zaman tüneli

babacım götü başı oynatmanın manası yok her yerde oyunlarda kafelerde diskolarda mastor'uz. bir terbiyesiz benim mahlasımı almışsa, gercekmastorbenim der geçeriz.

öyle 3 nikle gel 5 nikle git bize göre değil.

bir ben kaldım galiba.

path of exile 1 dururken ergen eğlendirir.

servetinizin % 2 si özel uçak alabiliyorsanız servet sahibisinizdir.

zenginlik mi? o karmaşık orada kime göre neye göre var.

bebek katiline barış elçisi etiketi verirsen o da diğer bebek katilleri de bari polis olsun der. neyine şaşırdınız? amacımız beraber yaşamak diyor bir şeylerden pay istiyor, e biz de isteyelim o zaman batıyı terkedin burası bizim mi diyelim? biz insanlarımıza böyle şeyler yapmak istemiyoruz ama işi bu tarafa taşırsanız işin nereye varacağını hayal dahi edemezsiniz.

teröristle pazarlık yapılmaz yok etmek zorundasın. bunları aradan çıkar geriye kalanlarla her halükarda anlaşırsın. gelmiş bize siyonist sapıkların taleplerini dayatıyorlar ulan bu ülkede toprak için kardeş kardeşi öldürüyor size zırnık verir mi bu millet? başınıza büyük ihale alıyorsunuz farkında değilsiniz.

noel ağacı olayına hiç girmedim de zaten dinsizim.

not: ateistspor

#3820270 tam da bu sıkıcı ve yağışlı cumartesi gününde, dayanılmaz erkekliğimin arzuladığı, çatışmacı ve altta kalanın canı çıksın temalı dürtülerimin su yüzüne çıkardığı ''çatışma ve polemik'' ihtiyacını, en risksiz ve steril tarzda bana sunan frankofon isimli yazara teşekkür ederim. altın sıvımı vücudumda tuttuğum bu günlerde bana ''fularla kan çekme'' imkanını sundu. merci beucoup.

frenk mahlaslı yazarın yazısında aslında ortaklaştığımız tek nokta, treni kaçırmış, sokuk bir ülkenin, meraklı, istekli ama talihsiz evlatları olarak caz ve müziğe dair ilk semai adımlarımızın, kenny g. gibi kolay tüketilen, rahatlatıcı, enstrümanına hakim ama probleminin çaldığında değil çalmadığında olduğu bir yetenekle başlamış olmasıdır. evet kenny g. yeteneklidir. ona yapılan eleştiriler, tekniği ve enstrüman hakimiyetine yönelik değil, caz gibi dinleyiciyi sorgulama ve hesaplaşmaya iten, onda gerilim yaratması gereken bir türü edilgen ve düz bir zemine taşımasından kaynaklanmaktadır. yani ben de 1983'te ''benden selam olsun bolu beyine '', 1985'de part time lover ile, 87'deki boat on the river ile keyifleniyordum. ama müzik, senin için pazar kahvaltılarının arka fon eşlikçisi değil de kendini, üzerinden sorguladığın bir yaratım alanı ise 2025'te '' sarı çizmeli mehmet ağa'' dinlemezsin.

bizler müzikle ilk temasımızı risksiz sesler üzerinden kurduk ama belli bir yerden sonra bize - ya da nefsim adına konuşayım- kendime entelektüel açıdan rahatsızlık hissi veren yer yer atonal eserler veya değerini kaybetme ihtimali olmayan, ilahi dokunuştan nasiplenmiş üretimler üzerine dinlemelerimi yoğunlaştırdım. bu noktaya gelmişsen, zaten kenny g. seni rahatsız eder. keza caz gibi gerilim-çözülme, ritimle mücadele, risk alma, improvizasyon gibi unsurlara dayanan bir türde, kenny g.'nin konumu sadece random dinleyiciyi arkalayan, cazı risksiz bir alana taşıyan plastik çiçeklerle dolu bir bahçeye götürüyor. sen o asansördesin ve bir aşağı bir yukarı çıkıyorsun. ben ise binayı çoktan terk ettim.

hayatımda hic ağaç süslemedim, ancak sırf ağaç süsledi diye dinden çıkılıyorsa sorgularım bunu, bu kadar kolay mı dinden çıkmak diye. kalplerdekini yalnız allah bilir.

zagros dağında eşek kovalayan teröristler 3 kıtada ayak izi olan bir millete akıl veriyor yeminlen çıldıracağım.

bu işi bilerek kaşıyorlar böyle ki 6 milyon oy alan parti yerine türk halkı 28 milyona bilensin. bu kötülüğün başka açıklaması olamaz.

hani bilemiyoruz ki, bunu gerçekten apo mu teklif cesareti gösteriyor; yoksa ödev ve rolü gereği bir replik olarak okuyor.. senaryo kimin..
yönetmen kim..
malum tiyatora kapalı salonda sadece ayrıcalıklı bir ekibe oynanıyor.
vizyona alınır, halka da açılırsa öğreneceğiz..

olunabilir, bunda ne var ki. sonuçta sözcükler ruhun aynasıdır, insan içinde bulunduğu duygu ve durumu bize aktarıyordur.(düşünceleri kendine aitse elbette). yazdıkları bize uygunsa aşık da olunur ,hayranlık da duyulabilinir,doğaldır, insanız neticede.aşık olmak için illa görmek gerekmiyor fikren ve karakter olarak da aşık olunabilir.
sözlüklerde tanışıp evlenenen insanlar olduğu düşünüldüğünde normal karşılanabilecek durumdur aynı zamanda.kesinlik içeren söylemleri doğru bulmuyorum. bu nedenle olabilir, olur, olacaktır, imkansız değildir.

abdullah öcalan’a imralı’daki görüşmede suriye demokratik güçleri (sdg) soruldu. öcalan sdg’nin silah bırakmasına karşı çıkıyor. asker olmasalar bile polis olmalarını öneriyor. sdg’nin kendini feshetmesi gerektiğinden hiç söz etmedi. yani, onların varlığını sürdürmesinden yana.

peki nedir bu sdg sizce ?

ışid karşıtı kurulan birleşik ortak görev gücü-doğal kararlılık harekâtı sözcüsü john dorrian mayıs 2017'de yaptığı bir basın toplantısında, "pkk, suriye demokratik güçleri'nin bir parçası, suriye arap koalisyonu da sdg'nin bir parçasıdır" açıklaması yapmıştı.

yani öcalan dümdüz pkk lı teröristlerin türkiye sınırlarında veya biraz ötesinde polis yapılmalarını öneriyor. silah bırakmamalarının önünü açıyor.

yer fıstığı, simit, şalgam.

diogenes ve platon'un atışmalarından bir anekdot:

bir yanda, geleceğin belirsizliğine karşı her ay dişinden tırnağından artırarak, hayatın tüm keyiflerini erteleyerek "güvenli liman" inşa edenler; diğer yanda ise "yarının garantisi yok, bu anın tadını çıkaralım" diyerek o anlık mutluluklara, deneyimlere ve harcamalara odaklananlar.

birikim yapanlar anı yaşayanları sorumsuz bulur. anı yaşayanlar ise birikim yapanları ömrünü erteleyen mutsuzlar olarak görür.

kararında hareket etmek. fırsatını bulduğunda anı yaşamak ama bir yandan da birikimi yapmak.

#3820259 bugünleri arayacak mum bile bulamayacağız öyle karanlık bir dönem olacak.... "inşallah olmaz" ama bu süreçte biri tökezlerse tünelin ucu çok pis bi yere çıkacak.
bi kürt olarak bu süreci hiç tasvip bulmuyorum, bu durumu daha ılımlı daha uygun ve daha sempatik ilerletmenin 50 tane yolu var. yazacak çok gerçekler var ama ağrıyacak baş yok biz de, susmak daha elzemdir.

hayır birde sık sık gelmese hiç olmazsa.. dimi..
( var demekki bi nedeni diye hiç geri çeviremeyen biri olarak ben, nası maadurum da maadurum ah bi bilseniz.)

siz bakmayın yukarıda yazana, belki de 80'lerde ve 90'larda birçoğunuzun doğumunun temeli atılırken ya da romantik mum ışığı yemeklerine ve danslara fon müziği olmuş adamdır. albümü de milyonlar satmıştır, bu adamı beğenmeyen gitsin ne idüğü belirsiz neo-nazi black metal gruplarını dinlesin.


by the time this night is over (canlı)

yağni, mason olmayın, boğazda yaşamak, villada yaşamak, çocuklarınıza isviçre ve londra bankalarında parlak gelecek için yahudiye dombalarak para yığmayın, bop'çu, bip'çi olarak vatanınıza, içinde bulunduğunuz toplumunuza ihanet etmeyin, yahudi sermayesine kulluk etmeyin , işgal ve katliam konusunda yahudiyi desteklemeyin demek isteyen ayet.

akılsız it kayganadan pay umarmış ya da yüz verdik ayıya geldi sıçtı halıya şeklinde okunmalı.
bu arada türkiye'nin elektrik ve petrolden gelir elde ettiğini de ilk kez duydum.