zaman tüneli
sözlüğün akış algoritmasındaki gizem
akış değil de reklam algoritması çok sağlam gerçekten. birini kapatıyoru diğeri fırlıyor olacak o kadar skeci gibi maşallah.
devamını gör...
coup de grace ile merhamet vuruşu
tabletten yedinci günahı silenin 'bellerö'' olduğuna eminim.
devamını gör...
kintsugi
fakir sanatı.
yeni vazo alamayacak fakirin uydurduğu sanat.
yeni vazo alamayacak fakirin uydurduğu sanat.
devamını gör...
üstteki yazara trip at
bir de diyorsun ki "ota* para mı verilir?"
kadın ruhundan hiç anlamıyorsun, hiç.
kadın ruhundan hiç anlamıyorsun, hiç.
devamını gör...
hiçbir dalın hikayesi düşen yaprakla bitmez
ağam türk sanat müziği dinliyor. galiba.
devamını gör...
tehlikeli oyunlar
oğuz atay'ın derin ve sarsıcı kült eseri.
modern insanın yalnızlığını bağırmadan, alttan alta ve acıtarak anlatan bir roman. herkesin okuyabileceği ama herkesin kaldıramayacağı cinsten.
evliliği biten, iş hayatında tutunamamış, çevresiyle de kötü olan baş kahraman hikmet benol'un kendi içindeki hesaplaşmalarla boğuştuğu, hayata tutunabilmek için hayatı bir oyun gibi çözüp yeniden kurmaya çalıştığı güçlü bir varoluş romanı. sürekli anlaşılmayı bekler ve kitabın sonunda hayata tutunamayıp intihar eder.
"beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum."
"kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?"
“yalnızlık, insanın kendiyle kalabalıklaşmasıdır.”
"sanki kitap değil de hayat bitmiş,
çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi..."
modern insanın yalnızlığını bağırmadan, alttan alta ve acıtarak anlatan bir roman. herkesin okuyabileceği ama herkesin kaldıramayacağı cinsten.
evliliği biten, iş hayatında tutunamamış, çevresiyle de kötü olan baş kahraman hikmet benol'un kendi içindeki hesaplaşmalarla boğuştuğu, hayata tutunabilmek için hayatı bir oyun gibi çözüp yeniden kurmaya çalıştığı güçlü bir varoluş romanı. sürekli anlaşılmayı bekler ve kitabın sonunda hayata tutunamayıp intihar eder.
"beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum."
"kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?"
“yalnızlık, insanın kendiyle kalabalıklaşmasıdır.”
"sanki kitap değil de hayat bitmiş,
çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi..."
devamını gör...
wabi-sabi
mükemmellik arayışını reddeden, kusurlu güzelliği savunan japon felsefesi.
devamını gör...
metroda çocuğuna yardım isteyen aşırı iyi diksiyonlu kişiler
genelde kadın olurlar. erkeklerin diksiyonu kötüdür bu olaylarda, daha şiveli ve keskin konuşur. kadınlar ise adeta navigasyon seslendirmesi gibi bir sesle girişirler bu işe. bak şimdi metroya biniyorsun ya hacı, kendine oturacak yer ediniyorsun, yoksa ayaktasın falan. işte o sırada herkes telefonuna, kitabına veya iç sesini barındıran o girift zihnine yönelmişken; ortam sessizken bir ses duyulur ve odak o sese kayar:
''lütfen bir dakikanızı bana ayırır mısınız, çocuğum kalp hastası, isterseniz hastane raporlarını göstereyim size, sizi rahatsız etmek istemiyorum...''
ablacığım, ablam, rahatsız etmek istemiyorsun ama ediyorsun takdir edersin ki :) olay tam olarak bilinçli taksire giriyor. bilme unsuru var, isteme unsuru yok lâkin fail (metroda çocuğuna yardım isteyen aşırı iyi diksiyonlu zat) hareketinin neticesini öngörebilir. öngörmese, yanlışlıkla gerçekleştirse basit taksir olacakken öngörme ve kaçınabilme unsuru senin metroda bizi rahatsız etmeni bilinçli taksir kusuruna itiyor bayan. bu da cezanı normalin 1/3'ü ila yarısı kadar artırır.
şaka şaka, biraz bilgiçlik taslamak istedim. ortada ne suç unsuru var, ne taksir veya kast. ne ceza var ne artırım :) konuya gelirsek; böyle ablalardaki bu aşırı iyi, kusursuz ve tekdüze ses nereden geliyor hep merak etmişimdir. maç spikerliğinden ana haber bülteni sunuculuğuna, yapay zekâ seslendirmesinden çağrı merkezi çalışanlığına kadar çoğu mesleği icra edebilirler gibi geliyor bana. yavaş yavaş konuşuyorlar. sindire sindire... adamı etkiliyorlar doğrusu.
bana bir metro yolculuğu söyleyin ki bu tarz çocuğuna yardım isteyen kadınlar kötü diksiyonlu olsun, hızlı konuşsun. söyleyemez, gösteremezsiniz. hepinizi matematikle, istatistikle, sosyolojiyle, hukukla yenerim. galibiyetimi bilgelik sanmayın, o kalabalık metrolara çok bindim :) tezimin arkasında tam bir milan skriniar gibi duruuşum kibrimden değil, garibanlığımdan gelmekte. binin metrolara, izban'a. binin ve görün o aşırı iyi diksiyonlu hipnotize edici kadını.
