28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

güzel zamanlardı. biber gazının tadı, kokusu hala hafızamda.
başıma bir şey gelmeyecekse, özledim o günleri.
çünkü, o zamanlar inancım vardı, umudum vardı. şimdi tüm umutlarımızın üstüne kara bulut gibi çöktüler. o gün bize o biber gazını sıkanlar 2 sene içinde gidecekler, biliyorum. ama üzüldüğüm ve umutlarımın üzerine çöken o kara bulur ne biliyor musunuz. en fazla 15 sene içinde başka bir biçime bulanık tekrar gelecekler. bu coğrafyanın bu milletin kaderi de bu malesef.

ülkem için umut vaat eden nadir olaylardan biriydi. her şeye rağmen orada olduğumuz için bizlerle gurur duyuyorum.

her sene biraz buruluyorum yıl dönümünde. kaybettiğimiz o güzel insanların hatrına tuhaf bir umuda sarılıyorum; hiçbir şey boşuna değildi diyorum. gezi hala orada ve benim hala bir şeylerin değişebileceğine dair inancım tam.

28 mayıs 2021 gezi parkı direnişinin 8. yıl dönümü... aynı zamanda iktidarın başörtülü bacılarımızın üzerine işediler, camilerde bira içtiler görüntüleri var diye kendi halkına iftira atışının ve o görüntüleri ne hikmetse hala göremeyişimizin 8. sene-i devriyesi.

insanımızın o tuhaf mizah anlayışı ile de en çok eğlendiğim dönem olmuştu bir de. #984251 şu entryde yazar her şeyi harika açıklamış bizlere diyecek çok da bir şey kalmamış...

buraya o günlerin anısına o muhteşem şarkıyı bırakıyorum;


ve bir de not: birgül teyze or*spu değil!1!1!! *

gezi parkını her zaman hayatıma benzetirim . "işler güzel başlar ama sonu kötü biter. "

can verdik. öyle zor ki anlatması!

kalbimi bu başlığa bırakıyorum.

gezi bugün 8 yaşında!
kutlu olsun kurtuluşu arayanlara!

tayyip erdoğan'ın emrindeki fethullahçı polisler aracılığı ile bastırılan direniş.

onurumuzdur. yıldönümü kutlu olsun.
"korkma sönmez bir ateş bu, şimdi taksim meydanında yanar "
buradan

maske takmanın bile güzel olduğu zamanlar...

bütün gençliğimiz akepe döneminde eriyip bitti.. gezi eylemlerinde simdiki z kuşağı gibi altın kuşak olarak görünüyorduk..bir boku degistiremeyecegimizi anlayinca susup, oturduk yerimize. bazilariniz coluk çocuğa karıştı bile

geziden sonra askere gittim. berkin hala komadaydı. ölüm haberini çarşı iznindeyken, internet kafede öğrenmiştim. çocuklar gibi ağlamıştım. düşene, dövüşene bin selam olsun!

bize biz olduğumuzu hatırlatan direnisti aklımda hep aynı görüntü beliriyor bir sokak başı yaşlı, genç,orta yaşlı insanların arka arka sıralandığı endişeli yüzler....beşiktaş,fenerbahçe,galatasaraylı formalı gençlerin kolkola halleri ve zeka ürünü unutulmaz duvar yazıları...gezi umudun adıdır.....

ilk zamanlarda her görüşten insan vardı çadırlarda sabahlanırdı. daha sonra dükkanlara saldıran terörist tipler meydanlara iniş yapınca iş raydan çıktı. bunlar yüzünden haklı olan dava da haksız duruma düşüldü.

ardından (bkz: gezi partisi) kurulmuştur. bu parti 2017 yılında kapatılmıştır.

''oradan buraya atarız bir roket'' kafasıyla politika yapanların;
bugün hain, o gün 'hoca efendi(!)'' olan şahsın vaazlarıyla çorbasına gözyaşı akıtanların,
iyi olan her şeyi 'biz yaptık'', kötü sonuç doğuran tüm kararları ''kandırıldık'', zorda kalıp köşeye sıkışınca ''dış minnaklar'' diyerek mağdur edebiyatı yapanların,
ülkenin kaynaklarını ayakkabı kutularına sığdıranların,
allah diye diye rükûya varıp, secdede ihale anlaşmaları yapanların,
''ilk zamanlar iyiydi yeaa ama sonra bozdu'' diye tatlı su muhalifliği yapanların,
emekli maaşını malum bankadan alan, çocuğunu malum dershanelere gönderen, sırf ağızlarından allah düşmüyor diye hayır hasenat için dahil olarak kandırılan, bence biraz cahil ama oldukça da gariban olanların yaka paça içeri atılıp, kendileri siyasi ayağıyken, kendileri ile ilgili tek bir tutanak dahi tutulmayanların,
devletin tüm kademelerine bu adamları doldurup, devletin asıl evlatlarını yerinden yurdundan edenlerin ''vandallık'' dediği,
asla anlamadığı, anlayamayacağı,
muhteşem bir 'haklı' isyandı, gezi.
bu direnişte haklı olan hiç kimse bu yüzdendir korkmadı...
korkanlar da orantısız polis müdahalesiyle olayları provoke etti, yükseltti...
en başından beri yanlış karar veren devlet, yanlışından döneceğine, yanlışı yanlışla örtmek isterken, daha büyük yanlışlar yaptı...

