zaman tüneli

insanların kategorilere bölünmesinden ötürüdür.
yoksa herkesi farklı kefeye koymanın manâsı yok.

#3813875
hocam ben artık bu 5 iqlu kezoları gözleye gözleye oyunun kurallarını öğrendim :d.
şimdi buraya çıkıp açık açık yazsam (ki aslında yazarım :d) bu deliler feminizmden girer kadın düşmanlığı ve dahi kıskançlıktan çıkar, millet de bunlara uyup beni linçler :d. uğraşamam, o kadar vaktim yok. 17 kişiye nickaltı girip dert anlatacak enerjim kalmadı. sistemi çözdüm, büyük resmi gördüm *. ondan ortaya yazmıyorum. dmden soran olursa anlatıyorum ama :d.

artık biz de kulisçiyiz, ayıqqqs *.

bizim buradaki kadınlarda kimseyi kategorize etme filan yok. standart minibüs ücreti neyse herkesten onu alıyorlar. öyle ayrım filan yok.

zugra arkadaş, günümüz türkiye'sinde yaşayıpta -hiç olmazsa bir nebze nefeslendiğimiz- sözlükte de halâ kaos arama/yaratma ihtiyacı duyuyor oluşumuzu mu sorgulasak diyorum.
belki sorun, sözlüğün nitelikli kaos eksiğinden değil, bizim kaossuz yapamamamız kaynaklıdır.
ha ne dersiniz.

bi' bu hanfininin tanımları bi'de barbaros şansal 'ın tivitleri...
hayvan gibi merak uyandırıyor ulan...
hayır bi halt da anlamıyorum... bir yerlerde kaoslar oluyor ama bi halttan da haberim yok... tanımlarını okudukça; bir yerlerden çıkıp gelen çekirdek yeme isteği, son 400'e dış kulvardan giren bold pilot gibi dört nala koşuyor içimde...

hiç sorma ya. geçen diyor public olur kimse görmeden. yok nurse işi bende filan. ay iffetime zeval gelecek diye hemen engelledim.

artık aşırı katı olduğum konudur. partner değil arkadaş anlamında erkekler için de geçerli. dışarıdan bakılınca insana benzediğini sandığımız bazı erkekler ağzını zıkkımın kökünü yiyormuş gibi şapırdatıyor, misafirliğe gittiği evdeki tuvalette sigara içip izmariti tuvalete atabiliyor, pedofili/zoofili/seksist şakalar yapabiliyor. bunlar gözlemlediğim tek bir erkekte değildi. bir kaç kişinin mix halini düşünün.

yine hastane koridorları bu sefer acil ama.
hasta olan ben değilim ama.

(bkz: synecdoche new york)

başı da yok sonu da. başından sonuna ne izledim, izliyorum lan ben dedirten lanet bir film.
yazdık şurada. #3812130
vesile ile tekrardan senin çekeceğin filme sokayım kaufman.

hayalet olarak bakmıyorsa size neden olmasın

(bkz: maruniler) den farklıdır.

normalde bizde "rum" denince akla ortodoks gelir, "katolik" denince akla italyan/fransız gelir. peki bunlar ne?

1. formül: görüntü ortodoks, patron papa
olayın en basit tanımı şudur dayı:
* dış görünüş : kiliseleri, ayinleri, kıyafetleri ve duaları tıpkı ortodokslar gibidir (bizans usulü). ayinlerinde yunanca ve arapça kullanırlar.
* yönetim: idari olarak roma'ya, yani papa'ya bağlıdırlar.
* sonuç: ortodoks gibi ibadet eden ama katolik olan araplar.
2. neden "rum" deniyor? (yunan değiller)
buradaki "rum" kelimesi, modern yunanistanlı anlamında değil, "doğu romalı" (bizanslı) anlamındadır.
* bu insanlar etnik olarak arap'tır (lübnan, suriye, filistin, antakya kökenli).
* ama tarihsel olarak bizans imparatorluğu'nun (doğu roma'nın) kilise geleneklerini sürdürdükleri için onlara "rum (romalı)" denmiştir.
3. "melkit" ne demek? (kralcılar)
bunlara literatürde melkit denir. kelime kökü arapça "melik" (kral/imparator) kelimesinden gelir.
* zamanında hristiyanlıkta bölünmeler yaşanırken, bunlar "biz bizans imparatoru'nun (melik'in) tarafındayız" dedikleri için onlara "melik'in adamları" yani melkit denmiş.
* 1700'lerde kendi içlerinde kavga çıkınca bir kısmı ayrılıp papa'ya bağlanmış.

ruh halime göre sevgimin değiştiği, genelde açık uçlu/open-ended film olarak geçen filmler. bazısında "vay beeeeee" diye düşünceye dalıyorsun, bazısında "ee n'oldu şimdi? eee" diye kalakalıyorsun.

kadınlardaki bu merak, erkeklerden daha çok.

