4 ekim hayvanları koruma günü

dün bir kedi takıldı peşime. ısırmak istedim o göbeğinden. ayaklarıma dolanıyor kendini yere bırakıyor bir oyunlar bir şeyler. miyav miyav nasıl içim eridi sapsal velet ya.
bugün tekrar görürsem besleyeyim bari.

2014 yılında kurban bayramının bir gün öncesine denk gelen gündü. tesadüf müydü takdiri ilahi miydi artık neyse de epey bir goy goyu dönmüştü.

vicdanlı olun biraz koruyun onları.

beş dakika kadar bakışıp dost olduk.
sonra ben sağından dolandım.
o da güneşlenmeye devam etti.

naçizane bir çıkarımım var bu hayatta. diyelim ki bir insanı tam çözemedim, sonuçlar hep inişli çıkışlı...yalancı mıdır, dolancı mıdır, dürüst müdür vs vs hepsini topladım başa baş çıktı diyelim. son sınamam, onun hayvanlara karşı verdiği tepkileri gözlemek olur... hoşt, pist, deeh, çüşş, ohaaa, silktir... gibi tepkilerin karşısında...oyyyyy yerim seni bennn, ölürüm ben sanaaaaa, guzummm, çok tatlısın çennnnnn, çantamda su olacaktı... güneşte kalmasın, alıp götürsem mi?....gibi tepkileri görürsem yapışırım o "insan" a...............
dip: sadece kedi, köpek çemberinden bakmam... jaguar görse de aynı tepkiyi verir benim tarif ettiğim insan, yada timsah yavrusu.

"en iyi arkadaşlarımız hayvanlardır,
ne soru sorarlar, ne de kusur, kabahat bulurlar."

george elliot

dünya genelinde her yıl 4 ekim hayvanları koruma günü olarak kutlanırken, küresel olarak hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele devam ediyor ne yazık ki. bu günün amacı; evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak, onların yaşam alanlarına müdahale etmemek, yaşama hakkına saygı duymaktır.
sevmek zorunda değilsiniz ama kötü davranmayın en azından.

hayvanları koruma gününde, sonbahar doğumları sonucu 1 aylık olan kedi yavrularını vahşi itlerin saldırılarından koruma önlemleri alalım. bu şekilde parçalanarak ölmesinler.


.

her zaman korunması gereken canlılardır.hele şu bir yılda neler yaşadıklarını göz önünde bulurdurursak yazık canlara derim.

her sene bugün kutlanan gündür.

yaklaşık yüz yıllık bir tarihi olan hayvanları koruma günü insanların ikiyüzlülüğünün bir yansımasıdır bana göre. birçok özel gün de böyledir aslında. birçok konuda bir gün mutlaka kutluyoruz. ki aslında önemsemediğimiz halde onları ne kadar önemsediğimize dair bir görüntü yaratabilelim.

konudan konuya atlamak gibi olacak ama ben bunu üniversite zamanlarında katıldığım ilk eyleme benzetiyorum biraz. yani bu ikiyüzlü olma durumunu.

yaptığımız eylem esnasında amerika ve tüm emperyalist devletlere sövdük saydık. vahşi kapitalizmi yerlerde süründürdük. devrimi ha yaptık ha yapacağız derken tazyikli su ile kendimize geldik.

eylem bitip dağıldığımız zaman biz yedi sekiz kişi devrimci abilerden biri ile kaldık ve bir yerlerde oturalım dedik. ekibin toplu olarak aldığı karar big mac menü yemek oldu. buzzz gibi bir coca cola ile.

dünya kadınlar günü diye bir gün de var. ama kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda ne halde olduğumuz ortada. neye değer vermiyorsak onun için bir gün uydurmuş gibiyiz. ben bu arada 7 şubat dünya damacana günü için de çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum.

konuyu dağıttım, toplayayım. bugün 4 ekim hayvanları koruma günü. çalıştığım okuldaki beşinci sınıf öğrencileri bu gün için bir hazırlık yapmış. bu tür günler en azından çocuklar arasında farkındalık yaratmak için güzel. şöyle bir şey verdiler bana da:

bana bunu getiren ve hayvanları koruma gününüz kutlu olsun diye öğrencime teşekkür ettikten sonra bir tereddüt yaşadım. ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:

- peki ben bunu ne yapayım kızım?
- (eliyle bıçak işareti yaparak) öğretmenim, böyle kesip yeyin.

hayvanları korumanın farklı yolları var. onların da yaşam hakkı olduğunu idrak ederek ya da derin dondurucuya düzgün bir şekilde yerleştirerek.

4 ekim hayvanları koruma günü kutlu olsun.

parçalanmış gövdelerini sokak itlerinin önüne atarken "aa tavuklar hayvan mıııı" diye soranların, itin kafasını okşayıp kokoreçi severek yiyen solcuların kendini hayvansever saydığı ülkemizde de kutlanan, mana ve ehemmiyetini belirten konuşmalar yapılan gün.

cezaevinde olan ve malesef fazlasıyla dışarıda olan için kutlanmamasi gereken bir gün gibime geldi..
ta kendisi iki ayaklilardan bahsediyorum

hep aklımda olan günlerden birisi.. ortaokulda ilk nöbetim 4 ekimdeydi. hocalarımın güzel fikirleri üzerine birkaç öğrenci okula evcil hayvanlarını getirmişler. bina girişinde sergiledik akşama kadar diğer nöbetçi arkadaşımla. sahipleri ya hayvanlarını yeterince sevmiyordu ya da bize fazla güveniyordu sanırım. ölmeleri ve kaybolmaları an meselesiydi çünkü..

ülkemiz için şaka gibi olan gün. gerçi durum tüm dünyaya yayılmış halde. zavallılar insanlardan korunabilseler yeter.