zaman tüneli

teröristlere sıkılan kurşunlardan bullet flower yapabiliriz.



edit: aşağıdaki bir tanesi demiş ki barışa karşınız, fanatiksiniz falan karşıyım kardeşim;

affetmeyeceğiz,unutmayacağız, hesaplaşacağız!

bu kadar,

sen mi ilk şehit cenazene beş yaşında gittin?
sen mi 20 yaşında çocukların öldürüldüğünü gördün?
bu adamlar çoluk,çocuk,kadın, öğretmen katletmiş gencecik erlere işkence etmiş/öldürmüş.
sivil otobüse bile insanlar yansın diye molotof kokteyli atmış yaratıklar.

tek hak ettikleri de kafalarına sıkılıp dağda bırakılmak. bu kadar.

çoğunda önemli konu konuşulmuyor. bunun için mi bu girizgah yapıldı, bu gerilime gerek var mıydı soruları sorduruyor.
elbette önemli olanları var ama soru aynı olunca önem ayrımı yapamıyorum.

bir kardeşim hariç diğerleriyle aynı şekilde düşünür ve yaşarız.
o bir kardeşim profesör doktor. paraya tapıyor. bencil. o nedenle konuşmuyorum. defterimden sildim.

adını ilk defa duyduğum, bu başlık altında okuduklarımla adını kafamda imam hatip liseliler sözlük olarak kodladığım internet oluşumu.

keşke tekrar açılsa.

bir dönem dünya sözlük olan sözlük. her ne kadar oradan güzel insanlar tanısam da içeride bolca irticacı vardı. yine de içlerinde çok iyi fotoğraf çekenler, iyi şiir yazanlar vardı. belki tekrar canlanır ama ismi ihl olmamalı. cogito da fena değildi mesela, olabilir.

(bkz: kendisini arama çalışmalarına katılan kayıp türk)

sanırım ben papatya sever misin sorusunu bir 150 defa almış olabilirim
sonrasında gelen o
"gülüşü güzel kadınlar, papatyaları severmiş" cümlesi
ay kusucam.

oha çok kral hareket değil mi ya.
gazeteci barış terkoğlu, tutuklanarak cezaevine gönderilen habertürk eski genel yayın yönetmeni mehmet akif ersoy'un dosyasına giren tanık ifadelerini paylaştı. ersoy hakkında ifade veren tanık, "mehmet akif’in, kızlara hava atmak için gecenin bir yarısında süleyman soylu’yu görüntülü arayıp konuştuğu çok oldu" ifadelerini kullandı. soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda iddiaları yalanlayarak, görüşmenin nedenini açıkladı.

haha, olm şöyle arkadaş çevresi istiyorum ya kendime.

veya olmamak.

zorbalık yapınca ezilenin yanında olanları da eziklerdim. zorbalığı görürsem zorbanın yanında olurdum. artık güce taptığımdan mı kalabalığı arkama alma konforu mu yoksa safi kahpe evlatlığı mı nedir derdim anlamış değildim. böyle böyle ezilenlere iyice kuruldum. azınlıklara empatimi yitirdim. hatta ezilen filistin ve azınlık yahudi halklarını aynı anda yok edecek genetik bi soykırım mümkün müdür diye toplanan bi gruba girdim. hiç de demedim benim burada ne işim var?

ait olduğum yerdeydim. çingeneler, solcular, engelliler, ruh hastaları, pkklılar, fenerbahçe düşmanları falan derken ırkçılığa doğru yaldır şaldır gidiyorduk. bir tane alevi dedesi de vardı. dede dedim, bi yerde bizim ideoloji tümüyle senin içinde bulunduğun unsurları hedefliyor gibi ama benden duyma dedim. dede hiç oralı olmadı. en son oralı olmayan adamı hatırlıyorsunuz mu? serdar ortaç'la kıbrıs'ta bankta beraber oturmuştuk. abi kader ağlarını örmüş, ikimiz de zirvedeydik şimdi borç buramıza, alacaklılar şuramıza geldi demiştim. hiç oralı olmamıştı. parlak çocuktum aslında. bi yeltense yok demezdim. ardımı dövdürmekle ilgili hiç endişem yok. sallamadı beni.

