zaman tüneli

evde pinekleme, işsizlik halleri.
devamını gör...

sorgularım. geçmişi beni ilgilendirir.
devamını gör...

#3496496
vallahi aynı düşünüyorum yav.
aynı düşüncede insanların olması çok güzel.
devamını gör...

jewel- silent night.
devamını gör...

her sene fuar için, bu sene fuardan kitap almayacağım sadece gezeceğim, deyip fuar alanına girdikten sonra tüm parama kitaba yatırarak ne kadar kararlı bir insan olduğumu bir kez daha anladım. 4 gündür fuar var ve ben ilk defa bugün gittim, biraz sakinleşmesini kalabalığın azalmasını bekledim. iyi ki de öyle yapmışım çünkü aşırı sakin ve rahattı. tüm standları tek tek ve rahat rahat gezdim. kendime çok fazla kitap almadım bu kez (perşembe günü tekrar gideceğim için kendimi o güne sakladım), daha çok birlikte gittiğim yakın arkadaşıma hediye aldım. kızıl veba, kızıl kahkaha, otomatik portakal, alamut kalesi, puslu kıtalar atlası, canavar ve aklıma gelmeyen birkaç kitap daha. fuar her zamanki gibi internet fiyatından daha pahalıydı ama yine aldık. fakiriz ama biraz da enayiyiz. olsun.
kendime aldığım dünya güzelliklerinin de görselini bırakıyorum. bir de o iki cinayet romanını yazarından ismime imzalattım. hatta perşembe gününe kadar bir kitabınızı okuyup yanınıza geleceğim dedim. biraz heyecanlıyım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"belki de sandığın kadar çok sevmedim seni."
devamını gör...

allāhu taʿâlâ ḫalefe’l-esbâbi ve’stetera bihâ”
“huwa’llâhu’l-muḫtebbî ḫalfe’l-esbâb”

“allah sebepler dairesi yarattı ve sebeplerin arkasına gizlendi.”
(tahkîku mâ li’l-hind) el biruni

ayrıca bilimsel araştırmaların önemini kendisine göre şöyle ifade etmiştir:

akıl sahibi kimse, sebepleri araştırarak allah’ın sanatını ve kudretini anlar. kim sebepleri inkâr eder veya onlardan yüz çevirirse, allah’ın hikmetini anlamaktan mahrum kalır.

el-âsâru’l-bâkiye ani’l-kurûni’l-hâliye adlı kronoloji eserinde:

“allah teâlâ, tabiatta her şeyi bir sebep ve bir kanunla yaratmıştır. güneş doğar, ay tutulur, yıldızlar hareket eder… bütün bunlar allah’ın koyduğu sebeplerle olur. bu sebeplerin arkasında allah gizlenmiştir (huwa’llâhu’l-muḫtebbî ḫalfe’l-esbâb). bizim işimiz, bu sebepleri ölçmek, hesap etmek ve anlamaktır. sebepleri bırakıp ‘allah doğrudan yaptı’ demek, hem akla hem de kur’ân’ın ‘düşünmez misiniz?’ emrine aykırıdır.”

bir başka yerde (aynı kitapta):
“allah, kâinatı bir düzen ve sebepler zinciri üzerine kurmuştur. o, bu sebepler perdesinin arkasına çekilmiştir (fa-hüve’llâhu’l-mütevarî verâe sicâfi’l-esbâb). kim bu perdeyi kaldırıp sebepleri incelerse, allah’ın büyüklüğünü daha iyi görür.” sözlerini söylemiştir.

bu fikirlerin felsefi açıdan önemi aslında büyüktür. çünki mevcut dinlerin tanrıyı bir yere konumlandırma problemleri vardır. tanrıyı sebeplerin hemen ardına koymak durumu birçok felsefi problem yaratmaktadır. örneğin hayvanları tanrı yarattıysa evrim doye birşey yok. oysaki sebepler dairesini işaret ettiğinde dinin bilimle çatışması olmamaktadır.
ayrıca bu yüzyılda bile biruninin fikrinin çalışmaya devam ettiğini görüyoruz. big bang teorisiyle hem dine inananlar hem ateistler nerden geldik sorusunu çözdüklerini sanmışlardı.
oysa jwstnin verileri zaman için bir sıfır noktası olmayabileceğini sadece döngünün bir kısmına bakıyor olabileceğimizi gösteriyor.
devamını gör...

fiyat tekliflerine dönüş yapıldığına pazarlığa başlamak için giriş yapılan rakamlar.

60binlik teklif vermişiz.
- bokholdoi bey, 25binden yapsak olur mu? piyasada bu fiyata yapan var.
- gidin ona yaptırın o halde. hatta telefonunu verin arkadaşın, eğer işi becerebiliyorsa biz de bundan sonra o arkadaşa yaptıralım, 30bin veririz iş başına.

kıvamında diyaloglara sebep olan rakamlardır.
devamını gör...

grafik çizgi romanlara olan aşkımı tazeliyorum, bu tanımda sadece grafik çizgi roman övülecektir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şu renkler, şu endam, şu güzellikler, yazı stili...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şu canlılık, mükemmellik...

bakınca içim açılıyor, kalbimde bir şeyler pırpır, lıkır lıkır ediyor resmen.
kıyamıyorum anlıyor musunuz...

neyse işte zamanında çok sevdiğim, şu an ise sadece alışkanlık haline geldiği için uğradığım o kedili kafeye geldim.
artık kedili bile değil çünkü kafe el değiştirmiş, kedileri de alıp götürmüşler doğal olarak.
bu konuda bir tık hüzünçlü olsam da okuduğum kitap hüzünçlüğümü heyecana çeviriyor.
yani şu anlık öyle.