''lütfen bir dakikanızı bana ayırır mısınız, çocuğum kalp hastası, isterseniz hastane raporlarını göstereyim size, sizi rahatsız etmek istemiyorum...''
ablacığım, ablam, rahatsız etmek istemiyorsun ama ediyorsun takdir edersin ki :) olay tam olarak bilinçli taksire giriyor. bilme unsuru var, isteme unsuru yok lâkin fail (metroda çocuğuna yardım isteyen aşırı iyi diksiyonlu zat) hareketinin neticesini öngörebilir. öngörmese, yanlışlıkla gerçekleştirse basit taksir olacakken öngörme ve kaçınabilme unsuru senin metroda bizi rahatsız etmeni bilinçli taksir kusuruna itiyor bayan. bu da cezanı normalin 1/3'ü ila yarısı kadar artırır.
şaka şaka, biraz bilgiçlik taslamak istedim. ortada ne suç unsuru var, ne taksir veya kast. ne ceza var ne artırım :) konuya gelirsek; böyle ablalardaki bu aşırı iyi, kusursuz ve tekdüze ses nereden geliyor hep merak etmişimdir. maç spikerliğinden ana haber bülteni sunuculuğuna, yapay zekâ seslendirmesinden çağrı merkezi çalışanlığına kadar çoğu mesleği icra edebilirler gibi geliyor bana. yavaş yavaş konuşuyorlar. sindire sindire... adamı etkiliyorlar doğrusu.
bana bir metro yolculuğu söyleyin ki bu tarz çocuğuna yardım isteyen kadınlar kötü diksiyonlu olsun, hızlı konuşsun. söyleyemez, gösteremezsiniz. hepinizi matematikle, istatistikle, sosyolojiyle, hukukla yenerim. galibiyetimi bilgelik sanmayın, o kalabalık metrolara çok bindim :) tezimin arkasında tam bir milan skriniar gibi duruuşum kibrimden değil, garibanlığımdan gelmekte. binin metrolara, izban'a. binin ve görün o aşırı iyi diksiyonlu hipnotize edici kadını.
devamını gör...
kim başa gelirse gelsin çalacak zaten
iktidarı ve muhalefeti ile beraber bu kadar salak bir ülke de hepimizi kellebaşı satmayı düşünmediklerine dua edin.
devamını gör...
ikametin yeni yıl beklentileri üzerine etkisi
tarihçi arkadaş, bağışla ama senin tarif ettiğine beklenti değil, olsa olsa yetinme denilebilir. (zaten yapabileceğin bir şeyi sadece tarihlendiriyorsun gibi.)
hayaller ve umutlar, beklentiler -ola ki istediğiniz sürede- gerçekleşmeyecek bile olsa, uğruna savaşmaya, çalışmaya değer şeylerdir. ve güzel bir dünya ancak bu güzel düşler ve düşleyenler sayesinde kurulur. kurulan yerlerde de o sayede kurulmuştur..
hayaller ve umutlar, beklentiler -ola ki istediğiniz sürede- gerçekleşmeyecek bile olsa, uğruna savaşmaya, çalışmaya değer şeylerdir. ve güzel bir dünya ancak bu güzel düşler ve düşleyenler sayesinde kurulur. kurulan yerlerde de o sayede kurulmuştur..
devamını gör...
hiçbir dalın hikayesi düşen yaprakla bitmez
sen ne diyorsun be abla ne anlatıyorsun be abi?
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
yarım deli yaşında cadı ornitorenk.
tayinini ağrı dağına hitleri diriltsin diye çıkarttılar rivayeti var ayık olun.*
tayinini ağrı dağına hitleri diriltsin diye çıkarttılar rivayeti var ayık olun.*
devamını gör...
yapay zeka kullanmamak
son tanımımı #3634922 girmem üzerinden yarım seneye yakın geçmiş başlıktır.
valla bir süredir gene yapay zeka kullanmama moduna geçtim. acaba bu yarım senelik yz kullanıcılığım gelip geçici bir heves miydi, yoksa bu ara kullanasım yok da bir ara gene mi kullanmaya başlarım, hiç bilmiyorum. hala norton neo adlı ai browser'ı kullanıyorum ama yapay zekası neo ile iletişime geçmeyeli de epey zaman oldu.
valla kendime bir sınır koymuyorum ama bir süredir yapay zeka gene zerre ilgimi çekmemeye başladı. tabii işin şey boyutu da var... yani mesela bilgilenmek için bir yapay zeka modelinden faydalandıktan sonra, gelişen diyaloglarda hafızama yazılası gördüğüm bilgilerin fact-checking'ini yapmam gerekiyor ve bu da sanki dümdüz bir makaleyi okumaktan daha büyük bir iş gibi görünmeye başladı gözüme.
