1999 yılına dair hatırlananlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 22.10.2021 19:09 tarihinde açılmıştır.
21.
9 yaşında olduğumu hatırlıyorum , net bir şekilde.
devamını gör...
22.
cem yılmaz bir tat bir doku
barış manço
deprem
apo'nun yakalanışı
güneş tutulması
bill clinton türkiyeye geldi
barış manço
deprem
apo'nun yakalanışı
güneş tutulması
bill clinton türkiyeye geldi
devamını gör...
23.
o dönem adı spica olan, daha sonra andromeda olarak isim değiştiren ve şu an adının ne olduğunu bilmediğim mekanda gerçekleşen moonspell konseri.
zihni müzik'den bilet almıştık ve zihni, organizasyona ücret ödemediği için içeri alınmamış ve alt grupları izleyememiştik. ama moonspell muhteşemdi!
zihni müzik'den bilet almıştık ve zihni, organizasyona ücret ödemediği için içeri alınmamış ve alt grupları izleyememiştik. ama moonspell muhteşemdi!
devamını gör...
24.
birkaç 'agu'
devamını gör...
25.
lise son (1998-99) - üniversite 1 (1999-2000). bayağı önemli bir yıldı benim için elbette. bambaşka bir şehre gittim, üniversite okumaya başladım. yurt hayatını ilk (ve son - sadece 1 sene bir özel yurtta kalmıştım) defa deneyimledim vs.
devamını gör...
26.
doğan medya tarafından kurulan cnn türk televizyonu yayın hayatına başlamıştı, o zamanlar tematik kanal kavramı ile ülkemiz yeni yeni tanışıyordu, ntv ile birlikte türkiye’deki iki haber kanalından biri olmuştu ve bugünkü yandaş konumunda değildi.
devamını gör...
27.
posta gazetisinin mansetinde enkazda kalan, boynu kirik bir kadin ve televizyonlardaki " sesimi duyan var mi ?" temali haberler. ulke olarak yikilmistik.
sanki o zaman cok daha fazla uzulmustuk, 2023'deki depreme gore. gittikce umarsizlasiyoruz ya da bolunuyoruz. deprem doguda olunca sevinenler var. bunlar yuzunden milliyetciyim demeye utanir hale geldim.
sanki o zaman cok daha fazla uzulmustuk, 2023'deki depreme gore. gittikce umarsizlasiyoruz ya da bolunuyoruz. deprem doguda olunca sevinenler var. bunlar yuzunden milliyetciyim demeye utanir hale geldim.
devamını gör...
28.
milenyuma girecez diye baya bi korkmuştuk. gece saat 00:01 olunca korkudan eser kalmamıştı.
devamını gör...
29.
anasol-m koalisyon hükümetinin başbakanı bülent ecevitin, sokollu mehmed paşanın asıl yerli ve milli projelerinden birisi olan sakarya-izmit kanalı projesini yapmak istemesi fakat 17 ağustos 1999 depremiyle bu muhteşem projenin osmanlı'da olduğu gibi yine rafa kalkması. kötü kader o gün yine ülkemizi vurmuştu. o dönemde deprem olmasaydı ve sakarya kanalı yapılsaydı şu anda amerikancı-bopçu akp iktidarda yoktu ve kanal istanbul zırvalığını konuşmuyorduk bile. sonradan anlaşıldı ki meğerse o depremde malzemeden çalan sahtekâr müteahhitler, deniz kumundan bina yapmak gibi katmerli bir skandala imza attıkları için bir doğa olayı olan deprem, o gün çok büyük can ve mal kayıplarına yol açmıştı. haliyle bu skandal da domino taşı misali depremin yıkıcılığını arttırınca da ecevit'in ısrarla üzerinde titrediği sakarya-izmit kanalı projesinin yapılamamasına sebep oldu. burada asıl suçlu bülent ecevit değil, aşağılık çıkarları uğruna malzemeden çalan ahlaksız ve sahtekâr müteahhitlerdir. onların yüzünden çürük binaların yarattığı deprem, sakarya kanalı projesi'nin rafa kalkmasına neden oldu.
ilgili link: haberlisin.com/amp/haber/10...
ilkin 1536'da kanuni sultan süleyman döneminde ortaya atılan sakarya-izmit kanalı projesi, osmanlı'da çeşitli nedenlerden dolayı yapılamadı. 1999'da ecevit, bu muhteşem projeyi yapmak istedi ama 17 ağustos depremi, türkiye'yi vurunca bu yerli ve milli proje, osmanlı'da olduğu gibi yine rafa kalktı.
ilgili link: haberlisin.com/amp/haber/10...
ilkin 1536'da kanuni sultan süleyman döneminde ortaya atılan sakarya-izmit kanalı projesi, osmanlı'da çeşitli nedenlerden dolayı yapılamadı. 1999'da ecevit, bu muhteşem projeyi yapmak istedi ama 17 ağustos depremi, türkiye'yi vurunca bu yerli ve milli proje, osmanlı'da olduğu gibi yine rafa kalktı.
devamını gör...