çayları da imamın abdest suyu gibi bu arada..
neyse kitaba geri dönüyorum.
bay.
devamını gör...

sende öte ten bilmez oldum,daraldim
hangi göze baksam sen oldun, anlamadım
yokluğunla kafayı yedim, olgunlaştim
bana sen kokan bir kuku lazım,delirdim...

ahanda ilkokul 5. akşam yemeği sonrası sigara içerken çıksa çıksa bu çıkar.

başlık boş kalmasın amaç.
devamını gör...

kimisi ilahi şeklinde, kimisi çeşitli şarkıcıların noele özel olarak seslendirdiği dinlerken bile parlak kırmızı ve yeşil renkleri görebileceğiniz şarkılar. hareketli olanları da var, yavaş tempoda olanları da. noeli gerek dini gerek popüler kültür öğesi olarak kutlayan herkesin severek dinlediğini düşünüyorum. bu şarkılar bana şahsen sobalı evimizde şirinleri izlediğim çocukluk yıllarımı hatırlatıyor. evimizin bahçesinde elma, armut, kayısı ağaçları vardı, keşke bir de çam ağacımız olsa diye düşünürdüm. o zamanlar güzel kar yağardı, parklarda gördüğüm çam ağaçları kar altında çok güzel görünürdü.

batının ahlaksızlığını değil, noel ruhunu alalım.* deck the halls, o holy night, silent night gibi daha bilinen şarkıların haricinde, aşağıya birkaç tanesini bırakıyorum. şenlikli ve karlı bir mevsim geçirmemiz dileğiyle.
the ronettes - sleigh ride
shakin' stevens - merry christmas everyone
wizzard - i wish it could be christmas everyday

ceelo green and rod stewart - merry christmas baby
stevie wonder - what christmas means to me
billy squier - christmas is a time to say i love you
devamını gör...

yalnız sözlüğümüzdeki utangaç apocuların uğramadığı başlık.

(bkz: utangaç apocu)
devamını gör...

bir alışveriş merkezi şantiyesinde kafayı yiyordum. sonunda gerçekten yedim de.
devamını gör...

sorgulamayın.bebeklik bence sorgulamak.yasarken anlarsınız.

tecrübe entry girdi canlarım.
devamını gör...

minnakla kuzguncuk sahilinde çay içiyorduk ben çok sinirliydim.
devamını gör...

10 yıl önce bu zamanlar gayet mutlu ve hiçbir derdi olmayan biriydim. kültür sanat etkinlikleriyle, sosyal sorumluluk projeleriyle ordan oraya gezmekle geçiyordu zamanım. çok güzel de baba parası yiyordum. ulan fiyat etiketine bakmadan istediğim şeyi alabiliyordum ya vay anasını ne günlerdi..
devamını gör...

yalan.

üzerine yelizin yakan sarkisi dinlenecek kadar yalan.
devamını gör...

hayatımı değiştirecek koç burcu kadınıyla tanışmıştım. baby reindeer dizisine benzeyen bir hikayenin başlangıcıydı. olumsuz yönden bana çok şey öğretti. onun dışında şimdi olduğu şekilde işten eve saman gibi yaşayıp gidiyordum.
devamını gör...

küçükken derenin kenarında içine düştüğüm için nahoş anılarım olan bitki.
(bkz: köylü kemal)

ayrıca:

latince "yakan" "ura" sözcüğünden türetilerek "urtica" adını alan bu bitki romalı askerlerin sert soğuklarda savaşırken en önemli koruyucusuydu. vücuduna ısırgan süren roma askerleri böylece soğuk hava koşullarından daha az etkilenmeyi başarıyorlardı(somer 2003).

çingene mitolojisinde toprağın altında yaşayan kıllı ve biçimsiz görünümlü phuvus'lar aslında kötülükten uzak yaratıklardır. ancak bir kötü alışkanlıkları vardır o da yeryüzüne çıktıklarında kadınları kaçırmaktır. bu yüzden yeryüzüne çıktıklarında görünmez olurlar. onları görebilmenin tek yolu başlarındaki üç saç telini bir şapka ile örtmektir. hayatlarını yerin altında kara bir tavuğun yumurtası içinde saklı yaşarlar. inanışa göre bu yumurta suya atıldığında phuvus ölür ve deprem meydana gelir. phuvus' lar toprağın üzerine çıktıklarında yanlarında iki adet yumurta bulundururlar. bu yumurtalardan biri kırmızıdır ve phuvus 'un önüne çıkan taşları kenara çekmeye yarar. diğer yumurta ise beyazdır ve phuvusların önünden yuvarlanarak karanlık yolda önlerini görmeleri için aydınlık saçar. phuvus 'lar ısırgan otunu kutsal kabul ederler. çünkü bu ot onların gizli
yaşam alanlarının girişini kapatan taşların etrafında çıkmaktadır. yani ısırgan otu bir anlamda phuvusların mahremiyetinin koruyucusudur. phuvuslarla ilgili anlatılan efsanelerde vücutlarındaki kıllardan birinin bile taşlan altına dönüştürebildiğinden bahsedilir (berger 2000)


(bkz: bitki mitosları)
(bkz: deniz gezgin)
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim