28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

başaramadık diyenlere bi cevabım var neyi başaramadınız ? gezi parkı yıkılmadı yerine de topçu kışlası yapılmadı işte. sizin amacınız neyi başarmaktı ? demokrasi diye ağlarken , demokratik olmayan yöntemlere darbe yapıcağınızı mı sandınız siz acaba ? gezi parkı eylemi, sonuçları acı olsa da amacına ulaşmıştır. ben sonuna kadar arkasındaydım bu eylemlerin ama, ee bi de bazı örgütlerin işe bulaşmasıyla, ülkenin şah damarına basınca, çok oynadınız çekilin kenara dediler. oysa böyle olması gerekmezdi. şu anarşizm aşıkları bi çekilse de işimize dönsek diyoduk en son.

kutlu olsun!

kutlu olsun.

tabii ki de değildi mevzumuz 8 ağaç
farkındaydı bunun ethem'i vurup o geri kaçan çevik
arayıştı gezi yokluğunda adaletin
bunu yapmak için olmak gerek deli falan

valla ülkede bundan sonra hiç birşey aynı olmadı. bu yüzden bir milattır. iyi mi kötü mü siz karar verin.

gençler bir boktan anlamaz, hiç bir şeyle ilgilenmez diyenlerin gezi parkında günlerce inanılmaz zorluklarla onlar için direnen o gençlere terörist dediği direniş. o son başkaldırıydı bir şeyleri düzeltebilecek olan, bir daha isteseniz de çıkmam. alın sizin olsun istediğiniz gibi sömürün..

ülke tarihinin en onurlu direnişidir. neredeyse devrim yapacaktık ama gülmekten yapamadık. selam olsun gezi'ye

esasında türkiye tarihine adını altın harflerle yazdırabilecek bir eylem iken, eylemin dördüncü gününden itibaren eylemciler arasına sızma yapan bir takım terör gruplarının provokasyonlarına uğrayarak, amacından sapmış, saptırılmış akabinde mevcut iktidarın daha da güçlenmesine sebebiyet vermiş eylemdir.

özellikle sosyal medyanın istenildiğinde ne kadar kötüye kullanılabileceğini gözler önüne sermiş, sosyal medyanın gücünü tüm türkiye'ye göstermiş eylemdir.

bu eylem, ülkenin geleceğine dair umutlarımı söndürmüștü. ülkesi için endişe eden insanların bir araya gelerek bir şeylere tepki göstermesi yine teröristlikle sonuçlandı. ne yapsan boş bu toplum için diye düşünmeye başlamıştım o günlerden sonra.

ne güzeldi yan yana direnmek, ülkemizin belki son iyi günleri, hiç tanımadığım insanlarla omuz omuza.

biliyorum gezi ruhu hala damarlarımızda. zulme karşı kardeşlik içinde direnmenin dünya üzerindeki tek örneğini gösterdik. binlerce kez kutlu olsun!

gözyaşım pıt, ama gezi parkı hala bir park.

toplumsal kutuplaşmanın en net delili olan direniş. biz ve onlar ayrımı net olarak ortaya çıkmıştır. biz çatışmayı kaybettik ama savaşımız devam ediyor ve teslim olmadık.

ne güzeldi... ne umutluydu... üzerinden 8 sene geçmesine rağmen hala baktıça gözlerimi dolduracak kadar gerçek ve cesurdu. kutlu olsun!

ve dövüşebilirim. doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey ve herkes için; yaşım başım buna engel değil!

taksim yakınlarında oturduğum için yıl dönümü sebebiyle muhtemel eylemlere karşı sabahtan beri evimin tepesinde pata pata helikopter gezmesine neden olan olaydır.

ilk 1-2 günü dışında b*ktan, overrated eylemler bütünü. türkiye'deki çoğu şey gibi iyi niyetle başlayıp sıçıp batırma ile sonlanmıştır. romantik solcular tarafından yaşatılmaktadır.

esnafa saldırı, kamu malına zarar, gasp, yağma, adam yaralama, dhkp-c, pkk vs. ne ararsan vardır.

