akışına bırakmak

zengin gösterir.

fazla kapılmamak gereklidir.

akışına bırakmak kolayda akışında kaybolursak ne olacak

"be water, my friend."
bruce lee

"su akar yatağını bulur."
ahmet kaya

en güzelidir. bazen fazla deşmemek lazım dertleri, fazla yormamak lazım gönülleri, fazla merak edip üzmemek lazım iyileri. akışına bırakın, gerçekten o mutluluğun yollarındaki taşları temizlemiş olursunuz.

bırakma iyide, bırakamıyorsan sıkıntı

hiçbir zaman yapmadığım, yapamadığım şey.

birçok konuda en doğrusu bu, biliyorum ama yapamıyorum. birine karşı ilgiliysem, hemen olsun, vakit kaybetmeyelim ya da olmasın, vakit kaybetmeyelim kafasındayım. "bi durayım, ne olacağını göreyim" diyemiyorum, yapamıyorum. sabırsız olmamın da etkisi var. e böyle olduğu için hemen aşık* oluyorum ama kısa sürede bir yere varmayınca ilgimi kaybediyorum ve tekrardan aynı hisleri yaşayamıyorum. aceleye getirene de "akışına bırakalım, birbirimizi tanıyalım, ne olacağını görelim" diyorum. e bunu ben yapamıyorum? kabul ederse, çok büyük ihtimalle ilgimi de kaybedeceğim. ya da akışına bırakma ama çok da bırakmama durumuna göre hislerimin kalıcı olmasını sağlayacak.

buradan ne anladık? zor biri olduğumu. ve bu zamanda, kimse böyle biri için çabalamaz, vakit kaybı olarak düşünür. bu da ne demek oluyor? yalnızlık artık benim için baki.

her şeyi dert ediniyorum, stres yapıyorum. çoğu zaman hunharca ağlıyorum vs. filan. herkes de diyor ki akışına bırak her şey olacağına varır falan. neyse ben de dedim ulan düşününce de bir şey olduğu yok bir de ben salayım bakalım ne olacak. akışa bıraktım. battı balık yan gider dedim. bu ay ödemem gereken paranın çeyreğini anca karşılayabiliyorum mesela ama akıştayım sorun yok. xd
ay şimdi biri de çıkıp yalnız akışa bırakmak öyle bir şey değil demesin lütfen..

ortada bir sorun var o an çözebiliyor musun? hayır xtir et o zaman nasıl olsa düşünmen bir işe yaramayacak.
ortada bir sorun var ve çözebilir misin? xtir et nasıl olsa çözebilirsin.

herşey bir şekli ile yoluna girer.

bütün her şeyin üstesinden zaman geliyor, bazen debeleniyorsun, takip ediyorsun, üstüne düşüyorsun olmuyor, tam vazgeçtiğin anda burnunun dibinde bitiveriyor, bazen olacağı varsa bütün kapılar önünde açılıveriyor, bazen de ne kadar çırpınırsan çırpın oltaya geliveriyorsun. o yüzden düşünmeyip yaşamak en iyisi.

hayatlarımız, herşeyin ya da bazı şeylerin kontrolü elimizde düşüncesiyle geçip gidiyor.
ne büyük yanılgı!
bizler kendimizi heba ederken bazı şeylere yön vereceğimizi düşünerek, olan yine olacağı neyse o şekilde oluyor.
bu olan oldu durumu, anlık ya da günlük bir durum değildir.
bir çiçek ekersin toprağa. tüm şartlar uygundur. tamam bu oldu dersin kurur gider. ne yaparsan yap yaşatamazsın mesela. ama bir gün meyve yerken bir çiğit atarsın elinden bir yerlere ve o çiğit ağaç olur gider.
biriyle tanışırsın hah tamam buldum dersin. herşey mükemmeldir, sanki sizin için yaratılmıştır o derece tamamdır yani. ama 2 yıl sonra o'na nefretle bakarken bulursun kendini.
fakat sen böyle bakmamak için herşeyi yapmıştın ama öyle değil mi?
olmayınca olmuyor sözünü yıllaaar yıllaaar boyunca defalarca tecrübe etmiş birisi olarak yazıyorum bunları.
genç arkadaşlarıma tavsiyem, erken yaşlanmak ya da hastalık sahibi olmak istemiyorsanız şayet, çok parçalamayın kendinizi!

hiçbir şeyi kontrol ettiğiniz felan yok!

akışına bırakma kadar boş bir teselli lafı olamaz.

bunu size söyleyen kişi silktir git senin derdinle uğraşamam demek istemiştir.

ben akışına bırakıyorum, o da akmıyor zaten.
o yüzden akamayışına bırakıyorum gibi bir şey oluyor.

bir gün aktırırım, akmazsa da napalım bee.

*

zor ama yapılırsa mükemmel bir rahatlama verir

bunu biri bana demişti, akışına bırakalım diye. sonra baktım hiç akışına bırakmıyor kafasında bir plan var onun akışında ilerliyor…
bunu belirttiğim zaman bana benim akışım bu şekilde demişti…
carpe diem arkadaşlar, carpe diem…
hepinize barış diliyorum…*

asla yapamıyorum. ama yapmayı çok istiyorum. kontrol delisi olmasaydım keşke.

akışına bırakılacak şeyler var bırakılmayacak şeyler var. o kadar plan , program yaparsın bir anda öyle bir şey olur ki dengeler in mecbur değişimine şaşırırsın. hayat akışa bırakmak gereken konuları zamanla öğretiyor.

ingilizlerin dünya starı saydığı mustafa sandal abimizin konuyla ilgili şarkısıyla entry'mi bitiriyorum.
bu arada ''akışına bırak damarındaki kan gibi'' güzel benzetme olmuş.

bir işin üzerinde uğraşmak yerine kendiliğinden geliştiği şekilde olmasını beklemek.