bacıların üstüne işeyenlerin, camiye bira şişeleriyle girenlerin videolarını çıkarın beyler... kaç cuma geçti aradan, ben saymayı bıraktım... ben de sizinle eli palalıların, polis yanında eylemci tekmeleyen ilçe başkanlarının videolarını izleyeyim sonra...

işte o zaman konuşalım sizinle provokasyonu yapan kim...

kürtçüler ve dhkp c sempatizanları olaya dahil olunca başarısız olmuş eylemdir.

turkiye'nin tarihi firsati kacirdigi direnis.

eger o eylemlerin 3. gununde rte cikip "gencler sizi anliyoruz. bu projeden vazgeciyoruz ve park olarak birakiyoruz." deseydi o eylemler radikal gruplarin devam ettirme cabalarina ragmen aninda biterdi. rte zaten bu olaylardan once gayet yuksek olan halk destegini %70lere falan cikarirdi. kutuplastirma yerine birlestirme politikalari ve talan yerine dogru yatirimlar ile o cok bahsettikleri 2023 hedeflerine 2020 gelmeden ulasmak isten bile olmazdi.
ama tum siyasetini kutuplastirma uzerine kurmus bir liderden bunlari beklemek de biraz haksizlik galiba. cok yazik oldu.

üzerinden yıllar geçti hala kuyruk acısı dinmedi göstericilerin.
direniş değil alenen devlete karşı kafa tutmaktı şimdi çıkıp hükümet falan demeyin, tamam hükümete karşı kafa tutmaktı olsun adı ardından meydandan herkesin göz yaşartıcı gazlardan kuyruğunu bacaklarını arasına alıp kaçışını görmek keyif verdi.
neden keyif verdi onu da söyleyeyim.
bilmem bu ayaklanmanın kaçıncı günündeyiz ve iş çıkışı üsküdar sahilde arkadaşlarla buluştuk kadıköy'e geçip takılacağız derken o da nesi birden üsküdar sahilde belediyenin sabah ücretsiz çorba dağıttığı büfe ateşe verildi o kadar "masum" bir eylemdi ki sabahları insanlara ücretsiz çorba dağıtılan yer ateşe veriliyor millette tempo tutuyordu.

umuda akın adlı romanda ankara daki direnişin anlatıldığı umutla başlayan, geride cok acılar birakan direniştir.

ağaç için başladı sonra rte'ye olan kin ve nefretin dışa vurumu oldu. halk tabanından pek çok kitleyi kendine çekti solcusu, kemalisti, ülkücüsü, komünisti, tgb'lisi, kürtçüsü ve daha sayamadığım pek çok adını bilmediğimiz sivil toplum kuruluşu.

başlarda dedik ki ağaç için iyi bir protesto sonra eylemcilerin çadırları yakıldı (çadır yakan polisler ve planlayan emniyet müdürü yardımcısı fetö soruşturmasında açığa alındı) işte bu andan itibaren kayış koptu. bölünme ve kutuplaşma başladı, iş çığırından çıktı binlerce kişi gezi parkına rte nefreti için akın etti. sadece rte değil fethullah gülen için de anti sloganlar atıldı. sonra bir baktık ki eylemciler arasında pkk ve dhkp/c sempatizanları belirdi. apo itinin posterleriyle atatürkün posterleri yan yana açıldı. gezi parkı isyanı artık bir vandalizme dönüştü. olaylar şiddetle bastırıldı eylemciler ile hükümet temsilcileri görüştü derken yanan bu büyük ateş söndü. neticesinde kazanan hükumet oldu ve 28 şubattan sonra en büyük mağduriyeti elde ettiler.

bugün bu gezi hareketini savunanlar arasında o dönem hükümette başbakan yardımcılığı ve dış işleri bakanlığı yapan babacan ve davutoğlu'nun olması da oldukça ironik işin daha ilginç yanı dün hüküm verilen gezi davasında bu adamlar gezicilere karşı davacılar arasında yer alıyordu.