örneğin, erkekler böyle, kadınlar böyle konusu hiç bitmez.
kadınlar diğer (bazı) kadınlar için -hafif- tanımını çok rahat kullanıyorlar. erkekler bu kadar çok kullanmıyorlar.

o keşke ben olsam. …..

oo senin sözlük macerası 3 gün sürmüş, sıfır ı hızlı tükettin galiba.

özür diliyorum ya, boktan kaos üretimini baltaladık biraz. sözlüğün de bi eğlencesi kalmadı senin için tabi :d.

bir önceki seslenişim de sanaydı.
gelir gelmez artıları yağdırdın, ilk deneme bende yapıldı diye tahmin ediyorum. karaktersiz misin diye nickaltına koşarım sandın herhalde. sonra da ema ben kin tutmuyorum, ben dostane yaklaştım bakın bana saldırdı diye ağlanacaktın :d. ama cevabını bildiğim soruları soracaksam illa ki, başkaları da öğrensin diye sorarım ablacım :d. gerekir ise sorarım. sen de duramayıp gereklilikler yaratıyorsun çok şükür zaten :d.

senin bi değişik versiyonunla reel hayatımda karşılaştım. sizin esas sorununuz yaratıcılıktan mahrum olmanız. okuyorsa bu vesileyle o arkadaş da nasiplensin bari :d. aynı piyesi başka insanlarla 70 kere oynamaya kalkıyorsunuz, ondan olmuyor. yoksa her defasında senaryo değiştirsen aslında sonsuzca mağdur görünebilirsin. ama sizde bunlara bile kafa basmıyor.

ucuzluktan, vasatlıktan tadım kaçtı resmen.

zeytinburnu

ikinci ihanet süreci hakkında ne düşünüyor acaba milliyetçiliği ihanet koalisyonundan öğrenen bu satılmış varlık? özgür özel’in zamanında başka bir satılmışa dediği gibi “ sen silah arkadaşlarının bedduasını almış adamsın.”

youtube premium parasini hakeden cok nadir uygulamalardan biri. youtube premium varken spotify kullananlar burcuvadir

bu kadar sert eleştirildiğini görünce biraz içerlediğim peynir. (biraz içerlemiş gibisin eruhlu)
doğu ekspresi ile karsa gidip 4 gün kalma fırsatım olmuştu. o 4 gün boyunca epey farklı yerde kaşar, gravyer ve bal deneme fırsatım olmuştu. hatta bal yemekten fenalaşmaya başlamıştım artık son gün. halim şu şekildi:

dur lan sen de hemen hoş oluyorsun.

bir peynir fanatiği olarak peynirlerini çok beğenmiştim. dönüşte de epey peynir getirmiştim zaten. yani artık marketlerde satılan şeyler yapılış şekli olarak gerçek peynir olmadığı gibi tadının ve kokusunun yoğun bulunmasını çok normal karşılıyorum. ben bir peynirin eleştirilirken süt kokuyor? sebebi bile duydum çünkü.

bu arada doğu ekspresine gittiğimi söylemiş miydim?

iklimi ve beslenme stili gereği kars ve çevresinde hayvancılık bence gayat iyi. doğal olarak süt kalitesi de iyi. haliyle peynirleri de bana göre birinci sınıf. özellikle yoğun tatlar seven, geleneksel peynirlerden hoşlanan insanların sevmemesi de mümkün değil.

buraya kadar okuyan dikkatli okuyucular zaten doğu ekspresine gittiğimi anlamışlardır ama gözden kaçmış olabileceği için tekrar belirteyim dedim.

kültür ve turizm bakanlığı'nın başlattığı “her çarşamba sinema günü” kampanyası varmış.
hem de 31 aralığa kadar devam ediyor.
kampanyaya katılan tüm sinema salonlarında bilet fiyatı çarşamba günleri 120₺
bence sinemada film izlemeyi sevenler için mükemmel fiyat.
tüm gün film izlenebilir.
kampanyaya katılan türkiye genelindeki sinema salonlarına da buradan
bakabilirsiniz.
bazı sinema salonlarında bir alana bir bedava da varmış valla benden söylemesi.