonradan da müdahale etmek gayet de mümkündür.
her neyse, işimize bakalım.
şimdi diyelim ki bizden önceki -editing ve recording- durumları mükemmel derecede, bize sadece miksing durumları kaldı.
o zaman dans diyebiliriz.
teknik konular zaten bittiği için, artık tamamıyla estetik kısma odaklanmak mümkün. surgical dediğimiz ve gayet de düzeltme amacıyla yapılan müdahalelerden çok, işin "şurası daha güzel" kısmına odaklanabiliyoruz miksing kısmısında.
işte o yüzden tame impala kalkıp "benim vokal bol reverblü kral, en arkada duyulsun isterse önemli değil" diyebiliyor.
çünkü adamın prodüksiyonundaki estetik bu şekilde cereyan ediyor.
dolayısıyla "bu böyle yapılmalı, şunu da şöyle yapmayan ölmeli" kısmı, dijital döneme geçtiğimiz gün zaten bitti. çünkü artık birden fazla hakkımız var herhangi bir istenmeyen durumu tek bir tuşla geri alabiliyoruz.
ve yine dolayısıyla, miks; sizin yorumunuzdur. el lezzetinizdir.
yemeklerini hep dengeli bulduğunuz bir usta vardır mesela. sonra başka bir usta denersiniz, onun yemekleri de lezzetlidir fakat diğer ustaya "göre" tuzludur gibi bir yorumda bulunabilirsiniz.
işte miks de tam olarak "göre" bir durumdur. size uyan miks mühendisi başkadır, bir başkasına uyan miks mühendisi başkadır. o yüzden bu kadar çok miks mühendisi vardır zaten.
herkes kendi ustasını bulmuştur bir şekilde.
mastering meselesine gelecek olursaaak;
şimdi anam babam, buradaki mevzular biraz daha teknik ağırlıkta olsa da, aslında "lezzete lezzet katmak" gibi bir yaklaşımla gayet çözülebilir.
sıkıntı şurada ki bu mastering aşamasından geri dönüş yoktur.
çok kötü bir mastering yaptıysan -teknik olarak- ve o parça basıldıysa geçmiş olsun.
ha ama bu demek değildir ki hasta öldü. hayır, mikste hoşuna giden bir yeri, daha çok hoşuna gidecek hale getirebilirsin bu aşamada.
buraya kocaman bir fakat bırakırsak ise, miksi -teknik olarak- yanlış yaptıysan, o hasta yaşamaz babam.
felçli kalır. nefes alır ama yaşıyor denmesi için birçok parametreyi de geride bırakmış olursun.
buradaki temel durumlardan biri şu; masteringten çıkmış bir parçadan şunu bekleriz;
telefon, bilgisayar, hoparlör -marka fark etmeksizin- kulaklık gibi cihazların "tümünde" aşağı yukarı aynı renkte ve seviyede gelmesini bekleriz.
bu fiziksel olarak mümkün değildir fakat telefonda dinlerken kulağına dayaman gereken bir final masteringi, bilgisayar hoparlörlerinde de benzer seviyede duyarsın. onlar sana harikalar yaratamaz.
yine bu fizik durumlarına bağlı kalacağın gibi mastering de sana harikalar yaratamaz. miksinde iş varsa ayağa kaldırır, güzelleştirir fakat senin hasta nefes almıyorsa, sana bir çift ciğer veremez.
o yüzden mastering mühendisleri her parçayı kabul etmezler.
"bana şu headroom'u düzgün ayarlayın, şu dengeleri de kontrol edin, patlayan yeriniz olmasın" diye notlar düşebilir.
hakkıdır bu arada, sıçarsa onun başına kalır çünkü.
en azından hep öyle oldu.
final: iş bu yazı sadece kişisel gözlemler ve tecrübelerden yararlanılarak, boşluk anında yazılmıştır ve tamamen kişisel görüşlerdir. küfrünüzü ona göre ayarlayınız. düzeltme yapacak olan arkadaşlar lütfen sert bir dille* eleştirisini yapsınlar ki sağı solu salak salak bilgilerle kirletmiş olmayayım.
sevgiler.
devamını gör...