nasyonal sosyalizmin sosyalist tarafını da ret edince anladım ki ben kapitale ruhunu hibe etmiş fındık beyinli neonazi olmuşum. ulaaaa dedim kumpir diye bir patatese bu kadar para verdiğimi anam duysa çakar bana roma kazığını. yaklaşık 3-4 yılımı aldı bu ucubelik. bi anda oluyor kuzum hemen toparlandım.

bi yerden başlamam lazım. mikail'i aradım, veli'nin kuzeni. o da tekerlekli sandalye kullanıyor. geçen sene kar topu oynuyoruz ayağına kafasında buz kırıp zevkten bayılmıştım. mikail dedim hakkını helal et. etmem dedi.

bazı çiçekler bazı topraklarda olmuyor.

valla ben izliyorum. dizideki faruk, kadir ve gürdal bayağı eğlenceli karakterler. genel senaryoya değil de satır aralarına bakınca zevkli oluyor çünkü bazı kısımlarda monoloğun ötesinde bir hikaye bir anlatı ve bir mesaj gömülü özellikle farukta var.
bu da beni çeken bir unsur.

bunun haricinde tipik bir türk dizisi mafya aşk ve büyük düşman cart curt hep aynı.

bugün feridun abiyim.

iş birliği içerisinde. ben evde hep suçlu konumunda oluyorum, hak ediyorum bazılarını ama bir yerden çıkar hemen benden taraf olur. biz bir ekibiz..*
sesler yükseldiğinde ve kimse beni anlamıyor dediğim anda ben buradayım duruşunu hissettirir. * sonunda ne olursa olsun kızımı üzmeyin diyor ya orada dünyanın en mutlu insanı olabiliyorum. çokta sinirlenir bana sinirim de ona çekmiş zaten ama gerçekten baba- kız ilişkimizi seviyorum.

bizimki evlenmesin benim kızım diyen babalardan. geçen ona bir planımdan bahsettim; şimdi gittiğiniz bütün düğünlerde desteklerinizi yaptınız. ben düşünmedim evlenmeyi peki bana nasıl gelecek o destekler? bak baba biri ile anlaşma yapıp yalandan nikah yapıp onları alalım. bu böyle olmayacak.. beni bir dinlemesi var çıldırıyorum en çok güldüğüm kişi de olabilir.
iyi ki varlar baba gibi babalara allah sağlıklı, uzun ömürler versin.

#3825822


diziden tamamen bagimsiz olarak....
goz ucuyla yorumlara bakarken dikkatimi cekti...
bu nasil bir egodur ki, hic izlemedigini ustune basa basa gururla belirtirken, hic izlemedigin birsey hakkinda fikir sahibi olmak....
....
cok severiz milletce bilmedigimiz seyler hakkinda bile fikir sahibi olmayi...
....
sagdan soldan duyduklarinla desen, onlar senin gordugun ve edindigin degil, o kisilerin fikridir....
reklamlardan gordugum kadariyla desen, kucuk kesitlerle karar verebilmek son derece yaniltici olabilir....
..
hic izlemedim dedigin diziye cagatayin karakterini analiz edecek derecede hakim olma konusuna girmiyorum bile )))
..
her neyse..

mutlu, sorunsuz, keyifli bir gün olması dileğiyle herkese günaydın..

sayesinde sözlükte gündem takip ediyoruz.

en beğenilen entrysine baktım da tribünlere oynamayı biliyor başkan.
hem kara kalem çalışmış, hem de bunu kedi çizerek yapmış. sözlükte madeni bulmuş.

kardeşimle birçok konuda farklı düşünüyor ve yaşıyoruz.

mesela ben şu an savaş ve barış okuyorum, o da sweet bonanza oynuyor.

bence yaptığı saygısız davranışları es geçsek sonra dilediği özür de saygısızlıktır