(bkz: merkez muhalif spor)
edit: sayın akepeli, böyle dedik diye sevinmeyiniz. orada bulunan çoğu kişi sizin iddianızın aksine terörist değil, en fazla heyecanına yenik düşmüş (biraz kafasız da diyebileceğimiz) gençlerdir; provokatörler akıllarını çelmiş ve kontrollerini kaybetmelerine sebep olmuştur. onların hataları olduğu kadar sizin de hatalarınız vardır. kademeli müdahale artışı yerine ani sert müdahaleye başvurulması gibi, oradaki herkesi terörist ilan etmeniz gibi, olayı başlatan(sonra anlamını yitirse de) yeşilin tahribi ve halka rağmen yapılan eylemler gibi, sonrasında yapılan hukuksuzluklar gibi. vs vs

doğrusu, "28 mayıs 2013 gezi parkı ihaneti"dir. arkadaşlar. bazıları kabullenmekte güçlük çekse de durum bu. üstelik bu ihanetin güzel ülkemize maliyeti 100 milyar doları geçmiştir. ve bugün, "128 milyar dolar nerede" diye algı yapmaya çalışan sözde ağaç/doğa/yeşil sevdalılarının zerre umurunda değildir.

bakmayın siz öyle ülkeyi düşündükleri izlenimi yaratma çabalarına hepsi birer ya maşadır yada saf. dediğim gibi, "ağaç/doğa/yeşil" (ne güzel cümleler değil mi? )diyerek başladılar ihanete akabinde ise "kanal, köprü, baraj, santral yapmaktan vazgeçeceksiniz" diya ayak dirediler. hahayt, sizi gidi sözde doğa sevdalısı özde hainler sizi.

iş yerlerine saldıran dhkp c ve pkk sempatizanları yüzünden başarısız olmuştur.

belki de hayatımın en güzel, en anlamlı ve en işe yaradığımı düşündüğüm zamanlarıydı. boş sandığımız gençliğin ne kadar cesur, ne kadar bilgili, ne kadar zeki olduğunu gördüğümüz zamanlardı. acılarımız da büyüktü, umutlarımız büyüktü orada hep beraber olduğumuz zaman. bostancı'da çalışıyordum. alışveriş yaptığım esnaf biliyordu gezi parkı'na her akşam gittiğimi ve her akşam bana poşetlerce kuru bakliyat, içecek, kahvaltılık verirlerdi. dayanışma, saygı vardı. evet ilk önce 3-5 ağaç içindi her şey. 3-5 ağaç için bu kadar cesur davranan insanları görenler de kendi sorunlarını dile getirmek için cesaretlendiler. her kesimden insan akın etmeye başladı. dindarı, ateisti, genci, yaşlısı. çok güzel günlerdi. birlik beraberliğin olduğu günlerdi. işin ilginç yanı dünyada böyle eylem yapan görülmemişti. biber gazıyla bizleri zehirleyen polise çiçek vermek, yiyeceğini paylaşmak. dans etmek, şarkı söylemek, kendileri başta olmak üzere, hükümetten gelen açıklamalara esprili yaklaşmak. kin yoktu içimizde. sadece huzurlu, mutlu, adaletli yaşamak istiyorduk.

parkı ağacı koruduk edebiyatı yapanların bugün imamoğlu aynı şeyi yaptığında kafalarını kuma gömdüklerini görüyoruz. buradan da ne kadar dürüst olduklarını anlayabilirsiniz.
link

olaya nasıl bakıldığını şurdan görebilirsiniz: "saldıranlar" olmuşlar, "yobaz" olmuşlar.
(bkz: https://kafasozluk.com/b/im...)

türk insanının en büyük problemi dürüstlüktür. işine gelince her şeyi kullanır ama işine gelmeyince karşı taraf yobaz olur.

asla unutmayacağım.
berkinimi unutmayacağım. ethem sarısülük'ü, mehmet ayvalıtaş'ı, medeni yıldırım'ı, ali ismail korkmaz'ı, abdullah cömert'i , ahmet atakan'ı unutmayacağım. cinayetlerin kahramanlar değil ölü bedenler yarattığını unutmayacağım. acımı ölümsüzdür diyerek bastıramadığım günleri unutmayacağım. yapmak zorunda olduklarımı unutmayacağım! sami amca'mın gözündeki yaşı, kalbindeki yangını unutmayacağım.
hiç sevmemişlerin ve sevilmemişlerin acımasızlıklarını affetmeyeceğim! hayatımın en onurlu ama en zor günlerini silmeye gücünüzün yetmeyeceğini yüzünüze haykırmaktan vazgeçmeyeceğim!