30.
tabiki deprem.
balkonda uyuyordum, sallantı başlayınca kafamı kaldırıp gördüğüm o şehrin ışıklarının çalkalanması ve birden tamamen karanlık içinde kalmamız.
80 yaşına gelsem yine o anı unutamam herhalde.
balkonda uyuyordum, sallantı başlayınca kafamı kaldırıp gördüğüm o şehrin ışıklarının çalkalanması ve birden tamamen karanlık içinde kalmamız.
80 yaşına gelsem yine o anı unutamam herhalde.
devamını gör...
31.
deprem sonrası kurtarma çalışmalarına katılmak için gittiğimiz sakarya'da gördüğüm sapasağlam kalmış tek kat ev.
kısa zaman sonra evin dört kat olduğunu, zemin sıvılaşması sonucu ilk üç katın olduğu gibi toprağa gömüldüğünü öğrenmiştik. sanırım kimseyi kurtarmaya teşebbüs bile etmemişler. dördüncü kattan üçüncü kata inen merdivenler üçüncü kattaki toprak tabakasında bitiyormuş.
askerin ceset yemeğe gelen sokak itlerini vurması. yıkıntılar arasında bir kadın kolu bulmamız.
asil ve necip türk halkının bağzı fertlerinin cenaze ve yıkık soymaya gelmesi, soyması, bağzılarının yakalanması, bağzılarının depremzede yapılması.
asil ve necip türk esnafının izmit'te, o zaman 25 kuruş olan şişe sularını 5 liraya satması. bir polisin böyle bir esnafın ağzına silahın namlusunu vurarak sokup fiyat iskontosu alması.
biz de sallandık ama bizim eve bir şey olmadı deyip ehi ehi ehirek şeklinde gülen bir doktor abimizin (şimdi emeklidir) aslında kayaya bakan arka duvarının yıkılmış olması, abinin olayın şokuyla yıkılmayı hatırlamaması.
yeni doçent olmuş karı koca doktor bir çiftten o meşum günden sonra bir daha haber alamamamız.
sağcı belediye başkanının belediye meclis kararıyla fay hattını başka yere taşıyıp oraya site yaptırması. sitenin deprem sonrası buhar olması. başkanın "o kadar da başka yere taşımıştık, demek tam taşıyamamışız" demesi.
osman kudurmuş adlı mhpli bir terörist bakanın yardım için gelen yunanlıların kanını, "türkün kanını kirletemeyiz" diye iade etmesi.
veli göçer.
yeter.
kısa zaman sonra evin dört kat olduğunu, zemin sıvılaşması sonucu ilk üç katın olduğu gibi toprağa gömüldüğünü öğrenmiştik. sanırım kimseyi kurtarmaya teşebbüs bile etmemişler. dördüncü kattan üçüncü kata inen merdivenler üçüncü kattaki toprak tabakasında bitiyormuş.
askerin ceset yemeğe gelen sokak itlerini vurması. yıkıntılar arasında bir kadın kolu bulmamız.
asil ve necip türk halkının bağzı fertlerinin cenaze ve yıkık soymaya gelmesi, soyması, bağzılarının yakalanması, bağzılarının depremzede yapılması.
asil ve necip türk esnafının izmit'te, o zaman 25 kuruş olan şişe sularını 5 liraya satması. bir polisin böyle bir esnafın ağzına silahın namlusunu vurarak sokup fiyat iskontosu alması.
biz de sallandık ama bizim eve bir şey olmadı deyip ehi ehi ehirek şeklinde gülen bir doktor abimizin (şimdi emeklidir) aslında kayaya bakan arka duvarının yıkılmış olması, abinin olayın şokuyla yıkılmayı hatırlamaması.
yeni doçent olmuş karı koca doktor bir çiftten o meşum günden sonra bir daha haber alamamamız.
sağcı belediye başkanının belediye meclis kararıyla fay hattını başka yere taşıyıp oraya site yaptırması. sitenin deprem sonrası buhar olması. başkanın "o kadar da başka yere taşımıştık, demek tam taşıyamamışız" demesi.
osman kudurmuş adlı mhpli bir terörist bakanın yardım için gelen yunanlıların kanını, "türkün kanını kirletemeyiz" diye iade etmesi.
veli göçer.
yeter.
devamını gör...
32.
ek gıdaya geçtim.
devamını gör...