açık ve net konuşan insan

artık bir imada bulunuldugunda direkt" bunu mu söylemek istedin?" diye soruyorum, artik belirsizlik ve igneleyici laflar beni bitirmeye başladı. burada önemli olan açık açık her şeyi söylemek değil hangi üslup ile nasıl söylediğin. sırf açık ve net olmak için karşıdaki kişiyi de kırmaya gerek yok dostlar. düzgün ve anlaşılır bir dilde aklımdan ne geçiyorsa söylüyorum. kafam rahat oluyor.

her daim yanınızda olması gerekli insandır.

patavatsızlıkla karıştırılmadığı sürece gerçekten imrendiğim bir özellik

gibi bir tanıdığın varsa ne mutlu sana, bana, bize

düşündüğü şeyleri evirip çevirmeden direkt insanın yüzüne söyleyen insandır. her ne kadar insanlar böyle olan kişileri takdir ettiklerini söyleseler de, kendilerine bu şekilde konuşulunca hoşlarına gitmez. bu nedenle açık ve net konuşan insanların pek arkadaşı yoktur ama olan arkadaşları ile sağlam ilişkileri vardır. sadece benim gözlemlerim bunlar.

benimdir. ancak açık olmak ile dangoz olmak arasındaki ince çizgiye itina ile dikkat ederim.

marifet değildir. eldekilerin getirisinden ibarettir. ne kadar rahatsan o kadar açık ve net konuşursun. durumdan rahatsız olup ağzından kaçırdığın da olur, isyan edip eteğindeki taşları döktüğün de ama bir karakter özelliği olarak açık ve net konuşan kimseler ya pek çok şeyi kazandıkları için ya da kaybettikleri için rahattırlar.

her doğru her zaman her yerde söylenmez

freud'un dediği şu sözü uygulayan ve bundan dolayı da huzura ulaşan insandır.

"itiraf edilmemiş hiçbir his asla ölmez." bu böyledir. bilinçaltı dediğimiz çöplük, tamamen ertelenmiş, bastırılmış hislerle doludur. hepsi, orda öylece nefes alır ve bekler. en alakasız zamanı; rüyaları ve mutlu anları mesela. söylemeli bekletmeden her şeyi, şu an.

sinir bozar, horlanır, dışlanır. gerçekleri "çat çat" diye muhatabının yüzüne vurduğu için pek sevilmez. zira insanlar gerçekleri değilde duymak istedikleri/işlerine gelen şeyleri duymak isterler.

net ve direkt söylediği için pek sevilmeyen insandır ama bence doğruyu yapandır.

muhatap olunan kişiyi kırmayayım diyor, yumuşatarak söylüyorsun, olmuyor. ya da ima ediyor, üstü kapalı söylüyorsun, kişi olmadık anlamlar çıkarıyor. bazı insanlar söylenenleri anlamamak için ısrar ediyor. zaafı var diye kondurmak mı istemiyor anlamıyorum ki. valla bazen (üzgünüm ama) patavatsızlığı bile hak eden var.

sarkazmdan sarkazma koşarken arada takılıp yerlerde debelenmeye sebebiyet veren insandır.

onun da seveni, onun da takip edeni var.

beklentisi olmayan insandır.

en güzel iletişim şeklidir. anlatmak istediğinizi açıkça anlatın tabi saygı çerçevesinde. alt metinlere pek gerek yok bence.

kendini doğru ifade etmek isteyen insandır. ne kendini yorar ne de karşısındakini. neyi isteyip neyi istemediğini çok iyi bilir ve buna göre hareket eder. dolambaçlı yollarla kendini, derdini anlatıp karşı tarafın anlamasını bekleyerek yolu uzatmakla, enerjisini boştan yere harcamakla uğraşmak istemez. onun yerine alır karşısına çat çat konuşur. karşı taraf anlar anlamaz, orası da artık onu bağlar.

bence doğru bir iletişimde kesinlikle olması gerekendir. çünkü sen kendini anlatamıyorsan, karşıdaki de seni anlayamıyorsa; ortada zaten bir iletişim yoktur. iletişim yoksa ilişki de yoktur.
a düşüncesiyle b konuşursun, karşındaki c anlar. sonra yok öyle derken böyle mi demek istedi, ben böyle anladım ama doğru mu anladım. açık ve net konuştuğunuzda dahi bazı insanlar tarafından anlaşılamayabiliyorsunuz zaten, ne diye yorasınız kendinizi.

peki bu özellik size ne kazandırır? zaman kazandırır, gereksiz yere harcanmamış enerji kazandırır. bu özelliğinizin zoruna gittiği gereksiz insanların hayatınızdan çıkmasını kazandırır. çevrenizdeki insanların size güvenini kazandırır. konuşulamadığı için bir türlü çözülemeyen problemlerin çözümlerini kolaylaştırır.

fakat çizgiyi aşıp patavatsızlığa kaydığınızda işin rengi değişir. aman dobra olacağım derken, patavatsız olmayın. yoksa yine en başa döner, iletişimi kaybederiz.

benimdir.acik sozluluk patavatsizlik değildir.arasinda dağlar kadar fark vardır.
patavatsizlik;insanın aniden bir ortamda söylenmemesi gereken bir arakadasinin sırrını söylemektir mesela.
açıksozluluk:bir şeyi dolandirmadan,kırmadan net bir şekilde, doğrudan söyleyen insandır,yormaz bu insan.

bazen açık ve net konuşmayı haddsizlikle karıştırıyoruz. onu yapmayalım. dürüst olan düşman da olsa taçtır.

lafı pek evirip çevirmeden karşısındaki insana direkt olarak sunan insandır. bu tarz insanlar genelde gamsız veya kaba olarak nitelendirilebilirler ancak dobra olmak ile kırıcı olmayacak şekilde açık sözlü olmak arasında fark vardır. dolayısıyla her açık ve net konuşan insan kaba değildir.

ben bu biçimdeki söylemleri bir sanat olarak değerlendiriyorum, zira herkesin yapabileceği bir şey değildir açık ve net konuşmak. daha doğrusu herkesin “layıkıyla” yapabileceği bir şey değildir. pek kibar olup da bir o kadar açık sözlü olan insanlar da vardır. (bkz: dost acı söyler) ikilemde kaldığınız durumlarda gerçekçi cevaplar almak isterseniz danışabileceğiniz insan tipleridir.

kızlar erkeklerin fonksiyon gibi olmasını ister,
mesela grafikte f(x) =4 tür. nettir.
limit gibi olan erkekler sağdan mı yaklaşayım soldan mı yaklaşayım sonra bunları eşit mi diye bakayım bi de sürekliliğe bakayım derse kızı fonksiyona kaptırır.
...
matematiğin güler yüzü, güzel anlatıyor.
aklıma geldi, yazayım dedim.
denemedeki limit sorusunu yaptım sonunda bi an yapamayacağım sandım amaa yaptım beee aaa!
asıl meseleye gelirsek, açık ve net insan yerinde ballı lokumdur.
belirsizlik, kararsızlıktır ve seçim şansı doğar.
seçime düşülen durumda 2. durum seçilir.
bir şey ya vardır ya yoktur, pat pat ne varsa söyleyeceksin ki sen de karşıdaki de kurtulsun. ne oluyorsa da olsun.

çoğunlukla patavatsızlıkla karıştırılır açık sözlü , açık görüşlü ve net insan olmak.

esasen açık sözlü insan olmak için acayip bulanık görüşlerin cenderesinden geçmek gerekir. açık söz kendi açık edene kadar çok bulanık sulardan geçer. berraklaşmak için önce bulanıklaşmak lazım zaten.