hatta norton neo'dan da vazgeçip yapay zeka entegrasyonsuz düz bir browser'a mı geçeyim diyorum. helium browser diye bir şeyi gözüme kestirdim ama windows için henüz beta bile değil, alpha sürümündeymiş ve otomatik güncelleme özelliği windows'a henüz gelmemiş. işin yoksa sürekli manuel olarak güncelleme sorgula... yazım denetimi için chromium tabanlı bir tarayıcı kullanmam lazım, helium hoşuma da gitti ama işte şu anda zamanı değil gibi buna geçmek için sanki. biraz araştırayım da gene kimsenin bilmediği bir browser bulup onu kullanmaya başlayayım en iyisi. * olmadı neo veya edge'den de devam edebilirim. yani bunları, yapay zekalarından faydalanmadan kullanmak da gayet mümkün sonuçta.
gene de dediğim gibi, kendime sınır koymuyorum; her an yapay zeka kullanmaya yeniden dönebilirim. şu anda ilgimi kaybettim bu bağlamda ama yeniden ilgilenmeye de başlayabilirim bir zaman yz ile.
güncelleme: facebook bu ara timeline'ıma çok güzel içerikler düşürdüğünden ve messenger'ı da bir süredir sık kullandığımdan microsoft edge'e dönmeye karar verdim. norton neo'nun başlığında söylemiştim: bu browser bir tek facebook'ta kasılıyor bende. zaten edge'e her an dönebilirim de demiştim/diyordum ve bu oldu artık. edge'e dönünce microsoft copilot adlı, zaten yz dünyasına adım attığım model olan yapay zekasını da kullanmaya da yeniden başlar mıyım acaba? bakalım, göreceğiz. haha. yeniden kullanmaya başlarsam bu tanıma ekleme yaparım artık, başka tanım girmem sanırım.
valla bir süredir gene yapay zeka kullanmama moduna geçtim. acaba bu yarım senelik yz kullanıcılığım gelip geçici bir heves miydi, yoksa bu ara kullanasım yok da bir ara gene mi kullanmaya başlarım, hiç bilmiyorum. hala norton neo adlı ai browser'ı kullanıyorum ama yapay zekası neo ile iletişime geçmeyeli de epey zaman oldu.
valla kendime bir sınır koymuyorum ama bir süredir yapay zeka gene zerre ilgimi çekmemeye başladı. tabii işin şey boyutu da var... yani mesela bilgilenmek için bir yapay zeka modelinden faydalandıktan sonra, gelişen diyaloglarda hafızama yazılası gördüğüm bilgilerin fact-checking'ini yapmam gerekiyor ve bu da sanki dümdüz bir makaleyi okumaktan daha büyük bir iş gibi görünmeye başladı gözüme.
hatta norton neo'dan da vazgeçip yapay zeka entegrasyonsuz düz bir browser'a mı geçeyim diyorum. helium browser diye bir şeyi gözüme kestirdim ama windows için henüz beta bile değil, alpha sürümündeymiş ve otomatik güncelleme özelliği windows'a henüz gelmemiş. işin yoksa sürekli manuel olarak güncelleme sorgula... yazım denetimi için chromium tabanlı bir tarayıcı kullanmam lazım, helium hoşuma da gitti ama işte şu anda zamanı değil gibi buna geçmek için sanki. biraz araştırayım da gene kimsenin bilmediği bir browser bulup onu kullanmaya başlayayım en iyisi. * olmadı neo veya edge'den de devam edebilirim. yani bunları, yapay zekalarından faydalanmadan kullanmak da gayet mümkün sonuçta.
gene de dediğim gibi, kendime sınır koymuyorum; her an yapay zeka kullanmaya yeniden dönebilirim. şu anda ilgimi kaybettim bu bağlamda ama yeniden ilgilenmeye de başlayabilirim bir zaman yz ile.
güncelleme: facebook bu ara timeline'ıma çok güzel içerikler düşürdüğünden ve messenger'ı da bir süredir sık kullandığımdan microsoft edge'e dönmeye karar verdim. norton neo'nun başlığında söylemiştim: bu browser bir tek facebook'ta kasılıyor bende. zaten edge'e her an dönebilirim de demiştim/diyordum ve bu oldu artık. edge'e dönünce microsoft copilot adlı, zaten yz dünyasına adım attığım model olan yapay zekasını da kullanmaya da yeniden başlar mıyım acaba? bakalım, göreceğiz. haha. yeniden kullanmaya başlarsam bu tanıma ekleme yaparım artık, başka tanım girmem sanırım.
devamını gör...
coup de grace ile merhamet vuruşu
sırf şu radyoyu dinleyebilmek için tır oyunu indiriyorum.
iyi yayınlar olsun.
iyi yayınlar olsun.
devamını gör...
kim başa gelirse gelsin çalacak zaten
herkesi kendi gibi potansiyel hırsız görenlerin düşüncesi ve itirafıdır. (neden bir norveç, isveç vd. olamadığımızın da sebebi..) çalmadan yönetilebilenler de olduğu ve neden bundan kendisinin mağdur olduğunu, ya bilerek anlamamak ya da aptallığından dolayıdır.
devamını gör...




