zaman tüneli
hamamda peştamalı düşen adam
saklayacak bir şeyi kalmamış olan adamdır.
bu olaydan sonra "peştamal abi" olarak anılacak olan adamdır. artık onu hayatta utandıracak çok az şey kalmıştır.
bu olaydan sonra "peştamal abi" olarak anılacak olan adamdır. artık onu hayatta utandıracak çok az şey kalmıştır.
devamını gör...
iyi geceler sözlük
iyi geceler.
portakalı dikine kesiniz.
portakalı dikine kesiniz.
devamını gör...
iyi geceler sözlük
iyi geceler .
her. sakallıyı dedeniz zannetmeyin .
her. sakallıyı dedeniz zannetmeyin .
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
bilgi bagirsaklarda gaz yapar .
o yüzden fikir le yetiniyor
bakkalın da bir fikri var , manavında gel tanıştırım sizi .
o yüzden fikir le yetiniyor
bakkalın da bir fikri var , manavında gel tanıştırım sizi .
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
mağarada mı söyleyek...
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
bol bol puan toplayıp renkli mahlas almak, sonra ilkokul öğretmenimin numarasını bulup whatsapp'tan yazar profilimin ekran görüntüsünü "evet bunu başardım ve bu senin sayende değil. tamamen kendi emeğim" açıklamasıyla atmak, akabinde kendisini engellemek.
hiç öyle "senden adam olmaz" demişliği falan olmadı halbuki. kendisini de hala sever sayarım. maksat manyaklık olsun.
hiç öyle "senden adam olmaz" demişliği falan olmadı halbuki. kendisini de hala sever sayarım. maksat manyaklık olsun.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
farzet/ sertap erener
devamını gör...
iyi geceler sözlük
yarın sabah uyandığınızda gönlünüzden geçen her güzel şeyin hayalden çıkıp gerçeğe dönüşmesi dileğiyle mutlu geceler..
devamını gör...
adobe photoshop
yapay zekanın yakında fişini çekeceğini düşündüğün uygulama. içerisine yapay zekayı adam gibi entegre etmeyi başarabilirlerse belki hayata kalabilirler. yeni nesil cep telefonları bile artık bu uygulamaya ihtiyaç bırakmıyor. elbette bizim için yeri her zaman çok farklı olacak ancak sonu kaçınılmaz gibi.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
tatlıya bağlamak
tatsız bir olayı uzatmamak.
ben su an icin tatlıya baglamak istemiyorum. içimden gelmiyor. beni bilenler bilir, içimden gelmeden hicbi sey yapmam.
ben su an icin tatlıya baglamak istemiyorum. içimden gelmiyor. beni bilenler bilir, içimden gelmeden hicbi sey yapmam.
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
benim yazma amacım,
eğlenmek.
hem dee
birileri ile eğlenmek.
tek başına eğlenmek biraz sıkıcı olabiliyor.
hep birlikte eğlenmek daha da eğlenceli.
eğlenmek.
hem dee
birileri ile eğlenmek.
tek başına eğlenmek biraz sıkıcı olabiliyor.
hep birlikte eğlenmek daha da eğlenceli.
devamını gör...
üçüncü köprü
gereksiz olan köprü değil. ekonomiyi, lojistiği, şehrin nefes almasını, yeni gelişim koridorlarını anlamayan ama herşeyi bildiğini sanan başlığı açan yazarın ta kendisi.
devamını gör...
yanlış başlığa tanım girmek
tanım girmek için tıklanan başlık yerine sözlüğün kafasına göre açtığı bir sayfaya farkında olmadan tanım girilmesi sonucu oluşan durum. buraya tanım girebilmek için bile kırk takla attım...
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
hayat, her an her şey olabilir ile bu ülkeden bi bok olmaz arasındaki ince çizgide gidip geliyor.
devamını gör...
popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı
bakkaldan takipçileri görme şeysi almak. ilk günlerde birisi karşılıklı takipleşelim dedi ben de takip ettim. bildirim gelmesini falan sonradan öğrendim beni takip ediyor mu yoksa kandırıldım mı tek derdim bu. o arada kısmet olursa evlenirim de o çok önemli değil.
devamını gör...
bizim sonumuz da varsın darağacı olsun diyen bahçeli
rasim ozan kütahyalı: "bu barışın olması için darağacında sallanmaya bile hazırım.
terörsüz türkiye süreci bozulsun yeniden asker, polis şehit olsun isteyenler tutuklanmaya hazır mı? ümit özdağ gibi.
eğer bir taraf darağacında sallanmaya hazırsa sen de tutuklanmaya hazır olacaksın."
kaynak
gelinen noktada artık bir gerçek var: devran değiştiğinde bunlara gerekeni yapmak. istiklal mahkemelerini yeniden kurmaya gerek yok.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
efenim, ben deniz ömrünün yarısını görmüş, kalan yarısının bilinmezliğine de lila ojeler sürdüğü tırnaklarının bulunduğu parmaklarla nah çeken bir tipi de içinde barındıran, gel gitli bir bireyim.
ölümden ölesiye korkarken (evet, bu cümlenin kendisi bile kendi kuyruğunu ısıran bir ouroboros), garip bir şekilde de yaşama sıkı sıkı tutunan, çelişkilerini altın kaplama çatlaklarından sızdıran sıradan bir faniyim. gerçi ölüm korkusu, hayatın bizzat kendisine dönüştü. korkmasam bu kadar diri olmazdım belki de, o da ayrı bir trajikomik yan ürün.
böyle anlarda, yani "kimim, bu gezegene nereden geldim?" sorularının kafamda cima eylediği günlerde, kendimi hatıralar geçidine atıyorum, çünkü insan dediğin şey... birkaç hatıradan ibaret değil mi? dünyadaki varlığımızın, hatıraların toplamından oluşması fikri beni hem büyülüyor hem de panikletiyor.
sonra birden, "bir gün bir kafa travması yaşasam ve her şeyi unutsam ne olurdu?" diye düşünürken buluyorum yine kendimi. bu sorunun kenarından geçerken, 20 yaşımdaki o yazgı geliyor aklıma akabinde, ne yapıp edip yakama yapışan bipolar tanısı... o dönem beni bir güzel ters yüz etmişti. kim olduğunu unuttuğun bir dünyaya uyanmak fikri bana o günlerin üstünden bakınca tanıdık geliyor. psikotik maninin zirvesinde her zerrem kainata karışırken, ardından majör depresyon çukurunda her şeye yabancılaşma hissi... hafızanın kaydına eni vici vokke vokkeee diye dalma hali...
kim olduğumu unuttuğum bir dünyayı adımlarken “yeterince özgür müyüm?” diye soruyorum bazen hala. ve cevap, evet... kesinlikle. insan bazen o kadar özgürdür ki, evren bile "sakin ol şş tamam" diye gerçekliğini hatırlatır. kimlik, o kadar parçalı ve hepsinin muazzam dağılışındaki koordinatları unutmak için bazen ölüme razı. çözerken dağılmayı seviyorum, parçalarımda bütünü seziyorum ve tüm selamları yazının sonuna saklıyorum.
ölümden ölesiye korkarken (evet, bu cümlenin kendisi bile kendi kuyruğunu ısıran bir ouroboros), garip bir şekilde de yaşama sıkı sıkı tutunan, çelişkilerini altın kaplama çatlaklarından sızdıran sıradan bir faniyim. gerçi ölüm korkusu, hayatın bizzat kendisine dönüştü. korkmasam bu kadar diri olmazdım belki de, o da ayrı bir trajikomik yan ürün.
böyle anlarda, yani "kimim, bu gezegene nereden geldim?" sorularının kafamda cima eylediği günlerde, kendimi hatıralar geçidine atıyorum, çünkü insan dediğin şey... birkaç hatıradan ibaret değil mi? dünyadaki varlığımızın, hatıraların toplamından oluşması fikri beni hem büyülüyor hem de panikletiyor.
sonra birden, "bir gün bir kafa travması yaşasam ve her şeyi unutsam ne olurdu?" diye düşünürken buluyorum yine kendimi. bu sorunun kenarından geçerken, 20 yaşımdaki o yazgı geliyor aklıma akabinde, ne yapıp edip yakama yapışan bipolar tanısı... o dönem beni bir güzel ters yüz etmişti. kim olduğunu unuttuğun bir dünyaya uyanmak fikri bana o günlerin üstünden bakınca tanıdık geliyor. psikotik maninin zirvesinde her zerrem kainata karışırken, ardından majör depresyon çukurunda her şeye yabancılaşma hissi... hafızanın kaydına eni vici vokke vokkeee diye dalma hali...
kim olduğumu unuttuğum bir dünyayı adımlarken “yeterince özgür müyüm?” diye soruyorum bazen hala. ve cevap, evet... kesinlikle. insan bazen o kadar özgürdür ki, evren bile "sakin ol şş tamam" diye gerçekliğini hatırlatır. kimlik, o kadar parçalı ve hepsinin muazzam dağılışındaki koordinatları unutmak için bazen ölüme razı. çözerken dağılmayı seviyorum, parçalarımda bütünü seziyorum ve tüm selamları yazının sonuna saklıyorum.
devamını gör...
